Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/379 E. 2020/547 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/379
KARAR NO:2020/547

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:11/05/2012
KARAR TARİHİ:05/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özele; davacı dernek hakkında ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden alacak konusu çek olan icra takibi başlatıldığını, takip konusu çekte çift imza olmakla birlikte bu imzalardan bir tanesinin başkan yardımcısı …’a ait olduğunu, diğerinin ise imza yetkisine sahip …’in imzası taklit edilerek atıldığını, …’ın çift imza kuralını bu şekilde aşarak kötü niyetli olarak bu çeki imzaladığını ve davalıya verdiğini, dava konusu takip üzerinden gönderilen tebligatın yetkisiz olarak çeki imzalayan dernekte yetkisi olmayan ve kendi menfaatlerine hareket eden … ve … tarafından tebellüğ edilmiş olup dernek yetkililerine bu şahıslar tarafından herhangi bir bildirim yapılmadığını, davacı dernek yetkililerinin takipten ve çekten icrai işlemler için davalı tarafın derneğe gelmesiyle haberdar olduklarını, dolaysı ile zamanında itiraz edilemediğinden takibin kesinleştiğini, dernekteki sıfatları genel sekreter olan … …, başkan yardımcısı … ve denetçi … hakkında … C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası üzerinden soruşturma başlatıldığını, savcılık dosyasına sunulan belgeler ile de sabit olduğu üzere davacı derneğin imza yetkililerinin …, … ve … oldukları ve en az iki imza ile derneği borçlandırıcı işlem yapabileceklerini, …’ın davacı kuruma tanıklar huzurunda vermiş olduğu ifadesinde durumu ikrar ettiğini, … … ve …’ın dava konusu icra dosyasında icra kefilliğini kabul ederek borcu kabullendiklerini, ancak ilgili kişiler tarafından icra dosyasına verilen taahhüt yerine getirilmediğinden davacı derneğe ait gayrimenkulün … … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasından satışa çıkarıldığını ve 29/05/2012 tarihinde ihale yolu ile satışının yapılacağını, ayrıca keşide edilen başka çeklerle ilgili olarak işbu dava ile aynı tarihte ikame edilen alacaklısı farkı dava konusu aynı olan davanın … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açıldığını, davacı dernek hakkında tesis edilecek haksız ve yersiz icrai işlemler nedeniyle başta kamu zarar göreceğinden yargılama sonuna kadar icra takibi hakkında takibin durdurulması için teminatsız olarak mümkün olmaması halinde haciz konulan gayrimenkulün teminat olarak kabul edilerek ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile davacı derneğin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalının %40 tazminatla cezalandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 18/05/2012 tarihli ara kararı ile ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe dayanak 24/12/2010 keşide tarihli 50.000 TL bedelli … … … şubesine ait çekteki keşide imalarının sahteliği iddia edildiğinden HMK.208 ve 209 maddeleri uyarınca sahteliği iddia edilen belgeye dayalı hiçbir işlem yapılamayacağından sahtecilik konusunda teknik inceleme yapılıp karar verilinceye kadar icra dosyasındaki tüm icra işlemlerinin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının alacaklısı olduğu kambiyo evrakını icra takibine konu ettiğini, davalının ciro silsilesinde en son sırada ve iyi niyetli 3.kişi olduğunu, davacı tarafça sunulan yönetim kurulu disiplin soruşturma tutanağı incelendiğinde imza sahteciliği yaptığı iddia edilen … ve diğer kişilerin iması bulunmayıp disiplin kurulunun kendi başına sorgulama yaptığı ve kendi sorularına kendi istedikleri cevapları vererek mahkemeyi yanılttıklarını, icra takibinin 26/01/2010 tarihinde başlatıldığını, ödeme emrinin 28/01/2011 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiğini, 5 günlük yasal süre içerisinde itiraz edilmediğini ve takibin kesinleştiğini, borçlunun bulunmuş olduğu kurum adresine 23/02/2011 tarihinde fiili haciz tatbik edildiğini borçlu tarafından ıttıla tarihi esas alınarak yeni bir itiraz yapılmadığını, borçluya ait gayrimenkul haciz edilerek satış aşamasından önce borçluya 103 davetiyesi tebliğ edildiğini yine bir itirazda bulunulmadığını, davacının gayrimenkul satışına 15 gün kala bu davayı açarak ihtiyati tedbir talep etmesinin satışı engellemek için yapılan usulü bir girişim olduğunu, anlatılan süreçte tebligatların yönetim kurulu başkan yardımcısı …, kurum denetçisi … ve kurum genel sekreteri …’e yapıldığını, bu kişilerin tebligat almalarının tebligat kanuna aykırılık teşkil etmemekte olup kurum tarafından da tebligat almaları yönünde bir karar olmadığını, davacının iddia ettiği gibi dosyada …’ın kefil olmadığını, kendisinin de çekte cirosu olan borçlu olduğunu ve borçlu sıfatı ile taahhüt verdiğini, davacının ….İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/1497 esas sayılı dosyasından imza itirazı davası açtığını ama mahkeme %15 teminat takdir edince davayı takip etmediklerini, davanın şu anda takipsizlik nedeniyle derdest durumda olduğunu, bu nedenlerle mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını aksi yönde karar alınması halinde menfi tespit davalarında uygulanması gereken %15 teminat miktarının dosyaya depo edilmesinin sağlanması yönünde kararın düzeltilmesini, davanın reddine, davacının %40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, takibe konu çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının mürafaalı olarak incelenmesine karar verilmiş, yapılan müraffa sonunda 08/11/2012 tarihinde davaya konu takibe dayanak çekteki keşideci imzasının sahteliği iddia edildiğinden ve sunulan belgeler kapsamında da davacı dernek temsilcisi …’e atfen çek üzerindeki imzaların çıplak gözle görülebilir şekilde değişiklik arz ettiği, bu sebeple HMK.208 ve 209 maddeleri uyarınca sahtecilik konusunda teknik inceleme yapılıp karar verilinceye kadar tüm işlemlerin teminatsız durdurulması yönünde karara varılmakla itirazın reddine karar verilmiştir.
… Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü’nün 25/06/2012 tarihli cevabi yazısı ile davacı derneğin 25/09/1972 tarihinde Dernekler Kanunu hükümlerine göre kuruluşunun yapıldığı ve halen faaliyetine devam ettiği bildirilmekle söz konusu derneğin temsile yetkili yönetim kurulunun açık kimlik ve adreslerini gösterir 29/01/2012 tarihli olağan genel kurul sonuç bildirim formu gönderilmiştir.
… C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası kapsamında açılan ….Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının bir örneği ile ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası getirtilmiştir.
… C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı doyası kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 25/06/2012 tarihli ekspertiz raporu ile, davaya konu … … … şubesinin 24/12/2010 keşide tarihli, 50.000 bedelli, … seri numaralı çekin de içinde bulunduğu 6 adet çek üzerinde yapılan incelemede; çeklerin ön yüzleri keşideci imzalarının bulunduğu bölümleri sol taraflarında atılı bulunan imzaların, … isimli şahsın eli mahsulü olmayıp, adı geçen şahsın hakiki imza/imzaları model alınmak suretiyle takliden sahte olarak atılmış olduğu kanaatine varıldığı, çeklerin ön yüzlerindeki el yazılarının kendi aralarında kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden uygunluk ve benzerlikler gösterdiği müşahade edilmekle, bahse konu el yazılarının aynı (tek-bir) şahsın eli mahsulü olduğu kanaatine varıldığı, yine çeklerin tamamının düzenlenmesine ilişkin imzaların aynı (tek-bir) şahsın eli mahsulü olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
….Ağır Ceza Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyası incelendiğinde; müştekinin İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü, katılanların … Derneği, …, katılan sanıkın …, sanıkların …, …, …, …, …, suçun Kamu Kurum ve Kuruluşları v.b.Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması ve Bilişim Sistemlerinin Banka ve Kredi Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik, Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma olduğu, 11/12/2014 tarihinde, sanıklar …, … hakkında nitelikli dolandırıcılık, sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçlarından dolayı kamu davası açılmış ise de, sanıkların atılı suçları işledikleri sabit olmadığından ayrı ayrı beraatlerine, sanıklar …, … ve …’in üzerlerine atılı bulunan nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri anlaşılmakla 3’er yıl 9’ar ay hapis ve 35.000’şer gün karşılığı 700.000’er TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, sanıklar …, … ve …’in üzerlerine atılı bulunan resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri anlaşılmakla 2’şer yıl 6’şar ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, sanıklar … ve … hakkında güveni kötüye kullanma suçundan kamu davası açılmış ise de sanıkların güveni kötüye kullanma eylemi ile birlikte dolandırıcılık suçunu işlemiş oldukları anlaşılmakla atılı suçtan karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın Yargıtay 15.Ceza Dairesinin 2018/2575 esas, 2019/656 karar sayılı, 12/02/2019 tarihli ilamı ile onanmasına karar verildiği, hükmün 12/02/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacı tarafça davaya konu takibe dayanak çekteki imzalardan birinin başkan yardımcısı …’e ait olmakla birlikte diğer imzanın imza yetkisine sahip başkan …’in imzası taklit edilmek suretiyle imzalandığını beyanla davalıya borçlu olmadıklarının tespiti talep edilmiştir. … C.Başsavcılığı nezdinde alınan ekspertiz raporu ile davaya konu … … … şubesinin 24/12/2010 keşide tarihli, 50.000 bedelli, … seri numaralı çekinde içinde bulunduğu 6 adet çek üzerinde yapılan incelme ile … adına adına atılan imzanın takliden sahte olarak atılmış olduğu, bu çeklerdeki … imzasının ise …’e ait olduğu tespit edilmiştir. Konu dahilinde imza incelemesi için yapılan tespit kapsamında grafolojik yönde başkaca bir inceleme yapılmamıştır. Davaya konu çek incelendiğinde lehtarın … isimli firma olduğu, … ve başkaca cirolar bulunduğu, en son cironun davalıya ait olduğu, ….Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında verilen ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen 11/12/2014 tarihli gerekçeli kararı ile, davacı dernek yönetim kurulu tarafından derneğe bağış toplanabilmesi için SMS kampanyası ile ilgili araştırma yapılmasına yönelik karar verildiği, bu konuda … ve …’in görevlendirildiği, ancak şahıslara bu görevlendirmeyle ilgili olmak üzere sözleşme imzalanması ve çek keşide edilmesi ile ilgili herhangi bir yetki verilmediği, davacı derneğe ait çeklerin … ve … imzası ile olmak üzere çift imza ile düzenlenebildiği, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporu ve ekspertiz raporuna göre toplam 6 adet çekteki … adına atılan imzanın … tarafından sahte olarak atıldığının anlaşıldığı, piyasadan geri toplanan 14 adet çekteki imza bölümü imha edilmiş bulunduğundan keşide imzalarının kime ait olduğu belirlenememiş olmakla birlikte düzenlemeye ilişkin yazı ve rakamların …’e ait olduğu, çeklerin çoğunluğunun … ve …’in sahibi oldukları … isimli şirket lehine keşide edildiği, bu şirketin çeklerde cirosunun bulunduğu, çeklerin bir kısmında …’ın cirosunun bulunduğu ve çeklerin … vasıtası ile piyasaya sürüldüğü, sanıklar … ve …’in … ile bağlantılı olarak fikir ve eylem birliği içinde davacı dernek yetkililerini yanıltarak derneğe yardım toplama amacı ile SMS kampanyası düzenleneceği imajı uyandırarak, yanlızca araştırma konusunda kendilerine görev verilmesine rağmen … ve …’in …’in imzalarını da sahte olarak atmak suretiyle piyasaya 25 adet çek sundukları, bu çeklerin farklı kişilere ciro silsilesi içerisinde intikal ettiği, çek keşide edilmesi için derneğin vermiş olduğu bir yetki bulunmadığı, yetkisiz olarak çekler düzenlendiği gibi ayrıca belirlenebildiği kadarı ile 6 adet çekinde … tarafından sahte imza ile düzenlendiği, olay ortaya çıkınca çeklerin 14’nün piyasadan … tarafından toplandığı, bu şekilde derneğin toplam 269.000 TL zarara uğratıldığı tespit edilmiştir. İmzada sahtelik mutlak def’i niteliğindedir ve hak sahibi olduğunu öne süren herkese karşı ileri sürülebilir. Bu minvalde menfi tespit talebi yerinde görülmüş, davanın kabulü ile davalının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebinin reddine, ihtiyati tedbir kararının ise hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip ve dayanak bono (Keşidecisi … olan, 24/12/2010 keşide tarihli, … seri nolu, 50.000,00 TL bedelli çek) nedeni ile davacı …’nun borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davalının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyetli tazminat talebinin REDDİNE,
3-İhtiyati tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına
4-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 4.235,22 TL nispi Karar harcından peşin alınan 920,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.314,52 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 8.860,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 945,15 TL harç, 217,70 TL tebligat ve tezkere giderleri olmak üzere toplam 1.162,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır