Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/996 E. 2020/501 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/996 Esas
KARAR NO:2020/501

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/12/2013
KARAR TARİHİ:22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında 2010 yılından itibaren alım satımdan kaynaklanan bir ticari ilişki olduğunu, taralar arasında 2011 Şubat ayında 31/12/2011 tarihinde sona erecek şekilde bir tek satıcılık sözleşmesi yapıldığını, tarafların sözleşmenin süresi dolduktan sonra aralarındaki ticari ilişkiye tek satıcılık olarak devam edileceğine ilişkin hiçbir yeni yazılı anlaşma yapmadıklarını, sözleşmenin 31/12/2011 tarihinde sona erdiğini, süre dolduktan sonra ticari ilişkinin sürdürülebileceklerini ancak tek satıcı olmadığını 02/01/2012 tarihinde davalı şirkete e-posta yolu ile bildirdiğini, davalının devam eden ticari ilişki sırasında satın aldığı ürünlerin bedelini ödemediğini, davacının da haklı nedene dayanarak davalı ile ticari ilişkisini sonar erdirdiğini, davacının davalıdan ticari alım satımdan kaynaklanan 57.479,84Euro alacağı olduğunu, alacağın tahsili için ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep dava etmiştir .
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında önceleri alım satımdan, 2011 Şubat ayında yapılan yetkili tek satıcılık sözleşmesinden kaynaklanan bir ticari ilişki bulunduğunu, davacının iddialarının doğru olmadığını, taraflar arasındaki sözleşme maddeleri gereğince 31/12/2011 tarihinde yetkili satıcılık belgesinin yenilenmediğinden dolayı sona erdiğinin iddia edildiğin, ancak bu sözleşmenin yenilenmediğine dair davalı şirkete resmi herhangi bir yazılı belge gönderilmediğini, bu nedenle davacının sözleşmenin yenilenmediğinden bahisle taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği iddiasının haklı bir gerekçe olmadığını, taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucunda, davalı şirketin tek yetkili satıcılığının devamı konusunda resmi yazı istendiğinde, davacı taraf yetkililerin sözleşmenin devam ettiğini belirttiklerini, 30 Mayıs 2013 tarihine kadar davacının internet sitesinde Ses Sistemleri Ürünlerinin Türkiye Tek Yetkili Satıcı olduğu noterlik tarafından tespit edildiği ve onaylandığını, davacının davalı şirketle distribütörlük anlaşmasını iptal ettiklerini iddia ettikleri 02/01/2013 tarihli e-postalarından sonra ayn yetkililerin Türkiye’deki bazı ürün talep eden kişilere davalı firmanın yetkili olduğuna dair e-postalar gönderdiğini beyanla, haksız ve kötü niyetli davanın iptalini, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, taraflar arasındaki sözleşme, distribütör belgesi, e-postalar, hesap özetleri, 63/3 numaralı genelge, gümrük kayıtları, faturalar,dekontlar, hesap özetleri, Ba-Bs formları, gümrük beyannameleri, ticaret sicil kaydı, ticari defter ve kayıtlar celp olunmuştur.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … AŞ aleyhine 57.479,84TL üzerinden takip başlatıldığı, borçlu vekilinin itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişiler SMMM … ve Y.Doç Dr … tarafından tanzim olunan 04/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalı yanın incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davacı yanın davalı yandan 31/12/2012 tarihi itibariyle 28.352,66TL alacaklı görüldüğünü, yanlar arasındaki tek satıcılık ilişkisinin, takip ve dava anında mevcut olmadığından, meselenin tahkim yoluyla çözümüne ilişkin, münhasır distribütörlük belgesinde yer bulan 9.maddenin uygulanma koşullarının olmadığını, davacının TC Devleti kanunlarına göre kurulmuş bir şirket olmadığı gözetildiğinde, Türk mevzuatına göre defter tutma yükümlülüğü olmadığını, gümrük müşavirliği A karnesine sahip gümrük/ithalat işlemleri konusunda uzman bir bilirkişinin heyete dahil edilmesi gerektiğini, belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyetine Gümrük Müşaviri …’in dahil edilerek, tanzim olunan 22/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda; gümrük çıkış beyannameleri muhteviyatı eşyaların … Gümrük Bölgesine gönderilmiş olup, söz konusu eşyalar için gümrük bölgesinde taşıyı firmalar tarafından özet beyan işlemlerinin … Tic AŞ adına gerçekleştirildiğini, taşıyıcı firmalar tarafından alıcı firma olan davalı adına beyan verildiğinden, Gümrük Kanunu madde 55,56,57’deki gibi gümrükçe onaylanmış işlem ve kullanıma tabi tutularak davalı adına gümrük idarelerinde işlem yapıldığını, söz konusu eşyaların bir gümrük rejimine takip tutularak serbest dolaşıma sokulduğu ve fiili ithalatları gerçekleştirildiğini, … Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünün resmi verilerine dayanarak gümrük mevzuatı açısından ifade etmek gerekirse, davalı tarafından ihracatçı firma olan davacıya 43.085,20Euroluk ihracatın 30.380,40Euroluk kısmının peşin olarak beyanname işlem tarihinde ve öncesinde gönderilmediğinin anlaşıldığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 11/01/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı ile davalının gümrük mevzuatı açısından yapmış oldukları ticari işlemlerde herhangi bir aykırılık söz konusu olmadığını, yapılan işlemler ve ticaret iş muhasebesel açısından sorunun, distrübütörlük anlaşmasına aykırılıktan ibaret olduğunu, söz konusu itilafa konu olan ithal eşyanın miktarı, kıymeti ve diğer hususları ile gümrük tarife tatbikatı ve gümrük tekniği ile ilgili bir sorun bulunmadığını, gümrük uygulamaları bazında herhangi bir sorun görülmediğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi Gümrük Müşaviri … tarafından tanzim olunan 24/03/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; söz konusu eşyaların … Aş tarafından gümrük bölgesinde nasıl bir işleme tabi tutulduğunun tespiti açısından … Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünden sorulması gerektiğini belirtmiş, gerekli yazışmalar yapıldıktan sonra bilirkişiler SMMM … ve Gümrük Müşaviri … tarafından tanzim olunan 16/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; fatura içeriğinin mal teslimi olmadığını, gümrük belgelerinin bulunmadığını, davalı yanın davacı yana icra takip tarihi itibariyle 13.215,16Ero borcu olduğunu, davacının takip talebinde 57.479,84Euro alacak talep ettiğini, talebinin 12.215,16Euronun dışında yerinde olmadığını, davacı tarafından davalının usulune uygun olarak temerrüde düştüğüne ilişkin delil dosyaya ibraz edilmediğinden, icra takibi öncesi temerrüt oluşmadığını, temerrüdün icra takip tarihi olan 30/09/2013 tarihinde oluştuğunu, bu nedenle faiz hesaplaması yapılmadığını, icra takip tarihinden itibaren davacının talepleri doğrultusunda en yüksek Euro faizi uygulanması gerektiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi rapor ve ek raporlarına karşı beyan ve itirazlar dikkate alınarak dosya bilirkişi E.Banka Müdürü …’a tevdi edilmiş olup, tanzim olunan 27/07/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı tarafından davalı şirkete 2012 yılı içinde yapmış olduğu toplam 110.745,26Euro mal satışına karşılık düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu mal ithalatına karşılık davalının davacıya 97.500Euro ödemede bulunduğunu, 2012 yılı mal alışlarından dolayı davacıya kalan borcun 12.245,26Euro olduğunu, davalının kayıtlarında 2011 yılından 278,20Euro bakiye borcu bulunduğunu kabul ettiğini, işbu tutarla birlikte davalının davalıya bakiye borcunun 13.523,46Euro olduğunu, taraflar arasındaki asıl ihtilaf konusu olan davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen Danışmanlık Hizmet Bedeli 4 adet faturadan toplam 44.264,66Euro tutarındaki faturalardan kaynaklandığını, işbu faturaların davalı defterinde kayıtlı olduğunu, işbu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığını, faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediğinin dosya kapsamından tespit edilemediğini, ayrıca fatura konusu danışmanlık hizmetinin davalı şirkete verildiğinin ispata muhtaç olduğunu, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacağın 13.523,46Euro olduğunu belirtmiştir.
Davalı şirket temsilcisi … isticvap olunarak dinlenmiş, duruşmadaki beyanında ; davalının ticari defterlerinde gözüken 45.530,08Euroluk ödenen neye istindane yapıldığının sorulması üzerine, bu ödemeyi gönderilmiş bir mal veyahut gönderilecek bir mal için yapmış olabileceğini, bu ödeme karşılığında bir mal almış olabileceğini, alınan malın tam miktarını hatırlamadığını, söz konusu maili kendisinin göndermediğini, …’ın göndermiş olabileceğini, …’ın 08/01/2013 tarihinde satış temsilcisi olarak çalışmakta olduğunu, şirketin böyle bir borcu olmadığını, neden 60.000Euro’luk bir borçtan bahsedildiğini bilmediğini, kendisinin davacı ile herhangi bir mail yazışması olmadığını, şirketler arasındaki yazışmaların …, … gibi ingilizceyi iyi bilen elamanların yürüttüğünü, mal alımlarına ilişkin yazdıkları maillerin kendisinin talimatı ile olduğunu, diğerleri ile ilgili bilgisi olmadığını beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Dava, davacının alacağını tahsilen davalı aleyhin başlatmış olduğu vaki itirazın iptali talebidir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, icra dosya kapsamı ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davacının taraflar arasındaki ticari alım satımdan kaynaklanan 57.479,84Euro alacağı olduğunu iddia etmiş, dosya kapsamı ve davalının ticari defter ve kayıtları da incelenmek sureti ile düzenlen ve hükme esas alınan son bilirkişi raporunda davacı tarafından davalıya 2012 yılında yapılan satışlar toplamının 110.745,26 EU olduğu, buna ilişkin davacı tarafça düzenlenmiş faturaların davalının da ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, borca karşılık yapılan ödemelerin toplam tutarının ise 97.500,00-EU olduğu, buna göre davacının davalıdan 13.523,46 EU alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafından davalı adına ayrıca “danışmanlık hizmet bedeli” olarak toplam tutarı 44.264,66-EU olan 4 adet faturanın düzenlendiği, bu faturaların davalının ticari defterlerde kayıtlı olmadığı, faturaya konu hizmetin verildiğine ilişkin dosyada yazılı bir delil de bulunmadığı, davalı şirket yetkilisinin şirketler arasındaki yazışmaların …, … gibi ingilizceyi iyi bilen elamanların yürüttüğünü, mal alımlarına ilişkin yazdıkları maillerin kendisinin talimatı ile olduğunu, diğerleri ile ilgili bilgisi olmadığını beyan etmiş olaması karşısında mail yazışmaların davalı şirket yetkilisinin bilgi ve rızası dahilinde gerçekleştiği mahkememizin kabulünde olsa da, mail yazışmalarındaki ifadelerin borcun ikrarı niteliğinde olmadığı, bu itibarla davacının bahsedilen toplam 44.264,66-EU tutarında 4 adet faturaya konu mal yada hizmetin verildiğini ispat edemediği, anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, alacağın belirlenebilir olması nedeniyle İcra İflas Kanununun 67/2 maddesi uyarınca alacağın TL karşılığı olan 38.812,33 TL’ nin %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, reddedilen kısım yönünden davacının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 13.523,46 EURO üzerinden takip talebindeki şartlar ile aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İcra İflas Kanununun 67/2 maddesi uyarınca (38.812,33 TL’ nin) %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin davacının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.657,47TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 16.635,85TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.651,27TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 2.943,30TLden mahsubu ile fazla alınan 292,30TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Davacı tarafından yapılan 3.950,00TL bilirkişi ücreti ve 1.137,70TL posta masrafı olmak üzere toplam 5.087,70TLnin davanın kabul ve red oranına göre (0,23) hesaplanan 1.170,17TLsinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına, Ayrıca davacı tarafından bu dava nedeniyle yatırılan 2.651,27TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 120,00TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan (0, 77) 92,40TLsinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2020

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI