Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/435 E. 2018/134 K. 06.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2015/435
KARAR NO : 2018/134
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2015
KARAR TARİHİ : 06/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı …’tan Eylül 2013-Ocak 2014 tarihleri arasında, davalı …den ise Şubat 2014-Mart 2015 tarihleri arasında elektrik hizmeti satın aldığını, davalı şirketler tarafından düzenlenen faturalarda elektrik tüketim bedelinin haricinde, herhangi bir hizmet karşılığı olmayan kayıp kaçak elektrik bedelleri, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve iletim sistemlerini kullanma bedeli gibi bedellerin haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, bununla birlikte davalı … şirketlerinin kayıp kaçak elektrik bedellerini bazı elektrik faturalarında perakende satış (aktif enerji) bedeli gibi başka nam ve adlar altında faturalara yansıtarak davacıdan tahsil ettiklerini, bu konuda Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/7-2454 esas, 2014/679 karar ve 21/05/2014 tarihli kararı ile Yargıtay …Hukuk Dairesinin … esas, … karar ve 03/06/2014 tarihli kararları ile elektrik dağıtım şirketleri tarafından kayıp kaçak elektrik bedellerinin dürüst abonelerden tahsil edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğu ve bu bedellerin abonelere iade edilmesi gerektiği yönünde olduğunu, aynı şekilde Yargıtay …Hukuk Dairesinin 20/10/2004 tarihli … esas … karar sayılı kararında dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, personel sayaç okuma bedeli ve iletim bedeli gibi bedellerin abonelerden alınmasının haksız ve hukuka aykırı olduğuna hükmedildiğini, bu nedenlerle davalı … yönünden toplamda şimdilik 2.500 TL.nin, … A.Ş.yönünden şimdilik 3.000 TL.nin tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avans (reeskont) faizi ile davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın konusunu oluşturan kayıp kaçak bedelleri ve diğer bedellerin davalı şirket ve diğer dağıtım şirketleri tarafından uymakla yükümlü oldukları idari kararlar neticesinde alındığını, idari bir kararın iptali için Danıştay’da dava açılması gerektiğinden görev itirazlarının olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu edilen fatura kalemleri ile ilgili tarifelerin EPDK tarafından belirlendiğini ve dağıtım şirketlerince mevzuat gereği zorunlu olarak uygulandığını, bu nedenle husumetin EPDK.ya ait olduğunu, fatura ödemelerinde herhangi bir ihtirazi kayıtta bulunulmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; daval konusu tüm bedellerin belirlenebilir nitelikte olup bu bedellerin belirsiz alacak davası yoluyla talep edilmesinin usule aykırı olduğunu, davalılar açısından dava konusu olay ve hukuki sebebin aynı olmadığını, davaların birlikte görülmesinde hukuki fayda bulunmadığını, bu nedenle müvekkili açısından davanın tefriki gerektiğini, elektrik faturalarında yer alacak tüm gelir kalemleri ile ilgili düzenleme yapma yetkisinin EPDK.da olup EPDK.nun kararları düzenleyici işlemler olduğundan hek elektrik tedarikçilerini hem de aboneleri bağladığını, kayıp kaçak bedeli de EPDK.nun kurul kararıyla uygulamaya koyduğu gelir kalemlerinden biri olduğundan davalının söz konusu bedeli abonelerinin faturalarına yansıtmakla yükümlü olduğunu, aksi halde davalıya karşı idari yaptırımlar uygulanacağını, dava konusu bedellerin davacıdan tahsil edileceğinin davalı şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmede de kabul edildiğini ve imza altına alındığını, aynı zamanda söz konusu bedellerin tedarik şirketleri tarafından dağıtım şirketlerine aktarıldığını, davalının, davacı gibi tüm abonelerinden tahsil ettiği kayıp kaçak bedellerini dağıtım şirketine aktardığını, davacının iddiaları sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabi olmakla birlikte davacının kayıp kaçak bedellerini ödeyeceğini sözleşmeyle önceden bildiğinden ve bu bedeller dağıtım şirketine aktarıldığından, zaman aşımı süresi dolduğundan sebepsiz zenginleşme şartlarının oluşmadığını, davacının dava konusu faturalara TTK.nun 21/2 maddesinde belirlenen süre içerisinde itiraz etmediğinden fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağını, davalının temerrüde düşürülmemiş olup davacının belirttiği faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … şirketlerinden aboneliğe ilişkin fatura dökümleri getirtilmiştir.
Dosya bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 20/10/2017 tarihli raporda; dosya kapsamında yer alan sözleşme örneklerinden davacı ile davalı tedarikçi şirketler arasında imzalanmış Elektrik Enerjisi satış sözleşmeleri bulunduğu, sunulan fatura örnekleri ile TL bazında tüketim ekstre örneklerinden davalı şirketlerce davacı şirkete tahakkuk ettirilen faturalarda talep edilen tutarlar hesaplandığında davalı … yönünden faturalardaki kayıp kaçak bedelinin 9.845.74 TL, dağıtım bedelinin 5.602,39 TL, iletim bedelinin 3.273,10 TL, davalı … yönünden faturalardaki kayıp kaçak bedeli 8.725,15 TL, dağıtım bedeli 4.691,70 TL, iletim bedeli 2.645,28 TL, PSH sayaç bedeli 1.544,31 TL olduğu, davalının dava tarihi itibarı ile temerrüde düştüğünün kabulü halinde davacının fatura asıl alacaklarına 15/04/2015 dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun ile değişik 2.maddesi gereğince T.C.Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanması gerektiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun konuya ilişkin 21/05/2014 günlü ve … esas, … karar sayılı emsal ilamındaki kayıp kaçak bedelinin tüketiciye iadesine yönelik kararı bulunduğu, ayrıca Yargıtay …Hukuk Dairesinin … sayılı emsal ilamında dağıtım, iletim, PSH bedellerinin de tüketiciye iadesine yönelik kararları bulunduğu, ancak 6719 Sayılı Kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişiklik ile kayıp kaçak elektrik bedeline açıkça yasal dayanak sağlandığı, Elektrik Piyasası Kanununa eklenen geçici 20.madde nedeniyle kanunda yapılan değişikliğin derdest davalarada uygulanacağı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay …Hukuk Dairesinin kayıp kaçak bedellerinin tüketicilerden tahsili uygulamasını hukuka aykırı bulduğu kararlarından sonra Elektrik Piyasası Kanununda yapılan değişiklikler sonucu kayıp kaçak maliyetini tarifeler üzerinden tüketicilere yansıtmasının mevcut mevzuata uygun olduğu, 6719 Sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine götürüldüğü, Anayasa Mahkemesi kararının beklenmekte olduğu, mevcut düzenlemeler kapsamında, 6719 Sayılı Kanun ile 17.maddeye 10.bent eklendiği, açılan davalarda mahkemelerin yetkisinin, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandırıldığı, davalı tarafından davacıya
yüklenen kayıp kaçak, dağıtım, iletim, PSH bedellerinin EPDK tarafından belirlenen sınırları geçmediği, dava konusu yapılan hizmet bedellerinin EPDK.nun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, faturalara yansıtılan kayıp kaçak, dağıtım, iletim, PSH bedellerine ait birim fiyatların, orta gerilim tek terim sanayi tarifesi tarifesinde fatura dönemleri itibarı ile yürürlükte olan EPDK.ca belirlenen … birim fiyatları ile bire bir uyuştuğu, faturalarda davacı tarafça dava konusu edilen bu kalemler için fazladan tahakkuk bulunmadığı belirtilmiştir.
Davada, elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedellerin davalılardan tahsili talep edilmektedir.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve … E.- … K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Yine davacının Anayasa mahkemesinin kararının beklenmesine yönelik talebi bekleme süresinin geçtiği dikkate alınarak reddolunmuştur.
Dosya kapsamı ve HGK kararı uyarınca dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 Sayılı yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Dava tarihi itibarı ile HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri kural olarak davada haksız
çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Aynı şekilde vekalet ücreti yönünden haksız çıkan taraf aleyhine hüküm kurulur. Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısı ile vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … esas, … karar, 07/12/2016 tarihli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin … esas, … karar, 06/12/2016 tarihli kararları da bu doğrultudadır. Bu nedenlerle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davacı lehine yargılama gideri ve maktu vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 58,03 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat posta masrafı olmak üzere toplam 882,10 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalıların yapmış oldukların masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
4-Davacı yargılamada kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T göre tespit olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı..
Katip …
Hakim …
¸