Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/816 E. 2019/1056 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/816 Esas
KARAR NO : 2019/1056

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 22/09/2014
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(Davanın ilk açıldığı İstanbul…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosası ve bu mahkemeden Ticaret Mahkemelerinin Tek Hakimli Yapıya Dönüşmesi ile devredilerek yeni İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında)

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar tarafından zarara uğratılan …AŞ’nin 22/12/1999 tarihinde …’ye devredilen …bank AŞ ve … ile bağlantılı bir şirket olduğunu, … Şirketi’nin …’nin 13/02/2002 tarih ve 101 sayılı kararı ile Fon alacaklarının tahsili bakımından yarar görüldüğünden 4389 sayılı Bankalar Kanunu 15-7/a.maddesi uyarınca temettü hariç, ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin devralındığını, yine 13/02/2002 tarih ve 101 sayılı karar ile yeni yönetim ve denetim kurulu üyelerinin atandığını, şirketin kanunen tutulması zorunlu defter ve kayıtlarına ulaşılamadığını, bu hususta eski yönetim kurulu üyelerine ihtarname keşide edildiğini, ancak bir yanıt alınamadığını, şirketin en son 1998 hesap yılına ait olağan genel kurul toplantısının 03/03/2000 tarihinde yapıldığı ve bu tarihten sonraki yıllara ait genel kurul toplantılarının yapılmadığını, … tarafından atanan denetim kurulu tarafından …Şirketi’nin 14/03/2003 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına sunulmak üzere 28/02/2013 tarihli denetçiler raporu hazırlandığını, yine şirketin 14/03/2003 tarihinde olağan genel kurul toplantısı yapıldığını,…Şirketi’nin eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında 1998 yılı genel kurullarınca alınmış ibra kararları, … tarafından atanan yeni denetim kurulu tarafından şirketin defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde verilen denetim raporları doğrultusunda şirketin 14/03/2003 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunun hükümsüz kılınarak, şirketin eska yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, şirketin bilançosunda yazılı alacakların kasa ve banka mevcudu paranın olmaması, alacakların şüpheli ve batak olması, sahte faturaların bulunması vb.hallerde ibranın yok ve gerçekleşmemiş sayılacağını, hazırlanan raporlarda ve elde edilen şirket kayıtlarında, şirketin toplam zararının trilyonlara ulaştığı ve bu zararın oluşumunda davalıların kusurlu ve kasıtlı idare şekillerinin oluşturduğu, ayrıca kanunen tutulması gereken defterlerin mevcut olmadığını, anılan nedenlerle yönetim kurulu başkanı, üyesi, denetçi sıfatları ile kanunların ve şirket ana sözleşmesinin kendilerine yükledikleri görevleri ve sorumluluklarını yerine getirmeyerek …AŞ’ni büyük ölçüde zarara uğratan davalılar aleyhine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL’nin (eski 5.000.000.000 TL) zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen alınarak davacı şirkete verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının 09/03/1998 tarihinde denetçilik görevine seçildiğini, 03/03/2000 tarihinde yapılan genel kurulda da denetçilik görevinden ayrıldığını, görev süresince yasaya uygun olarak çalıştığını, 14/03/2003 tarihinde genel kurulun 5.maddesi uyarınca ibra edilmeme kararı ve şahsi sorumluluk davası açılması kararının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalının denetçilik görevi sırasında yasal tüm ihtimamı gösterdiğini, şirketin zararda olup olmadığının da belli olmadığını, şirketin 22/12/1999 tarihinde …’ya…bank’ın devrinden sonra 2000 yılında …bank’ın hakim hissedarı …’in diğer şirketlerine de yapıldığı gibi … Şube tarafından …Şirketi’nde de aramalar yapıldığını ve şirketin tüm defter ve belgelerinin çuvallara konularak tutanak dahi tutulmadan polis tarafından götürüldüğünü, bu nedenle defterlerin ibrazının hukuken ve fiilen mümkün olmadığını, bu durumda davalıya herhangi bir kusur ve sorumluluk yüklenemeyeceğini, şirketlerin ticari faaliyetlerde kar edebilecekleri gibi zarar da edebileceklerini, zarar eden şirketlerin zararlarını yönetim kurulu üyelerinden ve denetçilerden talep edemeyeceklerini, kasten veya ihmal sonucu zarara uğratırlarsa bu zararın talep edilebileceğini, ancak davalının denetçilik görevi sırasında böyle bir eylemi olmadığını, anılan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yönetim kurulu üyelerinin mesuliyet hallerinin TTK 336.maddesinde belirlendiğini, davalının TTK 336.maddesinde yazılı sorumluluk kapsamına giren hiçbir işlemi ve eylemi olmadığını, şirketi zarara uğratmadığını, bu nedenle kendisine karşı sorumluluk davası açılamayacağını, davalının 1998 yılı hesapları için 03/03/2000 tarihinde yapılan genel kurulda ibra edildiğini, davalının 28/09/2000 tarihinde gözaltına alınıp 01/03/2002 tarihine kadar 17 ay tutuklu kaldığını, 28/09/2000 tarihi ile 19/12/2001 tarihleri arasındaki işlemlerden hiçbir şekilde sorumlu tutulamayacağını, genel kurulda alınan ibra kararının yasaya uygun olduğunu, ibra edilen davalının ibrasının kaldırılmasının ancak ibraya ait genel kurul kararının mahkemece iptali sureti ile olabileceğini, ibraya ilişkin genel kurul kararının mahkemece iptal edilmediğinden davanın reddi gerektiğini, anılan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Alacağı Devir Alan Davacı … vekili dilekçesi ile; dava ile ilgili İstanbul …İflas Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan temlik işlemi ile alacağın davacı kuruma devrolduğunu, bu nedenle kurumun aktif husumet ehliyeti doğduğunu, iflas masasında kendi alacağı ile ilgili kısmı temlik alan davacının kendi alacağı bakımından açılan işbu davayı 33.845.409.116.011 TL üzerinden ıslah ettiklerini, anılan nedenlerle ıslah edilen miktarın zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Alacağı Devir Alan Davacı … Bankası AŞ vekili dilekçesi ile; dava ile ilgili İstanbul …İflas Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan temlik işlemi ile alacağın davacı bankaya devrolduğunu, bu nedenle kurumun aktif husumet ehliyeti doğduğunu, iflas masasında kendi alacağı ile ilgili kısmı temlik alan davacının kendi alacağı bakımından açılan işbu davayı 159.401.723.477.411 TL üzerinden ıslah ettiklerini, anılan nedenlerle ıslah edilen miktarın zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davanın ilk açıldığı mahkeme olan İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas … Karar ve 07/04/2005 tarihli kararında; Bankacılık Yasasının 5020 sayılı yasa ile değişik 14/5-d.maddesi gereğince İstanbul … ve…nolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli bulunduğundan dosyanın … ve ..Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, mahkemenin görevli bulunmadığından dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

YARGITAY BOZMA İLAMI:
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2005/13591 Esas 2007/154 Karar ve 15/01/2007 tarihli ilamı ile; 23/06/1999 tarihinde yürürlüğe giren 4389 sayılı Bankalar Kanunu 14/5-d.bendi hükmünün bankalar ile fon ve bankaların iflas idareleri tarafından açılacak hukuk davalarının 1 nolu Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği, 12/05/2001 tarihinde yürürlüğe giren 4672 sayılı Yasa ve 12/12/2003 tarihinde yürürlüğe giren 5020 sayılı Yasa ile bu tür davaların … ve …nolu Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görüleceği hükmü ve yine karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 142.maddesinin …ve bu fona ait bankalar ve faliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılacağı hükmü dikkate alındığında, bu tür davaların … ve… Asliye Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için fon ve fona devredilmiş bankalar ile faaliyet izni kaldırılan iflas etmiş bankaların iflas idareleri tarafından açılması gerektiğini, işbu davanın davacı şirketin denetçileri tarafından sorumluluk kararına dayalı 31/12/2003 tarihinde açılan bir sorumluluk davası olduğu, davacının mülga 4389 sayılı Yasanın 14/5-d.maddesinde açıklanan tüzel kişilikler arasında yer almaması yanında, masa alacaklarının verilen yetki doğrultusunda davaya müdahale etmeleri davanın niteliğini değiştirmediği gibi alacağı devralan… Bankasının da bir fon bankası olmadığını, bu durum karşısında mahkemece işin esasına girilerek hüküm verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığından bahisle hükmün temyiz eden davalılar … ile …yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, yine temyiz talebinde bulunmayan davalılar …, …, …, … ve …yönünden dosyanın tefrikine karar verilmiş ve bu davalılar yönünden davanın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esasına kaydı yapılmıştır.
Tefrik Edilen İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar ve 17/11/2009 tarihli kararında; mahkemelerinin… Esas … Karar sayılı dosyasından 07/04/2005 tarihinde verilen görevsizlik kararının, bu kararı temyiz etmeyen davalılar …,…, …, … ve … yönünden kesinleşmiş olmakla, kesinleşmiş görevsizlik kararı nedeni ile bu davalılarla ilgili davanın anılan karar uyarınca İstanbul … ve … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.
Verilen görevsizlik kararı üzerine tefrik edilen dosya İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esasına kaydedilmiş, mahkemece verilen… Esas… Karar ve 07/04/2010 tarihli karar ile; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 15/01/2007 tarihli ilamında davacı şirket denetçileri tarafından sorumluluk kararına dayalı olarak açılan davanın Bankacılık Yasası kapsamında olmadığı, davaya açıldığı mahkeme olan İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılması gerektiğinden Bankacılık Yasağı gereğince bu davada mahkemelerinin görevli olmadığından görevsizliğine, görevsizlik kararı gereğince dosyanın İstanbul…Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş karar verilmiş, karar gereğince dosya İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas … Karar ve 24/10/2011 tarihli kararında: mahkemece Yargıtay kararı uyarınca haklarında verilen görevsizlik kararı bozulan davalılar … ve… yönünden mahkemelerinin … Esas sayılı dosyasında yürütülen dava dosyasının, heyet halinde çalışmakta olan Ticaret Mahkemelerinin tek hakimli mahkemeler haline dönüştürülmesine ilişkin yasal düzenleme ve buna bağlı olarak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kararı doğrultusunda yeni Ticaret Mahkemelerinin kurulması ve dosyaların paylaştırılıp devredilmesi sonucunda anılan dosyanın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı numarasını aldığı ve halen derdest olduğu anlaşılmakla, işbu dava dosyasında sürdürülen yargılama konusu ihtilafın aynı nedenden kaynaklandığı ve esasen başlangıçta da birlikte görülmekte iken tefrik edildiği görülen işbu dava dosyası ile İstanbul ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu anlaşıldığından her iki davanın HMK 166.mad.uyarınca birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağı devrolunan …AŞ’ne verildiği iddia edilen ortaklık zararının, sorumluluk davası kapsamında faizi ile birlikte şirket yönetim kurulu üyeleri ve denetçisi olan davalılardan tazminine ilişkindir.
Mahkememizce dava dosyası, İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ve bu dosya ekindeki davacı …A.Ş’nin ticari defter ve kayıtları ile yine… A.Ş’nin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak öncelikle 26/12/1998 tarihinden önce her bir yönetim kurulu üyesi ve denetçinin sorumlu olduğu dönemlerde dikkate alınarak bu yönetim kurulu üyeleri ve denetçiler yönünden davalıların davacı şirketi zarara uğratıp uğratmadıkları, uğratmış iseler bu zarar miktarınnı ne kadar olduğu hususlarında, ayrıca 26/12/1998 tarihinden davacı şirkete … yönetimi tarafından el konulan döneme kadar (13/02/2002 tarihine kadar) geçen süre içerisinde yine yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin o tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun 336. ve 359. maddeleri uyarınca davacı şirketi zarara uğratıp uğratmadıkları, aldıkları kararlar işlemler ile davacı şirkete bir zarara uğratmış iseler ne şekilde bir zarara uğrattıkları, davalıların normal ve olağan yönetimi aşar şekilde zararlandırıcı eylemlerinin bulunup bulunmadığı hususunun tespiti, yine davacı şirketin ödenmemiş sermaye borcunun bulunup bulunmadığı, ortakların ödenmemiş sermaye borcu mevcut ise yönetim kurulu üyeleri ve denetçiler tarafnıdan apel çağrılarının süresinde yapılıp yapılmadığı, bundan kaynaklı yani ödenmemiş sermaye borcu ve apel borcundan dolayı şirketin herhangi bir zararının bulunup bulunmadığı, varsa ne miktarda zararının oluştuğu ve yine … AŞ’de kasa açığının oluşup oluşmadığı, kasa açığı oluşmuş ise bu kasa açığının hangi tarihte tespit edildiği ve hangi tarihte oluştuğu, kasa açığının tespit edildiği dönemin …’nin davacı şirkete el koymasından sonra tespit edilmiş ise bu el koyma ile tespit tarihi arasında ne kadar süre olduğu hususlarında inceleme yapılarak rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Mali Müşavir …, Bankacı… ve Ekonomist … tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda;
1-)Müflis şirketin kuruluş tarihi ile faaliyetinin durdurularak mali polis tarafından el konulan tarih olan 27.09.2000 tarihi arasındaki mali dönem süresince, şirketin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak münasebetlerini ve her iş yılı için elde edilen neticeleri tesbit etmek maksadıyla tutulması zorunlu olan tüm ticari defterlerin tam ve eksiksiz olarak tutulduğu, tamamının mali polis tarafından teslim alındığı mesul olan yönetim kurulu üyelerince ispatlanamadığından, ticari defterlerin kısmen veya tamamen mevcut olmamasından, yahut kanuna uygun surette tutulmamasından veyahut saklanması mecburi olan defter ve kağıtların gereği gibi saklanmamasından ötürü oluşan zarardan yönetim kurulu üyeleri ile birlikte işbirliği içerisinde olması gereken denetçilerin müteselsil sorumlu olacağı,
* 6762 sayılı TTK-Madde 336-İdare meclisi azaları şirket namına yapmış oldukları mukavele ve muamelelerden dolayı şahsan mesul olamazlar. Ancak aşağıda yazılı hallerde gerek şirkete gerek münferit pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesuldürler. 3. Kanunen tutulması gereken defterlerin mevcut olmaması veya bunların intizamsız bir surette tutulması; 5. Gerek kanunun gerek esas mukavelelerinin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasden veya ihmal neticesi olarak yapılmaması…
* 6762 sayılı TTK-Madde 359- Murakıplar, kanun veya esas mukavele ile kendilerine yükletilen vazifelerini hiç veya gereği gibi yapmamalarından doğan zararlardan dolayı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe müteselsilen mesuldürler. Bu mesuliyet hakkında 309 ve 341 inci maddeler hükümleri tatbik olunur.
2-)Müflis şirketin 24.09.1993 tarihinde tescil edilen Ana Sözleşmesinde; 1.000 hisseye ayrılmış, 1.000.000.000-TL tutarındaki tamamen taahhüt edilmiş şirket sermayesinin dörtte birinin nakden ödendiği, geride kalan dörtte üçünün yönetim kurulunca kararlaştırılacak esaslar dahilinde peşin veya taksitler halinde ödeneceğinin hüküm altına alındığı, müflis şirketin yönetim kurulu üyeleri tarafından şirket ana sözleşmesinin tescil edildiği tarihten itibaren en geç üç yıl içinde pay sahiplerinin bakiye sermaye taahhüt borçlarının bir kısmı veya tamamının ödenmesine ilişkin ilan suretiyle bir ay süre vererek, ödemeye davet ve aksi halde haklarından mahrum ve cezai şartın tahsil edileceğinin ihtarına ilişkin yapılmış apel çağrısı olmadığı,
Sermaye taahhüdünü öngörülen azami süre zarfında yerine getirmeyen şirket ortakları … A.Ş.’nin 25.09.1996 tarihinde, ayrıca bir ihtara gerek olmaksızın mütemerrit duruma temerrüde düşeceği ve temerrüt faizi ödemek zorunda kalacağı, işleyen temerrüt faizinin şirketin zararını karşılamaması durumunda, anılan ortaklar kusursuz olduğunu ispat etmedikçe oluşan zararı ödemekle yükümlü olacağı, ancak müflis şirketin mütemerrit ortaklara karşı icra takibinde bulunma, sermaye borcu ile birlikte temerrüt faizini de tahsil etme hakkı doğmasına rağmen, yönetim kurulunca taahhüt edilen sermayenin öngörülen süre zarfında ödenmesine ve müteakiben tahsil edilmesine ilişkin olarak herhangi bir talep-tahsil işlemi yapılmamış olduğu,
* 6762 sayılı TTK-Madde 407- Sermaye koyma borcunu vaktinde yerine getirmiyen pay sahibi ihtara lüzum olmaksızın temerrüt faizi ödemekle mükelleftir. İdare meclisi bundan başka mütemerrit ortağı iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından mahrum etmeye ve yerine başka ortak almaya ve kendisine verilmiş hisse senedi varsa bunları iptal etmeye salahiyetlidir. İptal edilen hisse senetleri ele geçirilemiyorsa iptal kararı 37 nci maddede yazılı gazetede ve ayrıca esas mukavelenin derpiş ettiği şekilde ilan olunur. Esas mukavele ile pay sahipleri temerrüt halinde cezai şart ödemeye mecbur tutulabilirler. Şirketin tazminat hakları mahfuzdur.
Şirket kuruluşu sırasında veya kuruluşundan sonra taahhüt edilmiş olan pay bedellerinin zamanında ödenmesini istemek ve takip etmek görevi müflis şirketin yönetim kuruluna ait olduğundan, bu görevi ifa etmediği anlaşılan yönetim kurulu üyelerinin ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifa ederken ana sözleşme hükümlerine ve kanunlara tamamiyle uygun çalışmalarını sağlama görevi bulunan denetçilerinde taahhüt edilen sermayenin zamanında ödenmemesinden doğan zararı ve mahrum kalınan ferilerinden müteselsilen sorumluluğu olacağı,

GENEL TOPLAM
ÖDENMEMİŞ SERMAYE
25.09.1996-01.01.1998 TARİHLERİ ARASI TİCARİ AVANS FAİZİ ÜZERİNDEN İŞLEYECEK TEMERRÜT FAİZİ
01.01.1998-13.02.2002
TARİHLERİ ARASI TİCARİ
AVANS FAİZİ ÜZERİNDEN
İŞLEYECEK TEMERRÜT FAİZİ
1.462.291,15-TL
298.265,00
244.225,90
919.800,25

3-)Müflis şirketin özellikle 701.735,00-TL tutarında Ödenmiş Sermayesi, 298.265,00-TL tutarında Ödenmemiş sermayesi bulunmasına rağmen, şirketin aktifindeki varlıkların değerini fazla göstermek amacı ile taahhüt olunan sermayenin tamamı ödenmiş olarak gösterilmek, şirketin sürekliliği gözetilmeksizin mali verileri olumsuz olmasına, krizin atlatılmasına ilişkin mali bünye planlaması yapılmaksızın, onaysız-makyajlı 31.12.1998 tarihli Bilanço-Gelir Tablosu hazırlanmak ve kullanılmak suretiyle Fon Bankalarına kredi başvurusu yapılarak nakdi ve gayri nakdi krediler kullanıldığı, şirketin mali bünyesine uygun olmayan borç yükü altına sokulmasından ve şirketin geleceğinin riske atılmasından yönetim kurulu üyelerinin ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte işbirliği içerisinde olması, şirketin faaliyet ve çalışmalarının takip edilmesi, gerekli kayıtların tutulması ve defterlerinin incelenmesi, bütçe ve bilançonun denetlenmesinden sorumlu denetçilerin şirketin zarara uğramasında kusuru bulunduğu, doğan zarardan müteselsilen sorumluluğu olduğu,
4-)Müflis şirketin…bank A.Ş.’den 13.08.1998 tarihinde 4.000.000-USD tutarlı döviz kredisi ve … A.Ş.’den 22.09.1998 tarihinde 8.000.000-USD tutarlı döviz kredisi kullanmış olduğu, şirketin 31.12.1998 tarihi itibariyle 12.000.000-USD tutarında Banka Kredi borcu bulunduğu, müflis şirket tarafından hazırlanan ve onaylı 31.12.1998 tarihli Ayrıntılı Bilançosunda; Pasif-Kısa Vd.Yabancı Kaynaklar-30.Mali Borçlar-300.Banka Kredilerinin 2.245.655,00-TL olarak gösterildiği, ancak şirketin 3.761.844,00-TL tutarında Banka Kredi borcu bulunmasına rağmen, 4.000.000,00-USD tutarlı döviz kredisinin onaylı Bilançoya yansıtılmamış olduğu,
5-)Müflis şirketin 06.03.2000 tarihli olağan genel kurulunda onaya sunulduğu anlaşılan onaylı 31.12.1998 tarihli Ayrıntılı Bilançoda Banka Kredilerinin tamamının yansıtılmamış olması, Bilançonun eksik/yanlış ve ortaklığın gerçek durumunun görülmesine engel hususlar içermesi sebebiyle, genel kurulda 1998 yılı bilançosu ile kar-zarar hesaplarının oy birliği ile kabulünü müteakiben ibra edilmelerine karar verilen davalıların;
Yönetim Kurulu üyesi …’ün
Yönetim Kurulu üyesi …’nin
Yönetim Kurulu üyesi-Denetim Kurulu üyesi …’un
Denetim Kurulu üyesi …’ın
Yönetim Kurulu üyesi …’in
Denetim Kurulu üyesi …’nin
Yönetim Kurulu üyesi …’in ibra edilmiş olmayacağı,
• 6762 sayılı TTK-Madde 380- Bilançonun tasdikına dair olan umumi heyet kararı, aksine sarahat olmadığı takdirde, idare meclisi azalariyle müdürler ve murakıpların ibrasını tazammun eder. Bununla beraber bilançoda bazı hususlar belirtilmemekte veyahut bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine mani yanlış bir takım hususları ihtiva etmekte ise, idare meclisi azalariyle müdürler ve murakıplar, bilançonun tasdikıyla ibra edilmiş olmazlar.
6-)…’nun Fon Bankaları tarafından davacı müflis şirkete 13/08/1998-20/12/1999 tarihleri arasında kullandırılan ve tahsil edilemeyen nakdi ve gayrinakdi kredi hesaplarından doğan 30/12/2003 dava tarihi itibariyle toplam 33.850.409,12-TL tutarında alacağı olduğu, dosyada mübrez temel finansal tablolar üzerinden yapılan mali analiz neticesinde tespit edilen bu miktarın tamamının müflis şirketin zarar tutarı içinde olduğu,
7-)…Bankası A.Ş.’nin müflis şirkete 28/12/1995-05/12/1997 tarihleri arasında kullandırılan ve tahsil edilemeyen nakdi ve gayrinakdi kredi hesaplarından doğan 30/12/2003 dava tarihi itibariyle toplam 159.401.723,50-TL tutarında alacağı olduğu, dosyada mübrez temel finansal tablolar üzerinden yapılan mali analiz neticesinde ancak müflis şirket zararı ile … Bankası AŞ’den kullanılan kredilerden kaynaklandığına ilişkin bağlantı kurulamadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalıların beyanları, ibraz edilen deliller, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalılar …, …, …ve Berkan Keskin’in müflis…AŞ isimli şirketin yönetim kurulu üyesi oldukları ve …’in… ve …’nin aynı şirketin denetim kurulu üyesi oldukları, müflis şirketin 1998-2002 tarihleri arasında, müflis şirkete … tarafından el konuluncaya kadar… Bank, Banka … ve… Bankası’dan yüksek miktarlarda kredi çekildiği, şirketin mali bünyesine uygun olmayan borç yükü altına sokulduğu, kredi çekilebilmek amacıyla şirketin aktifindeki varlıkların değerinin fazla gösterildiği, taahhüt olunan sermayenin tamamının ödenmediği halde ödenmiş olarak gösterildiği, ödenmeyen sermaye borçları için apel çağrısının yapılmadığı, çekilen kredilerin de…’in bağlantılı olduğu diğer şirketlere aktarılmak suretiyle şirketin içinin boşaltıldığı, her ne kadar davalı yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin 1998 tarihinden sonra 2003 tarihine kadar yapılan genel kurullarda ibralarına karar verilmiş ise de, şirketin mali durumunun ilgili yıllarda yapılan genel kurullardaki finansal tablolara yansıtılmadığı, borç durumunun ve bilançonun genel kurulda doğru şekilde yer almadığı, bu bağlamda ibra kararlarının da geçerli olmadığı, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Yasa’nın 336.maddesi uyarınca gerek kanunun, gerek esas mukavelenin kendine yüklediği sair vazifelerin kasten yada ihmal neticesinde yapılmaması halinde doğan zararlardan şahsi olarak da sorumlu oldukları, yine 359.maddeye göre denetim kurulu üyelerinin de aynı şekilde sorumlu oldukları, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin bu sorumluluktan kurtulabilmeleri için kusursuz olduklarını ispat etmeleri gerektiği, bu bağlamda hem …’nin temlik aldığı müflis şirket zararı olan 33.850.409,12 TL yönünden, hemde… Bankası AŞ tarafından müflis şirkete kullandırılan ve yine İİK 245.maddesi uyarınca iflas masasından temlik alınan takip hakkı yönünden…Bankası AŞ’nin müflis şirkete kullandırdığı krediler yönünden de davalı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun bulunduğu, her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından… Bankası AŞ tarafından kullandırıldığı belirtilen krediler sebebi ile müflis şirket zararı arasında bağlantı kurulamadığından bahisle … Bankası’nın temlik aldığı alacak takibine ilişkin, alacaklar yönünden illiyet bağının bulunmadığı bildirilmiş ise de, yine … Bankası tarafından müflis şirkete kullandırılan kredinin … Bankası’na geri ödenmediği, söz konusu kredilerin şirket menfaatine de kullanılmadığı, kullanılan bu kredilerin şirketin hakim ortaklarından …’e ve onun kurduğu diğer şirketlere aktarıldığı, böylelikle yönetim kurulu üyeleri ve denetim kurulu üyelerinin ihmali ve kasti davranışları sonucunda şirketin zarara uğradığı anlaşıldığından, bu bağlamda oluşan şirket zararı ve … Bankasından kullanılan kredi arasında zararı doğrucu uygun illiyet bağının oluştuğu mahkememizce kanaat edinildiğinden, … Bankasından kullandırılan krediler yönünden de davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, bu bağlamda hem … Bankasından kullanılan krediler yönünden, hemde … tarafından temlik alınan müflis şirketin … Bank ve Banka …ten kullanılan krediler ile aynı zamanda apel borçları sebebiyle davalıların sorumlu oldukları, davalıların kurtuluş beyyinesi de getirilemediği anlaşıldığından, tüm davalıların söz konusu zarardan müteselsilen sorumluluğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının KABULÜ ile,
Davacı … yönünden 33.850.409,00 TL’nin 5.000,00 TL’sinin dava tarihi olan 31/12/2003 tarihinden itibaren, 33.845.409,00 TL’sin ise ıslah tarihi olan 10/03/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacı … Bankası A.Ş yönünden davanın KABULÜ ile; 159.401.723,00 TL’nin 5.000,00 TL’sinin dava tarihi 31/12/2003 tarihinden, 159.396.723,00 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 11/03/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 13.201.053,13 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 67,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 13.200.985,63 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 427.129,09 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacı …’ye verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 1.682.642,23 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacı … Bankası AŞ’ne verilmesine,
6-Davacı … tarafından yapılan toplam 8.015,80 TL ile davacı … Bankası AŞ tarafından yapılan toplam 3.436,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde YARGITAY’a yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. .

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”