Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1239 E. 2018/994 K. 18.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2015/1239
KARAR NO : 2018/994
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/02/2015
KARAR TARİHİ : 18/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben verdiği dava dilekçesinde özetle; davacı…’un eşi diğer davacılar… ve…’un babaları …’un 14/11/2014 günü davalılardan …’ın sürücüsü olduğu, davalı …Şti.adına kayıtlı, davalı … A.Ş.ne sigorta ettirilen … plakalı aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, yapılan tahkikat sonucu aynı zamanda davalı …Şti.nin çalışanı olan sürücü hakkında Gaziosmanpaşa …Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından ceza davası açıldığını, tazminat talepleri için sigorta şirketine başvurulduğunu ancak kazada …’un tam kusurlu olduğundan bahisle herhangi bir tazminat ödemesi yapmayacaklarını şifahi olarak bildirdiklerini, müteveffanın 14/11/2014 günü …Caddesi üzerinde bulunan trafik ışıklarında araçların kırmızı ışık nedeniyle durduğu esnada karşıdan karşıya geçerken, davalı … yönetimindeki aracın dikkatsiz ve tedbirsizlik sonucu şahsa çarparak ölümüne neden olduğunu, bir an için …’un tam kusurlu olduğu düşünülse bile Yerleşik Yargıtay içtihatlarında ölenin tam kusurlu olmasının, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesine engel teşkil etmeyeceğini, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağını, dolayısı ile ölenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğinin Yargıtay’ın belirlediği yerleşik görüş olduğunu, müteveffanın ölümünden önce …A.Ş.de çalıştığını ve davacının beyanına göre yaklaşık 1.500 TL maaş aldığını, davacı…’un ev hanımı olup herhangi bir işi olmadığını, tüm geçimini ölmeden önce eşinin sağladığını, bu nedenle eşinin ölümü ile maddi ve manevi zarara uğradığını, diğer davacı …’un …Üniversitesi Bilgisayar bölümünde okuduğunu ve kiralık evde oturduğunu,…’un ise … Anadolu Lisesinde okuduğunu ve yurtta kaldığını, babalarının ölümü ile maddi ve manevi zarara uğradıklarını, zira tüm masraflarının bugüne kadar babaları tarafından karşılandığını, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ve ileride artırmak koşulu ile şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketi için bildirim tarihinden, diğer davalılar için dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, kazadan sonra davacıların çektiği acı, ızdırap, eşsiz ve babasız kalmaları, manevi destekten yoksun kalmaları, üzüntü, endişe, gelecek kaygısı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, vb. nedenlerden dolayı ve sorumluluk hukuku gereği manevi tazminatın telafi edici va caydırıcı bir miktarda olması gerektiği hususları da gözetilmesi talebiyle davalılardan … ve …Şti.nden davacı… için 100.000 TL, … için 50.000 TL,… için 50.000 TL olmak üzere 200.000 TL manevi tazminata ve dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, tensiple birlikte … plakalı araca tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Şti.vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olayın ceza dosyasındaki CD çözümlemesi ve bilirkişi raporunda net ve açıkça anlatıldığını, buna göre; sürücü …’ın kavşağa yaklaşık kurallarına uygun vaziyette, yeşil ışığın kendisi için dönüşümüyle, hareket eden araçların peşinden, trafik akışına paralel bir şekilde ilerlemeye hükmettiği esnada yolun sol tarafından uygunsuz ve tehlikeli bir girişle taşıt yoluna inerek orta refüje intikal eden oradaki bir anlık duruşundan sonra araçların kırmızı ışık sonrası hareketini engellercesine, aniden, hızlı, uzun adımlarla, koşar vaziyette kamyonetin önüne atlayan yayaya olabilecek fren tedbirine rağmen durmakla karışık çarptığını, bunun etkisiyle dengesini kaybedip yüzüstü yere düşen yayanın başını kaldırım kenarına çarpması neticesi sekiz gün sonra vefat ettiğini, sürücü ve tanık anlatımlarının da aynı şekilde olup aksine hiçbir delil olmadığını, ölüm sebebiyle destek tazminatı isteyenlerin, kendilerine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmelerinin hukuken mümkün bulunmadığını, tam ve ağır kusurlu yaya ve dolayısıyla destek tazminatı talebinde bulunanların kendi kusurlarından yararlanamayacaklarını, davacının dosyaya sunduğu emsal kararların olay ile örtüşmediğini, zira emsallerde işleten ve sürücünün kendi kusuruyla kendilerine verdikleri zarardan sözedildiğini, dava konusu olayda ise, sürücünün ve işletenin dışında, kazalı bir şahsın tam ve ağır kusurunun mevcut olduğunu, müvekkilinin araç sahibi ve işleten olup işletenin sorumluluğu için zararın meydana gelmesinde kendisine yada eylemlerinden sorumlu bulunduğu kimselere yüklenebilecek bir kusur bulunması gerektiğini, aksi halde işletenin KTK.m.86 f.1 uyarınca kurtuluş kanıtı getirerek sorumluluktan kurtulacağını, hadisede müvekkilinin ve sürücünün kusuru olmadığını, araçtaki bir bozukluğunda kazaya sebep olmadığını, kazanın münhasıran zarar görenin ağır kusurundan ileri geldiğini, insan nüfusu yoğun olan İstanbul’da zor ve kalabalık trafik akışı içinde, kırmızı ışığa rağmen hızla, dikkatsizci, koşarak araçların arasından fırlayan müteveffanın kusurunun ağır olduğunu, Yargıtay yerleşik içtihatları ve doktrindeki fikir birliğinin bu yönde olduğunu, bu nedenlerle müvekkiline sorumluluk tevcih edilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın, davalı şirkete 23/01/2014-23/01/2015 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, sürekli sakatlık halinde kişi başı azami 268.000 TL ile sınırlı olduğunu, bu poliçeden dolayı davalı sigorta şirketine müracaat edilerek ihbarda bulunulduğunu ve hasar dosyası açıldığını, dava konusu kazada müteveffa yayanın %100 kendi kusuru ile kendi vefatına sebep olduğunu, davalı şirkete sigortalı araç kusursuz bulunmuşken davacılara tazminat hükmedilmesi halinde hükmün ZMSS siğgorta poliçesinin genel şartlarına ve amacına aykırılık teşkil edeceğini, bu durumun aynı zamanda hiçkimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağı ilkesinin gereği olduğunu, yüksek mahkemenin kararlarının da bu yönde olup aksi yönde karar verilmesinin bozma sebebi olduğunu, davalı şirketin ZMSS poliçesinden kaynaklanan sorumluluğunun kaza sonucu zarar gören 3.kişilerin maddi zararlarını tazmin etmek ile sınırlı olduğunu, bu sorumluluğun ancak sigortalı aracın kusurlu bulunması halinde ve ancak sigortalı aracın kusuru oranında söz konusu olabileceğini, aksi taktirde davalı şirketin zararı tazmin ile sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte doğru bir değerlendirme yapılabilmesi için dosyanın kusur tespiti için ATK.Trafik ihtisas kuruluna gönderilmesini, sağlıklı ve gerçekçi bir tazminat hesaplaması yapılabilmesi için de destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebin değerlendirilmesi amacıyla aktüer sıfatına sahip bir bilirkişinin görevlendirilmesini talep ettiklerini, SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin ve yahut gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması gerektiğini, davacının müvekkil şirkete müracaat ettiğini ancak sigortalı araç kusursuz bulunduğundan müvekkil şirketin tazminat ödeme sorumluluğu doğmadığını, bu nedenle tazminata hükmedilmesi durumunda, müvekkil şirketin faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını, bu nedenlerle sigortalı araç dava konusu kazanın oluşumunda kusursuz bulunduğundna davanın rerdine, mahkeme aksi kanaatte ise kusur tespiti yapıldıktan sonra müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda yine aktüer sıfatına haiz bilirkişi kanalı ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasına, sigortalı aracın kusurlu bulunması halinde sorumluluğun açıkladıkları çerçevede ve azami limit ile sınrılı olacağına, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
27/02/2015 tarihli tensip tutanağı ile davalı şirket adına kayıtlı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmuştur.
Gaziosmanpaşa …Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası uyap üzerinden getirtilmiştir.
Davacıların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmıştır.
Gaziosmanpaşa …Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/08/2015 tarihli görevsizlik kararı üzerine Mahkememize tevzi edilen dosya mahkememizin yukarıda yazılı esas sırasına kayıt edilmiştir.
Davalı … A.Ş.den poliçe ve hasar dosyası örneği getirtilmiştir.
Davalı …Şti.vekili 28/11/2017 tarihli dilekçes ile … plakalı aracın kazaya uğramış olup yapılan eksper incelemesi neticesinde perte çıkarıldığını, bu aşamada işlemlerin devam edebilmesi için araç üzerindeki tedbir kararının kaldırılmasını, dosyanın teminatsız kalmaması için davalı şirkete ait … plakalı araç üzerine tedbir kararının devamına karar verilmesini talep etmiş, Mahkememizce 01/12/2017 tarihinde talebin kabulüne karar verilmiş, davalı şirket vekilinin 25/12/2017 tarihli dilekçesi ile davalı şirketin acil nakit ihtiyacı olması, şirket araçlarından ilk olarak ihtiyati tedbir konulan … plaka sayılı araca alıcı bulunması, alıcı müşteri ile anlaşmaya varılması nedeniyle araç üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararının uygulandığı araçtan hem model hemde değer olarak daha yüksek bir değere sahip olan … plakalı sayılı araca ihtiyati tedbir şerhi işlenmesine karar verilmesini talep etmiş, 09/01/2018 tarihinde talebin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kusur oranı tespiti için ATK.Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, düzenlenen 06/08/2018 tarih ve 2018/34878/4711 sayılı rapor ile davalı sürücü …’ın yönetimindeki kamyonetle seyrini sürdürüp ışık kontrollü kavşağa yaklaştığında, seyir yönüne göre sol taraf önünde kırmızı ışıkta duran araçların arasındani ani ve kontrolsüzce seyir şeridine intikal eden yayaya karşı, kazanın oluş şartları dikkate alındığında etkili önlem alabilmesi mümkün olmayıp yayaya çarpması ile karıştığı kazada atfı kabil kusuru olmadığı, davacılar yakını yaya …’un sağ taraftan akan taşıt trafiğini gerektiği şekilde kontrol etmeden ve sürücünün görüşüne kapalı yerden kırmızı ışıkta duran araçların arasından sağ taraftan yaklaşan kamyonete rağmen, ani ve kontrolsüzce kamyonetin seyir şeritine girdiği, bu tavrı ile korunma tedbiri alamadığı kamyonetin sadmesine maruz kalarak meydana getirdiği kazada dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareket etmiş olmakla %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
İş bu dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalmaya dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
6098 sayılı TBK’nın Madde 49 vd maddeleri “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar. Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz. Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükümlerine amirdir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacıların murisi müteveffa …’un sağ taraftan akan taşıt trafiğini gerektiği şekilde kontrol etmeden ve sürücünün görüşüne kapalı yerden kırmızı ışıkta duran araçların arasından sağ taraftan yaklaşan kamyonete rağmen, ani ve kontrolsüzce kamyonetin seyir şeritine girdiği ve meydana gelen kazada vefat ettiği, alınan ATK kusur raporunda müteveffanın %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edilmesi nedeniyle, davalı sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, dolayısıyla davalıların meydana gelen zarardan sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla adli tıp kurum raporu ve dosya kapsamı dikkate alınarak davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların açmış oldukları maddi ve manevi tazminat davalarının REDDİNE,
2-Peşin alınan harçtan alınması gerekli harcın mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 681,36 TL’nin talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalı …Şti.tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan 54,60 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Maddi Tazminat yönünden; davalılar … A.Ş. ve … Şti. yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar üzerinden AAÜT’sine göre tespit olunun 2.180 TL’nin davacılardan alınarak bu davalılara ödenmesine,
6-Manevi Tazminat yönünden; davalılar … A.Ş. ve …Şti. yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar üzerinden AAÜT 10/4 maddesine göre tespit olunun 2.180 TL’nin davacılardan alınarak bu davalılara ödenmesine,
Dair davacı vekili ile davalı Sonkar vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim
¸