Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/380 E. 2018/1137 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/380 Esas
KARAR NO : 2018/1137
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ: 24/05/2012
KARAR TARİHİ: 24/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 18/04/2013 tarihinde 5 ortak ve 50.000 TL sermaye ile kurulduğunu ve bilahare sermayesinin 1.800.000 TL’ye yükselttiğini, hukuki yapısının Anonim Şirket olmasına rağmen üyelerin uluslararası nakliyecilerden oluşan bir kooperatif gibi çalışması düşünüldüğünü, 08/12/2003 tarihinde … Kurumu denetiminden geçerek A Tipi Araç Muayene İstasyonu olarak hizmet verme imtiyazını elde ettiğini, sonrasında işletme üst yapı düzenini … AŞ’ne 2.300.00 TL’ye sattığını, elde ettiği gelir ile halen şirket merkezi olarak görünen …adresindeki binayı satın aldığını, şirketin 2010 ve 2011 yılı kurumlar vergisi beyannamesine göre gerek denetim kurulu raporlarında ve gerekse yönetim kurulu raporlarında olağandışı gelir ve karların, genel yönetim giderlerinin, diğer olağandışı gider ve zararların neler ve nasıl oluştuğu yönünde bir açıklama bulunmadığını, faaliyet raporunda içermesi gereken hususların yazılmadığı, yalnızca şirketin 2011 yılında faaliyetinin olmadığının ve net zararının 86.126,68 TL olduğunun yazdığını, faaliyet raporunda şirketin neden atıl vaziyette olduğu, hiçbir faaliyeti olmayan şirketin genel yönetim giderlerinin neden yüksek olduğu, gider ve zararların nelerden ibaret olduğu hususlarına açıklık getirilmediğini, yine denetim kurul raporuna göre denetçinin faaliyet dışı olan şirketin faaliyetlerinin yasalara ve şirket esas sözleşmesine uygun olduğunu ifade ettiğini, ancak bu hususun gerçekle bağdaşmadığını, denetçinin görevini yerine getirmediğini, yine şirketin 27/02/2012 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda alınan 2,3,4,6,7 ve 10 nolu kararların kanuna aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini beyanla anılan nedenlerle davalı şirketin 27/02/2012 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda alınan 2,3,4,5,6 ve 10 nolu kararların iptaline karar verilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, davalı şirkette %0,5 (1/200) hisse sahibi olduğunu ve ödenmiş sermaye oranına göre hisse bedelinin 9.000,00 TL olduğunu, davacı yanın şirketteki hissesinin sermaye değerinin daha yüksek bir bedel ile satın alınmadığından huzurdaki davayı açtığını, davacı yana hissesini satması için 20.000,00 TL önerildiğini, ancak davacı tarafın 40.000,00 TL civarında bir bedel talep ettiği için anlaşılamadığını, davalı şirketin davaya konu edilen taşınmaz 28/07/2008 tarihinde satın aldığını, Araç Muayene İstasyonunu ise 04/09/2009 tarihinde sattığını, satış işleminin 2.300,00 TL bedelle gerçekletiğini, buna göre araç muayene istasyonunun satış geliri ile gayrimenkul alındığının yanlış olduğunu, dava tarafın dava konusu ettiği taşınmaz hakkında Belediye ve Koruma Kurulu tarafından yıkım kararı bulunduğunu, binanın mimarı projesine aykırı olarak inşa edildiğini, davacı tarafın davalı şirketin gerçek dışı beyanlarla itham ettiğini, gayrimenkulün satılma kararının TTK 443.maddesi gereğince genel kurulda alındığını, toplantı ve karar yeter sayısının kanuna uygun olduğunu, davalı şirketin faaliyet konusu teşkil eden araç muayene istasyonunun özelleştirme zorunluluğu karşısında sattığını, satışın 04/09/2009 tarihinde gerçekleştiğini, davalı şirketin anılan tarihte de sonrasında da başkaca bir faaliyeti olmadığını, şirketin kuruluş amacının ve konusunun ortadan kalktığından şirket ortaklarının şirketin çalışmasını istemediklerini, 200 ortaklı bir şirkette şirket ortaklarının hisselerini satmasının bunun bir göstergesi olduğunu, şirketin tasfiyesinin zorunlu olmakla birlikte tasfiye kararının genel kurul kararı ile alındığını, davalı şirketin tasfiyesine başlandığını ve kar paylarının dağıtıldığını, tasfiye memurunun… olduğunu, davacı tarafın taleplerinin soyut ve afaki olduğunu, anılan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 27/02/2012 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda alınan 2,3,4,5,6 ve 10 nolu kararların iptaline karar verilmesine yönelik genel kurul kararı iptali davasıdır.
6100 sayılı HMKnun 320/4.maddesinde “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” denilmektedir. Dosyanın tetkikinde; davacının davasının basit yargılama usulüne tabi genel kurul kararı iptali davası olduğu, 6100 sayılı HMK ‘nun 320/4 maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği usul hükümlerinin derhal yürürlüğe girdiği, davacı tarafça 29/04/2014 tarihinde dosyanın 1 kez işlemsiz ve takipsiz bırakıldığı, 24/10/2018 tarihinde davanın yeniden işlemsiz bırakıldığı, davanın HMK 320/4. maddesi uyarınca 24/10/2018 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraflarca takip edilmeyen davanın HMK 320/4.maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 21,15 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,75 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …