Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/445 E. 2018/103 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2015/445
KARAR NO : 2018/103
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2015
KARAR TARİHİ : 30/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında poşet ve benzeri birçok malzemenin satım ilişkisinden doğan bir ilişki olduğunu, davacı şirketin davalıya gönderdiği 18/02/2014 tarihli mutabakat mektubunda 31/01/2014 tarihi itibarı ile 38.907,59 TL alacağı olduğunu belirttiğini, davacının alacağının ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, icra takibine itiraz üzerine takibin durduğunu, akabinde davacı şirkete 8 adet toplam bedeli 37.621 TL olan çekler verildiğini ve çeklerin vadesinde tahsil edildiğini, davalının ayrıca 1.454,79 TL.lik miktarı da icraya yatırdığını, bu nedenlerle davalının icra takibinden sonra yaptığı 37.621 TL ödemenin öncelikle alacağın ferilerine, masraf ve vekalet ücretine mahsubunu ve bakiye alacak ödenmesi gereken alacak miktarının tespiti ile bu bakiye alacak miktarı üzerinden davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, belirlenecek miktar üzerinden devamına, alacağın %20.sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın bir yıllık hak düşürücü sürenin sona ermesinden sonra açıldığını, davacının belirsiz alacak davası ikame etmesinde hukuki dayanak ve menfaat bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde vadesi gelmiş, gelmemiş toplam 38.907,59 TL ile ilgili olarak henüz icra süreci başlamadan, söz konusu borçtan vadesi gelen 37.642 TL.nin davalının müşteri çekleriyle ödemesi konusunda tarafların 03/03/2015 tarihinde anlaştıklarını, kendisine teklif edilen çekleri davacı şirketin tahsilat makbuzu ile söz konusu borç için hiçbir kayıt öne sürmeden teslim aldığını, bu durumda da borcun yenilendiğinin kabulü gerektiğini, davacının çekleri kabul edip teslim almasıyla birlikte davalının borcunun teslim edilen çekler ile sınırlı olduğu ve bu çekler üzerinden yürüdüğünün sabit olduğunu, söz konusu çeklerin davacı tarafça süresi içinde tahsil edildiğini, öte yandan davacının bu aşamalarda icra takibi başlattığından bahsetmemiş olduğunu, kendilerine ulaşan bir tebilgatta bulunmadığını, davacının söz konusu çekleri teslim alarak, daha önce başlattığı takipten vazgeçtiği, bu yönde irade gösterdiğinin sabit olduğunu, davalı şirket tarafından ödeme emri alacaklısına çek ciro etmek suretiyle ödeme yapılmasına rağmen, davalı şirkete 05/03/2014 tarihinde tebliğ edilen ödeme emri ile ödeme yapılan tutarın mükerrer olarak talep edildiğini, davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığının ödeme emrinin tebliği ile haberdar olduğundan ve dosya borcununda ödeme emrinin tebliğinden önce ödenmiş olduğundan davalı şirket tarafından ödenen borcun anaparaya sayılması gerektiğini, bu nedenlerle süresinde açılmayan davanın öncelikle bu sebeple reddine, hukuki menfaat yokluğu nedeniyle ikame edilen belirsiz alacak davasının reddine, diğer halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 15/05/2017 tarihli raporda; davacı tarafından 28/02/2014 tarihinde davalı aleyhinde 38.907,59 TL tutarındaki cari hesap alacağının tahsili için genel haciz yoluyla takibe geçildiği, ödeme emrini 06/03/2014 tarihinde tebellüğ eden borlu şirketin 12/03/2014 tarihli itiraz dilekçesi ile talep edilen alacağın 37.642 TL.lik kısmına itiraz ederek bakiyesi olan 1.265,59 TL ve icra giderlerini nakden icra dosyasına ödediği, alacaklı tarafından açılan huzurdaki davada, davalı tarafın icra takibinden sonra çeklerle 37.621 TL ödendiğini belirterek, kısmi ödemelerin öncelikle alacağın ferilerine, masraf ve vekalet ücretine mahsubu suretiyle bakiye alacak miktarının tespiti ile bakiye alacak miktarı üzerinden takibin devamına karar verilmesini istemiş, yapılan incelemede takipten sonra 05/03/2014 tarihinde borçlu şirket tarafından davacı şirkete 37.642 TL tutarında müşteri çeki verildiği tespit edildiği, alacaklının borçluya verdiği tahsilat makbuzunda çeklerin cari hesap alacağına mahsuben alındığının yazılı olduğu görülmüş olmakla; borçlu tarafından alacaklıya verilen çeklerin “ifa yerine edim/ifa yerini tutan eda” olduğunun kabulü halinde, davacı tarafın fazlaya dair haklarının saklı olduğunu borçluya verdiği makbuzda belirtmediğinden alacağının tamamının ödendiği sonucuna varılacağı, çeklerin “ifa amacıyla edim/tediyeyi hedef tutan eda” olarak verildiğinin kabul edilmesi halinde ise, gününde ödendiği beyan edilen çek bedellerinin 6098 Sayılı TBK.nun 100.maddesi gereğince öncelikle işlemiş faiz ve icra giderlerinden mahsup edilmek suretiyle yapılan hesaplama sonucu İstanbul 9.İcra Müdürlüğünün 2014/6866 esas sayılı takip dosyasındaki bakiye alacağın dava tarihi olan 17/04/2015 tarihi itibarı ile 6.075,05 TL olduğu sonuç ve kanaatine vardıkları, davalı borçlu yanın davanın süresinde açılmadığına yönelik itirazı ile davacının %20 inkar tazminatı istemine ilişkin taleplerinin değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Dava İİK.’nın 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Anılan maddede “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. “hükümlerine amirdir.
İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2014/6866 takip sayılı dosyasının taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu icra takibi olduğu, borçlunun itirazını 7 günlük yasal süre içinde yaptığı, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı şirketin davalı ile olan ticari ilişkisi sebebiyle bakiye alacağı olan 38.907,59 TL’nin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden cari hesap alacağının tahsili için genel haciz yoluyla takibe geçildiği, ödeme emrini 06/03/2014 tarihinde tebellüğ eden borçlu şirketin 12/03/2014 tarihli itiraz dilekçesi ile talep edilen alacağın 37.642 TL.lik kısmına itiraz ederek bakiyesi olan 1.265,59 TL ve icra giderlerini nakden icra dosyasına ödendiği, her ne kadar alacaklı tarafından açılan davalı tarafın icra takibinden sonra çeklerle 37.621 TL ödendiğini belirterek, kısmi ödemelerin öncelikle alacağın ferilerine, masraf ve vekalet ücretine mahsubu suretiyle bakiye alacak miktarının tespiti ile bakiye alacak miktarı üzerinden takibin devamına karar verilmesini istemiş ise de yapılan incelemede takipten sonra ancak ödeme emri tebliğ edilmeden 05/03/2014 tarihinde borçlu şirket tarafından davacı şirkete 37.642 TL tutarında müşteri çeki verildiği, alacaklının borçluya verdiği tahsilat makbuzunda çeklerin cari hesap alacağına mahsuben alındığının yazılı olduğu, şu hale göre davalı borçlu tarafından yapılan ve davacı tarafça cari hesaba mahsuben alınan ödemenin ödeme emrinin tebliği öncesinde yapıldığı dikkate alındığında yapılan ödeme ile ödenen miktar kadar borcu sona eren davalının, bakiye kısım yönünden icra takip dosyasına ödemesi gereken miktarı da takip gideri, harç ve vekalet ücreti yönünden) ödeyerek takibe itiraz eden davalının itirazında haklı olduğu anlaşılmakla davacının sübut bulmayan itirazın iptaline yönelik davasının reddine karar vermek gerekmiş yine kötü niyet tazminatı yönünden yasal şartların oluşmadığı (davacının kötü niyetli takip yaptığına ilişkin) anlaşılmakla bu yöndeki talebin de reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Peşin alınan harçtan alınması gerekli 35,90 TL harcın mahsubu ile fazladan yatırılan 129,30 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan 108,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT ‘sine göre tespit olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸