Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/366 E. 2018/745 K. 04.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/366 Esas
KARAR NO : 2018/745
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/03/2015
KARAR TARİHİ : 04/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile, dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki ve …’in maliki olduğu … plakalı ve davalı şirketçe… nolu ZMMS poliçesi ile 06/08/2010 – 06/08/2011 tarihleri arasında teminat alınmış araç ile 20/11/2010 tarihinde maddi hasarlı ve yaralamalı bir trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucunda müvekkilleri … ve … (Kurtuluş)’in daimi olarak malul kaldığını, meydana gelen kaza neticesinde müvekkillerinin sürekli iş göremez hale gelmiş olduğunu, müvekkilinin tedavi altına alınmış olduğu sağlık kurumlarınca düzenlenen raporlarla sabit olduğunu, meydana gelen kazada müvekkillerinin araçta yolucu konumunda bulunduğunu ve davalı şirketçe sigorta edilmiş olan araç sürücüsünün ise %100 kusurlu olduğunu, davalı … şirketine meydana gelen trafik kazası sonrasında müvekkillerinin sürekli maluliyetlerinin giderilmesi için hasar başvurusunda bulunmuş olmasına rağmen başvurunun sürüncemede bırakıldığını belirterek müvekkillerinin aktüer bilirkişi tarafından hesaplanacak sürekli iş göremezlik tazminatı nedeni ile her biri için şimdilik 1.000,00 er TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, huzurdaki davanın Ticaret Mahkemesinin görevleri içinde yar almadığını, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, 20/11/2010 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı 06/08/2010 – 06/08/2011 vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, mezkur poliçedeki sürekli sakatlık tazminatı teminat limitinin 175.000,00 TL olduğunu, davaya konu zararlandırıcı olayın “haksız fiil” nev’inden olması, davanın 3 şahsın sigortacısına yöneltilmiş olması, davacı tarafın “Tacir” olmaması ve müvekkili şirkete sigortalı aracın hususi araç olması sebebiyle ticari iş sayılamayacağından avans faizi talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın ancak yasal faiz talep etme hakkının bulunduğunu, gereksiz itirazlara meydana verilmemesi için kusur bilirkişi incelemesinin ihtasas kurulları olan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi veya … Teknik Üni Trafik Kürsüsü tarafından yapılmasını talep ettiklerini, yapılacak bilirkişi incelemelerinde davacının da yolucu konumunda kusuru olduğunun tespit edilir ise çıkacak tazminat miktarından kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini belirterek davanın öncelikle görev yönünden reddine karar verilmesini, sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında ve poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu ve müvekkili şirketin dava açılmasına keyfi ve haksız olarak sebep olmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlığın,. 20/11/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkillerinin yaralandığı ve malul olduklarını, kazanın meydana gelmesinde müvekkillerine yüklenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, davalı … şirketince sigortalı araç sürücüsünün olayın meydana gelmesinde %100 oranında tam kusurlu olduğunu belirterek ve fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak şimdilik her bir davacı için 1.000,00 er TL den 2.000,00 TL tazminatın davalı … şirketinden olayın meydana geldiği tarihten itibaren avans faizi ile birlikte tahsili talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 04/06/2018 tarihli feragat dilekçesi ile, davasından feragat ettiğini bildirdiği, davalı … vekili, tarafların sulh olduğunu, davacının davasından feragat edeceğini ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığına ilişkin beyan dilekçesini sunmuş olduğu görüldü.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacının davasından feragat ettiği görülmekle, davacının davasından feragati nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın davasından feragat nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar harcının peşin alınan 27,70 TL’den mahsubu ile 8,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı ve davalı vekillerince ücreti vekalet ve yargılama gideri talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerlerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …