Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1108 E. 2020/6 K. 13.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1108
KARAR NO : 2020/6

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2015
KARAR TARİHİ : 13/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından yetkili icra dairesi olan Çarşamba İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında tarafına gönderilen ödeme emrinin tebliğ edilmesine müteakip itiraz ettiğini, bu itirazını haricen öğrendiklerini, halen tebliğ edilmiş bir itiraz bulunmadığını, 2.430 TL asıl alacağın ödenmesi emrini içeren ödeme emrine yaptığı itirazda davalı tarafın dilekçesinde borcun varlığını kabul etmediği beyanı haksız olup itiraza konu borcun …’da konaklama bedeli olan 81 günlük borcunu ödememesinden kaynaklandığını, fatura seri A, sıra no…. numaralı, 30/05/2012 tarihli davalı adına düzenlenen İİK madde 68 anlamında usulüne düzenlenen belge niteliğinde olduğundan itirazın reddi gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla duran takibin ödenmeyen borç nedeniyle birikmiş faizi en yüksek ticari faiz uygulanmak suretiyle devamına, %20’den aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVALI: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu takibe karşı yetki itirazında bulunduklarından anılan yetki itirazının kaldırılması/iptal edilmesi talep edilmeden dava açılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki takip Çarşamba İcra Müdürlüğünde yapılmış olmakla davanında Çarşamba Asliye Ticaret/Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden İstanbul mahkemelerinin yetkisine itiraz ettiklerini, davaya konu takibe 08/11/2012 tarihinde itiraz edildiğini, davanın ise itirazdan 3 yıl sonra açıldığını, itirazın iptali davası açma süresinin itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl olarak belirlendiğini ve icra müdürlüğünce itirazın davacıya tebliğ edilmediğini, ancak davacının bu kanun maddesine dayanarak itirazın iptali davası açmak için 3 yıl beklemesinin kötü niyetli bir davranış olup kanunun bu maddesinden yararlanmasının mümkün olmadığını, davaya konu faturanın iddianın aksine İİK 68.maddede belirtilen bir belge olmadığını, zira faturada davalının imzası bulunmamakta olduğundan kayıtsız şartsız borç ikrarının havi niteliği taşımadığını, sadece faturaya dayanarak davacının alacaklı olduğuna karar verilemeyeceğini, faturanın neden davalı şirket adına düzenlendiğinin bilinmediğini, şirket olarak davalının otelde konaklamasının mümkün olmayıp konaklama yapan kişinin kim olduğu, hangi tarihlerde otelde konakladığı, gecelik ücretinin ne olduğu hususları konusunda hiçbir ayrıntı bulunmadığını, davalı tarafından anılan otelde kalınması konusunda kimseye talimat ve yetki verilmediği gibi davacı ile bu konuda yapılmış bir anlaşma bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava İİK.’nın 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Çarşamba İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu icra takibi olduğu, dosyanın yetkisizlik ile İstanbul’a gönderildiği, İstanbul …İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosya numarasını aldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili 07/11/2016 tarihli celsede davalı şirketin iflas ettiğini, iflas kararının henüz kesinleşmediğini, İstanbul …İflas Müdürlüğünün… iflas sayılı dosyası ile işlem gördüğünü beyan etmiştir.
İstanbul …İflas Dairesinin … iflas sayılı 22/02/2017 tarihli yazısı ile, davalı şirketin İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyasından iflasına karar verildiği, iflas masasının adi tasfiye olarak yürütülmekte olup, 1.alacaklılar toplantısında iflas idare memurları seçilemediğinden İİK.nun 222.maddesi gereği 2.alacaklılar toplantısına kadar iflas masasının dairelerince idare edildiğini, iflas kararı temyiz incelemesi için 11/03/2016 tarihinde Yargıtaya gönderilmiş olup, iflas kararı henüz kesinleşmediğinden 2.alacaklılar toplantısının yapılmadığı bildirilmiştir.
Davalı vekili tarafından 19/03/2018 tarihli dilekçe ile 2.alacaklılar toplantısı tutanağı dosyaya sunulmuştur.
Çarşamba Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davacının davalı müflis şirketten icra takip tarihi itibarı ile alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususunun tespiti ile ayrıca müflis şirketin iflas tarihi olan 08/10/2015 tarihi itibarı ile davacı alacağının asıl alacak 08/10/2015 tarihine kadar işleyecek faiz, icra dosyası vekalet ücreti ve icra dosyası masrafları ile birlikte hesaplanması istenmiş, Çarşamba 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/84 talimat sayısı ile alınan mali müşavir bilirkişi raporunda; davacı tarafın 2012 yılına ait yevmiye defterinin usulüne uygun olarak tutulmuş olup, kapanış tasdikinin onaylatılmamış olduğunun tespiti ile işletmenin lehine delil olarak kullanılmayacağı, davacı tarafından davalı şirket adına düzenlenmiş olan davaya konu faturanın davacının resmi defter kayıtlarında peşin olarak tahsil edilmiş olarak kayıt altına alınmış olması nedeniyle davacı tarafın davalı şirketten bir alacağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek sureti ile düzenlenen bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olmasına karşın 2012 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin onaylatılmamış olması nedeniyle kesin delil vasfını haiz olmadığı, davacının resmi defter kayıtlarında bulunan davalı adına düzenlenmiş olan faturanın peşin olarak tahsil edilmiş olarak kayıt altına alındığı bu itibarla da davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan alacağının bulunmadığı tespit edilmiş olmakla davalının itirazında haklı olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek davacının haksız ve kötü niyetli olarak davalı hakkında takip yaptığına kanaat getirilmekle asıl alacak miktarının %20’si oranında kötü niyet tazminatı ödemesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının %20.’si oranında hesaplanan 486,00-TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 41,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davalı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 2.430,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda okunup usulüne uygun anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır