Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/486 E. 2021/689 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/486 Esas
KARAR NO:2021/689

DAVA:Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma)
DAVA TARİHİ :29/04/2015
KARAR TARİHİ:22/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının, davalılar ile birlikte 21/11/2012 tarihinde kurulan diğer davalı … … San Ltd Şti’nin kurucu ortaklarından olduğunu, müdür olarak atanan davalı …’in müdürlüğü sırasında görevini ve davacının güvenini açıkça suistimal ettiğini, şirketi kendi menfaatleri çerçevesinde yönettiğini, şirket kayıtlarını düzenli tutmadğı gibi, şirket giderlerini yüksek gösterdiğini, davacıdan gizlediğini, şirket ortaklarının 26/07/2013 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yaptığın ve bu toplantıda şirket müdürü …’in azline ve dava dışı …’ın müdür olarak atanmasına karar verildiğini, hazır bulunan …’in toplantı gündemi ve hazirun cetvelini imzaladığını, toplantı sonuna kadar toplantıda kaldığını ancak toplantı tutanağını imzadan imtina ettiğini, durumun toplantı tutanağında belirtilerek imza altına alındığını, dava dışı …’ın, müdürlük görevini kabul ettiğini, hatta genel kurula görev teklifinin kendisinden geldiğini, ancak şirketin piyasa borlarından dolayı şirkete kayıtlı ortak olmaktan imtina ettiğini, kendi paylarını ve ortaklık haklarını temsil etmesi için davalı …’yı ortak yaptığını, davacının, şirkette aktif olarak çalışması olmayıp, diğer ortakların taahhüt ettikleri sermaye payları da dahil şirketin bu süreye kadar tüm finansmanını da karşıladıklarını, ancak davalılardan … ve dava dışı Lütfi’nin davacıyı son derece büyük zarara uğrattıklarını, dava konusu şirketin 26/07/2013 tarihinden bu yana 3.şahıslara karşı şirketi temsil ve ilzam edecek olan yönetim organının eksik olduğunu, şirketin fiili olarak ortağı olan davalı … ile dava dışı …’ın şirket demirbaş listesinde bulunan, 2 adet biorezanans tanı cihazı ile şirket faaliyet konusunu fiilen kendi nam ve hesaplarına yapmakta olduklarını, davalı …’in müdürlük görevi süresince kesmiş olduğu şirket faturalarını vergi dairesine bildirmediğini, uzun süredir faaliyette bulunmayan şirketin devamı ve amacını gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını beyanla, üç ortaklı limited şirketin haklı nedenlerle feshine ve şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili vermiş olduğu 12/03/2019 tarihli dilekçesi ile davalarını ıslah ederek, şirketin tasfiye giderlerinin davacı üzerinde kalma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu, davacının yapacağı giderleri davalılardan tahsili ihtimalinin de son derece zayıf bir ihtimal olduğunu, davacının zarara uğramasının önlenmesi ve haklarının korunması için TTK 638 hükmünce davacı ortağın şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmesi talebiyle ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalılara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, 26/07/2013 tarihli toplantı tutanağı, vergi kayıtları, ticaret sicil kayıtları, imza sirküleri, irsaliyeli faturalar sureti, … Cumhuriyet Başsavcılığı Esas ve Karar Bürosunun … CBS sor nolu dosyasının UYAP sureti, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının UYAP sureti, hesap özeti, gümrük belgesi, uyarı mektupları, kira ödeme ihtarı, ticari defter ve kayıtları celp olunmuştur.
Dinlenen tanık … “ben davalı …. Şti’nin kurulduğu tarih olan Kasım 2012 tarihinden itibaren Mali Müşavirliğini yapmaktayım, şirket 2013 yılında en son genel kurulu yaptı, o tarihten bu yana genel kurul toplantılarını yapmamaktadır, bildiğim kadarıyla şirketin yetkililerinin yetkileri sona ermiştir ve şirket organsız kalmıştır, bildiğim kadarıyla davalı şirketin vergi borcu da vardır, hali hazırda ben davalı şirketin mali müşavirliğini yapmaya da devam ediyorum, muhatap bulamadığım için ücretsiz olarak bu işlemi sürdürmekteyim, mali müşavir olmam sebebiyle sözleşmeyi feshedecek bir muhatap bulamadığımdan ve şirket gayri faal olduğundan boş beyanname vermekteyim, şirketin müdürü … …’dir ancak 2013 tarihinde yapılan genel kurulda dışarıdan … müdür olarak seçildi fakat söz konusu genel kurul kararları tescil edilmedi, bildiğim kadarıyla davacı ile davalı … … arasında başka davalar da vardır, ancak şirketin gayrifaal olmasında kimin payının olduğu konusunda tam bir bilgiye sahip değilim ancak anlaşamadıklarını biliyorum, şirketin ilk kuruluşunda davacı … mali yönden şirkete katkıda bulundu diğer davalılar emekleri ile şirkete katkı sağlayacaklardı, şirketin müdürü … …’di , benim bildiğim kadarıyla anlaşmazlık hem davacı ile davalı … … hem de … arasında çıktı ” şeklinde beyanda bulunmuş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişiye gönderilmiş olup, bilirkişi SMMM … tarafından tanzim olunan 14/10/2020 tarihli raporunda; dosya kapsamında vergi teknik raporlarından şirket adına düzenlenen vergi ziya cezalarının bulunduğunu, şirketin sermaye taahhüdünü tamamlamadığı ve ödenmemiş sermayesinin mevcut olduğunu, davalı şirketin inceleme günü pay defteri ve genel kurul defterlerini ibraz etmediğini, … Ticaret Odası kayıtlarında 2012 yılından 2020 yılına kadar genel kurul yapılmadığının tespit edildiğini, iflasını talep eden şirketin 3112/2013 tarihli bilançosuna göre TTK 376 uyarınca borca batık oludğu ve sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığından, sermayesinin 3/2’sini kaybettiğini, iflasını talep eden şirketin 31/12/2013 tarihi itibariyle kaydi değerler üzerinden raporlanan öz kaynakları toplamının ( – ) 35.864,17TL olduğunu, şirketin kaydi değerlere göre borca batık durumda bulunduğunu, şirketin borca batık olup olmadığının tespiti için rayiç değerler üzerinden varlık ve borç rakamlarının güncellenmesi gerekmekle birlikte, şirketin bilançosuna bakıldığında kaydi ve rayiç değerleri arasında farklılık olabilecek hesap gruplarında oldukça sembolik miktarda değerler bulunduğunun görüldüğünü, rayiç değerler üzerinden – 44.240,06TL tutarındaki borca batıklığın bulunduğunu, davalı şirketin fesih şartlarının oluştuğunu belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava, davacının ortağı olduğu davalı şirketin ortaklığından çıkması talebine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, ticaret sicil kayıtları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı …’nin davalı … … Ltd Şti’nin ortağı olup, davalı şirketin uzun süredir faaliyette bulunmadığını ve davalı şirketin organsız kaldığı belirtilerek şirketin fesih ve tasfiyesini talep ettiği, yargılama aşamasında davalarını ıslah ederek davalı şirketin ortaklığından çıkmasına karar verilmesini talep ettiği, davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde, şirketin sermaye dağılımının …’nın 400 pay ve 10.000TL, …’in 400 pay ve 10.000TL, …’nin 400 pay ve 10.000TL olmak üzere şirketin toplam sermayesinin 30.000TL olduğunu, ticaret sicil kayıtlarında davalı şirkete ait kuruluş ilanı dışında bir kayıt, toplantı yada görev değişimi gibi herhangi bir kayıta rastlanmadığı tespit edilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça davalı şirketin organsız kalması sebebiyle öncelikle fesih ve tasfiyesine karar verilmesi talep edilmiş, daha sonra ıslahla davacının şirketten çıkmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de, esasen şirketler hukukunun temel prensibi şirketlerin idare etmesi yönündedir. Davacı tarafça yönetim kurulunun görev süresinin sona ermesinden sonra TTK 410-412 maddeleri uyarınca yönetim organlarının oluşturulması için şirket müdüründen genel kurul çağrısı yapma hakkı bulunmaktadır. Davacı bu haklarını kullanmadan şirket fesih ve tasfiyesini istemiş şirketin borca batık olduğunun tespiti üzerine de şirketten çıkma talep etmiştir. Şirketin mevcut şekliyle davacının şirketten ayrılmasına karar verilmesi halinde davacının ortak olarak (şirketin borç ve sorumluluklarından) sorumlu olduğu yükümlülüklerden kurtulmayı amaçlamaktadır. Davacının sonradan davasını ıslah ederek, çıkma davasına çevrilmesi ve bu haliyle davacının şirketten çıkmasına karar verilmesi halinde davacının şirket borç ve sorumluluklarından kurtulacak olması nedeniyle söz konusu talep hakkın kötüne kullanımı niteliğinde görüldüğünden davacının çıkma yönündeki davası uygun görülmemiş ve reddedilmiştir. Yine her ne kadar davalılar … ve … tarafından davanın kabulü ile şirketin feshi talep edilmiş ise de, davacı tarafça davasının ıslah ederek çıkma davasına çevrilmesi bu davalılar tarafından da şirketin feshiyle ilgili ayrı bir dava açılmamış olması nedeniyle ve eldeki davanın çıkma davasına dönüştüğünden fesih ve tasfiye kararı da verilmemiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar harcının peşin olarak alınan 27,70TLden mahsubu ile bakiye 31,60TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı …’e verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2021

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI