Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/526 E. 2021/1013 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/526 Esas
KARAR NO:2021/1013

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/10/2013
KARAR TARİHİ:23/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalılardan … ve diğer davalıların murisi … arasında 07/07/2010 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, yapılan sözleşme gereği taraflar arasında ticari ilişki kurulduğunu ve davalılara ürün satışına başlandığını, müvekkili şirket tarafından davalılardan … ve diğer davalıların murisi …’e yapılan satışlar neticesinde ve sözleşmeden kaynaklı vergi / hizmet bedelinin karşılığının tahsili için faturaların düzenlendiğini ancak davalı tarafın gönderilen faturalardaki tutarları ödemediğini, bunun üzerine 30/11/2010 – 08/04/2011 tarihleri arasında düzenlenen 10 adet faturadan kaynaklı borcun tahsili için davalılar hakkında …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, icra takibinin müvekkili şirket ile sözleşme imzalayan …’in vefat etmesi nedeniyle murisin mirasçılarına ve sözleşmenin tarafı olan …’e karşı başlatıldığını, başlatılan takipte davalıların yetkiye – asıl alacak – faiz ve ferilerine itiraz ettiklerini, bayilik sözleşmesinin 7.2 maddesinde taraflar arasında doğabilecek tüm anlaşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, ayrıca davalı tarafça itiraz dilekçesinde faturaya dayalı bir borcu olmadığı iddia edilse de müvekkili ve karşı tarafın ticari defterleri incelendiğinde taraflar arasında bir ticari ilişki olduğu ve davalı tarafın faturalarda belirtilen takip talebinde istenilen tutarda borcu olduğunun ortaya çıkacağını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede fatura bedellerinin ödenmemesi halinde uygulanacak olan faizin açıkça belirtildiğini ve %24 faiz talep edilmesinin sözleşmeye uygun olduğunu, izah edilen nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalı borçluların icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takip tarihi itibariyle 156.445,04-TL alacağın takip talebindeki şartlarla tahsili için takibin devamını, davalılar aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, dava masrafları ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
… hariç diğer davalılar sunmuş oldukları cevap dilekçesinde özetle; davalılar olarak ikamet adreslerinin … – … / … olması nedeniyle ve yapıldığı iddia edilen ticari alışverişin yine …’da olması nedeniyle İstanbul İcra Müdürlükleri ve İstanbul Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, davacıya faturaya dayalı veya faturasız hiçbir borcunun bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtilen fatura bedellerinin gönderilen havaleler ile ödendiğini ve davacı alacaklıya bayilik sözleşmesi bitiminde hiçbir borcunun kalmadığını, yazılı belge olmadan karşılıklı olarak ibralaşıldığını, icra takibine anapara alacak olarak belirtilen 103.789,28-TL’ye 52.655,76-TL işlemiş faiz ve takip sonrası %24 faize de itirazlarının bulunduğunu, takip tarihi itibariyle yasal faizin %9 avans faizinin %13,75 olmasına rağmen %24 işlemiş ve işleyecek faiz talebinin yasal olmadığını, ayrıca davacının belirtildiği şekilde faturaya dayalı bir alacağı olmaması – kesin likit bir alacağı bulunmaması ve kendilerine gönderilen ihtarnamede davaya konu faturaların örneğinin gönderilmemesi nedeniyle icra inkar tazminatına karşı itirazlarının bulunduğunu, izah edilen ve re’sen gözetilecek nedenlerle davanın reddi ile kötü niyetle başlatılan icra takibi nedeniyle davalılar yararına %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf alacaklıya yükletilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; davalılardan … ve …’in sunmuş olduğu 29/01/2015 tarihli beyan dilekçesi ekinde davacıya yapılan havale dekontları, davalılardan …’in sunmuş olduğu 20/02/2015 tarihli beyan dilekçesi ekinde davacıya yapılan havale dekontları, davacı vekilinin beyan dilekçesi ekinde …. Sulh Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasıyla verilen mirasçılık belgesi, bilirkişi raporuna karşı yapılan beyan ve itiraz dilekçeleri Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, hukukçu bilirkişi …ve mali müşavir …’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 31/07/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından ticari defter ve belgelerini bütüncül olarak ibraz etmemesi nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunun net olarak tespit edilemediğini, davacı tarafından dosyaya sunulan fatura fotokopilerine göre toplamda 131.853,73-TL alacaklı görünse de sözleşme bitiş tarihine kadar olan tüm satışlarına ilişkin faturalarını ibraz etmemesi nedeniyle dosyada mevcut fatura fotokopilerinden alacaklı olup olmadığını tespit etmenin mümkün olamadığını, davalı tarafından ibraz edilen dekontlar ile davacının ibraz ettiği faturalar karşılaştırıldığında davalının davacıya 2.261,27-TL fazla ödeme yaptığının görüldüğünü, gerek davalı gerek ise davacının sözleşme başlangıcı ile sözleşme bitim tarihi aracında düzenlenen tüm faturaları ibraz etmesi halinde yapılan ödeme miktarı ile faturalar arasında fark kalıp kalmadığının net olarak tespit edilebileceğini, mevcut bilgi ve belgelerle yapılan incelemede davacının 131.853,73-TL alacaklı olabileceği gibi hiç alacağı olmayıp davalının 2.261,27-TL alacaklı da olabileceğini, tarafların ellerinde mevcut delil ve belgeleri eksiksiz olarak sunmaları halinde ek rapor sunulabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilerek 03/03/2016 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; davacının 2010 ve 2011 yılına ilişkin ticari defterlerinin tasdik işlemlerinin TTK. ve 213 sayılı vergi usul kanununa uygun olarak yapıldığını, davacı tarafından sunulan dava konusu alacağa ilişkin faturaların tekdüzen muhasebe sistemi uygulama genel tebliğine ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa uygun olarak yevmiye kebir defterine kaydedildiğini, her ne kadar davalının dava konusu faturalara istinaden alacaklı olduğunu iddia ediyor ise de söz konusu faturalara karşılık herhangi bir çek veya senet almadığından sözleşmenin başlangıç tarihinden bitiş tarihine kadar olan davalı adına tanzim edilen tüm satışlarına ilişkin faturalarını ve alıcı davalının ödemelerine ilişkin banka hesap özetlerini ibraz etmemesi nedeniyle dosyadaki mevcut fatura fotokopilerinden alacaklı olup olmadığı hususunda görüş bildirmenin mümkün olamayacağını, dava dosyasında bulunan davalının ibraz ettiği dekontlar ile davacının ibraz ettiği faturalar karşılaştırıldığında davalının davacıya 2.261,27-TL fazladan ödeme yaptığının görülebileceğini, gerek davalı gerek davacının sözleşme başlangıcı ile sözleşme bitim tarihi arasında düzenlenen tüm faturaları ibraz etmemeleri nedeniyle yapılan ödeme miktarı ile tüm faturaların toplamı arasında bir fark olup olmadığının net olarak tespit edilemediğini, mevcut bilgi ve belgelerle yapılan incelemede davacının 131.853,73-TL alacaklı olabileceği gibi hiç alacağı olmayıp davalının 2.261,27-TL alacaklı da olabileceğini, denetime elverişli bir rapor sunulabilmesi için gereken zeminin dava tarafları tarafından sağlanmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilerek 27/03/2017 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; dava konusu faturaların genel toplamının 35.454,96-TL (2010 yılı) + 96.398,77-TL (2011 yılı) = 131.853,73-TL olduğunu, faturalar incelendiğinde faturaların üst tarafının imzalı yani açık fatura olduğu alt kısmında ise yazılı teslim vasıtasının yazılmadığını mali teslim alan kişiye tarih ve imza attırılmadığını bu bakımdan fatura konusu malın teslim edilip edilmediği hususunun belirsiz olduğunu, davalıdan sözleşme süresi içerisinde yapılan tüm mal alımlarına ilişkin faturaların ibraz edilmesi istenmişse de söz konusu faturaların ibraz edilmediğini ancak kendisince mal alım fatura tarihi – tutarı ve buna ilişkin ödemeleri gösterir resmi niteliği olmayan bir tablo gönderildiğini, davacıya ait iş yerinde yapılan bilirkişi incelemesinde davacıdan davalı tarafından yapılan ödemelere ilişkin tüm belgelerin dökümünün istenildiğini ancak davacı tarafın istenilen bu hususu yerine getiremediğini, diğer hususlarda daha önce sunulan raporlar ile aynı görüş ve kanaatte oldukları yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(4)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali müşavir …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 11/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; anlaşmazlığa dört adet faturanın sebebiyet verdiğini ve faturaların toplamının 127.819,30-TL olduğunu, davacıya ait ticari defterlerin incelenmesinde açılış kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını ve defterlerin birbirini teyit ettiğini, uyuşmazlığa konu faturaların açık fatura yani bedeli henüz ödenmemiş fatura olduğunu, davacı tarafa ait yasal defterlere göre davalıdan 164.353,26-TL alacaklı – davalı tarafa ait yasal defterlere göre davacıya 98.425,24-TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, davacının bahse konu faturalar için sevk irsaliyesi düzenlediğini ve bilirkişi incelemesi için dosyaya sunduğunu, sevk irsaliyelerinde teslim alan kısmında davalı çalışanı … isminin ve imzasının yer aldığını, yapılan incelemeler ve mevcut verilere göre davaya konu akaryakıtın teslim edilmesi hususunda çelişki bulunmadığını, davacı tarafından düzenlenen ve davaya konu olan dört adet faturanın davalı ticari defterlerinde de kayıtlı olduğunu, davalı tarafın düzenlenen her fatura sonrası fatura bedeli kadar ödeme yapmadığını kısmi ödemeler gönderdiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2009 yılından bu yana devam ettiğini ve husumetin çözümlenebilmesi için davalının ticari defterlerinde mevcut davacıya yaptığını iddia ettiği ödemelere dair dekontları ve var ise taraflar arasında imzalanmış mutabakatları sunması gerektiğini, işbu belirtilen eksikliklerin davalı tarafından sunulması halinde nihai raporun sunulabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(5)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilerek 11/06/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; Tarafından daha önce sunulan kök raporda davacının 4 adet fatura için alacaklı olduğu belirtilmişse de takip tarihi olan 08/08/2013 tarihinde davalıdan 30/11/2010 – 08/04/2011 tarihleri aralığında 10 adet fatura için takip başlatıldığını, davacı şirket nezdinde daha önce yapılan inceleme sırasında kendisine 4 adet fatura ve bu faturalara ait sevk irsaliyelerinin ibraz edildiğini, davacı tarafın defterlerine göre 2011 yılı açılış bakiyesinin 153.689,11-TL davalı tarafın 2011 yılı açılış bakiyesinin ise “0” olduğunun görüldüğünü ve taraflar arasında mutabakat yapılmadığını, davacının 28/02/2011 tarihli bakiyesinin 164.353,26-TL olup bu tarihte davalı defterinde “0” bakiye görüldüğünü, davacı tarafından ibraz edilen faturalar içerisinde sadece 08/01/2011 – 26/01/2011 ve 15/02/2011 tarihli toplamı 96.371,72-TL faturaların kaydının mevcut olduğunu, davacının davalıya teslim ettiği akaryakıtın 4 adet fatura için sevk irsaliyelerinin ibraz edildiğini, diğer faturalarda yer alan akaryakıtın teslimine ilişkin sevk irsaliyelerinin ibraz edilmediğini, diğer taraftan bahse konu faturaların tebliğine ilişkin davacı tarafından belge ibraz edilmediğini ve tarafların 2010 belki 2009 yılından bu yana mutabık olmadığı dikkate alınarak öncelikle tarafların TTK. 94. maddesi gereği mutabakat yapmaları gerektiğini, davacı tarafa ait yasal ticari defterlere göre davalıdan 164.353,26-TL alacaklı – davalı tarafa ait yasal ticari defterlere göre ise davacıya 98.425,24-TL borçlu durumda olduğunu, ancak bahse konu diğer akaryakıtlara ait sevk irsaliyelerinin ve davalı adına düzenlenmiş olan 3 adet faturaya rastlandığını ve bu fatura bedellerinin 96.371,72-TL olduğunu, davalı adına keşide edilen diğer tüm faturaların tesliminin nasıl yapıldığının tespit edilemediği ve davacı tarafından ispatlanamadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(6)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali müşavir …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 27/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında imzalanan 07/07/2010 tarihli bayilik sözleşmesi ile davacı şirketin dağıtıcılığını yaptığı akaryakıt ürünlerinin bayi olarak satışını yaptığı ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin yıllara sarih olarak olarak süre geldiğinin anlaşıldığını, davacı şirketin davalılara satışını yaptığı akaryakıt ürünleri için düzenlediği faturalar ve davalıdan yapılan tahsilatların davalının davacı nezdindeki … müşteri numarası altında 120 alıcılar ana hesabın … no’lu alt hesap üzerinden kayıt ve izlendiği dosya kapsamından tespit edildiğini, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporlarında davacı şirketin 2010 ve 2011 yılı ticari defterlerinin incelendiği ve inceleme sonucunda 28/01/2011 tarihi itibariyle davacının davalılardan cari hesaptan dolayı 164.353.26-TL alacaklı olduğunun tespitine karşılık borçlu şirketin (… – … / … Akaryakıt Bayii) ticari defter kayıtlarına göre ise davacı şirkete 98.425.24-TL borçlu olduğu hususunda tespitlerde bulunulduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacı tarafından davalılara en son akaryakıt satışının 15/02/2011 tarihli … ve … seri no’lu 34.440,78-TL bedelli akaryakıt satışı ve sevki ile teslimi sonrasında bir başka satış olmadığını, diğer bir anlatımla işbu fatura sonrası taraflar arasında akaryakıt alım / satımı olmadığının dosya kapsamından tespit edildiğini, davacı kayıllarına göre her ne kadar cari hesaptan kaynaklanan davacının 164.353.26-TL alacaklı görünüyor ise de davalılar aleyhine başlatılan …. İcra Müd. … E. sayılı 13/05/2013 tarihli icra takibinde cari hesap bakiyesi üzerinden değil davalılar adına düzenlenen 10 adet faturadan alacak takip talebinde bulunulduğunu, davacı tarafça icra takibinde 10 adet faturadan kaynaklanan ve davalılarca ödenmediği iddia edilen 10 fatura toplamının 131.853,71-TL olduğu ve işbu faturalardan dolayı 103.789,28-TL’lik kısmın tahsili için 08/05/2013 tarihinde icra takibi başlatıldığını, taraflar arasındaki akaryakıt alım ve satımı ile ilgili olarak davacı tarafından davalılara kesilen 4 adet faturanın akaryakıt satışına ilişkin olduğu ve akaryakıt satışına ilişkin en son akaryakıt faturasının da 15/02/2011 tarihinde olduğunu, 30/11/2010 tarihli 3.732,59-TL bedelli fatura hariç diğer faturaların katılım bedeli adı altında kesilen faturalar olduğunu, 30/11/2010 tarihli anlaşmadan doğan damga vergisi açıklamalı 3.732,59-TL bedelli faturanın dayanağının hangi anlaşma veya sözleşmeden kaynaklandığının ve işbu damga vergisi talebinin ispata muhtaç olduğunu, işbu fatura hariç diğer 9 adet fatura toplamının 131.853,71-TL – 3.732,59 TL = 128.121,12-TL olarak tespit edildiğini, davalı tarafından dosyaya sunulan banka ödeme dekontları üzerinde yapılan incelemede ise 15/12/2010 tarihi ile 14/05/2012 tarihleri arasında … Bankası üzerinden davacı şirkete EFT havalesi ile yapılan ödemelere ilişkin ödeme dekontlarından ve hesap ekstresi üzerinden yapılan tespitlerde davalılar tarafından yapılan banka ödeme dekantlarından toplamda 141.115,00-TL’lik ödemelerin tamamının 13/05/2013 takip tarihinden önce yapıldığı takip sonrasında davalılarca yapılan herhangi bir banka ödeme dekontu veya bir başka ödeme belgesi dosyaya ibraz edilmediğini, davacı şirketin ticari defterlerinde 28/02/2011 tarihi itibariyle cari hesaptan kaynaklanan davacı alacağının 164.353,26-TL olmasına rağmen 9 adet faturadan kaynaklanan 128.121,12-TL (Anlaşma. Damga vergisi açıklamalı 3.732,59-TL hariç) alacak 103.789,28-TL fatura alacağı için takip başlattığını, davacı tarafın 28/02/2011 tarihinden sonra davalılar tarafından tarafından dosyaya sunulan banka ödeme dekontlarında 40.775,00-TL tutarında tahsilat yaptığını, davalılarca yapılan ödemelerin cari hesap borcuna mı yoksa fatura borçlarına yönelik mi yapıldığı hususunda gerek davacı kayıtlarında gerek banka ödeme dekontlarından herhangi bir tespit yapılamamış olmasına karşılık davalılar tarafından yapılan işbu ödemelerin cari hesaptan kaynaklanan borçlar için yapılmış olabileceği kanaatine varıldığını, davacı tarafından davalılar aleyhine damga vergisi faturası hariç diğer faturalardan kaynaklanan 128.121,12-TL’lik fatura alacaklarından kalan bakiye olarak 103.789,28-TL fatura alacağının bulunduğunun kabulünün gerektiğini, temerrütle ilgili olarak 6098 sayılı TBK. 117. Maddesinin düzenlendiğini, B.K. 117. Maddesine göre de borçlunun usule uygun ihtarla temerrüde düşürülebileceğini, işbu tespit ve açıklama çerçevesinde davalının 08/05/2013 takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğünü, …. İcra Müdürlüğünün 08/05/2013 tarihli … E. sayılı ilamsız icra takip dosyasından tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı borçlulardan takibe dayanak yapılan faturalardan 103.789,28-TL alacaklı olduğunun kabulünün gerektiğini ve işbu asıl alacak için takipten itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereği %13,75 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi talep edilebileceğini, davacının takipte talep ettiği %24 faize ilişkin dosya kapsamında işbu faiz dayanağına ilişkin herhangi bir somut belge ile tespit edilemediğinden davacı tarafından talep edilmesinin yerinde olmadığını, ancak Sayın Mahkem tarafından davacının davalılar aleyhine fatura alacağından kaynaklanan alacakları için takip yaptığı ve fatura alacakları için TTK. 1530/4. Maddesi kapsamında geciken fatura alacakları için 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereği ticari faiz talep edebileceğinin benimsenmesi halinde fatura alacaklarından takibe konu edilen 103.789,28-TL’si ile ilgili olarak takip 08/05/2013 tarihine kadar yapılan hesaplamada 30.540.63-TL işlemiş faizin takipte talep edilebileceği bu tutardan fazla faiz talebinin yerinde olmadığı, takipten itibaren ise %13,75 ve değişen oranlarda ticari faiz talep edilebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(7)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilerek 28/12/2020 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; davacının …. İcra Müdürlüğü’nün 08/05/2013 tarihli … Esas sayılı icra takip dosyasından 103.789,28-TL asıl alacak için takip tarihinden itibaren talebe uygun olarak %24 temerrüt faizi talep edilebileceği ancak takip öncesi TBK 117. Maddesi uyarınca borçluya borç ihtar edilmediği için kök raporda hesaplanan 30.540,63 TL işlemiş faiz hesaplamasından rücu edilmesi yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nü … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde;… A.Ş. tarafından borçlu … mirasçıları ve …’e 103.789,28 TL asıl alacak ve 52.655,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 156.445,04-TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, borçluların itirazı üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen faturadan kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir. Taraflar arasında (davacı şirket ile davalı … ve diğer davalıların murisi …) imzalanan 07/07/2010 tarihli bayilik sözleşmesi ile davacı şirketin bayii olduğu, akaryakıt satışı yaptığı anlaşılmaktadır. Tacir olan taraflardan davacının delil olarak ticari defterlere dayandığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemelerinde hazırlanan raporların açık ve denetime elverişli olmadığı, hükme esas alınamayan bilirkişi raporları ve tarafların itiraz ve beyanları dikkate alınarak, dosya mahkememizce yeni bilirkişi olarak atanan …’a tevdii edilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 27/01/2020 tarihli rapor ve ek raporu yeterli incelemeye haiz olduğundan hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından sunulan ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda düzenlenen 27/01/2020 tarihli rapor uyarınca; davacının davalılara akaryakıt satışını en son 15/02/2011 tarihinde yaptığı, 34.440,78 TL bedelli akaryakıt satışı ve sevk ile teslimi sonrasında bu faturadan sonra taraflar arasında akaryakıt alım satımının olmadığı, davacının kayıtlarına göre cari hesaptan kaynaklı 164.353,26 TL alacaklı görünse de davaya konu takibin cari hesap bakiyesi talebine ilişkin olmadığı, 10 adet fatura üzerinden olduğundan ilgili faturalar incelenerek hesaplamaların yapıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davacı tarafça davalılara kesilen 4 adet faturanın akaryakıt satışına ilişkin olduğu en son faturanın 15/02/2011 tarihine ait olduğu, 30/11/2010 tarihli 3.732,59 TL bedelli fatura hariç diğer faturaların katılım bedeli adı altında kesilen faturalar olduğu, 30/11/2010 tarihli faturanın ise anlaşmadan doğan damga vergisi açıklamalı 3.732,59 TL bedelli fatura olduğu, anlaşmalı olduğu açıklamasında bildirilen faturanın hangi anlaşmaya istinaden düzenlendiğine ilişkin dosyada herhangi bir belgenin bulunmadığı, bu fatura hariç davacı tarafından düzenlenen 10 adet faturanın toplamının 131.853,71 TL olduğu, 3.732,59 TL bedelli fatura düşüldüğünde 9 adet faturanın toplamının 128.121,12 TL olduğu tespit edilmiştir. Davalıların dosyaya sunduğu ödeme dekontları incelendiğinde ise davalının 15/12/2010 ile 14/05/2012 tarihleri arasında … bankası aracılığıyla toplamda 141.115,00 TL icra takibinden önce ödeme yaptığı, bu durumda davacı şirketin ticari defterlerinde 9 adet faturadan kaynaklanan 128.121,12 TL( anlaşma damga vergisi açıklamalı 3.732,59 TL hariç) alacağından bakiye alacak 103.789,28 TL fatura alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu dikkate alınarak yapılan değerlendirmede davacının HMK 222. Maddesi uyarınca usulüne uygun tutulmuş lehine delil teşkil eden ticari defterlerinde yapılan incelemelerde, davacının davalı adına 10 adet fatura tanzim ettiği bu faturalardan 30/11/2010 tarihli anlaşmadan doğan damga vergisi açıklamalı 3.732,59 TL bedelli faturanın hangi sözleşme ve ne tür bir anlaşmaya dayalı olduğu tespit edilemediğinden bu fatura yönünden alacağın ispatlanamadığı ancak kalan 9 fatura bedel toplamının 128.121,12 TL olduğu ve ticari defterlerde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde ise borcun sebebinin 10 adet faturaya ilişkin olduğunun yazılı olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafın cari hesapları incelendiğinde 164.353,26 TL davalılardan alacaklı olduğu gözükse de icra takibinin cari hesaptan kaynaklı alacağa dayanmadığı, faturalara dayandığı anlaşılmakla ilgili faturalara dayalı takip yaptığı nazara alındığında davacının takibe dayanak faturalardan kaynaklı davalılardan alacağının bulunduğu ve bu alacakların ticari kayıtlarında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça dosyaya bir takım ödeme belgeleri sunulmuşsa da ilgili ödeme dekontlarının takip tarihi olan 08/05/2013 tarihinden önceye ait olduğu, ilgili faturaların TTK 21/2. Maddesi uyarınca faturaya 8 gün içinde itiraz edildiğine ilişkin dosyada davalı tarafından sunulmuş herhangi bir belgenin bulunmadığı, davacının 9 adet faturadan kaynaklı 128.121,12 TL alacağının bulunduğu, davacı şirketin takip talebinde 103.789,28 TL alacak talebi dikkate alınarak davacının davalıdan faturadan kaynaklı 103.789,28 TL alacağının bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı şirket …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında 52.655,76 TL işlemiş faiz talebinde bulunduğundan 27/01/2020 tarihli raporda TTK 1530/4. Maddesi uyarınca fatura tarihinden 30 gün geçmekle her bir fatura bakımından 3095 sayılı yasanın 2/2. Maddesi uyarınca 08/05/2013 takip tarihine kadar hesaplama neticesinde 30.540,63 TL takip öncesi işlemiş faiz alacağı olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar yapılan itirazlar sonucu 28/12/2020 tarihli ek raporda TBK 117. Maddesi gereği dosyada takip öncesi ihtarname bulunmadığından bahisle davalının takip tarihinden önce temerrüdü oluşmadığından önceki rapordaki işlemiş faiz hesabından rücu edilmesi gerektiği yönünde görüş belirtilmiş ise de; davacı tarafça davalılar aleyhine yapılan takibin cari hesap alacağından kaynaklanmadığı, faturalardan kaynaklandığı, bu durumda takipten önce davalılara ihtara gerek kalmadığı, TTK 1530/4. Maddesi gereği faturadan kaynaklı alacaklarda fatura tarihini takip eden 30 günlük sürenin sonunda alacaklının faize hak kazandığına kanaat getirilmekle; bilirkişi tarafından her bir fatura bakımından işlemiş faiz fatura tarihlerinden itibaren süreler dikkate alınarak ve takip tarihine kadar yekün 30.540,63 TL takip öncesi işlemiş faiz hesabı gereği; takipten önce davacının 30.540,63 TL işlemiş faiz talep edebileceği anlaşılmıştır. Belirtilen bu sebeplerle davacının davalılardan 103.789,28-TL asıl alacak, 30.540,63-TL işlemiş faiz tutarında alacağı olduğu ve bunu davalılardan tahsilini talep edebileceği, davacı tarafından davalılar aleyhine işbu tutarın tahsiline yönelik başlatılan icra takibinde davalıların itirazının kısmen haksız olduğu kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulüne davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazların kısmen iptali ile, takibin 103.789,28-TL asıl alacak, 30.540,63-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 134.329,91-TL üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına, davacının takip talebinde yıllık %24 oranında faiz talep ettiği anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak asıl alacağa takip tarihinden alacak tahsil edilinceye kadar yıllık %24 oranında faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, ayrıca İİK 67/2 maddesi uyarınca alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazların kısmen iptali ile, takibin 103.789,28-TL asıl alacak, 30.540,63-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 134.329,91-TL üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına, asıl alacağa takip tarihinden alacak tahsil edilinceye kadar yıllık %24 oranında faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
(2)İİK. 67/2. mad. uyarınca alacağın %20’si oranında (26.865,98-TL) icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
(3)Şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
(4)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 9.176,07-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.889,50-TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.286,57-TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
(5)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.889,50-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
(6)Davacı tarafından yatırılan 24,30-TL başvuru harcı, 3.570,00-TL bilirkişi ücreti, 1.443,10-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 5.037,40-TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 4.325,31-TL yargılama masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
(7)Davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(8)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 16.711,34-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(9)Davalı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek adı geçen davalıya verilmesine,
(10)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı asillerden … ve …’in yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.