Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1168 E. 2018/302 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2015/1168
KARAR NO : 2018/302
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2015
KARAR TARİHİ : 08/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tüketici mahkemesine hitaben verdiği dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı enerji şirketinin abonesi olup davalı şirket tarafından düzenlenen elektrik faturalarının davacı tarafından düzenli olarak ödendiğini, bu faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan K/K bedeli adı altında kayıp kaçak bedeli alındığını tespit ettiklerini, bir hizmet bedeli karşılığı olmadığı açıkça belli olan, kötü niyetli diğer kullanıcıların kaçak kullanımı ve tedarikçi elektrik dağıtım firmasının ağır ihmal ve kusurları ile alt yapısının eksikliklerinden kaynaklanan kayıp ve kaçak tütekimlerinin bedeli karşılığı olanan bunun davacı şirket gibi dürüst abonelere yansıtılmasının kabul edilemeyeceğini, üstelik kayıp ve kaçak oranlarının bölgeler arasında oransal olarak da farklılık oluşturduğunu, bu nedenle faturalara yansıtılan oranlarda bile bir tutarsızlık görülebileceği gibi bir başkasının işlemiş olduğu suçun diğer taraftan dürüst tüketiciye yansıtılarak mağdur edildiğini, abonelere K/K bedeli altında yaklaşık %15 oranında veya daha üzeri oranlarda kayıp kaçak bedeli adı altında bir ücret yansıtıldığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kayıp kaçak bedelinin tüketicilerden tahsil edilemeyeceğine hükmettiğini, davalı şirket tarafından 2005 yılından bu güne kadar davacı şirketten KDV hariç toplam 1.830.780 TL tahsil edildiğini, bu nedenlerle kayıp kaçak bedeli tahsilatları için şimdilik 9.000 TL, TRT payı olarak şimdilik 1.000 TL olmak üzere şimdilik toplam 10.000 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul …Tüketici Mahkemesinin 12/10/2015 tarihli görevsizlik kararı üzerine tevzi edilen dosya Mahkememizin yukarıda yazılı esasına kayıt edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile hiçbir sözleşme, fatura ve tahsilat ilişkisi olmayan davalı … dağıtım şirketine ilgili tahsilatların iadesi için dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle öncelikle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davcı şirket tarafından dava konusu bedellerin kendisine sözleşme ilişkisi içerisinde elektrik satın aldığı elektrik tedarik şirketi tarafından faturalandırıldığını, davalının aldığı faturalara TTK.21.madde hükmüne göre 8 gün içinde itiraz etmediğini ve herhangi bir ihtirazi kayıtta ileri sürmediğini, bu nedenle davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, ayrıca talebin zamanaşımına uğradığını, kayıp kaçak bedeline ilişkin düzenleyici işlemlerin ülke çapında
uygulanması gereken düzenleyici işlemler olduğundan ancak Danıştay’da dava açılabileceğini, davanın idari yargının görev alanına girdiğini, mahkeme tarafından dava konusu bedellerin davalı şirketten tahsili cihetine gidilecek olursa bu durumda davalının ilgili bedelleri davacının sözleşme yaptığı ilgili perakende şirketinden, … A.Ş.den, EPDK.dan, …AŞ’dan ve … A.Ş.gibi kurumlardan rücu için davalar açması gerekeceğinden davanın ilgili şirket ve kurumlara ihbar edilmesini talep ettiklerini, EPDK.nun tarife ve fiyatlandırma esaslarını belirlemekten ve elektrik piyasasında yer alan gerçek ve tüzel kişilerin uymaları gereken, talimatları ve tebliğleri onaylamak ve yayımlamaktan sorumlu olduğunu, buna göre EPDK.nun elektrik faturalarında bulunacak ve ücretlendirilecek tarife unsurlarını belirleme yetkisine sahip olduğunu, tarifelerin uygulanmasının 4628 sayılı Kanunun 4.ve 5.maddeleri ile 4664 sayılı elektrik piyasası kanununun 17/..maddesine göre lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluk olduğunu, yine 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17/4.maddesine göre, kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartlarının, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağladığını, elektrik dağıtım lisansı sahibi davalı şirketin, EPDK tarafından onaylanıp yayımlanan tarifeyi değiştiremeyeceği gibi, tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemeyeceğini veya düzenlenen tarifeler kapsamında belirlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamayacağını, kaldı ki davalı şirketin davacı ile sözleşme ilişkisi olmadığından dava konusu bedelleri faturalandıran ve tahsil eden şirkette olmadığını, dolayısı ile söz konusu düzenleyici işlemler iptal edilmedikçe tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağını, ilgili tüm bedellerin yasal dayanağı bulunmakta olup davalı firma ile ilgili elektrik perakende satış ve elektrik dağıtım firmalarının bu düzenlemeler mülga oluncaya kadar uymakla yükümlü olduklarını, davacı şirket ile tadarik şirketi arasında imzalanmış sözleşme hükmüne göre de davacı şirketin dava konusu bedellerin kendisine fatura edileceğini ve kendisinden tahsil edileceğini kabul ettiğini, bu nedenlerle davanın esas yönünden de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… A.Ş.den davacıya ait TL bazında tüketim ekstreleri ve fatura suretleri gönderilmiştir.
Dosya mevcut bilgi ve belgelerin değenlendirilmesi amacıyla elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 27/10/2017 tarihli raporda; davacı ile davalı arasında dava konusu … abonelik numaraları için imzalanmış elektrik enerjisi satış sözleşmeleri bulunduğu, dosya kapsamına sunulan TL bazında tüketim ekstre kayıtlarından davalı kurumca davacı şirkete tahakkuk ettirilen faturalarda talep edilen tutarların; faturalara yansıtılan kayıp kaçak bedel toplamının KDV hariç 784.216,43 TL, TRT payı içerisinde yer alan %2 kayıp bedeli toplamının KDV hariç 10.326,23 TL olduğu, EPDK tarafından 07/12/2011 tarihinde kayıp kaçak bedeline ilişkin yapılan duyuruda; 2006-2010 döneminde enerji bedeli hesaplanırken o dönem için belirlenmiş olan hedef kayıp kaçak oranlarının dikkate alındığı, 2011 yılından itibaren ise maliyet kalemlerinin ayrıştırılması söz konusu olup faturada daha önce perakende satış bedeli içerisinde yer alan kayıp kaçak bedelinin ayrıştırılarak serbest tüketicelerde dahil tüm dağıtım sistemi kullanıcılarına yansıtılması uygulanmasına geçildiğinin açıça belirtildiği, davacı tarafça TRT payının tamamının talep edilemeyeceği, 2012/01 dönemi itibarı ile TRT payı içerisinde %2 oranında kayıp kaçak bedeli yer almaya başladığı, davalının dava tarihi itibarı ile temerrüde düştüğünün kabulü halinde davacının fatura asıl alacaklarına 14/09/2015 dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun ile değişik 2.maddesi gereğince T.C.Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanması gerektiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun konuya ilişkin 21/05/2014 günlü ve … esas, … karar sayılı emsal ilamındaki kayıp kaçak bedelinin tüketiciye iadesine yönelik kararı bulunduğu, ancak 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişiklik ile kayıp kaçak elektrik bedeline açıkça yasal dayanak sağlandığı, Elektrik Piyasası Kanununa eklenen geçici 20.madde nedeniyle kanunda yapılan değişikliğin derdest davalarda da uygulanacağı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay …Dairesinin kayıp kaçak bedellerinin tüketicilerden tahsili uygulamasını hukuka aykırı bulduğu kararlarından sonra Elektrik Piyasası Kanununda yapılan değişiklikler sonucu kayıp kaçak maliyetini tarifeler üzerinden tüketicilere yansıtmasının mevcut mevzuata uygun olduğu, 6719 sayılı kanun ile yapılan düzenlemenin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine götürüldüğü, Anayasa Mahkemesi kararının beklenmekte olduğu, mevcut düzenlemeler kapsamında 6719 sayılı kanun ile 17.maddeye 10.bent eklendiği, açılan davalarda mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandırıldığı, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi için yapılan incelemelerde; davalı tarafça davacının elektrik faturalarına yüklenen kayıp kaçak bedellerinin EPDK tarafından belirlenen sınırları geçmediği, dava konusu yapılan hizmet bedellerinin EPDK.nun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, faturalara yansıtılan kayıp kaçak bedellerine ait birim fiyatların, dava konusu … numaralı aboneliklerde tek terim orta gerilim tarifesinde fatura dönemleri itibarı ile yürürlükte olan EPDK.ca belirlenen onaylı …AŞ birim fiyatları ile bire bir uyuştuğu, 2006-2010 dönem aralığındaki faturalarda EPDK.ca belirlenen hedef kayıp kaçak oranlarının dikkate alındığı, faturalarda bu kalemler için fazladan tahakkuk bulunmadığı belirtilmiştir.
Davada, elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedellerinin davalıdan tahsili talep edilmektedir.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve … E.- … K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiş, AYM’ce mahkeme denetiminin sınırlanmasının Anayasa aykırı bulunmuş ise de diğer yönlerden yapılan aykırılık iddiasına ilişkin başvuruların reddolunduğu dikkate alındığında bu durumun esasa etkili bir sonuç doğurmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumun Anayasaya aykırılığı iddiasıyla yapılan başvuru AYM ce reddolunmuştur.
Dosya kapsamı ve HGK kararı uyarınca dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 Sayılı Yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Dava tarihi itibarı ile HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri kural olarak davada haksız çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Aynı şekilde vekalet ücreti yönünden haksız çıkan taraf aleyhine hüküm kurulur. Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısı ile vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin… esas, … karar, 07/12/2016 tarihli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi…Hukuk Dairesinin … esas, … karar, 06/12/2016 tarihli kararları da bu doğrultudadır. Bu nedenlerle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davacı lehine yargılama gideri ve maktu vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 27,70 TL başvuru harcı ile 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 63,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat posta masrafı olmak üzere toplam 649,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının yapmış oldukların masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
4-Davacı yargılamada kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T göre tespit olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸