Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/158 E. 2018/560 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/158
KARAR NO : 2018/560
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2015
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan 22/05/2013 tarihli bayilik sözleşmesi gereği davacı şirket tarafından kurulan otomasyon sistemi iletişim vs hizmet ve mal bedellerine istinaden düzenlenen faturalara konu borcun davalı tarafından ödenmediğini, Borçlu … Şti hakkında 6 adet faturaya istinaden İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla yapmış oldukları takipte borçlu tarafın yetkiye ve ödeme emrinde talep edilen alacağa ferilerin tamamına itiraz ettiğini beyanla itirazın iptaline yönelik huzurdaki davayı ikame etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle aleyhine açılan davaya yetki yönünden itirazlarının olduğunu, yetkili yerin Niğde İcra Müdürlükleri ve Niğde Mahkemeleri olduğunu, takibe konu ödeme emrinde borcun mahiyetinin ödenmemiş faturalar olduğu görünmekte ise de borcu kabul etmediklerini, takibe faiz ve ferilerinin tamamına itiraz etmekle aleyhlerine açılan davanın reddini talep etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi celp olunmuştur.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bilirkişi…’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 01/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; …A.Ş. tarafından inceleme gününde ibraz edilen 2013-2014 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış kapanış onaylarının yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığını, taraflar arasında 22/05/2013 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında
akaryakıt satışı – akaryakıt müştakları – makine yağlarının satışının yapılacağını, alacaklı dava konusu cari hesap faturalarının petrol satışı ve bakım bedelleri hizmet içeriği ile uyumlu olduğunu, alacak davasına konu olan faturaların cari hesaba mahsuben petrol satışı ve bakım bedellerinden oluştuğunu, davacı şirketin davalı firma ile ilgili fatura ve belgeleri muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2013-2014 yılı defter kayıtlarına işlediği ve eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalar ve ödemelerden oluşan 31/12/2014 tarihi itibariyle 34.523,20-TL alacaklı olduğunu, bu rakamın 2015 yılına devir ettiği başkaca da bir ödemenin olmaması nedeniyle davacının icra takibi başlatıp dava konusu ettiği alacağın 29.408,74-TL olduğu yönünde sonuç ve kanaat bildirmiştir.
(3)Davalı ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılabilmesi için 21/12/2015 tarihinde Niğde Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazıldığı, talimat mahkemesince bilirkişi …’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 14/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafından sunulan 2013-2014 yıllarına ait ticari defterin usulüne uygun ve eksiksiz olarak tutulduğunu, her iki tarafın da şirket olması dolayısıyla ticari vesika olarak dosyaya sunulan davacının davalıya yaptığı işin karşılığında 2013 yılı içinde düzenlediği 6 adet fatura incelendiğinde yapılan işin ticari bir iş niteliğinde olduğunun görüldüğünü, dava konusu 6 adet fatura incelendiğinde bu faturaları …’nin mal satışı ile değil yapılan iş karşılığında düzenlediğinin görüldüğünü, 2013 yılı yevmiye defteri ayrıntılı olarak incelendiğinde alacak konusu olan toplam 6 faturanın sadece 2 tanesinin defter kayıtlarına geçildiğini, genel toplamı 4.142,19-TL olan faturanın yönetim gideri hesabında kayıtlara alındığı ve davalı… Şti.’nin bu faturada belirtilen tutarı ödemediğini 4.142,19-TL’nin kendisine gelir olarak kaydedildiğini, genel toplamı 749,30-TL olan faturanın gider olarak kayıtlara işlendiği ve aynı tarihte kasa hesabından peşin olarak ödendiğini, diğer 4 faturanın 2013 yevmiye defterinde kayıt altına alınmadığını, dava ve takip konusu olan asıl borç miktarı 28.735,30-TL’nin davacının davalıya 2013 yılında düzenlediği 6 adet fatura ve ödeme şekillerinin tüm ayrıntılarıyla incelendiği ve buna göre dava konusu 6 adet faturadan toplam tutarları 23.843,81-TL olan 4 adet faturanın yevmiye defter kayıtlarında bulunmadığını, 2013 yılında davalı… Şti’nin davacıya herhangi bir borcunun olmadığı 2013 yılı defter kayıtlarından anlaşıldığı ancak bu ödemeyle ilgili dosyada herhangi bir evrak belge veya makbuz bulunmadığını, 2014 yılı yevmiye defter kayıtlarına bakıldığında ise 2013 yılında başlayan ticari ilişkinin 2014 yılında devam etmediğinin görüldüğünü, 2014 yılında davalının davacıyla ilgili herhangi bir borç veya alacak kaydının olmadığı yönünde sonuç ve kanaat bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; faturaya dayandırılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlık konusu toplam altı adet faturanın mal satışına ilişkin olmayıp bayilik sözleşmesi kapsamında sunulduğu ifade edilen hizmet edimine yönelik tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere takip dayanağı niteliğindeki faturalardaki alacak miktarını ilgili tarafın defterlerindeki bedelin tevsik etmesi iddianın ispatı yönünde tek başına yeterli delil olamaz. Davacının fatura konusu alacağa yönelik temeldeki sözleşmeye dayalı edimini yerine getirdiğini ortaya koyması gerekmektedir.
Bu minvalde talimat mahkemesi aracılığıyla davalının ticari defter ve kayıtlarında mali müşavir bilirkişi nezdinde yapılan inceleme neticesinde icra takibi dayanağı olan faturalardan bayilik sözleşmesine istinaden kurulum ve konfigürasyon işlemine dair davalı adına tanzim olunan 4.142,19 TL bedelli faturanın 20/09/2013 tarihinde kayıt altına alındığı ve deftere işlendiği ancak iş bu faturaya yönelik olarak 16/12/2013 tarihinde 008264 numaralı iade faturası düzenleyerek aynı miktarı kendine gelir olarak kaydettiği anlaşılmaktadır. Davalı söz konusu faturayı kendi defterine işlemekle hizmet ediminin davacı tarafça sunulduğunun kabulü gerekir. Keza 6102 Sayılı TTK 21-(2) fıkrası hükmünce davacı tarafça ifa edildiği kabul edilen edime ilişkin süresi dahilinde usulüne uygun şekilde yapılmış iade – ayıp ihbarı vs söz konusu değildir. 16/12/2013 tarihli iade faturasının süre yönünden ve iş bu faturanın davacı defterlerinde işli olmadığı görülmekle takip konusu 4.142,19 TL’lik faturaya ilişkin olarak itirazın iptaline hükmedilmesi gerekmiştir. Bunun yanında yine takip konusu otomasyon ve iletişim bedeli başlığı altında tanzim olunan 749,30 TL’lik
faturanın davalı defterlerinde kayıt altına alındığı ancak nakit-peşin ödeme işlemine tabi tutularak davalı lehine gelir kaydedildiği ifade edilmekte ise de peşin ödemeye dair herhangi bir senet – makbuz gibi ödemeyi tevsik eden bir belgenin bulunmaması sebebiyle iş bu faturadan kaynaklı olarak da davalı sorumlu tutulmuştur. Öte yandan takip konusu diğer dört adet faturaya yönelik olarak fatura içeriği hizmet sunma ediminin gerektiği şekilde yerine getirildiğine dair teslim olgusu hukuki işlem mahiyetinde görülmekle yazılı ve kesin delillerle ortaya konulmadığından fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.
Fatura alacağı kapsamında kabul edilen miktar likit ve belirlenebilir olduğundan (emsal için bknz. Yargıtay …H.D. … E. … K. Sayılı ilamı) ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1) Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının İstanbul …İcra Müd. … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 4.142,19-TL ve 749.30-TL’lik faturalar kapsamında toplam 4.891,49-TL üzerinden işbu alacağa takip tarihinden itibaren değişken oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
(2)Kabul edilen miktar yönünden alacak likit ve belirlenebilir olduğundan 978,29-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 344,13 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 502,23 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 158,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(4)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca maktu vekalet ücretinden aşağı bir ücret takdir edilemeyeceğinden takdiren 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(5)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca miktar itibariyle 2.942,07 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
(6)Davacı tarafından yapılan; 27,70 TL başvuru harcı, 502,23 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet pulu, 1.100,00 TL bilirkişi ücretleri, 339,00 TL müzekkere, posta, tebligat masraflarından oluşan toplam 1.973,03 TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 328,16 TL yargılama masrafının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
Hakim …
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”