Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/424 E. 2018/363 K. 20.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2015/424
KARAR NO : 2018/363
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/04/2015
KARAR TARİHİ : 20/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/07/2007 tarihinde davalı sigorta şirketine … Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’in asli ve tam kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazasında aynı araçta yolcu olarak bulunan eşi… ile birlikte vefat ettiğini, davacının anne ve babasının ölümü ile birlikte onların desteğinden yoksun kaldığını, anne ve babasının vefatı ile desteklerinden mahrum kalan davacının BK.madde 53 gereği maddi zararlarının davalı sigorta şirketince karşılanması gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı için annesinin desteğinden yoksun kalma tazminatı olarak 20.000 TL ve babasının desteğinden yoksun kalma tazminatı olarak 20.000 TL olmak üzere toplam 40.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde yürürlükte bulunan azami poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan araca ait davalı şirket nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası temin edilmiş olup, poliçede ölen kişi başına azami poliçe teminat limitinin 60.000 TL olduğunu, İstanbul …ATM.nin … esas … karar sayılı dosyası ile haklarında …’in anne ve babası tarafından destekten yoksunluk tazminatı talepli dava açıldığını, davanın karara çıktığını ve temyiz ettiklerini, her iki dava içinde bedeni kişi başına teminatlarının tek olduğunu, bu nedenle haklılık halinde teminatın hisseleri oranında davacılar arasında paylaştırılması gerektiğini, teminatın mükerrer olarak ödenmesine karar verilmemesi ve 60.000 TL.nin aşılmaması için İstanbul …ATM dosyasının bekletici mesele yapılmasını, kazada vefat eden şahıslardan …’in davalı şirket nezdinde sigortalı olan aracın sürücüsü aynı zamanda işleteni olduğunu, tek taraflı kazaya kendi kusuruyla sebebiyet verdiğini, Karayolları Trafik Kanunu, Poliçe Genel Şartları ve kökleşmiş Yargıtay kararları uyarınca davacının talebinin teminat kapsamında olmadığını, Yargıtay ….Hukuk Dairesinin yeni tarihli içtihadında da benzer şekilde müterafik kusurun uygulanması ve kişinin kendi kusurundan yararlanamayacağı şeklinde olduğunu, dosyaya sunulan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … esas, … karar ve 22/02/2011 tarihli ilamının kusura bakılmaksızın sürücü veya işletenin kazada ölmesi halinde destek görenlere trafik sigortasından tazminat ödenmesi gerektiği şeklinde olduğunu, ancak bu içtihatın Karayolları Trafik Kanununa poliçe genel şartlarına, Borçlar Kanununa aykırı olduğunu, son içtihat nedeniyle sigorta şirketlerine sürücü ve işleten ölümleri nedeniyle binlerce dava açıldığını, haksız ve hukuka aykırı olarak ödenen destekten yoksun tazminatlarının trafik poliçesi düzenleten kişilerden fazladan ödeme prim olarak çıkacağını, türk sigorta sisteminde sürücünün %100 kusurlu olsa dahi destekten yoksun kalanlara ferdi kaza poliçesinden tazminat ödendiğini, tek başına ferdi kaza poliçesi düzenlenmemiş olsa dahi kasko poliçesine bağlı ferdi kaza teminatı ile destekten yoksun kalanlara ferdi kaza teminatının tazminat olarak ödendiğini, zira bu tazminatın ödenmesi için primin sigorta şirketince poliçe düzenlenirken alındığını, YHGKK ile oluşan temel sorunun primi alınmayan tazminatın ödenmesi olduğunu, mahkemece HGKK içtihatına itibar edilmeyerek, kişinin kendi kusurundan yararlanamayacağı ve yansıma yolu ile mirasçılarının da yararlanamayacağı yönündeki kökleşmiş içtihatlara göre davanın reddine karar verilmesini, Karayolları Trafik Kanununun 91.maddesi uyarınca trafik sigortacısının sorumluluğunun işletenin sorumluluğu ile sınırlandığını, aynın kanunun 86.maddesinde “….araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” hükmü bulunduğu, YHGKK .da destekten yoksun kalınan kişi zarar gören kişi üçüncü kişi olarak kabul edilerek destekten yoksunluk tazminatı ödenmesi gerektiğinin belirtildiği, ancak sürücünün desteğinden mahrum kalan kişi zarar gören kişi olarak kabul edilmesi halinde destek veren sürücünün tazminat talebine konu kazada üçüncü kişi durumunda olacağını, sürücü %100 kusurlu olduğundan ve kaza araçtaki herhangi bir arızadan kaynaklanmadığından dolayı zarar gören kişinin işletene karşı talepte bulunamayacağını, aynı kanunun 92.madenin a-c bendi uyarınca trafik poliçesini düzenleyen sigortacısına karşı talep imkanı bulunmadığını, TBK.nun 50.maddesinde de zarar verenin kusurunun ispatlanması gerektiği hükmü bulunduğunu, yine 52.maddede de zarar görenin zararın doğmasında veya artamasında etkili olması halinde tazminatın indirileceği veya tamamen kaldırılabileceği hükmü bulunduğunu, ölümün zarar görenlerini destekçisinin kusuru neticesi gerçekleştiğini, borçlar kanunu ilgili maddeleri uyarınca işletenin ve dolayısı ile sigortacının sorumluluğu cihetine gidelemeyeceğini, işletenin vefat ettiği kazalarda vefat eden şahsın artık geride kalanlara karşı sorumluluğu devam etmediğinden ve bu durumda işletene bir yükümlülük getirilemeyeceğinden, bü yükümlülüğü üstlenen sigorta şirketine karşı yine de talep hakkının devamından bahsetmenin hukuka ters düşeceğini, konuya dair Yargıtay …HD.nin … esas, … karar sayılı ilamının da aynı görüşleri desteklediğini, davalı şirket tarafınan kazada vefat eden …’in mirasçıları tarafından iletilen talep neticesinde hasar dosyası açıldığını ve yaptırılan hesaplama ile 14/09/2007 tarihinde 11.395,94 TL.nin hak sahiplerine ödendiğini, daha sonra …’in anne ve babası tarafınan İstanbul…ATM.nin … esas sayılı dosyası ile açılan destekten yoksunluk tazminatı davası sonucunda davacılarla yapılan sulh protokolü gereği 20/05/2014 tarihinde de 36.900 TL asıl alacak faiz ve ferileriyle birlikte toplam 43.487 TL olarak hak sahiplerine ödendiğini, bu itibarla poliçe limitlerinin 11.704,06 TL kaldığını, davalı şirketin temerrüde düşmediğini, ödeme yaparak sorumluluğunu yerine getirdiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketinden hasar dosyası ve poliçe örneği ile …’in mirasçılarına ödenen tazminata ilişkin ödeme ile ilgili evraklar gönderilmiştir.
Davacının sosyal ve ekonomik durumu araştırılmış, kazaya karışan aracın trafik kayıtları, … Emniyet Müdürlüğünden trafik kazası tespit tutanağı getirtilmiştir.
… SGK.dan davacının herhangi bir gelir-aylık almadığı bildirilmiştir.
Dosya tazminat hesap bilirkişisine tevdi olunmuş, düzenlenen 18/09/2017 tarihli raporda; dosyada kusur oranlarına ilişkin bir rapor veya tespit bulunmamakla birlikte 09/07/2007 tarihli Trafik Kazası Tespit tutanağında “bu kazanın meydana gelmesinde, sürücü …’in 2918 Sayılı KYTK.nunda yer alan sürücülere ait asli kururlardan kod 07 (şeride tecavüz etme) kusurunu ihlal ettiği, sürücü …’ın kusurlu olmadığı kanaatine varılmıştır.” tespiti yapıldığı, diğer yandan dosyada bulunan araç yolcularının ifade tutanaklarından da kazanın meydana gelmesinde bir başkaca unsurun varlığından bahsedilmediği, davacının talep edebileceği destekten yoksunluk tazminatının baba …’in vefatı nedeniyle 17.235,28 TL, anne …’in vefatı nedeniyle 14.986,44 TL olmak üzere toplam 32.221,72 TL olduğu, davalının dava tarihi olan 13/04/2015 tarihinde temerrüde düştüğü, kaza tarihi olan 09/07/2007 tarihinde kişi başı ölüm ve yaralanma teminat limitinin 650.000 TL olup, hesaplanan toplam tazminat tutarının teminat limiti kapsamında kaldığı, … plakalı araca ait ruhsat fotokopisinin incelenmesinde aracın hususi yolcu taşımacılığına tahsisli olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda özellikle davalı tarafça sunulan 14.09/2007 tarihli ibraname ve yapılan ödemeye ilişkin ödeme belgelerinin değerlendirilmesi yönünden dosya rapor sunmuş olan bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor düzenlenmesi talep edilmiş, düzenlenen 12/12/2017 tarihli ek raporda; 18/09/2017 tarihli kök raporda kusur ve kazaya ilişkin belirlemeler baki kalmak üzere, 09/07/2007 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat eden baba …ve anne…’in geride kalan hak sahiplerinden davacı oğlu …’in talep edebileceği destekten yoksunluk tazminatının baba …’in vefatı nedeniyle 12.597,28 TL, anne …’in vefatı nedeniyle 4.772,60 TL olmak üzere toplam 17.319,88 TL olduğu, davalı sigorta şirketi ile davacının vasisi … arasında 14/09/2007 tarihinde ibraname imzalandığı, 26/09/2007 tarihinde de ödemenin yapıldığı, davanın ise 13/04/2015 tarihinde açıldığı, 2918 Sayılı KTK.nın 111.maddesinde düzenlenen sürenin ise 2 yıl olduğu, kaza tarihi olan 09/07/2007 tarihinde kişi başı ölüm ve sakatlanma teminat limitinin 60.000 TL, kaza başına sakatlanma ve ölüm teminat limitinin ise 300.000 TL olduğu, hesaplanan toplam 17.319,88 TL tazminat tutarının teminat limiti kapsamında kaldığı belirtilmiştir.
İş bu dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminatın zmms kapsamında davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
2918 Sayılı KTK.nın ” SORUMLULUĞA İLİŞKİN ANLAŞMALAR ” başlıklı Madde 111 ” Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükümlerine amirdir.
Tüm dosya kapsamı dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ve bilirkişi raporu ile bir arada değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketi ile davacının vasisi … arasında 14/09/2007 tarihinde ibraname imzalandığı, 26/09/2007 tarihinde de ödemenin yapıldığı, huzurdaki davanın ise 13/04/2015 tarihinde açıldığı şu hale göre 2918 Sayılı KTK.nın 111.maddesinde düzenlenen sürenin ise 2 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra davanın açıldığı anlaşılmakla davacının davasının hak düşürücü süreden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35.90 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 100.72 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya ödenmesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT göre tespit olunan 4.750 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸