Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/965 E. 2020/62 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/965 Esas
KARAR NO : 2020/62

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/09/2014
KARAR TARİHİ : 22/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı şirketin beheri 10 TL nominal bedelli 2.500 payına sahip olduğunu, davacının son olarak 01/05/2008 tarihinde yapılan genel kurula katıldığını, akabinde 2009 ve 2010 yıllarında yapılan 04/05/2009 ve 03/05/2010 tarihli genel kurullar için davacıya toplantı çağrısı gelmediğini, söz konusu genel kurul tutanakları incelendiğinde ise davacıya ait hisselerin adeta buharlaştığının görüldüğünü, bu hisse aidiyetine ve genel kurulların iptaline yönelik İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkemece yapılan yargılama ile davacı lehine karar verildiğini, karşı tarafın dosyayı temyizi üzerine Yargıtay’dan usule ilişkin bir sebeple kararın bozulduğunu, söz konusu dava sürecinde ise davalı şirketin 2010 yılına ait genel kurul toplantısını 02/05/2011 tarihinde davacının hissedarlığını hiç sayarak çağrısız bir şekilde gerçekleştirildiğini, bu kararın iptali için de İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu dosyanın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile birleştirildiğini ve davacı lehine sonuçlandığını, yine tüm davalar derdest iken davalı şirketin 10/05/2013 tarihinde TTK 416.maddeye göre çağrısız bir şekilde olağanüstü genel kurul toplantısı gerçekleştirildiğini, yihne davacıya herhangi bir toplantı çağrısı gönderilmediğini, anılan nedenlerle davacının katılmadığı ve TTK 416.madde uyarınca çağrısız olarak yapılan 10/05/2013 tarihli toplantının yoklukla malul olduğunun tespitine, TTK 381.maddesi uyarınca iptal davası açıldığının şirket idare heyeti tarafından ilan ettirilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu ettiği talebinin incelenebilmesi ve sonuçlandırılabilmesi için öncelikle davacının, davalı şirketin hissedarı olduğunun kanıtlanmasının zorunlu olduğunu, bunun içinde daha önce İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açtığı davanın ve ilgili hükmün kesinleşmesi gerektiğini, davacının davalı şirkette hissedar olup olmadığı ve buna bağlı olarak genel kurul kararlarının iptalini talep etme hakkına sahip olup olmadığı hususları sonuca kavuştuktan sonra ancak işbu davanın sonuçlanabileceğini, anılan nedenle dava İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve… Karar sayılı davanın bekletici sorun kabul edilmesine, davanın esası hakkında ise davacının davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacının hissedarı olduğu davalı şirketin, 10/05/2013 tarihinde çağrısız olarak yapıldığı iddia olunan genel kurul toplantısının, yoklukla malul olduğunun tespitine yönelik ticari şirket davasıdır.
Bilahare davacı vekili sunmuş olduğu 22/01/2020 tarihli dilekçe ile; davalı aleyhine açmış oldukları davadan HMK 307.maddesi uyarınca kayıtsız ve şartsız olarak feragat ettiklerini, feragat nedeni ile karşı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan ve talep etmiştir.
Yine davalı vekili sunmuş olduğu 22/01/2020 tarihli dilekçe ile; dvacı tarafın davadan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmaksızın feragat etmesi halinde, karşı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri olmadığnıı kabul ve beyan ile bu doğrultuda karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde feragate yetkili olduğu, yine davalı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde de feragati kabul yetkisinin olduğu görülmekle; davacı tarafın davasından feragati nedeniyle HMK 307. ve 311.maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının feragat nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Taraflarca ücreti vekalet ve yargılama gideri talepleri bulunmadığından bu hususta ayrıca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 30,10 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”