Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/839 E. 2018/1100 K. 17.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/839 Esas
KARAR NO : 2018/1100
İSTANBUL 32.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2011/431 ESAS SAYILI DOSYASI;
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 05/10/2011
KARAR TARİHİ: 19/12/2011
İSTANBUL 32.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2011/432 ESAS SAYILI DOSYASI;
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 05/10/2011
KARAR TARİHİ: 19/12/2011
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 05/10/2011
KARAR TARİHİ: 17/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin alacağını tahsil etmek amacıyla, davalı borçlu aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalı borçlu şirketin fatura koınusu malların ayıplı olduğunu, davacı şirkete borçlarının bulunmadığını ileri sürerek icra takibine itiraz ettiğini, davalı tarafın yetki itirazlarının reddi gerektiğini, davacının faturada belirtmiş olduğu tekstil mallarının dikimini yaparak eksiksiz ve sağlam bir şekilde davalı şirkete teslim ettiğini ve karşılığında 110.701,25 Euro hizmet bedelinin kendisine ödenmediğini, dava konusu tekstil mallarının standartlara uygun olarak dikildiğini ve dikim sonrası tüm kontrollerinin yapıldığını, mallarda herhangi bir ayıba rastlanmadığını, bu nedenle davalının itirazlarının yerinde olmadığını, anılan nedenlerle davalının icra dosyasına yaptığı itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmisini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 27/01/2011 tarihinde sözleşme düzenlendiğini, sözleşme düzenlenirken davacının malların kalitesi hakkında garanti verdiğini, davacının davalı şirket tarafından alınan malların ihracatta kullanılacağını bildiğini ve malların kalitesi hakkında garanti verdiğini, ancak davacı taafından üretilen malların dikişlerinin yanık olduğu, dikiş atmaları olduğu, ürünlerin köprü ölçülerinde farklılıklar ve eşitsizlikler olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle Bakırköy …Sulh Hukuk mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası ile ayıp tespitinin yaptırıldığını, aypılı malların ihraç edilememesi nedeniyle davalı şirketin büyük zarara uğradığını, bu nedenle davacı şirketin davalı şirkete zarar nedeniyle borçlu olduğunu, bu nedenle Bakırköy …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …D.iş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu ile tespit edilen ayıplı mallar nedeniyle davalının 191.860,15 TL davacıdan alacaklı olduğunu, anılan nedenlerle davacının davasının reddi ile fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile karşı davalarının kabulü ile davalının 191.860,15 TL’lik zararının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin alacağını tahsil etmek amacıyla İstanbul…İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını davalının itiraz dilekçesinde takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, fatura konusu malların ayıplı olduğunu, alacaklıya borçlarının olmadığını ileri sürerek yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 19/12/2011 tarihli duruşmada, davayı ve duruşma gününü tesadüfen öğrendiğini, henüz dava dilekçesi, ön inceleme tensip tutanağı ve davacı delil listesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, tebliğ edildiği takdirde cevap ve karşı delillerini sunacağını, bu dava ile birlikte davacı tarafça aleyhlerine 3 dava açıldığını, karşı tarafla sulh olup olmayacağına ilişkin tebligat parçalarının dosyaya girişinden sonra beyanda bulunacaklarını, tahkikat aşamasının başlamasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkemece hukuki ve fiili irtibat ve tarafların aynı oluşu dikkate alınarak dosyanın mahkememizin … Esas (Eski… Esas) sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin alacağını tahsil etmek amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını davalının itiraz dilekçesinde takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, fatura konusu malların ayıplı olduğunu, alacaklıya borçlarının olmadığını ileri sürerek yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 19/12/2011 tarihli duruşmada, davayı ve duruşma gününü tesadüfen öğrendiğini, henüz dava dilekçesi, ön inceleme tensip tutanağı ve davacı delil listesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, tebliğ edildiği takdirde cevap ve karşı delillerini sunacağını, bu dava ile birlikte davacı tarafça aleyhlerine 3 dava açıldığını, karşı tarafla sulh olup olmayacağına ilişkin tebligat parçalarının dosyaya girişinden sonra beyanda bulunacaklarını, tahkikat aşamasının başlamasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkemece hukuki ve fiili irtibat ve tarafların aynı oluşu dikkate alınarak dosyanın mahkememizin … Esas (Eski 2011/433 Esas) sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; davacı tarafından, davalı şirket aleyhine 110.701,25 Euro asıl alacak ve 738,01 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 111.439,26 Euro alacağın tahsili amacı ile takip başlatıldığı, başlatılan takibe davalı tarafın itirazın üzerine takibin durduğu, esas davanın ise yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; davacı tarafından, davalı şirket aleyhine 34.855,79 USD asıl alacak ve 259,17 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.114,96 USD alacağın tahsili amacı ile takip başlatıldığı, başlatılan takibe davalı tarafın itirazın üzerine takibin durduğu, esas davanın ise yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; davacı tarafından, davalı şirket aleyhine 19.483,82 Euro asıl alacak ve 568,28 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.052,10 Euro alacağın tahsili amacı ile takip başlatıldığı, başlatılan takibe davalı tarafın itirazın üzerine takibin durduğu, esas davanın ise yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Mali Müşavir …, Tekstil Mühendisi …, Hukukçu Prof.Dr…. tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; davalının tanzim ettiği faturaların davacı tarafından yasal süresinde ETTK 23.ve YTTK 21/8 maddesine göre itiraz edilerek iade edildiği, davacının tanzim ettiği faturaların ise her iki tarafında kayıtlarına işlenmekle karine halini aldığı, davalının tanzim ettiği ve iade edilen faturalar ile ilgili olarak ispat külfetinin kendilerine düştüğü, davacı yanın 08/09/2011 tarihi itibariyle 110.701,25 Euro tutarında alacaklı bulunduğu, bu miktara mahsuben davalının takip tarihinden sonra 14/09/2011 tarihinde yapmış olduğu ödemeden sonra cari hesaptan kaynaklanan alacak bakiyesinin 208.267,53 TL olduğu, davacının 08/09/2011 tarip tarihi itibari ile 110.701,25 Euro tutarında alacaklı bulunduğu, 18/08/2011 tarih 16378 yevmiye nolu ihtarında ve yanlar arasındaki sözleşmede faize ilişkin talebin bulunmaması nedeni ile davacının ancak takip tarihinden itibaren enfaz tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince TCMB döviz tevdiat için uygulanan değişen oranlardaki faiz oranlarından basit usulde faiz talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazları doğrultusunda aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda; dava konusu ürünlerin hem fiziksel görünüm olarak (yağ ve kir) hemde ölçüsel olarak bir sorun teşkil etmediği bildirilmiştir.
Davacı-karşı davalının alınan kök ve ek rapora itirazları ve yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması talebinin mahkememizce kabulü ile yeni bilirkişi heyetinden rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Prof.Dr…., Prof.Dr…. ve Prof.Dr…. tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunula raporda; asıl davada davacının 101.163,36 Euro alacağı için davalının icra takibine vaki itirazının kaldırılmasını talep edebileceği, bunu aşan bir alacağının bulunmadığı, asıl davada davalının karşı davasının kabule şayan olmadığı, asıl dava ile birleşen diğer iki davaya konu bir alacak tespit edilemediğinden birleşen davaların da dayanağının bulunmadığı kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporuna davalı tarafın itirazları doğrultusunda ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda; asıl davada davacının 101.163,36 Euro alacağı için davalının icra takibine vaki itirazının kaldırılmasını talep edebileceği, kök raporda bu yöndeki kanaatlerinde bir değişiklik olmadığı, yine davalı karşı davacı tarafça takip tarihinde yapıldığı beyan edilen ödemelerle ilgili olarak ibraz edilen ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı karşı davalı şirketin dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarının 32.323,83 TL asıl alacak ve 92,99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.416,82 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Dosyaya sunulan kök ve ek raporların hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı anlaşılmakla, mahkememizce Mali Müşavir … tayin edilerek, mahkememizin … Esas sayılı asıl dava dosyasında davanın davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali davası olduğu dikkate alınarak yine İstanbul … ATM’nin bu dosyamız ile birleşen … Esas sayılı dosyasında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline yönelik, ayrıca İstanbul … ATM’nin bu dosyamız ile birleşen … Esas sayılı dava dosyasında ise İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyanıa yapılan itirazın iptaline yönelik itirazın iptali davası olduğunun da gözönünde tutulmak ve yine ana dosyada davalı karşı davacı tarafından açılan karşı dava da dikkate alınmak sureti ile (asıl dosyada) her bir takip ve dava dosyasının ayrı ayrı takip ve dava dosyalarına ilişkin olduğu, süregelen ve cari hesap ilişkisine dayansa bile birbirinden bağımsız ve ayrı olan dava dosyaları ve icra takip dosyaları için her biri için ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği gözönünde tutularak davalı tarafça sunulacak beyan ve davacı tarafça sunulacak beyanlardan sonra, A) davalı tarafça sunulan beyan ve belgelerde takipten sonra yapılmış ödemeler için belirli bir takip dosyası (yada fatura ve fatura karşılığı bu takiplerde konu edilen faturalar karşılığı ödendiğine ilişkin açıklama varsa icra takip tarihinden sonra yapılan bu kısmi ödemelerin sadece belirtilen ödeme yapıldığı bildirilen dosyada öncelikle esasa alınması ve BK. 100. Maddesi hükümleri uyarınca yapılan ödemelerin öncelikle faiz ve ferilerinden düşüm yapılmak sureti ile icra takip ve dava tarihi itibariyle davacı tarafın davalıdan olan alacağının her bir dosya için tek tek tespit edilmesi, B) davalı tarafça ya da taraflarca sunulacak makbuzlarda takipten sonra yapılan ödemelerin belirli bir dava icra dosyası yada belirli bir fatura için yapılmadığı görülecek olur ise, bu durumda BK. 101. Maddesi uyarınca söz konusu ödemeleri davacı tarafın dilediği icra dosyasından ve muaccel olmuş alacaklardan yine BK. 100. Maddesi hükümleri uyarınca öncelikle faiz ve ferilerinden düşüm yapılmak sureti ile, tahsilinin sağlayabileceği gözönünde tutularak davacı tarafça hangi borçtan düşüm yapıldığı yönündeki sunacağı 2 haftalık beyan sonrasında söz konusu takip dosyasından yapılan ödemelerin öncelikle o takip dosyalarındaki borçtan düşülmesi, takip sonrası düşülen düşüm ve mahsup işlemleri sonucunda her bir dosya için ayrı ayrı tek tek takip tarihi ve dava tarihleri dikkate alındığında davacı alacağının tespitinin istenilmesine, yine söz konusu düşüm sonucu bakiye ödeme kalırsa bu durumda yine davacı tercihine göre kalan dosyalardan da düşüm yapılması, ve bu hususta rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından sunulan raporda; davacı ve davalı şirketlerin 2011 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yapıldığı ve HMK 222.mad.uyarınca sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı şirketin yapmış olduğu ödemelerde icra dosya bilgisi ve hangi faturaya istinaden yapıldığına dair açıklama belirtilmediğinden BK 101.maddesi uyarınca söz konusu ödemeleri davacı tarafın dilediği icra dosyasından ve muaccel olmuş alacaklardan yine BK 100.maddesi hükümleri uyarınca öncelikle faiz ve ferilerinden düşüm yapılmak sureti ile A) 14/09/2011 tarihinde 44.996,31 Euro ödemenin İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına istinaden dikkate alınmak suretiyle takip tarihi itibariyle; 111.439,26 Euro takip miktarı, 1.398,82 Euro ilk masraf, 20.483,20 Euro vekalet ücreti, 10.832,58 Euro tahsil harcı olmak üzere toplam 144.153,65 Euro – 44.996,31 Euro alınan ödeme olmak üzere = 99.157,34 Euro kalan alacak olduğu, B) 14/09/2011 tarihinde yapılan 34.854,75 USD ödemenin İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına istinaden dikkate alınmak suretiyle ve takip tarihi itibariyle 35.114,96 USD takip çıkışı, 337,62 USD ilk masraf, 6.774,86 USD vekalet ücreti, 2.427,90 USD tahsil harcı olmak üzere toplam 44.655,34 USD – 34.854,75 USD alınan ödeme olmak üzere = 9.800,59 USD kalan alacak olduğu, C) İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına ödeme yapılmadığı takip tarihi itibariyle 27.912,87 Euro alacaklı olduğu görülmüş olup, 20.052,10 Euro takip çıkışı, 277,18 Euro ilk masraf, 5.634,41 Euro vekalet ücreti, 1.949,19 Euro tahsil harcı olmak üzere toplam 27.912,87 Euro olduğu, alınan ödeme olmadığı, sonuç itibariyle İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas dosyasında davacının 08/09/2011 takip tarihi ve 05/10/2011 dava tarihi itibariyle 99.157,34 Euro alacaklı olduğu, İstanbul …İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyasında davacının 08/09/2011 takip tarihi ve 05/10/2011 dava tarihi itibariyle 9.800,59 USD alacaklı olduğu, İstanbul 7.İcra Müdürlüğünün 2011/14183 Esas sayılı dosyasında davacının 08/09/2011 takip tarihi ve 05/10/2011 dava tarihi itibariyle 27.912,87 Euro alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Karşı dava yönünden dosyada iki adet farklı bilirkişi raporunun bulunduğu ve bu iki bilirkişi raporunda varılan sonuçların farklı olduğu görülmekle, bu kez keşfen inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Tekstil Mühendisi Sümeyye Görkan tayin edilmiş, bilirkişi vermiş olduğu raporda; daha önceki bilirkişi raporlarının çelişkinin ölçümlerdeki tolerans farklılığından kaynaklandığı, +2 veya -2 cm’lik değerin beden farklılığına neden olacağı için kabul edilebilir bir değer olmadığı, dolayısı ile tolerans değerinin küçük tutulması gerektiği için ürünlerin ayıplı olduğunu iddia eden bilirkişi raporlarının işbu rapora destekleyici olduğu, davaya konu ürünlerde fazla iplik, leke ve ölçü hatalarının tespit edildiği, tespit edilen iplik, leke ve ölçü hatalarının çıplak gözle incelemeyle anlaşılabilen açık ayıp olduğu, davacı ve davalı arasında 27/01/2011 tarihinde yapılan sözleşmeye göre B)maddesine göre davacı ürünlerin istenilen şartlara uygunluğundan sorumlu olduğu, G)maddesine göre davalının üretimin her safhasında ürünlerin kontrol ve muayenesini yapabileceği, ama bunda bir yükümlülük/zorunluluk olmadığı, kendi isterse istediği zaman kontrol ve muayene etmeye izinli olduğu, H)maddesine göre davalı ürünleri kontrol etmeden teslim alsa da davacının ürünleri anlaşılmış olan şartlarda teslim etme yükümlülüğünün olduğu, Mülkiyetin Devri bölümünün 2.maddesine göre davalının kontrol ve muayene yükümlülüğünün olmadığı, eğer kendisi isterse kontrol ve muayene edebileceği, davacının ürünlerin kalitesine garanti verme yükümlülüğünün bulunduğu, ürünlerin ileride ayıplı çıkması halinde davacının mallar ile ilgili yapılan ihbarın yasal süre içinde olmadığını iddia edemeyeceği, davaya konu ayıplı malların ihraç fazlası şekilde iç piyasada 56.540,00 TL tutarında satılabileceği bildirilmiştir.
Yine mahkememizce Mali Müşavir …’den aldırılan bilirkişi raporunda vekalet ücretleri ve tahsil harçlarının yanlış hesaplandığı anlaşıldığından, dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi edilerek vekalet ücreti ve tahsil harçları doğrultusunda takip tarihi itibariyle takip miktarının Türk Lirasına çevrilmesi ve bu hesaplama yapıldıktan sonra Türk Lirası değerleri üzerinden AAÜT’nin ödeme tarihindeki tarifesi esas alınarak bu değerler üzerinden vekalet ücreti ve tahsil harçlarının hesaplanması hususunda ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, sunulan raporda aşağıdaki miktarlar bildirilmiştir.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında;
Takip miktarı 111.439,26 Euro
273.549,95 TL
Vekalet Ücreti-Tam
22.363,00 TL
Tahsil Harcı Bakiye Harç Oranı (4,55)
12.446,52 TL
14/09/2011 Tarihinde Alınan Ödeme 44.996,31 Euro
-108.567,10 TL
Kalan
199.792,37 TL
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında;
Takip Tarihi 35.114,96 USD
61.310,72 TL
Vekalet Ücreti-Tam
7.094,18 TL
Tahsil Harcı bakiye Harç Oranı (4,55)
2.789,64 TL
14/09/2011 Tarihinde Alınan Ödeme 34.854,75 USD
-61.473,32 TL
Kalan
9.721,22 TL
İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında;
Takip Miktarı 20.052,10 Euro
49.221,89 TL
Vekalet Ücreti-Tam
5.764,41 TL
Tahsil Harcı bakiye Harç Oranı (4,55)
2.239,60 TL
Kalan
57.225,00 TL
Değerlendirme ve Kanaat:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 3 farklı icra dosyasında takibe konu edilen farklı fatura alacaklarına dayalı icra takiplerine yapılan itirazların iptaline yönelik olması ayrıca davalı tarafça karşı dava açılmış olması sebebiyle hem delillerin daha sağlıklı değerlendirilmesi hem de birleşen dosyalar açısından her bir birleşen davanın ayrı bir dava olması sebebiyle önce taraflar arasındaki ilişkinin genel bir anlatımı ve uyuşmazlık noktaları üzerine durulacak daha sonra her bir dosya üzerinden ayrı ayrı değerlendirme yapılacaktır.
Davacı ile davalı arasında Fason Dikim sözleşmesinin imzalandığı, söz konusu Fason Dikim Sözleşmesi uyarınca davacı tarafından davalıya her bir icra dosyasında farklı takibe konu edilen faturalar yönünden değişik hizmetlerin verildiği mahkememizin asıl dosyası olan… E. Sayılı dava dosyasına konu olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasındaki takibin 30/07/2011 tarih … seri nolu faturaya ilişkin başlatıldığı, söz konusu faturanın davacı tarafından dikimi yapılarak davalıya satılan erkek pamuklu dokuma pantolonlarına ilişkin olduğu, birleşen … E. Sayılı dosyaya konu olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında takibe konu olan faturaların ise 25/07/2011 tarih 298140 seri nolu ve 03/08/2011 tarih 298168 seri nolu faturalara ilişkin olduğu ve pamuklu dokuma kumaşa yönelik olduğu birleşen … E. Sayılı dosyada ise İstanbul … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında takibin 17/03/2011 tarih 297801 seri nolu toplam bedeli 72.309,50 EURO karşılığı 172.564,88 TL’lik fatura olduğu ve bu faturanın kadın pamuklu dokuma pantolona yönelik olduğu, takibin de bu faturadan bakiye alacak kalan 20.052,10 EURO’ya ilişkin olduğu görülmüştür.
Yine karşı dava yönünden ise davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalının ürettiği pantolonların ayıplı olduğu ve bu nedenle zararının doğduğu iddia edilmiştir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri, davalı-karşı davacının iddiaları göz önüne alındığında ayıp iddialarının Mahkememizle birleşen kapatılan İstanbul … ATM … E. Sayılı dosyasındaki takibe konu edilen faturaya ve bu faturada satışı yapılan kadın dokuma pantolonlarının ayıplı olduğunun iddia edildiği, asıl davamıza konu olan erkek dokuma pantolonları ile birleşen 2011/431 sayılı dosyada takibe konu edilen faturalarda satışı yapıldığı belirtilen dokuma kumaşlar yönünden ise herhangi bir ayıp iddiasında bulunulmadığı görülmüştür. Bu bağlamda ayıbın bulunup bulunmadığı ile ilgili iddia ve değerlendirmeler birleşen … E. Sayılı dava dosyasında söz konusu fatura bedelinden kalan kısım için yapılan icra takibi ile karşı dava kapsamında aşağıda birlikte değerlendirilecektir.
Yine davalı tarafından takipten sonra yapılan ödemelerinde Borçlar Kanunu 100. maddesi uyarınca düşülmesi gerekmiş, söz konusu düşüm yapılırken bilirkişiler tarafından vekalet ücreti ve işlemiş faiz hesaplarının yanlış yapıldığı göz önünde tutularak söz konusu işlem yeniden bir rapor almayı gerektirecek nitelikte olmaması sebebiyle mahkememizce resen yapılmıştır.
Buna göre;
1-Asıl davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası yönünden:
Söz konusu dosyada İstanbul … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında takibe konu edilen 30/07/2011 tarihli … seri nolu 110.701,25 EURO karşılığı 285.502,96 TL’lik fatura için takip yapıldığı, bu faturada takibe konu olan fatura ve takip miktarı fatura bedeli için taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı yine faturaya konu malların teslimi hususunda da herhangi bir anlaşmazlığın bulunmadığı görülmüştür. Söz konusu dosyada 110.701,25 EURO asıl alacak, 738,01 EURO işlemiş faiz talebinde bulunulmuştur.
Her ne kadar davalı tarafça ödeme süresinin henüz gelmediği, ödemenin nihai müşteriden ödeme geldiği gün yapılması gerektiği noktasında bir itiraz ileri sürülmüş ise de ihraç ettiği ürün bedellerinin nihai müşteriden daha sonra geldiğine ilişkin dosyaya herhangi bir belge ve delil ibraz etmemiştir. Dolayısıyla davalının takip sırasında henüz alacağın muaccel olmadığı yönündeki iddialarına değer verilmemiştir. Kaldı ki sözleşmedeki satış ve ödeme koşullarının 3. Maddesinde “mal bedelinin ödemesi nihai müşteriden geldiği günkü döviz kurundan yapılacak, merkez bankası esas alınacaktır ve imalatçının fatura kestiği tarihteki döviz kuru üstünde değişiklik oldu ise kur düzeltme faturası kesilecektir.” şeklinde bir düzenlemenin bulunduğu, burada ödemenin nihai müşteriden ödeme geldiği tarihteki kur değerinin esas alınacağının düzenlendiği, yoksa ödemenin nihai müşteriden ödeme geldikten sonra yapılacağı anlamını taşımadığı, bunun dışında davacı ile davalı arasında ödemenin hangi tarihte yapılacağına yönelik bir sözleşmenin bulunmadığı, dolayısıyla edimlerin birlikte ifa kuralı gereği davacının fatura kestiği tarih itibariyle davalının ödeme borcunun doğduğu görülmüştür. Davacı tarafından 08/09/2011 tarihinde takip başlatılmış 14/09/2011 tarihinde davalı tarafından 44.996,31 EURO’luk ödeme gerçekleştirmiştir. Takip çıkışı 111.439,26 EURO olup, takip tarihindeki kur üzerinden takip miktarının değeri 273.549,95 TL’dir. Söz konusu miktarı A.A.Ü.T gereği icra dosyası vekalet ücreti olarak 22.363,00 TL icra vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Söz konusu vekalet ücretinin 14/09/2011 tarihi itibariyle EURO karşılığı değeri, 9.110,27 EURO’dur. Dolayısıyla kısmi ödemenin yapıldığı, 14/09/2011 tarihi itibariyle davacı alacağı 110.701,25 EURO asıl alacak, 738,01 EURO işlemiş faiz, 9.110,27 EURO icra vekalet ücreti alacağı olmak üzere toplam alacak miktarı 120.549,53 EURO’dur.
Davalı tarafından 14/09/2011 tarihinde 2 ödeme yapılmıştır. Bunlardan bir tanesi bu takibe konu olan fatura karşılığında yapılmış olup, ödeme dekontlarına ve davalının davacı nezdinde tutmuş olduğu cari hesabına 44.996,31 EURO olarak işlenmiştir, yani yapılan bu ödemenin bu dosyada takibe konu olan fatura için yapıldığı, davalı defterlerinden anlaşılmış yine davacıya bu hususta beyanda bulunması için süre verilmiş, davacı da bu ödemeyi bu dosya da takip ve davaya konu edilen 110.701,25 EURO’luk faturadan mahsup ettiğini belirtmiştir. Bu bağlamda 14/09/2011 tarihinde yapılan bu ödeme 120.549,53 EURO’luk toplam alacaktan 44.996,31 EURO düşüldüğünde takibin 75.553,22 EURO asıl alacak üzerinden devam etmesi gerektiğine, itirazın bu miktar üzerinden iptali ile takibin 75.553,22 EURO asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiş, yine takibe ödemenin yapıldığı 14/09/2011 tarihinden itibaren kamu bankalarının EURO cinsine uyguladığı en yüksek 1 yıllık mevduat faiz oranının uygulanmasına karar vermek gerekmiş. Ayrıca İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca alacağın faturaya dayanması ve likit olması sebebiyle takip ve itiraz tarihindeki şekline göre kabul edilen 75.553,22 EURO’nun takip tarihindeki değeri olan 185.460,49 TL’nin %40’ı oranında olmak üzere 74.184,20 TL icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, yine Borçlar Kanunun 100. Maddesi uyarınca davacı lehine icra dosyasında takip çıkışı üzerinden ve 14/09/2011 tarihine kadar vekalet ücretinin takdir edildiği ve davalı tarafından yapılan kısmi ödemede Borçlar Kanunun 100. Maddesi uyarınca öncelikle faiz vekalet ücreti gibi ferilerinden düşüm yapıldığı, bu bağlamda takip çıkışı üzerinden davacı tarafın icra dosyasında talep edebileceği vekalet ücretinin tahsilinin kısmi ödeme ile sağlandığı anlaşıldığından icra müdürlüğü tarafından mükerrer bir vekalet ücreti hesaplanmaması için hükmün gerekçesine bu açıklamayı yapmak gerekmiştir.
2-Birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. Sayılı dosyası yönünden:
Söz konusu dava dosyasında İstanbul … İcra Müdürlüğünün …T. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, bu takip dosyasında yukarıda bahsedildiği üzere 25/07/2011 tarih … sıra nolu 33.355,43 USD’lik 55.902,01 TL’lik fatura ile 03/08/2011 tarih 298168 sıra nolu 1.500,36 USD karşılığı 2.548,70 TL’lik pamuklu dokuma kumaşlara ilişkin faturalar olduğu, bu faturaların içeriğindeki mal, fatura bedeli ve değeri malların teslim edilip edilmediği vs. gibi konularda taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, söz konusu takip başlatıldıktan sonra ödeme emrinin 14/09/2011 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, aynı tarihte borçlu tarafından davacıya 34.854,75 USD ödemenin yapıldığı, bu hususun davalı defterleri ve davacı beyanından anlaşıldığı görülmüş olup 2011/431 sayılı dosyada takip başlangıcının 34.855,79 USD asıl alacak, 259,17 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.114,96 USD üzerinden başlatıldığı, takip tarihine göre takip miktarının Türk Lirası karşılığının 61.310,72 TL olduğu, A.A.Ü.T göre davacı tarafın talep edebileceği icra vekalet ücretinin 7.094,18 TL olduğu, bunun USD karşılığının 4.063,10 USD olduğu, kısmi ödeme tarihi itibariyle toplam alacağın 34.855,79 USD, asıl alacak 259,17 USD işlemiş faiz, 4.063,10 USD vekalet ücreti alacağı olmak üzere toplam 39.177,76 USD olduğu, bundan 34.855,75 USD’lik kısmi ödeme düşüldüğünde takibin 4.322,00 USD yönünden itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiş, yine takibe 14/09/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca kamu bankalarının USD cinsinden uyguladığı en yüksek mevduat faiz oranından uygulanmasına karar vermek gerekmiş Ayrıca İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca alacağın faturaya dayanması ve likit olması sebebiyle takip ve itiraz tarihindeki şekline göre kabul edilen 4322,00 USD’nin takip tarihindeki değeri olan 7,546,21 TL’nin %40’ı oranında olmak üzere 3,018,48 TL icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, yine Borçlar Kanunun 100. Maddesi uyarınca davacı lehine icra dosyasında takip çıkışı üzerinden ve 14/09/2011 tarihine kadar vekalet ücretinin takdir edildiği ve davalı tarafından yapılan kısmi ödemede Borçlar Kanunun 100. Maddesi uyarınca öncelikle faiz vekalet ücreti gibi ferilerinden düşüm yapıldığı, bu bağlamda takip çıkışı üzerinden davacı tarafın icra dosyasında talep edebileceği vekalet ücretinin tahsilinin kısmi ödeme ile sağlandığı anlaşıldığından icra müdürlüğü tarafından mükerrer bir vekalet ücreti hesaplanmaması için hükmün gerekçesine bu açıklamayı yapmak gerekmiştir.
3-Birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ve karşı dava yönünden değerlendirme;
Birleşen İstanbul … ATM’nin … E. Sayılı dava dosyasında takip konusu olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında davacı tarafından davalıya kesilen 17/03/2011 tarihli 297801 sayılı 72.309,50 EURO karşılığı 172.564,88 TL’lik faturanın dava konusu edildiği, söz konusu faturada satışı yapılan malzemenin kadın pamuklu dokuma pantolonuna ilişkin olduğu ve bu faturadan kalan kısmi alacağa yönelik olduğu, yine davalı-karşı davacı tarafından malların ayıplı olduğuna ilişkin iddianın da bu faturada satışı yapılan pamuklu kadın pantolonlarına yönelik olması sebebiyle her iki davaya yönelik değerlendirmenin birlikte yapılması gerekmiş, ancak gerek dava konusu takip ve itirazın iptali davası, gerekse karşı davanın ayrı bir dava olması sebebiyle her biri için ayrı ayrı hüküm tesis edilmiştir.
Her iki dosya yönünden çözüme ulaşabilmek için öncelikle davacı tarafından satışı yapılan kadın dokuma pantolonlarının ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise davalının söz konusu ürünlerin ayıplı olarak kabul etmiş sayılıp sayılmayacağı, ayıplı mal bedelinden davacının sorumlu olup olmadığı gibi hususların değerlendirilmesi gerekmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemelerinde düzenlenen raporlara göre davalı- karşı davacı tarafından yaptırılan delil tespiti dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda davaya konu edilen pantolonların ayıplı olduğu, 6154 adet ayıplı ürünün ihraç bedeli olan 11,75 EURO’dan hesaplandığında delil tespiti talebinde bulunan davalı-karşı davacı şirketin toplam zararının 69.786,36 EURO olduğu, TL karşılığının 171.674,45 TL olduğu ve 20.185,70 TL delil konusu ürünlerin ihracı ve gümrükten geri çekilmesi için gerekli masraf bedeli olduğu, toplam zararın 191.860,15 TL olduğu bildirilmiş mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemelerinde ise aldırılan 17/03/2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda bahse konu ürünlerin fiziksel görünüm olarak ve ölçüsel olarak herhangi bir sorunun bulunmadığı, sözleşmedeki özelliklere ve kumaşın niteliğine göre dikilecek bedenlerin + – 2 cm’lik hata payı ile dikildiğinin tespit edildiği, bunun da normal olduğu belirtilmiştir. 26/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda ise pantolonların keşif sırasında tespit edilen ölçü değerlerinin talep edilen ölçü değerlerinden farklı olduğu, bu farkın kabul edilebilir tolerans değerleri sınır dışında olduğu, keşfen tespiti yapılan bu pantolonların müşteri tarafından kabul edilmeyecek uygun olmayan ürünler olduğu, söz konusu ayıbın basit bir ölçme işlemi ile saptanabilen dokuma kumaştan imal edilen 5654 adet bayan pantolonun açık ayıplı olduğunu, söz konusu pantolonların piyasada ikinci kalite ürün olarak uygun alıcı bulunduğu takdirde pazar malı veya ihraç fazlası şeklinde ticari olarak değerlendirilebileceği 5650 adet pantolonun iç pazarda değerlendirilmesi halinde tanesi 7,00 TL’den toplam 39.578,00 TL’ye satılabileceği, bu bedelin satış fiyatından indirilebileceği şeklinde rapor düzenlenmiştir. Bu iki rapor arasındaki çelişki dikkate alındığında dosya yeniden Tekstil Mühendisi Bilirkişi …’a tevdi edilmiş, her iki bilirkişi raporundaki çelişkinin giderilmesi ve davacı tarafından üretilip davalıya satışı yapılan 6154 adet kadın dokuma pantolonundan 500 adedinin satışının yapıldığı, kalan 5654 adedinin iade edildiği belirtilerek bu pantolonların ayıplı olarak üretilip üretilmediği, ayıplı üretim varsa bu ayıbın açık ayıp ya da gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, açık ayıp var ise davalı tarafın kontrol ve muayene yükümlülüğü ile taraflar arasında akdedilen sözleşmedeki hükümlere göre davalının kontrol ve muayene yükümlülüğünün olup olmadığı, kontrol ve muayene yükümlülüğü yok ise sözleşmedeki teknik şartlar uyarınca ayıptan davacının sorumlu olup olmadığı, davacı tarafça üretilen ürünlerde ayıp var ise bu ayıbın üretilen ürünün iadesini gerektirecek nitelikte olup olmadığı, söz konusu üründeki ayıbın iadeyi gerektirmeyecek tarzda ise bedelden indirim yapılmasının gerekip gerekmediği, bedelden indirim yapılacaksa indirim miktarının ne kadar olacağı hususunda rapor düzenlenmesi istenmiş, sunulan raporda bilirkişi tarafından daha önceki bilirkişi raporlarının arasındaki çelişkinin ölçümlerdeki tolerans farkından kaynaklandığı + – 2 cm’lik değerin beden farklılığına neden olacağı için kabul edilebilir bir değer olmadığı, dolayısıyla tolerans değerinin küçük tutulması gerektiği için ürünlerin ayıplı olduğunu iddia eden bilirkişi raporlarının daha doğru olduğu, yine davaya konu ürünlerde fazla iplik, leke ve ölçü hatalarının tespit edildiği, söz konusu hataların çıplak gözle incelenmesi halinde tespit edilebilecek nitelikte olduğu ve ürünlerin açık ayıplı olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin b maddesine göre davacının ürünlerin istenilen şartlara uygunluğundan sorumlu olduğu, yine sözleşmenin g maddesine göre davalının üretimin her safhasında ürünlerin kontrol ve muayenesini yapabileceği, ancak bunda bir yükümlülük ve zorunluluk olmadığı, kendi isterse istediği zaman kontrol ve muayene etmeye izinli olduğu h maddesine göre ise davalı ürünleri kontrol etmeden teslim alsa da davacının ürünleri anlaşılmış olan şartlarda teslim etme yükümlülüğünün olduğu, yine mülkiyetin devri bölümünün 2. maddesine göre davalının kontrol ve muayene yükümlülüğünün olmadığı, ancak isterse kontrol ve muayene edebileceği, davacının ürünlerin kalitesini garanti verme yükümlülüğünün bulunduğu, ürünlerin ileride ayıplı çıkması halinde davacının mallar ile ilgili yapılan ihbarın yasal süre içerisinde olmadığını iddia edemeyeceğinin düzenlendiği, söz konusu ürünlerin yani ayıplı malların ihraç fazlası olarak iç piyasada 56.540,00 TL’ye satılabileceği şeklinde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Mahkememizce gerek tespit raporu gerekse mahkememizce aldırılan 2. Ve 3. Rapordaki tespitler göz önüne aldırıldığında davacı tarafından üretilen kadın pantolonların + – 2 cm miktarında ölçü farklılıklarının ve ölçü hatalarının tespit edildiği, aynı bedendeki 2 pantolondan birinin olması gereken beden ölçüsünden 2 cm daha kısa iken diğerinin 2 cm daha uzun olduğunu, dolayısıyla aynı bedendeki 2 pantolonda birbiriyle oluşan ölçü farklılıklarının 4 cm kadar çıkabildiği, ihraç edilen bu malların bu şekilde satılması halinde üretilen beden ile fiilen dikilen pantolon bedenin birbiriyle uyuşmadığı, bu kapsamda üretilen pantolonların ayıplı olarak üretildiği, aynı zamanda pantolonlarla yağ, kir, iplik fazlası gibi fazlalıkların oluştuğunun tespit edildiği, her ne kadar davacı tarafça yağ, kir ve iplik fazlası gibi ayıpların ürünlerin üretilmesinden sonra muhafaza sırasında oluşabileceği iddia edilmiş ise de ürünlerin kapalı koliler içerisinde ve poşet içerisinde bulunduğu gerek tespit ve gerekse mahkemece yaptırılan keşiflerde bilirkişi incelemelerini bu şekilde ürünlerinin sunulduğu dolayısıyla kapalı ve poşet içerisinde bulunan ürünlerdeki beden farklılıkları, ölçü farklılıkları, iplik fazlalıkları gibi ayıpların imalat sırasında oluştuğunun tespit edildiği, gene lekelerinde aynı şekilde imalat sırasında oluşma ihtimalinin daha yüksek olduğu (ürünlerin naylon poşet ve koliler içerisinde muhafaza ediliyor olması sebebiyle) bu nedenle ürünlerin davacı tarafça açık ayıplı olarak üretildiğinin tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi ve satış sözleşmesi özelliklerini içeren karma bir sözleşme olduğu, ancak eser sözleşmesinin daha ağır bastığı, gerek eser sözleşmesi olarak kabul edilsin (Borçlar Kanunun 477. Maddesi uyarınca) gerekse satış sözleşmesi olarak kabul edilsin (Borçlar Kanunun 219 ve 223 maddeleri uyarınca) davalının kendisine teslim edilen ürünün kontrol mükellefiyetinin bulunduğu ayrıca açık ayıplı ürünleri teslim aldıktan sonra süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunması gerektiği aksi takdirde malı ayıplı olarak kabul etmiş sayılacağının düzenlendiği, ancak tarafların buna ilişkin düzenleme yapabileceği yani satıcı ya da yüklenicinin açık ayıplardan da garanti süresi boyunca sorunlu olduğunun kararlaştırabileceği gibi ihbar şartının da ortadan kaldırılabileceği gerek eser sözleşmesinde gerekse satım sözleşmelerinde yüklenici ya da satıcının sorumluluğunu daraltan sözleşmelerin ağır kusur halinde geçersiz sayıldığının düzenlendiği, ancak bu düzenlemelerin satıcı ya da yüklenicinin sorumluluğunu kısıtlayan anlaşmalar için geçerli olduğu, yüklenici ya da satıcının sorumluluğunu genişleten sözleşmeler yönünden yasada kısıtlayıcı bir hükmün bulunmadığı bu bağlamda satıcı ya da eser sahibi yüklenici tarafından açık ayıplardaki sorumluluğu genişleten sözleşmelerin geçerli kabul edildiği, nitekim davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin hükümleri incelendiğinde davalının kontrol yükümlülüğünün ortadan kaldırıldığı gibi ürünlerin satış aşamasından sonra dahi nihai üreticiye satılması aşamasında iade edilmesi halinde dahil davacı üretici firmanın hatalı ayıplı üretimden sorumlu olduğunun düzenlendiği, noa’nın yani davalının düzeltilemeyecek ürünleri almama hakkının bulunduğu düzenlenmiştir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında davacı tarafından davalı adına üretilen 6154 adet kadın pantolonundan 500 adedinin davalı tarafından yurt dışına ihraç edildiği ve burada satışının yapıldığı, kalan 5654 adedinin ise nihai satıcı tarafından ürünlerin ayıplı olması sebebiyle davalı şirkete iade edildiği mahkememizce yaptırılan inceleme sonucunda da ürünlerin açık ayıplı olduğu, sözleşme ile davalı tarafın kontrol ve ihbar yükümlülüğünün ortadan kaldırıldığı, satılan malların nihai tüketiciden dahil iade edilmesi halinde sorumluluğun üretici olan davacı … Şti.’ne ait olduğunun belirtildiği, söz konusu 6154 adet pantolonun davacı tarafından davalıya 72.309,52 EURO’ya satışının yapıldığı, bu bedelden 52.825,68 EURO’nun ödendiği, kalan 19.483,82 EURO yönünden davacı tarafından davalı aleyhine birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında dava konusu edilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında icra takibinin yapıldığı, söz konusu ürünlerin ayıplı olduğu ve sözleşme hükümlerine göre davacının bu ayıptan sorumlu olduğu, her ne kadar bilirkişiler tarafından ayıplı olarak üretilen ürünlerin iç pazarda satılabileceği belirtilmiş ise de ihraç etmek amacıyla ürün alan davalının iç piyasada bu ürünleri satma yükümlülüğü bulunmadığından ve ürünlerin ayıplı olması davacının da bu ayıptan sorumlu olduğu göz önünde tutularak davalının eserin reddini talep edebileceği bu kapsamda bakiye alacak için davacı tarafından başlatılan icra takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın haklı olduğu anlaşıldığından birleşen İstanbul ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında davacı tarafın davasının reddi gerekmiştir.
Karşı dava yönünden ise yukarıda da gerekçelendirilen şekli ile davalı-karşı davacının ayıplı olan bu ürünleri kabul mükellifiyetinin bulunmaması taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği ürünlerdeki açık ayıptan dahil davacının sorumlu olduğu, sözleşme ile davalının ihbar yükümlülüğünün ortadan kaldırıldığı, nihai tüketiciden dahil iade edilen pantolonlardaki ayıplardan üretici konumunda olan davacının sorumlu olduğu görülmekle davalının davacı tarafından kendisine teslimi yapılan toplam 6154 adet kadın pantolonundan 500 adedinin satışının yapıldığı, 5654 adedinin ise ihraç edilen ülke tarafından iade edildiği, davalının bu ürünler sebebiyle davacıya fatura bedeli olan 72.309,50 EURO’dan 52.825,68 EURO’sunu ödediği, kalan 19.483,82 EURO yönünden davacı tarafından başlatılan takip sebebiyle birleşen İstanbul 32. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/432 E. Sayılı dosyası sebebiyle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla davalı – karşı davacı tarafından davacıya yapılan ödeme miktarının 52.825,68 EURO olduğu, faturadaki birim fiyat üzerinden hesaplandığında davalı tarafından 3. Şahıslara satışı yapılan 500 adet ürün bedelinin ise karşılığının 5.875,00 EURO olduğu, dolayısıyla bu rakamın davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davacıya ödenen 52.825,68 EURO’dan düşülmesi halinde davalı- karşı davacının 46.950,00 EURO zararının kaldığı, davalı-karşı davacı tarafından dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan kur üzerinden alacağın Türk Lirasına sabitlendiği ve Türk Lirası üzerinden karşı dava açıldığı için taleple bağlı kalınarak 46.950,00 EURO’nun karşı dava tarihindeki 2,46 TL’lik kur üzerinden paraya çevrilmesi halinde davalı-karşı davacının zararının 115.497,00 TL olduğu ve bu bedelin tespit dosyasındaki delil dilekçesinin davacıya tebliğ ve istem tarihi olan 19/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı-karşı davacıdan tahsili gerektiği, her ne kadar tespit dosyasında davacı zararı olarak bilirkişi tarafından ürünlerin gümrükten geri çekilmesi masrafı olarak 20.185,70 TL’yi aşkın bir bedel gösterilmiş ise de gerek tespit dosyasında gerekse mahkeme dosyasında gümrükten geri çekmeye ilişkin yapılan masraflara yönelik herhangi bir belge ibraz edilmediği ve bunu aşan zararın delillendirilmediği anlaşıldığından karşı dava yönünden davalı tarafından davacıya ödenen 52.825,68 EURO’dan 500 adet pantolonun satış bedeli olan 5.875,00 EURO düşüldükten sonra kalan miktar olan 46.950,00 EURO’nun o tarihteki kur üzerinde değeri olan 115.497,00 TL yönünden karşı davanın kabulüne karar verilmiş kalan kısımlar yönünden dava reddedilmiş yine karşı dava bakımından davalı-karşı davacının ayıplı ürünlerin bedelinin iade alması sebebiyle birlikte ifa kuralı gereği ayıplı ürünlerinde davacıya teslimi gerektiğinden davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalı tarafından teslimine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada;
a) Davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 75.553,22 € asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takibe 14/09/2011 tarihinden itibaren kamu bankalarının Euro cinsine uyguladıkları 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca en yüksek 1 yıllık vadeli mevduat faiz oranının uygulanmasına,
b) İİK’nun 67/2.maddesi uyarınca hükmedilen 75.553,22 € alacağın takip tarihindeki TL değeri olan 185.460,49 TL’nin itiraz ve dava tarihindeki şekline göre %40’ı oranında olmak üzere 74.184,20 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 12.668,80 TL karar harcından peşin alınan 2.694,55 TL + icra veznesine yatırılan 1.367,70 TL toplamı = 4.062,25 TL harcın düşümü ile bakiye 8.606,55 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
d) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 17.077,63 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 9.797,16 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f) Davacı tarafından yatırılan 2.694,55 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Birleşen İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında;
a) Takibe konu olan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın 4.322,00 USD yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takibe 14/09/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca USD cinsine kamu bankalarının uyguladığı en yüksek 1 yıllık mevduat faiz oranının uygulanmasına,
b) İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca 4.322,00 USD’nin takip tarihindeki karşılığı olan 7.546,21 TL’nin takip tarihindeki ve dava tarihindeki şekline göre %40’ı oranında olmak üzere 3.018,48 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 515,48 TL karar harcından peşin alınan 604,00 TL + icra veznesine yatırılan 306,50 TL toplamı = 910,50 TL harcın düşümü ile bakiye 395,02 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
d) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 6.264,10 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi”nin … Esas sayılı dosyası yönünden açılan davanın REDDİNE,
a) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar harcının peşin alınan 484,85 TL + icra veznesine yatırılan 246,10 TL toplamı = 730,95 TL harçtan düşümü ile bakiye 695,05 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği göre hesap ve takdir olunan 5.764,41 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karşı dava yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, 115.497,00 TL’nin 19/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine, birlikte ifa kuralı gereği ayıplı olduğu belirtilen söz konusu 5654 adet 17/03/2011 fatura tarihli 297801 seri nolu faturaya konu olan kadın dokuma pantolonun davalı karşı davacı tarafından davacı karşı davalıya teslimine,
a) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 7.889,60 TL karar harcından peşin alınan 2.849,15 TL harcın düşümü ile bakiye 5.040,45 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 11.989,76 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 8.749,95 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d) Davacı tarafından yatırılan 2.849,15 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kalan kısımlar yönünden hem asıl, hem birleşen, hem de karşı dava yönünden taleplerin REDDİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 2.293,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 1.554,60 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan toplam 3.770,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 1.214,02 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …