Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1288 E. 2018/544 K. 24.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2015/1288
KARAR NO : 2018/544
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2015
KARAR TARİHİ : 24/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 09/11/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı …’ın eşi …’ın sürücü konumunda bulunduğu davalı … şirketince Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunan … plakalı aracın geçirmiş olduğu tek taraflı kaza neticesinde ağır derecede yaralandığını ve kazaya bağlı olarak 14/05/2015 tarihinde vefat ettiğini, vefat neticesinde … ve kızı …’ın desteğinden yoksun kaldıklarını, kazadan sonra hayatta kaldığı süre boyunca da tüm mirasçılarının geçici işgörememezlik ödemesi talep etme hakkı doğduğunu, davalı tarafın sigorta mevzuatı gereğince işletenlerin neden olduğu bedensel zararlar için kişi başına sakatlık halinde kaza tarihi itibarı ile trafik sigorta limiti olan 290.000 TL bedeni teminat sağladığını, davacıların desteğinin yaşı ve tüm unsurlar birlikte değerlendirildiğinde sigorta poliçesi kapsamında tazminat olarak davalının limit dahilinde zarardan sorumlu olacağını, haksız fiil sonrası maddi ve manevi yıkıma uğrayarak destekten yoksun kalan çocuklar ve eş lehine BK.76.madde “zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği taktirde hakim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir” gereği dosya kapsamından da alacaklı oldukları anlaşıldığından ara kararla geçici ödemeye hükmedilerek ekonomik açıdan zor durumda olan yargılama giderlerini de ödemekte sıkıntı çeken mağdur davacı lehine ara kararla 15.000 TL geçici ödemeye hükmedilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle fazlaya dair alacak hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000 TL …, 1.000 TL … için olmak üzere toplam 3.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının, ve kazadan sonra hayatta kaldığı süre için her bir mirasçı lehine 250 TL olmak üzere toplam 1.000 TL geçici işgücü kaybı tazminatının ihtarnamenin tebliğ tarihinin 8 işgünü sonrasından itibaren, temerrüt bulunmaması halinde dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu müteveffa … sevk ve idaresindeki, … Şti.adına tescilli … plakalı araç için davalı şirketçe 20/11/2013-20/11/2014 tarihleri arasında Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, davalı şirketin sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusur oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, davalı şirkete gerekli evraklarla başvuru yapılmadığını, sürücünün kusurlu olduğu bu kazada kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesi gereği davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davaya konu kaza 09/11/2014 tarihinde olmuş olup 2014 yılı sigorta teminat limitinin 250.000 TL olduğunu, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kara yolunda motorlu araç işletenin, işlettiği araç nedeniyle üçüncü kişilere verilen bedensel ve eşya zararlarından dolayı onun mali ve hukuki sorumluluğunu üçüncü kişilere karşı güvenceye alması nedeniyle pasif ve aynı zamanda zarar sigortası niteliğini taşıdığını, açılmış dava ile birlikte davalı şirkete tebliğ edilen evraklar incelendiğinde sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunun tespit edildiğini, sigorta ettirenin veya onun gibilerin, kendi sorumluluk alanında ve kendisinin sorumlu olacağı bir trafik kazası sonucu ölümü halinde bu olaydan yansıma yolu ile zarar gören yani ilgili olayda sürücünün desteğinden yoksun kalanların, bu zararlarını tazminat hukuku çerçevesi içerisinde talep hakları bulunmadığını, öncelikle destekten yoksunluk tazminatının varlığı ve miktarının belirlenebilmesi için aktüeryal hesaplama yapılması gerektiği, müteveffanın kaza yaptığı aracın sigorta poliçesinin… Lojistik adına olduğunu, müteveffanın dava dışı sigortalı şirket ile arasındaki ilişkinin iş ilişkisi olması halinde iş kazası nedeniyle davacılara SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının ve yapılan ödemenin peşin sermaye değeri olarak rücuya tabi olup olmadığının değerlendirilmesi, söz konusu ödemenin yapılmış olması halinde hesaplanacak olan tazminattan mahsubu gerektiğini, dava konusu kaza ile müteveffanın vefatı arasında 6 aylık bir süreç bulunduğunu, müteveffanın vefat sebebinin geçirmiş olduğu trafik kazası olup olmadığının kesin olarak belirlenmesi gerektiğini, davalı … şirketince sigortalı araç ile müteveffanın yapmış olduğu kazanın müteveffanın ölümü arasında illiyet bağı olup olmadığının tesipit için dosyanın ATK….ihtisas kuruluna gönderilmesini talep ettiklerini, davalı şirketin poliçeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğinden temerrüde düşmediğini, bu nedenle şirketin faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını, eğer faize hükmedilecekse hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu, bu nedenle talep edilen faize ve faiz oranına tamamen itiraz ettiklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bucak C.Başsavcılığının …soruşturma sayılı dosyasının bir örneği uyap üzerinden gönderilmiştir.
Düzce Emniyet Müdürlüğü tarafından … plaka sayılı otobüsün 20/11/2013 ile 25/08/2015 tarihleri arasında …Şti.adına kayıtlı olduğu belirtilerek eski kayıt araç bilgileri gönderilmiştir.
İnegöl Emniyet Müdürlüğü tarafından davacıların ve müteveffanın olay tarihi itibarı ile sosyal ve ekonomik durumları tespit edilmiştir.
Düzce SGK Müdürlüğü tarafından …’ın geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu 14/05/2015 tarihinde vefatı nedeniyle hak sahipleri eşi … ve çocukları …, …’a dul ve yetim aylığı bağlanmış olup en son aylık miktarları ve yapılan sağlık ödemelerine ilişkin belgeler gönderilmiştir.
Dosya hesap bilirkişisine tevdi olunmuş, düzenlenen 13/06/2017 tarihli raporda; dosya münderecatından meydana gelen olayın tek taraflı trafik kazası olduğu anlaşıldığından ve dosyada kusur durumuna ilişkin herhangi bir rapor bulunmadığından, … plakalı araç sürücüsü müteveffa …’ın meydana gelen tek taraflı kazada %100 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile hesaplama yapılacağı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre müteveffanın kusurlu olmasının zarar gören 3.kişi olan davacıların yoksun kaldığı desteğin tazminini engellemediği, davacı vekili tarafından dosyaya müteveffanın mesleğini ve gelirini ispatlar bir beyan ve belge sunulmadığı,
herhangi bir meslek odasından emsal ücret yazı cevabının da celp olunmadığı tespit edildiğinden müteveffanın kaza tarihinden günümüze kadar olan kazançlarının yasal asgari ücret esas alınarak belirleneceği, zararın davalı yan tarafından tanzim olunan ZMMS poliçesi örtüsü altında olduğu, hesaplamaya konu kazada hak sahibi davacılara SGK tarafından davalıya rücu edilebilecek herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşıldığından peşin sermaye değeri tenzili yapılamayacağı, davacı eş …’ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin teminat limiti dahilindeki zararının 189.386,39 TL olduğu, davacı kız …’ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin teminat limiti dahilindeki zararının 21.757,71 TL olduğu, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da benimsendiği üzere, haksız eylemden doğan zarar olay tarihinde gerçekleştiğinden tazminat hesabının olay tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği, yapılan tazminat hesabı olay tarihinden itibaren hesaplanmış olup, yapılan hesaplamanın müteveffanın kaza tarihinden itibaren vefat ettiği 14/05/2015 tarihine kadar ki iş göremediği süreyi de kapsadığından ayrıca geçici iş göremezlik tazminatı hesabı yapılmasının yerinde olmadığı, davacıların dava tarihinden önce davalı … şirketine başvuruda bulunduğuna dair dosyada mübrez herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı, bu halde davalı … şirketinin dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olduğu, sigortalı araca ait ruhsat örneğinde, aracın kullanım amacının ticari olduğu belirtildiğinden uygulanacak faiz oranının 3095 sayılı kanunun 2.maddesine göre TCMB.nin önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafında dosyaya sunulan itiraz dilekçeleri kapsamında dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor tanzimi talep edilmiş, düzenlenen 26/12/2017 tarili ek raporda; kök raporda her ne kadar davacılara ayrılan paylar yüzdelik dilimler üzerinden belirlenmiş ise de, hesaplama tablosunun incelenmesi sonucunda davacılara ayrılan destek paylarının kademeli olarak azaltılıp artırılmadığının tespit edildiği, bu nedenle davalının işu itirazı yerinde görülmüş olmakla, Yargıtayın yerleşik içtihatları uyarınca müteveffanın kendisine 2 eşi …’ye 2 ve çocukların her birine 1’er pay vermek suretiyle işbu ek raporda hesaplama yapıldığı, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında kabul ettiği üzere, yetişkin çocukların arada bir ziyareti, her türlü hastalık ve sıkıntılarında yardıma koşmaları, ana ve babalarının desteği sayılmaları için yeterli olduğu, bu nedenle her ne kadar destekten yoksun kalma tazminat isteminde bulunmasalar da müteveffa yaşasa idi anne ve babasına da destek olacağından anne-baba içinde hesaplama yapılması gerektiği kanaatine varılmış ise de, gerek kök rapor tanzimi sırasında gerekse işbu ek rapor tanzimi sırasında müteveffanın anne ve babasının olay tarihinde sağ olduğunu gösterir vukuatlı nüfus kayıt örneği vb. belge dosya arasında bulunmadığından hesaplamada kendilerine pay ayrılamadığı, Yargıtay …HD.yerleşik görüşünün; sağ kalan eşin olay tarihindeki yaşına bakarak evlenme ihtimali oranının belirlenerek indirim yapılması ve işbu evlenme ihtimali oranından çocukların olay tarihindeki yaşlarına bakarak 18 yaşının altındalar ise %5 oranında indirim yapılması gerektiği yönünde olduğu, bu nedenle destekten yoksun kalan eş … olay tarihi itibarı ile 44 yaşında olup Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre kabul edilen AYİM tablosuna göre evlenme ihtimalinin %2 olduğu, davacı eşin olay tarihi itibarı ile 18 yaşından küçük bir çocuğu olması nedeni ile işbu orandan %5 oranında indirim yapılacak olması sonucunda davacı eşin evlenme ihtimalinin bulunmadığı, Yargıtay …HD.nin bu konuda vermiş olduğu kararlardaki yerleşik görüşü doğrultusunda davacı …’nın yükseköğrenim gördüğünü belgelendirmemesi nedeni ile 22 yaşına kadar destekten yararlanacağının kabulü ile işbu ek raporda yeniden hesaplama yapıldığı, dava kız çocuk Minel ise kaza tarihinde 22 yaşında olmakla destekten yararlanma yaşını geçtiğinden Minel için tazminat hesabı yapılmayacağı, davacıların desteği … her ne kadar olaydan yaklaşık 6 ay sonra vefat etmiş ise de, olay tarihinden itibaren vefat ettiği tarihe kadarki geçen geçen sürede çalışamayıp, gelir elde edemeyip, davacılara destek olamadığından davacıların zararının olay tarihinde doğduğu, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da benimsendiği üzere, haksız eylemden doğan zarar olay tarihinde gerçekleştiğinden tazminat hesabının da olay tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği, Temel Mevzuat ile Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, müteveffanın PMF-1931 Tablosuna göre bakiye ömrü belirlenirken ölüm tarihi değil, zararın oluştuğu yani olay tarihindeki yaşına bakılarak bakiye ömrün belirlenmesi gerektiği, davacı eş …’ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin teminat limiti dahilindeki maddi zararının 185.746,92 TL olduğu, davacı kız çocuk …’ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin teminat limiti dahilindeki maddi zararının 22.757,53 TL olduğu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, müteveffanın desteğinden yoksun kalan davacıların destekten yoksun kalan 3.kişi olmaları nedeni ile müteveffanın olayda %100 oranında kusurlu olmasının davacıların yoksun kaldığı desteğin tazminini engellemediği, ancak kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesi gereğince müteveffa yaşasa idi ve işgücü kaybından doğan zararı için dava açmş olsa idi kendi bedeni üzerinde meydana gelen işgücü kaybının olaydaki %100 oranında kendi kusuru soncu olduğundan kendisi için işgücü kaybı tazminatına kazanamayacak olduğu, dolayısı ile müteveffanın kendi kusuru sonucu uğradığı işgücü kaybından doğan zararından davalı … şirketi sorumlu olmayacağından doğmamış bir hakkın mirasçılara intikal etmesinin de düşünülemeyeceğinden cihetle davacıların mirasçı sıfatı ile müteveffanın 09/11/2014-14/05/2015 tarihleri arasındaki geçici iş göremezlik dön… ait zarar talebinin yerinde görülmediği, davacıların dava tarihinden önce davalı … şirketine başvuruda bulunduğuna dair dosyada mübrez herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı, bu halde davalı … şirketinin dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olduğu, sigortalı araca ait ruhsat örneğinde, aracın kullanım amacının ticari olduğu belirtildiğinden uygulanacak faiz oranının 3095 sayılı kanunun 2.maddesine göre TCMB.nin önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili 03/04/2018 tarihli talep artırım dilekçesiyle, davacı … ve … için olan destekten yoksun kalma tazminat taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırarak toplam 208.504,45 TL tazminat miktarının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, müteveffanın kaza geçirdiği 09/11/2014 tarihinden vefat ettiği 14/05/2015 tarihine kadar olan süre zarfında destekten yoksun kalan davacılar …, …, … ve …için, müteveffanın kazadan sonra hayatta kaldığı süreden itibaren yasal faiz ile birlikte her bir mirasçı lehine 250 TL olmak üzere toplam 1.000 TL geçici işgücü kaybı tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İş bu dava trafik kazasından kaynaklı ölüm sebebi ile destekten yoksun kalma ve iş güçü kaybına dayalı maddi tazminat davasıdır.
Zorunlu mali sorumluluk sigortası; motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sigorta türüdür.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasında rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesinin yollamasıyla anılan Kanunun 85. maddesine göre belirlenmektedir. Buna göre; sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucu meydana gelen kişinin yaralanması veya ölmesinden kaynaklanan bedeni zararlara dayalı maddi tazminat ile tedavi giderleri ve maddi hasarlar sigortacının poliçe limitleri… dahilinde tazmin zorunda olduğu zararlar olup, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar halinde bu zorunluluk …na aittir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.
Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (YHGK’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı). Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde 09/11/2014 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sebebi ile davacılar murisi …’ın vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü …’ın %100 kusurlu olduğu, kaza sonucunda eşini kaybeden davacı …’ın 185.746,92 TL, davacı kız çocuk …’ın 22.757,92 TL destek zararının oluştuğu, davalı … şirketinin oluşan zararın tümünden poliçe kapsamında sorumlu olduğu, dava tarihi öncesi sigorta şirketine başvuru yapılmadığı ve herhangi bir temerrüt ihtaratında bulunulmadığı, tespit olunan tazminat miktarına dava tarihinden itibaren faiz istenebileceği anlaşılmakla davacılar … ve Melda’nın destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, her ne kadar davacılar tarafından müteveffanın kaza tarihi olan 09/11/2014 tarihi ile vefat ettiği 14/05/2015 tarihleri arasındaki geçici iş göremezlik dön… ait zararın tanzimi istenmiş ise de, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da benimsendiği üzere, haksız eylemden doğan zarar olay tarihinde gerçekleştiğinden tazminat hesabının olay tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği, bilirkişi raporunda yapılan tazminat hesabının olay tarihinden itibaren hesaplanmış olması sebebiyle hesaplanan tazminatın müteveffanın kaza tarihinden itibaren vefat ettiği 14/05/2015 tarihine kadar ki iş göremediği süreyi de kapsadığı davacıların geçici iş göremezlik tazminatına yönelik taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla yine murisin kaza sonrası dönemdeki iş göremezlik tazminatına ilişkin olarak kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu ve kendi sigortasından bu yönde talepte bulunamayacağı, doğmamış olan tazminat hakkının mirasçılara intikal etmeyeceği de gözetilerek davacıların işgücü kaybı tazminat taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …’ ın destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminat davasının KABULÜ ile 22.757,53 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacı …’ ın destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminat davasının KABULÜ ile 185.746,92 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacıların iş gücü kaybına dayalı tazminat davalarının REDDİNE,
4-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 13.516,74 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacıların yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 1.506,29 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1499,10 TL’nin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Davacılar yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 18.460,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılar … ve …’a ödenmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatırana iadesine,
8- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar üzerinden AAÜT. 13/2 maddesine göre tespit olunan 1.000 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸