Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/692 E. 2018/1042 K. 26.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/692 Esas
KARAR NO : 2018/1042
DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)), Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/09/2014
KARAR TARİHİ: 26/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)), Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … adresinde faaliyet gösteren …Şti’nin kurucu ortağı olduğunu davacının şirketteki hisse oranının %40 olduğunu, daalı …’in ise yine şirketin kurucu ortağı ve şirket müdürü olduğunu, davalının 2011 yılında şirketteki hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığını, ancak müdür sıfatıyla şirketi yönetmeye devam ettiğini, halen şirketin müdürü ve yetkilisi olduğunu, davacının …Şti isimli şirketi ile TBM atık su tünellerinin segmentli şaft işini yaparken davalının ısrarları sonucu 14/08/2009 tarihinde …Şti’ni kurduklarını, daha sonra davacının …Şti isimli şirketi tasfiye sürecine soktuğunu ve bu şirketin üzerinde bulunan bütün iş makinelerini ve iş yapmak için gerekli tüm teçihazları, şantiye binalarını, ofis mobilya ve malzemelerini sembolik bedelle yeni firmaya devrettiğini, işlerin durumuna göre davalının alacağı makinelerle hesaplaşma düşünüldüğünden sembolik bedel kararlaştırıldığını, kurulmasından sonra …Şti’nin bi koç iş aldığını ve alınan işlerle büyüdüğünü, hak edişlerin 250.000 ile 300.000 TL’den 700.000 ile 800.000 TL’lere ulaştığını, ancak davalının o tarihlerden itibaren şirketin zarar ettiği yönünde söylemlerde bulunmaya başladığını, davalının şirket kuruluşundan itibaren kar-zarar hesaplaşmasının muhasebenin tutmuş olduğu kasa defteri üzerinden yapılacağını söylediğini, ancak sonradan o kasa defterini yok ettiğini resmi hesaplar üzerinden hesabın görüleceğini söylediğini, aynı zamanda hesabına geldiği gibi davranarak kimi hesaplarda resmiyeti baz almakta, kimi hesaplarda ise gayri resmiyi baz alarak bir kargaşa yarattığını ve sonuca varılamadığını, davalının sürekli olarak zarar ediyoruz demesi üzerine hesapları incelemek isteyen davacının kar-zarar hesaplarını görmek için tutulduğu söylenen ve davacı tarafından daha sonra resmi olmadığı öğrenilen kasa defteri incelendiğinde davalının tüm şahsi giderlerinin şirket kasasından ödendiğinin görüldüğünü, yine davalının şahsi şirketi olan …Şti ödemeleri için para kullanıldığını ve bu şirket hesabına aktırıldığını ve bu masraflar için şirkette para olmadığı dönemlerde karşılığında şirket hesabından kredi kullanıldığının görüldüğünü, yine davalının şirket makine ve ekipmanlarını bilinçli olarak kiraya vermeyerek şirketi zarara uğrattığını, anılan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile …Şti’nin müdürü olan davalının TTK 553/1 maddesi gereğince şirkete vermiş olduğu zararın 1.000,00 TL tutarının tazminine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tüm beyan ve iddialarının gerçek dışı olduunu, davacı tarafın sürekli olarak olmayan bir bedeli talep ettiğini ve davalının kaybettiği bütün malvarlığını yok sayarak soyut iddialar ortaya attığını, davalının şirket hayatının her aşamasında basiretli bir tacir gibi davrandığını, bütün malvarlığını kaybetmesine rağmen borçların çoğunu ödeyerek şirketi büyük bir yıkımdan kurtardığını, davacı tarafın muhasebe tekniğinden uzak, hatalı incelemeye dayalı beyanlarını kabul etmediklerini, şirket kayıtlarının davacının iddialarının doğru olmadığını ispat eder nitelikte olduğunu, bütün gelir ve para çıkışlarının şirket defterinde kayıtlı olduğunu, hatalı, eksik olmadığı gibi davacı aleyhine gerçekleşmiş bir işlemde bulunmadığını, davacının ortağı ve sahibi olduğu …Şti’nin borca batık bir şirket olduğunu, davalı ile ortaklık kurduktan sonra davalıdan aldığı paralar ile borçlarının ödendiğini, davacının bu şirketi tasfiye etmesinin kendi kararı ve tasarrufunda olduğunu, davalı ile hiçbir bağı ve ilgisi bulunmadığını, … Şirketinin tüm gelirlerinin resmi ve faturalı olup ve banka ödemeleri şeklinde olduğunu, gelirlerin de resmi olup saklanması ve kaçırılmasının söz konusu olmadığını, anılan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalının ortağı olduğu …Şti’ni zarara uğrattığından bahisle uğranılan zararın tazmini için davacı tarafından açılan tazminat davasıdır.
Mahkememizce dava dosyası ve tarafların ticari defter ile kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davalının davaya konu şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, zarara uğratmış ise bu zarar miktarının ne kadar olduğu, ayrıca davalıya müdürlük yaptığı ve yönetici olduğu dönemde huzur hakkının ödenip ödenmediği, ödenmiş ise ne miktarda huzur hakkının ödendiği, yönetimden ayrıldığı dönemden sonra herhangi bir şekilde maaş yada müdürlük görevi yapmasıyla bağlantılı herhangi bir bedel altında ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarının tespit edilerek rapor düzenlenmesi için dosyanın Mali Müşavir …’ye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 30/10/2017 tarihli raporda; şirketin 2009-2010-2011 yıllarında kar elde ettiği, 2012 yılında satışlarının çok düşük olduğu ve 69.015,67 TL zarar ettiği, ancak öz kaynaklarının artıda olduğu, ancak şirketin 2013 yılında 1.573.826,30 TL zarar ettiği, nedeninin teminat mektubunun nakde çevrilmesinden kaynaklı olduğu, bu zararın oluş nedeninin yönetimsel davranış etkinliğinden kaynaklandığı yönündeki davacı iddiasının izahı ve ispata muhtaç olduğu, teminat mektubunun davalının kefaletinin mevcut olduğu ve teminat mektubunun nakde çevrilmesinden kaynaklı ödemelerinde davalı tarafından şahsi menkullerinin satışı ile yapıldığı davacının iddiaları doğrultusunda yapılan incelemeler neticesinde 2013 yılı kapanış fişinde…’e 200.000 TL, Sabahat Atılgan’a 100.000 TL borçlu olduğunun görüldüğü, alınan paraların şirketin nakit akışının tamamlanması amacıyla alındığı, alınan borca faiz tahakkuk edilmediğinden bu hususun şirketin aleyhine olmadığı, lehine olduğu, kasa hareketlerinde olumsuz veya muvazalı işlem tespit edilmediği, davacının iddiası olan şirket ortaklarına yapılan ödemelerin incelenmesi neticesinde şirket ortadığı…’in şirketten 759.791,97 TL alacaklı olduğu, ortağa yapılan 400.000 TL ödemenin öncesinde dosya kapsamında yer alan … Şubesine ait ekstresi ve ortaklar cari hesabının incelenmesi sonucunda şirket ortağının 11/01/2012 tarihinde 100.000 TL, 13/02/2012 tarihinde 302.747,87 TL ve 06/02/2012 tarihinde 123.000 TL ve 50.000 TL olmak üzere toplam 575.747,87 TL şirkete ödeme yapıldığının görüldüğü, ortakların cari hesabında bir asılsız borç-alacak durumunun mevcut olmadığı, davacının iddiaları doğrultusunda şirketin sabit kıymetlerinin 253 Makine Cihazlar kaleminden 198.600 TL tutarındaki sabit kıymetin 01/04/2014 tarihinde 35415 numaralı fatura ile…Şirketine fatura edildiği, 260 Haklar kaleminden (Finansal Kiralamaya Konu Makinelerin) 2.394.232,63 TL tutarındaki sabit kıymetin 20/02/2014 tarihinde 35410 numaralı fatura ile …Şirketine fatura edildiği, 260 Haklar kaleminden (Finansal Kiralamaya Konu Makinelerin) 107.639,99 TL tutarındaki sabit kıymetin 20/02/2014 tarihinde35410 numaralı fatura ile …adına fatura edildiğinin görüldüğü, sabit kıymet satışlarının şirket aktifinde kayıtlı değer üzerinden fatura edildiği, rayiç değerlerinin tespitinin mümkün olmadığı, bu satışlardan kaynaklı olarak şirketin borçlarının azaltılmaya yönelik olduğu, ancak değerinde satış yapılıp yapılmadığının tespitinin mümkün olmadığı, bu hususta şirketin zarara uğratılıp uğratılmadığının kanaatinin yapılamadığı, davalı …’in 17/08/2009 tarihinde ortağı ve genel müdür olarak görev aldığı …Şti’den 26/04/2011 tarihinde hisse devri yaparak ortaklıktan ayrıldığı, ancak Ticaret Sicil Gazetesi 15/10/2014 tarihli 8673 sayılı kararında 20/10/2034 (20yıl) tarihine kadar şirket genel müdürü olarak yetkili kılındığı, davalının hak-huzur ödemesi olarak 07/06/2013 tarihinde 15.000 TL ve 05/08/2013 tarihinde 30.000 TL olmak üzere toplamda 45.000 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce rapor düzenleyen mali müşavir bilirkişinin yanına makine mühendisi …’ın ilavesi sureti ile davaya konu şirket tarafından dava dışı 3.şahıs şirket …Şti’ne satışı yapıldığı bildirilen makinaların satış tarihi itibariyle rayiç değerinin tespiti ile satışı yapılan bu mikanalar sabebi ile davaya konu şirketin herhangi bir zarara uğratılıp uğratılmadığı, söz konusu makine bedellerinin ne şekilde ödendiğinin tespiti, zarara uğratılmış ise ne miktarda zarara uğratıldığı, bundan dolayı yönetici konumundaki müdür …’in sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında ve yine davacı ile davalı tarafından bilirkişi kök raporuna karşı yapılan itirazlar da tek tek değerlendirilerek yeniden rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 23/02/2018 tarihli raporda; dosya kapsamında bulunan mevcut bilgi ve belgeler, davalı ile davacı vekillerinin bilirkişi raporuna itirazları , 20/12/2017 tarihli celse tutanağı dikkate alınarak tekrar yapılan değerlendirmede mevcut dosya kapsamındaki verilere göre dava dışı …Şti’ni satışı yapıldığı bildirilen makinelerin satış tarihi itibariyle rayiç değerinin tespitinin yapılamadığı, sağlıklı rapor tanzimi için mümkünse dava konusu satışı yapılan makinaların, markası, modeli, şasi numarası vs.teknik özelliklerinin bulunduğu ruhsatları, her bir makine ile ilgili Finansal Kiralam Sözleşme no, tarih ve tutarlarını gösteren belgeler, makinaların satılmadan önceki ekspertiz tarafından yapılan tespitler var ise bu raporlar, makinaların satış tarihi ve satış tutarlarını gösteren belgeler, makinaların satış öncesi durumunu gösteren fotoğraflar, …Şti’ne ait ticari defterlerin ve …Şti ile …Şti arasında düzenlenen faturaların ibrazının gerektiği bildirilmiş, mahkememizce bilirkişi ön raporunda bildirilen eksik hususları sunmak üzere davalı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmiş, davalı vekilince verilen kesin süre içinde beyanda bulunulmuş, bilahare bilirkişi heyeti tarafından sunulan 31/08/2018 tarihli 2.ek raporda; dosya kapsamında ön raporda talep edilen belgelerin ibraz edilmemesi sonucu teknik yönden tespit yapılmadığı, mali yönden talep edilen dava dışı şirket defterlerinin ibraz edilmemesi ile istenilen belgelerin sunulmamasından kaynaklı mahkemenin taleplerini karşılar mahiyette rapor tanziminin mümkün olamayacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller, aldırılan bilirkişi kök ve raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı tarafça şirket müdürü olan …’in şirketi zarara uğrattığından bahisle bu zararın tazmini amacıyla dava açılmış ise de aldırılan bilirkişi raporlarına göre davalı şahsın şirketi zarara uğrattığı iddiasının ispatlanamadığı, davalı şirketin ticari defter ve belgelerinde usule aykırı herhangi bir durum bulunmadığı, yapılan işlemler ve satışların şirket borcunu azaltmaya yönelik olduğu, davalı şirketin 2009,2010 ve 2011 yıllarında kar elde ettiği, 2012 yılında satışlarının çok düşük olduğu, 69.015,67 TL zarar ettiği, ancak öz kaynaklarının artıda olduğu, şirketin 2013 yılında 1.573.826,30 TL zarar ettiği, söz konusu zarar sebebinin teminat mektubunun nakde çevrilmesinden kaynaklı olduğu, bu zararın oluş nedeninin davalının yönetimsel eksikliğinden kaynaklandığına yönelik davacı iddiasının ispatlanamadığı, yine teminat mektubunun bir kısım kefaletinin de davalının şahsi kefaleti ile karşılandığı, yani davacı iddiasının tam tersine davalının şahsi mal varlıklarının da satılarak şirket borcunun ödendiği, ayrıca finansal kiralamaya konu makinelerin satışının yapılmasının da şirket borcunu azaltmaya yönelik olduğu, satışların defter değerleri üzerinden yapıldığı, söz konusu satışlar sebebiyle satılan malzemelerin teknik ayrıntılarının taraflarca dosyaya sunulmaması sebebi ile rayiç değerlerinin tespitinin yapılamadığı, ancak süreç içerisinde söz konusu malzemelerin kullanılmış olması sebebiyle de amortisman giderlerinin ve yıpranma payının düşülmesi halinde defter değeri üzerinden yapılan satışın da makul olduğu mahkememizce kanaat edildiğinden ve ayrıca davacı tarafta söz konusu satışlar sebebiyle davacı şirketin bir zarara uğradığının ispatlayamadığı ve TTK 553.maddesi uyarınca yöneticinin sorumluluğuna gidilebilmek için öncelikle şirketin bir zarara uğramasının ön şart olması sebebiyle söz konusu zarar iddiası ispatlanamadığından davacının davasının subut bulmadığından reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının subut bulmadığından REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın düşümü ile bakiye 10,70 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2. maddesi gereğince 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacı alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN OLMAK ÜZERE oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …