Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/346 E. 2018/10 K. 09.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2015/346 Esas
KARAR NO : 2018/10
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/01/2011
KARAR TARİHİ : 09/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 06.01.2009 tarihinde 5 yıl süreli LPG Otogaz Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, davalının aynı tarihli satış taahhütnamesi de imzaladığını, davalının 13.09.2010 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesini feshetmesinin haksız olduğunu, müvekkilinin 17.09.2010 tarihli cevabı ihtarında süresi dolmadan yapılan feshin haksız olduğunun taraflar arasındaki sözleşmenin Rekabet Kurumu kararının tanımladığı sözleşmelerden alındığının bildirildiğini, davalının süresinden önce haksız feshi nedeniyle müvekkilinin mahrum kaldığı kârın 330.431.33 TL olduğunu, sözleşmenin 39. maddesi gereğince davalının 68.265.60 USD cezai şart ödemesi gerektiğini ileri sürerek şimdilik 20.000 TL kar mahrumiyeti ve 20.000 TL cezai şart bedelinin 14.09.2010 fesih tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının da bünyesinde bulunduğu … Holding ile davalı arasında yıllara sair ilişkilerinin mevcut olduğunu, müvekkili tarafından,… ili,… İlçesi, … Köyü, …Mevkii’nde kain, tapuda… Pafta,… Ada, … parsel saylama kayıtlı, 3790,01 m2 yüzölçümlü gayrimenkul üzerinde, taraflar arasındaki petrol ürünlerinin satışına yönelik bayilik sözleşmelerinin temelini oluşturmak üzere, 11.11.2003 tarih ve… yevmiye numarası ile … grup şirketi olan…A.Ş. (…) lehine 10 yıl süreli ” intifa hakkı ” tesis edildiğini, 25.03.2004 tarihinde,… şirketi olan …A.Ş. ( … ) ile müvekkili arasında, 10 yıl süreli, Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, … ile sözleşme imzalandığı tarihte … bünyesinde Otogaz Dağıtıcı lisansı sahibi bir grup şirketi bulunmadığını istasyon üzerindeki intifa hakkı sahibi …ile aralarında Partnerlik Sözleşmesi bulunan…A.Ş. (…Gaz ile birleşmiş ) ile 28.02.2004 tarihli ve 5 yıl süreli Otogaz İkmal İstasyonu Bayilik Anlaşması imzalandığını, 06.01.2009 tarihinde, …Holding bünyesindeki davacının Otogaz Dağıtıcı Lisansı alması üzerine, istasyon üzerindeki intifa hakkı sahibi … tarafından, grup şirketi olan ve iktisadi bütünlüğü bulunan davacı ( …Gaz ) ile sözleşme imzalanması gerektiği bildirildiğinden, Ocakgaz ile olan sözleşmenin yasal süresinin dolmasına 1 ay kala, 5 yıl süreli, LPG Otogaz bayilik sözleşmesi ve aynı tarihli Satış Taahhütnamesinin imzalandığını, 25.03.2004 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve 06.01.2009 tarihli otogaz bayilik sözleşmesi uyarınca bayi olan müvekkili, her iki sözleşmeye konu akaryakıt ve LPG istasyonu ile … Holding grup şirketlerine ait … ve …Gaz’ın istasyonlu bayisi konumunda olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 27/12/2012 tarihinde davanın kabulüne 20.000 TL kâr mahrumiyeti tazminatı ile 20.000 TL cezai şart bedeli tazminatının, cezai şart alacağı için dava tarihinden itibaren avans faizi ile kâr mahrumiyeti alacağı için sözleşmenin feshedildiği 18.09.2010 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay …Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı, 05/05/2014 tarihli ilamı ile gerek kâr mahrumiyeti zararı gerekse ceza şart alacağının hesaplanmasında davacının aynı bölgede aynı şartlarla yeni bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için gerekli olan makul süre yönünden bilirkişi incelenmesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama ile usul ve yasaya uygun olduğuna kanaat getirilen yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, davacı vekili bozma ilamı doğrultusunda eksikliklerin giderilmesini, davalı vekili ise tekrar ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Dosya önceki bilirkişi heyetine tevdii edilerek Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 28/04/2017 tarihli ek raporda; genel uygulama olarak akaryakıt dağıtım şirketlerinin kendilerinden bayilik talep eden bayi adaylarına ait veya bu bayi adaylarınca daha önceden üçüncü kişilerden kiralanan istasyonlar üzerinde öncelikle kendileri lehine intifa hakkı talep ettikleri, bayilik sözleşmelerinin ise genellikle bu prosedürün tamamlanmasından sonra düzenlendiği, bu çerçevede taraflar arasında mal veya hizmet alımına, satımına ilişkin faaliyetlerin tabi olacağı esasların genel olarak anlaşma bir bütün olarak geçerli olacağı sürenin ise bahse konu intifa sözleşmelerinin süresine bağlı olduğu, dolayısı ile doğrudan doğruya istasyon sahibi olan yahut anlaşmanın geçerli olacağı istasyonu daha önce malikten kiralayan bayilerin, istasyon üzerinde dağıtım şirketleri lehine tesis edilen intifa hakkı süresince, münhasıran aynı dağıtım şirketi ile çalışma, bir diğer deyişle intifa süresince anlaşmanın diğer tarafı olan dağıtım şirketince sunulan mal ve hizmetlerle rekabet etmeme yükümlülüğüne tabi olduğu, akaryakıt dağıtım sektöründe ana dağıtım şirketlerinin genellikle bayilerine bir akaryakıt istasyonunun faaliyeti için gerekli olan iktisadi kıymetleri temin ederek akaryakıt istasyonunun kurulmasını sağladıkları, bahse konu bayilik sözleşmesinin davalı şirket tarafından tek taraflı olarak feshedilmesinden sonra davacı tarafın yeni bir otogaz istasyonu açmasının çok zor olabileceği, davacının aynı bölgede aynı şartlarla yeni bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için uzun bir zaman gerekebileceği, aynı mıntıkada otogaz istasyonu kurulacak bir yerin belediye imar planlarına göre tefrik edilip edilmediği, imar planlarında otogaz veya akaryakıt istasyonu olarak tefrik edilmiş bir yer var ise, bu yerlerde yeni kurulması muhtemel akaryakıt veya otogaz istasyonu için İl Trafik Komisyonu veya benzer kuruluşlar tarafından izin verilmesi gerektiği, bütün bunların olumlu sonuçlanması halinde istasyonun kurulması ve işletmeye açılması için işletme ruhsatının ne kadar sürede alınabileceği hususları dikkate alınarak davacının bu şartları yerine getirmesi halinde bütün bu şartlar uygun hale gelse bile en az 2 yıl süreceği, öncelikle o bölgede müşteri bulması gerektiğini, bölge küçük bir belde olduğu için müşteri bulmasının çok zor olacağı, böyle bir müşteri bulsa bile istasyonun tesis edilmesi için gerekli bürokratik işlemlerin tamamlanmasının en az 2 yıl zaman alacağı, aynı bölgede aynı şartlarla belki uzun bir süre yeni bir bayilik ilişkisi kuramayabileceği veya hiç kuramayabileceği, Yargıtay bozma ilamına göre yapılan teknik değerlendirmedeki makul sürenin 2 yıl olarak kabulü halinde davacının davalıdan talep edebileceği cezai şart alacağının 40.000 USD karşılığı 62.476 TL olarak hesaplandığı, ancak davacı dava dilekçesinde 20.000 TL üzerinden cezai şart talebinde bulunmuş olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınması gerektiği, talep edilecek kar mahrumiyetinin ise teknik değerlendirmedeki makul süreye göre yapılan hesaplma sonucunda davacının kar payının 20.956,77 TL olduğu, ancak davacı talebi 20.000 TL olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınması gerektiği, diğer yandan davacının dava dilekçesinde yapmış olduğu hesaplamanın teknik değerlendirmedeki makul süreye hesaplanmasının kabulü halinde ise davacının talep edebileceği kar mahrumiyeti talebinin 198.573,50 TL olarak hesaplandığı, ancak davacının talebinin 20.000 TL olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Rapor taraflara tebliğ olunmuş davacı vekili rapordaki değerlendirmelerin yerinde olduğunu, kar mahrumiyeti yönünden kendi hesaplamalarının hükme esas alınmasını talep etmiş, davalı vekili ise davacının kendileri ile olan bayilik ilişkisi sona erdikten kısa bir süre sonra başka bir şirketle bayilik ilişkisi kurduğunu, 2 yıllık sürenin farazi olduğunu ve kabul edilemeyeceğini, 3-4 ay gibi kısa sürelerde bayilik ilişkisinin kurulabildiğini belirtmiş ilgili belediyeden ve EPDK’dan sonradan kurulan bayilik ilişkisine ilişkin belgelerin istenmesini talep etmiştir. Talep doğrultusunda ilgili belgeler müzekkere yazılarak dosya içerisine alınmış, EPDK dan gönderilen davacının dava dışı şirket ile kurmuş olduğu bayilik ilişkisine ilişkin sözleşme incelendiğinde; taraflar arasındaki sözleşmenin 14/09/2010 tarihinde sona erdiği dikkate alındığında bahse konu sözleşmenin davaya konu bayilik ilişkisi sona ermeden önce imzalandığı ve bayilik ilişkisinin kurulduğu, LPG piyasa lisans yönetmeliğinin 37. Maddesi dikkate alındığında, aynı anda bayilik ilişkisi verildiğine bahse konu bayilik ilişkisinin aynı bölgeye ilişkin olarak kurulduğunun kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmakla davalının aynı bölgede kısa süre içerisinde bayilik ilişkisinin kurulduğuna yönelik iddiasının yerinde olmadığına kanaat getirilmiştir.
Dosya içeriği, toplanan deliller, Yargıtay bozma ilamı, bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında 06.01.2009 tarihinde 5 yıl süreli LPG Otogaz Bayilik Sözleşmesi ve aynı tarihli satış taahhütnamesi imzalandığı, davalının 13.09.2010 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesini süresi dolmadan önce haksız olarak feshettiği, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereği davacının cezai şart ve kar mahrumiyetinden kaynaklı zarar talep şartlarının oluştuğu, bozma ilamı kapsamında alınan sektör uzmanı bilirkişi kurulundan alınan ek rapora göre aynı bölgede yeni bir istasyon tesisinin kurulması için gerekli olan makul sürenin 2 yıl olarak tespit edildiği, bu iki yıllık süre dikkate alınarak cezai şart talebi yönünden gerekli hesaplamanın yapılarak toplamda 40.000 USD cezai şartın hesaplandığı, yine kar mahrumiyeti yönünden her ne kadar davacı tarafından sözleşme ilişkisi içerisinde satılan miktar üzerinden hesaplama yapılarak talepte bulunulmuş ise de sözleşmede kar kaybının nasıl hesaplanacağı hususunda net bir tespit yapılmadığı dolayısıyla bilirkişi heyeti tarafından davacının kar ortalaması ve davalıya günlük ortalama satış tutarı üzerinden yapılan hesaplamanın hükme esas alınması gerektiği yapılan hesaplamaya göre davacının 20.956,77 TL kar yoksunluğundan kaynaklı zararının bulunduğu anlaşılmış ise de her iki talep yönünden de taleple bağlı kalınarak ve bozma ilamı dışındaki hususlara dokunulmaksızın davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile kar mahrumiyetinden kaynaklı 20.000,00 TL’ nin 14/09/2010 tarihinden, cezai şarttan kaynaklı 20.000,00 TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
2-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.138,40 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu bilirkişi harç posta müzekkere masrafı toplam 2.592,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 4.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
****DAVA DOSYASI DAHA ÖNCEDEN YARGITAY İNCELEMESİNDEN GEÇMİŞ OLMASI SEBEBİYLE GEREKÇELİ KARARIN TEBLİĞİNDEN İTİBAREN 15 GÜN İÇERİSİNDE MAHKEMEMİZE VEYA BAŞKA BİR YER MAHKEMESİNE DİLEKÇE İLE BAŞVURMAK VE TEMYİZ HARCI İLE GEREKLİ GİDERLERİN TAMAMI ÖDENMEK SURETİYLE, YARGITAY TEMYİZ YOLUNA TABİDİR!!!