Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/232 E. 2018/588 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2015/232
KARAR NO : 2018/588
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 27/09/2013
KARAR TARİHİ : 03/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ruhsat sahibi olduğu … plakalı aracın davalı şirketçe 07/05/2013-07/05/2014 tarihleri arasında genişletilmiş kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalandığını, aracın 07/07/2013 tarihinde davacının torunu … sevk ve idaresindeyken trafik kazası meydana geldiğini, yolun çok virajlı ve vaktinde gece olması nedeniyle aracın ilk önce ağaca çarptığını ardından uçuruma yuvarlandığını, aracın tamamen pert hale geldiğini, aracın halen … isimli opel servisinde olduğunu, davacının davalı sigorta şirketinden aracın bedelinin ödenmesini talep ettiğini, ancak bu taleplerine yazılı olarak herhangi bir olumlu veya olumsuz cevap alamadığını, yapılan telefon görüşmelerinde ise sürücünün alkollü olması nedeniyle hasar bedelinin ödenmeyeceğinin davacıya bildirildiğini, kaza tutanağında alkol kontrol sonucu kısmında 0,28 promil ibaresi bulunmakta olup yasal sınırın altında olduğunu, sürücünün aldığı alkolün yönetmelikte belirtilen 0,50 promilin oldukça altında olduğunu ve sürücünün sürüş yeteneğini etkileyebilecek düzeyde olmadığı gibi kasko sigortası genel şartlarında belirlenen teminat dışında kalan zarar kapsamında da olmadığını, Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarına göre, sürücünün sırf alkollü olmasının hasarın ödenmemesine gerekçe olamayacağını, sürücünün aldığı alkol nedeniyle kazanın meydana geldiğinin ispatlanması gerektiğini, sürücü alkol almamış olsaydı dahi bu kazanın meydana geleceğinin muhakkak olduğunu, çünkü kazanın meydana geldiği yolun aşırı virajlı ve sürekli kazaların meydana geldiği bir yol olduğunu, kazanın sabaha karşı 04:00’da meydana gelmiş olduğundan vaktin gece olması ve yolda herhangi bir ışıklandırmanın bulunmamasının sürücünün görüş alanını daralttığını, görüş mesafesini kısalttığını, kazanın bu nedenle meydana geldiğini, alkolün kazanın meydana gelmesinde hiçbir etkisi olmadığını, 6102 Sayılı TTK.nun 1453 ve devamı maddelerinde düzenlenen mal sigortaları kapsamında değerlendirilen kasko sigortasında, rizikonun gerçekleşmemesinin teminat altına alındığını, riziko gerçekleştiğinde ise teminat altına alınan menfaatin parasal değerinin sigortacı tarafından ödenmesi gerektiğini, davalı şirkete araç bedelini ödemesi için gönderdikleri …Noterliğinin 02/09/2013 tarihli …yevmine sayılı ihtarnamesinin 05/09/2013 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirketin herhangi bir ödeme yapmadığı gibi ihtara cevap da vermediğini, kasko sigorta poliçesinde araç bedelinin rayiç değer olarak belirlendiğini, kaza tarihi itibarı ile davacıya ait aracın rayiç değerinin 38.000 TL olduğunu, ihtarnamenin bedelinin 148,29 TL olduğunu, bu nedenlerle 38.000 TL araç bedeli 148 TL noter ihtarname masrafı olmak üzere toplam 38.148 TL zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait … plakalı aracın, davalı şirkete ait Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesiyle 07/05/2013-07/05/2014 tarihleri arasında sigortalandığını, davalı şirkete yapılan hasar ihbarı üzerine yapılan inceleme ve araştırma sonucunda kazanın sigortalı araç sürücüsünün almış olduğu alkolün etkisiyle meydana geldiği anlaşıldığından hasar tanzim talebinin 31/07/2013 tarihinde reddedildiğini, hiç alkol almayan bir kişinin bu durumda kaza yapması ihtimalinin çok az olduğunu, ancak alkol alan kişinin alkolün oluşturduğu refleks aktivite hızında yavaşlama, dolayısı ile intikal süresinde uzama, dikkat ve doğru karar verme yeteneğindeki azalma, motor koordinasyonunda oluşan ileri derecede bozulma nedeniyle alkol etkisiyle kaza yapmasının yüksek düzeyde olduğunu, dava konusu kazanın oluş biçiminin hava ve yol şartları, sürücünün kaza anında alkollü olması durumu da göz önüne alındığında dava konusu kazanın münhasıran sigortalı araç sürücüsünün almış olduğu alkolün etkisi nedeniyle kullandığı aracın güvenli sürüş ehliyetini kaybetmesi sonucunda meydana geldiğinin açıkça ortaya çıktığını, sigortalı araç sürücüsünün kaza sonrası … Devlet Hastanesi’nde yapılan muayenesi sonucu düzenlenen raporda 0.28 promil alkolü olduğunun tespit edildiğini, bu raporun 07/07/2013 saat 04:58’de düzenlendiğini, kazanın ise aynı gün saat 03:45’de meydana geldiğinin belirtildiğini, kandaki alkol oranının düşüm oranı ATK tarafından kabul edilen … Faktörü gereği 0.0020 promil/dakika olduğundan, dava konusu kazada davacının alkol düşme miktarının 0.15 promil olup davacının kaza esnasında 0.43 promil alkollü olduğunun ortaya çıktığını, sigortalı araç sürücüsünün kaza anında alkol oranının %50 yasal sınırın altında olduğu gözükmekte ise de, tutunakta 07/07/2013 Pazar günü saat 03:45 sıralarında meydana geldiği belirtilen kazanın sigortalı aracın 15 metrelik uçuruma yuvarlandığı ve trafik polislerinin olayın intikal süresi ve yaralıların da uçurumdan çıkartılıp hastaneye geliş süreleri de dikkate alındığında kazanın tutanakta belirtildiği saatten daha önce meydana geldiği dolayısı ile kaza anında sigortalı araç sürücüsünün alkol oranının hesaplanan miktardan daha üstte olacağının aşikar olduğunu, kişinin alkol testinin olay mahallinde yapılmayıp hastanede yapıldığını, ayrıca kaza tespit tutanağına göre kaza mahallinde araç sürücüsünün kullanmış olduğu araca ait fren izi tesit edilemediğini, aracın dönemeçli yolda 15 metrelik uçuruma yuvarlandığını, kazanın meydana geldiği saat, yer, oluş şekli, hava ve yol durumu dikkate alındığında, sürücünün alkollü bir şekilde araç başına geçmiş olduğu, aşırı hız yapmak suretiyle dönemeçte hiç fren dahi yapmayarak önce yol kenarında bulunan telefon direğine sonra da uçuruma yuvarlandığının açıkça ortaya çıktığını, sürücünün alkollü olmaması durumunda böyle bir kazanın meydana gelmesinin hayatın olağan akışına aykırılık teşkil edeceğini, Kasko Genel Şartları uyarınca davacının taleplerinin sigorta kapsamı dışında olduğunu, davaya konu aracın 15/01/2014 tarihinde davacı tarafından satıldığını, davalı şirket aleyhine hüküm kurulması halinde Kasko Sigortası Genel Şartları uyarınca bu tür sigortalarda asıl amacın sigortalının uğradığı gerçek zararın tazmin edilmesi olacağından TTK.1461 maddesi hükmüne göre sigortacının sorumluluğunun sigorta bedeli ile sınırlı olduğunu, sigorta bedeli, rizikonun gerçekleştiği andaki sigortalı menfaatin değerini aşsa bile sigortacının uğranılan zarardan fazlasını ödemeyeceğini, kasko sigortası genel şartları tazminat hesabı başlığı altındaki B.3.3.1.1 maddesinde de “sigorta tazminatının hesabında, sigortalı menfaatin rizikonun gerçekleşmesi anındaki tazmin kıymetinin esas tutulacağı” hükme bağlanmış olup, bu nedenle sigortalı aracın olay tarihindeki güncel değeri ile sigortalı araç satılmış olduğundan hasarlı haliyle değerinin tespitinin yapılması gerektiğini, davayı kabul anlamında olmamakla birlikte davacı yanın dava dilekçesinde talep ettiği tazminat miktarına kaza tarihinden itibaren ticari avans faiz talebi ile noter masrafı talebinin davalı şirketin temerrüdü söz konusu olmadığından haksız olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yazılan yazımız doğrultusunda gönderilen tutanakta; davaya konu kaza tarihinde kazanın meydana geldiği mevkide aydınlatma bulunmadığının tanzim edilen kaza raporunun D bendinde belirtildiğini, kaza mevkiine tekrar gidilerek yapılan incelemede 07/07/2013 tarihinde ışıklandırma bulunmadığı gibi 25/10/2013 tarihinde halen ışıklandırma yapılmadığının görüldüğünü, Yalıkavak beldesinin ilçe emniyet müdürlükleri sorumluluk alanına girdiği 01/03/2013 tarihinden bu yana bahse konu mevkiide davaya konu kazaya benzeyen 6 adet daha kaza meydana geldiğini ve 4 adet kazanın sebebinin davaya konu kazanın sebebi gibi aşırı hızdan meydana gelmiş olduğu belirtilmiş, kaza tutanakları gönderilmiştir.
Davalı şirket tarafından poliçe ve hasar dosyasının bir örneği gönderilmiştir.
Mahkememizce 03/12/2013 tarihinde davanın mutlak ticari nitelikte bulunmadığı 818 B.K.nun 41/1.maddesinden kaynaklanan dava olduğu, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı üzerine dosya İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi olmuş, İstanbul …ATM.nin 04/04/2014 tarihli kararı ile davanın 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK.nnu 1478 ve devamı maddelerine dayalı olduğundan TTK.nun 4.ve 5.maddeleri gereğince Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği düşünüldüğünden verilen görevsizlik kararı üzerine dosya temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden mercii tayini açısından Yargıtay …Hukuk Dairesine gönderilmiş, Yargıtay …Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı, 04/12/2014 tarihli ilamı ile davacının sigorta poliçesinin tarafı olduğu, davanın TTK.nun 1483 vd.maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmakla İstanbul ….ATM.nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya mali müşavir, sigorta hukukçusu ve makine mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 01/02/2016 tarihli raporda; … plakalı aracın 07/07/2013 tarihli kaza neticesinde pert-total olduğu araçta meydana gelen hasar bedelinin 43.202,99 TL olarak belirlendiği, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediğinin belirlenmesi açısından öncelikle taktir mahkemeye ait olmak üzere nöroloji uzmanından rapor alınması gerektiği ve alkolün etkisi ile meydana gelmiş olması durumunda hasarın teminat dışı olacağı, aksi taktirde olayda alkolün etkisinin bulunmadığının belirlenmesi halinde kazanın sigorta teminat kapsamı içinde kabul edilerek davacının davalıdan hasar tazminat bedeli talep etmekte haklı olacağı belirtilmiştir.
Dosya daha önceden rapor sunmuş olan bilirkişi heyetine nörolog bilirkişi eklenmek suretiyle ek rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 16/05/2017 tarihli ek raporda; Sağlık Bakanlığı Bodrum Devlet Hastanesi tarafından 07/07/2013 tarih, saat 04:55’de verilen raporda sürücü …’ın 28 promil alkollü olduğunun bildirildiği, kişiden kişiye değişmekle birlikte kandaki alkol oranının bir saatte 0.15-0.20 promil düştüğü, kaza saati 03:45 olarak kabul edildiğinde alkol ölçümü kazadan yaklaşık 70 dakika sonra yapıldığından, alkol miktarının 0.20 promil daha yüksek olduğu ve olay anında davacının alkol miktarının yaklaşık olarak 0.48 promil olduğu, sürücünün alkol oranının geriye dönük hesaplama ile yasal sınırın altında 0.48 promil olarak saptanması, sürücünün alkollü olduğuna dair doktor ifadesi veya o sırada yapılmış nörolojik değerlendirmenin olmaması, ayrıca çok virajlı, karanlık, sürücünün görüş alanının daraldığı yolda meydana gelen kazada yol şartlarının olumsuzluğu, gece uykulu olmak veya dikkate dağınıklı gibi etkilerin de kazanın oluşumunda etkili olabileceği göz önüne alındığında sürücünün almış olduğu yasal sınırın altındaki alkolün kazanın oluşumunda münhasıran etkili olmadığı belirtilmiştir.
Dosya rapor sunmuş olan bilirkişi heyetindeki makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilerek aracın kaza tarihindeki rayiç bedeli ve sovtaj bedeli de değerlendirilmek suretiyle dosya kapsamına göre talep ve cevaplar değerlendirilerek ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 19/03/2018 tarihli raporda; aracın kaza günü olan 07/07/2013 tarihinde ikinci el piyasa rayiç değerinin 34.000 TL olduğu, kaza sonucu aracın hasarlı hali ile sovtaj değerinin KDV dahil 8.000 TL olduğu, poliçe kapsamına göre sigortalıya 26.000 TL ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından 12/04/2018 tarihli dilekçe ile aracın hasarlı haliyle …Noterliğinin 27/12/2013 tarihli ve… yevmiye sayılı Araç Satış Sözleşmesi ile KDV dahil 8.000 TL.ye satıldığı bildirilmiş, satış sözleşmesi sunulmuştur.
Dava; trafik kazası nedeniyle pert olan aracın bedeli ile ihtarname masrafının Kasko sigorta poliçesi kapsamında davalıdan tahsili talebinden ibarettir.
6102 sayılı TTK’nın 1401 vd maddeleri sigorta hukukuna ilişkindir. Buna göre ” Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir. Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir… Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır.” hükümlerine amirdir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davacının … plaka sayılı aracı ile seyir halindeki sürücünün kontrolünü kaybetmesi sonucu yol kenarında bulunan telefon direğine çarptıktan sonra uçuruma yuvarlanarak hasarlandığı, davalı sigorta şirketine söz konusu aracın kasko sigortacısı olduğu, her ne kadar davalı tarafça hasarın oluşmasına neden olan kazanın sürücünün alkollü olması nedeniyle meydana geldiği iddia edilmiş ise de, gerek nörolog bilirkişi tarafından tanzim olunan ek rapor, gerekse Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve resmi belge konumunda olan trafik kazası tesbit tutanağı dikkate alındığında, söz konusu hasarın alkolün etkisi ile meydana gelmediği, davalının bu yöndeki iddialarının bu bağlamda soyut iddiadan öteye geçemediği, davacıya ait araçta oluşan toplam hasar bedelinin 43.202,99 TL olduğu, ancak aracın pert total sayılması sebebi ile piyasa rayiç değerinin tesbitinin gerektiği, aracın piyasa rayiç değerinin 34.000 TL olduğu, aracın sovtaj değerinin 8.000 TL olduğu, dolayısıyla davacıya ait aracın rayiç bedeli olan 34.000 TLden sovtaj değeri olan 8.000 TL nin düşülmesi sonrasında, davacının kasko poliçesi kapsamında karşılanması gerekli zararının ihtarname masrafı ile birlikte toplam (26.000 + 148 =26148 TL) 26.148 TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile bu miktarın davalı sigorta şirketinin temerrüte düştüğü 31/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kalan kısım yönünden ise de davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 26.148,00 TL nin 31/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.134,66 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 3.004,55 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 2.059,42 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT göre tespit olunan 3.137,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT sine göre tespit olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip … Hakim …
¸ ¸