Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/700 E. 2018/583 K. 02.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/700 Esas
KARAR NO : 2018/583
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 16/05/2014
KARAR TARİHİ : 02/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının, şirketi temsil eden yetkili iki müdüründen iken, genel kurulun … sayılı 10/04/2014 tarihli kararı ile müdürlük yetkisinin alındığını, ancak davacının halen şirketin %20 oranında ortağı olduğunu, davacı şirketin müşterek yetkili müdürü olmasına rağmen yaklaşık iki yıldır şirket idaresine katılmasına izin verilmemiş olduğunu, dolayısı ile hiçbir belgede imzasının da bulunmadığını, şirketin ya tek imza ile yada davacı adına atılmış sahte imzalarla usulsuz olarak idare edildiğini, şirket müdürlerinin internet bankacılığı için …bank’a çift imza ile başvurduklarını, başvuru sonucu davacıya herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, öğrendikleri kadarı ile ilgili bankanın çift imza ile yapılan başvuruya rağmen diğer müdüre usulsüz olarak şifre ve parolayı verdiklerini, üstelik bu bilgilerin yetkisi olmamasına rağmen diğer müdür tarafından, davacının imzası ve bilgisi olmadan değiştirildiğini, dolayısıyla sahte imza ile parolalar alındığını, şirketin idaresi görevinin diğer müdür tarafından kötüye kullanıldığını, şirketin mal varlığı ve yaptığı işlerin düşünüldüğünde sürekli kar etmesi gereker bir şirket olması gerekirken, davacının edindiği bilgiye göre şirket hakkında onlarca icra takibi yapıldığını ve halen yüklü miktarda … prim borcu ve vergi borcunun bulunduğunun öğrenildiğini, şirketin usulsuz, yetkisiz ve kötü yönetimi nedeni ile şirket bilgilerinin davacıdan saklanmakta, belgelerin gösterilmemekte ve adeta şirketin iflasa sürüklenmekte olduğunu, yani davacının bilgisi ve onayı olmadan yapılan işlemler nedeni ile şirketin zarara uğradığını, bu süre zarfında şirketin ciddi miktarda gelirleri olmasına rağmen davacının beyanına göre gelirlerinden davacının ve diğer ortaklara hiçbir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerden dolayı işirkete ödemede bulunan ilgili banka ve üçüncü kişilere noter kanalı ile ihtarname çekildiğini ve bu ihtar üzerine bankanın ilgili hesaptan ödemeyi durdurduğunu, tüm bu işlemlerin ve şirkete kayyım atanması dahil ihtiyati tedbirli İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığını ancak tedbir taleplerinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddedildiğini, dosyanın halen derdest olduğunu, ancak bu yargılama devam ederken şirketin genel kurulunun hiçbir ilan yapmadan, davacıya haber vermeden ve tebligat yapmadan 10/04/2014 tarihinde toplandığını ve toplantıda davacının müşterek müdürlük yetkisinin alındığını, bu kararın 25/04/2014 tarih ve 8557 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin… nolu sayfasında ilan edildiğini, davacının haricen yaptığı araştırmada genel kurulun toplandığını ve karar alındığını öğrendiğini, bunun üzerine Türkiye Ticaret Sicil Gazetesine 05/05/2014 tarihinde müracaat ederek kararın bir örneğini aldığını, alınan karardan haberdar olduğunu, şirket merkezinde yapıldığı ilan edilen genel kurula katılanlar arasında davacının da isminin geçtiğini, alınan karar örneğinde davacının hazır bulunmadığı halde, davacının yerine sahte imza atılarak genel kurul kararı alındığını öğrendiklerini, bu imzalara ilişkin gerek sahte imza atanlar hakkında ve gerekse bu karara katılanlar hakkında suç duyurusunda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, şirketin halen…Başkanlığındaki liman siciline kayıtlı 5 adet gemisi bulunduğunu, şirketin mal varlığının elden çıkarılmaması için şirkete ait gemilerin ve işletme ve hat haklarının devrinin engellenmesi yönünde teminatsız tedbir kararının verilmesini talep ettiklerini, bu taleplerinin kabul edilmesi ile ileride doğacak telafisi imkansız zararların önüne geçileceği gibi, şirketin faaliyetinin devam etmesine de herhangi bir engel oluşturmayacağını beyanla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, şirketin 10/04/2014 tarih ve … karar ile yapılan genel kurulun ve genel kurul ile birlikte tüm neticeleri ile birlikte TTK 445 ve 446 mad göre iptaline, şirketin halen … Liman Başkanlığındaki liman siciline kayıtlı 5 adet gemisi ve şirketin diğer mal varlığının elden çıkarılmaması için şirkete ait gemilerin ve işletme hat haklarının devrinin engellenmesi yönünde tedbir kararı verilmesine, şirketin başka …Bankası … Şubesinde bulunan hesabına ve taraflarından bildirilecek olan başka hesaplarına tedbiren ödeme yasağı konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulune uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamış ise de, mahkememizin 13/05/2015 tarihli celsesine katılan davalı vekili; davalı şirketin 5 Eylül 2014 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan edilen genel kurul kararı ile davacı asil söz konusu davalı … … Şti’nin tek yetkili temsilcisi olarak atandığını ve halen de bu göreve devam etmekte olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen ve talep edilen 1 nolu talebi yani davalı şirketin 10/04/2014 tarihli 2014/2 karar sayılı genel kurulun tüm neticeleri ile birlikte TTKnun 445 ve 446 mad uyarınca iptaline ilişkin istemi kabul ettiklerini beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ticaret icil kayıtları, … tasdikli gazete suretleri, kurumlar vergisi beyannameleri, … kayıtları, yeminli mali müşavir rapor teslim tutanağı, nüfus kayıtları, davacıya ait imza örnekleri, davacının imza asıllarının bulunduğu belgeler celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler SMMM … ve Hukukçu Öğr Grv … tarafından tanzim olunan 08/12/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacının TTK 446’da sayılan şahıslardan biri olup olmadığının belirlenmesi yönünde öncelikle grofolojik inceleme yapılarak, genel kurul kararındaki imzanın davacıya ait olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirtmişlerdir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları davalı vekilinin beyanları, ,tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlığın; davalı şirketin 4.20 (%20) oranında pay ile şirketin ortağı olan davacının müşterek yetkili müdür olmasına rağmen yaklaşık 2 yıldır şirket idaresine katılmasına izin verilmediği, hiçbir belgede imzası olmadığı, şirketin ya tek imza ile yada davacı adına atılmış sahte imzalarla usulsuz olarak idare edildiği, davacının bilgi ve onayı olmadan yapılan işlemler nedeni ile şirketin zarara uğratıldığı, bu nedenle İstanbul … Asl Tic Mah.nde tedbir talepli açılan davanın talebin yargılamayı gerektirdiği belirtilerek, tedbir talebinin reddedildiği, ancak yargılamanın devam ettiği, buna rağmen şirket genel kurulunun hiçbir ilan yapmadan hisse sahibi olan davacıya haber verilmeden 10/04/2014 tarihinde genel kurulun toplandığı ve davacının müşterek müdürlük yetkisinin kaldırıldığı belirtilerek, 10/04/2014 tarihli … karar sayılı genel kurul kararının iptaline ilişkin olduğu, davalı şirket vekili tarafından 13/05/2015 tarihindeki celsede davacı tarafça açılan davayı kabul ettiklerine yönelik beyanda bulunulmuş ise de söz konusu vekilin vekaletnamesi incelendiğinde bu vekaletnamenin bizzat davacı …’nın davalı şirket yönetimine seçilmesi sonucunda şirket müdürü ve yöneticisi sıfatıyla vermiş olduğu vekaletname sonrası tutulan vekil tarafından beyan edildiği, dolayısıyla davacı ile davalı şirket yetkilisinin aynı şahıs olduğu, bu bağlamda davacı ile davalı şirket arasında menfaat çatışmasının doğduğu, bu bağlamda davalı şirketin dava dosyasında usulüne uygun temsili için şirkete kayyım tayini gerektiği, mahkememizin 12/04/2017 tarihli celsesinde davacı vekiline bu davada davalı şirketi temsil ettirmek üzere davalı şirkete kayyım atattırmak üzere dava açmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içeresinde kayyım tayini için dava açılmamış olması halinde dosyanın işlemden kaldırılacağının belirtildiği, daha önce dava dosyasında 04/10/2017 tarihli celsede HMK 320/4 maddesi uyarınca dosyanın bir kez takipsiz bırakıldığı, davanın basit yargılamaya tabii olduğu, mahkememizce davalı şirkete kayyım tayin ettirmesi hususunda kesin süre verilmiş olmasına rağmen verilen kesin süre içeresinde davanın açılmadığı, bu nedenle davanın yeniden takipsiz bırakılması sebebi ile işlemden kaldırılması gerektiği ancak HMK 320/4 maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabii davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin düzenlendiği, bu bağlamda daha önce 04/10/2017 tarihli celsede işlemden kaldırılan dosyanın mahkememizin 27/12/2017 tarihli celsesinde verilen kesin süre içeresinde dava açılmamak suretiyle yeniden takipsiz bırakıldığı, davalı şirketin dava dosyasında usulüne uygun temsilinin sağlanabilmesi ve söz konusu müteakip işlemlerin tamamlanabilmesi için taraf teşkilinin tamamlanmış olması gerektiğinden ve davacıya verilen kesin süre içerisinde söz konusu işlemler tamamlanmamış olduğundan davanın HMKnun 320/4 mad uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davalı şirketin kabul beyanını bizzat davacının tuttuğu vekil aracılığıyla dosyaya sunduğu, bu bağlamda davalı şirket ile kabul beyanın da bulunan yetkilisi arasında menfaat çatışmasının doğduğu, davanın devam edilebilmesi için bu dosyada davalı şirkete kayyum atanması gerektiği ancak davacıya kayyum atattırmak üzere dava açmak üzere süre verilmiş olmasına rağmen kesin süre içerisinde davanın açılmadığı anlaşıldığından söz konusu müteakip işlemlerin tamamlanabilmesi için taraf teşkilinin tamamlanmış olması gerektiğinden ve davacıya verilen kesin süre içerisinde söz konusu işlemler tamamlanmamış olduğundan davanın HMK 320/4. Maddesi uyarınca davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar harcından peşin alınan 25,20TLnin mahsubu ile bakiye 10,70TLnin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 700,00TL bilirkişi ücreti olan yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …