Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/348 E. 2019/517 K. 19.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/348 Esas
KARAR NO : 2019/517

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 22/09/2014
KARAR TARİHİ: 19/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında 07/09/2009 tarihli ve 5 aşamadan oluşan bir Taşıma Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin konusunun 2 adet motor ve jeneratörün davalı tarafından 2 ay içerisinde 300.000 Euro bedel karşılığında … Limanından …Sanayi Bölgesine kadar nakliyesi ve montajının yapımından oluştuğunu, sözleşme gereği taşıma işlemine ilişkin tüm gümrük vergileri ve resmi masrafların davacı şirkete ait olduğunu ve söz konusu bedellerin de davacı tarafından karşılandığını, davalı tarafın sözleşme gereği davacıdan 16/10/2009 tarih 437673 nolu ve 105.000 Euro bedelli faturaya karşılık 226.075 TL, 23/10/2009 tarih … nolu 195.000 Euro bedelli faturaya karşılık 100.000 Euro olmak üzere toplam 426.075 TL bedeli nakden tahsil etmesine ve sözleşmenin 8.maddesinde belirtilen iki aylık nakliye ve montaj süresinin geçmesine rağmen sözleşme konusu 2 adet motor ve jenaratörü trieste’den ancak … Limanına kadar deniz yolu ile getirebildiğini ve sözleşmedeki edimlerini zamanında yerine getirmeyerek sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, bunun üzerine davacı şirket tarafından davalıya …Noterliği’nin 13/11/2009 tarih ve… yevmiye nolu ve yine 25/11/2009 tarih … yevmiye nolu ihtarnameleri keşide edilerek sözleşme konusu edimlerini yerine getirmek üzere davalı şirkete süre verildiğini, aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiğini, işbu ihtarnamelerin davalı şirket tarafından tebliğ alındığını, ancak davalı tarafın edimlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine davacı tarafından …Noterliği’nin 16/12/2009 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilerek sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini ve alınamayan hizmet nedeni ile davacı adına keşide edilen 23/10/2009 tarih ve 195.000 Euro tutarlı faturaya istinaden iade faturasının düzenlendiğini, ancak iade faturasının bedelinin davalı tarafından halen ödenmediğini, davalı şirket tarafından sözleşme konusu malların İzmir Alsancak Limanından taşıma sözleşmesinin 1.maddesinde belirtilen süre içerisinde tahliye edilmediğinden davacı şirket tarafından süreyi aşan her gün için Liman İşletmesine fazladan ardiye bedeli ödendiğini, söz konusu bu bedelin ortalama ne kadar olduğunun ve sözleşme konusu malların İzmir Limanında ne zamandan beri bulunduğunun tespiti için İzmir …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, mahkemece aldırılan raporda malların 21/10/2009 tarihinde limana getirildiği, söz konusu malların bu tarihten beri liman gözetiminde bulunduğu ve 599 ton ağırlığındaki bu malların günlük liman ardiye bedelinin ise ton başına 0,50 cent olduğunun tespit edildiğini, söz konusu tespitten sonra davacı tarafından Liman İşletmesine 13/11/2009 ile 07/03/2010 tarihleri arasındaki dönem için 57.292,00 TL fazladan ardiye bedeli ödendiğini, ayrıca fazladan KDV ve hizmet bedeli olarak toplam 3.500,00 TL ödeme yapıldığını, ödenen bu bedelin davacı açısından munzam zarar niteliğinde olduğunu ve davalı şirketten tahsili gerektiğini, davacı şirketin taşıma ve montaj işinin davalı tarafından tamamlanmaması nedeni ile sözleşme konusu 2 adet gaz motorunun limandan alınarak …Organize Sanayi Bölgesine nakliyesi ve burada montajı için başka nakliye firması ile yeni bir taşıma sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince de toplam 393.558 Euro karşılığı 787.116 TL ödeme yapıldığını, ayrıca jeneratörlerin…Limanından …’a nakliyesi için davalı şirketin 06/11/2009 tarihli teklifini kabul ederek taşıma işlemine karşılık 13/11/2009 tarih ve … nolu faturaya istinaden toplam 39.530 TL ödeme yapıldığını, davacı şirketin fesih edilen sözleşmede ödeyeceği 300.000 Euro’luk nakliye ve montaj bedelini ve ikinci kez imzalamak zorunda kaldığı sözleşme nedeni ile ödediği bedeller arasında toplam 208.030 tL fark bulunduğunu, bu bedel farkının davacının davalının yükümlülüğünü yerine getirmemesinden kaynaklanan munzam zarar olduğunu, yine davacı şirketin söz konusu gecikme nedeni ile sözleşmenin bitim tarihi olan 07/11/2009 tarihinde söz konusu malların …’ta faaliyete geçirilmesi gerekirken halen faaliyete geçirilemediğini, bu nedenle iş gücü kaybından kaynaklı zararı da bulunduğunu, anılan nedenlerle toplamda 818.222 TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

ISLAH: Davacı vekili ıslah dilekçesi ile; dava dilekçeleri ile toplam 818.822,00 TL talep edildiğini, dava dilekçesinde her bir zararın ayrı ayrı sayılmak üzere her biri için ayrı miktarlar talep edilmiş ise de; dava dilekçelerinin sonuç ve istem kısmını kısmen ıslah ettiklerini ve davacı şirketin uğramış olduğu davalının sebepsiz zenginleşme miktarı, ardiye bedeli, KDV, taşıma bedel farkı, iş gücü ve mahrum kalınan kar, menfi zararları, munzam zararları ve diğer tüm zararlarına karşılık olmak üzere toplam 818.822,00 TL’nin 16/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 07/09/2009 tarihli ve 5 aşamadan oluşan bir Taşıma Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme konusu işin 5 aşama halinde ayrı ayrı tanımlandığını, davalı şirketin sözleşmede belirtilen bu aşamalardan ilk 3 tanesini yerine getirdiğini, 4 ve 5.aşamaları ise sözleşmenin geçerlilik süresi içerisinde yerine getiremediğini, ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmede işin bitim süresi ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmadığını, davacının sözleşmenin yerine getirilmeyen kısımları ile ilgili olarak ödediği bedelleri geri talep etmesinin doğal hakkı olduğunu, davacı tarafın İzmir …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …D.iş sayılı dosyası ile yaptırdığı tespite göre söz konusu ürünlerin Gümrüklü Sahanın dışında, boş bir alanda olduklarının tespit edildiğini, bu nedenle söz konusu ürünlere herhangi bir ardiye bedeli ödenmesinin mümkün olmadığını, davalı şirketin söz konusu ürünleri gemiden tahliye ettikten sonra dava dışı … AŞ kanalı ile gümrükleme işlemlerini tamamlayarak makineleri liman sahasının dışına çıkardığını, bu aşamadan sonra da ürünlerin Gümrük İdaresi ve Liman Sahası ile hiçbir ilişkisi kalmadığını, bütün bunlara rağmen davacı tarafın Liman İdaresine ve Gümrük Müdürlüğü’ne bir bedel ödemiş ise bu haksız bir bedel olduğunu, davacının da haksız olarak ödediği bir bedeli davalı şirketten talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davalı şirketin söz konusu ürünlerin tüm gümrükleme işlemlerini yerine getirerek tamamladığını, dolayısıyla davacının ödediği 2.194,86 TL bedelin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde Öz Nakliyat firmasına 340.000,00 Euro dışında ayrıca 88.000,00 TL yol güzergahındaki köprülerin tahkiki kapsamında ödeme yaptığını iddia ettiğini, mahalli rayiçlere, dürüstlük ve hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayan bir ödeme yapıldıktan sonra ayrıca bir de yol proje bedelinin de ödenmesinin olağan hayat akışı içerisinde rastlanması mümkün olmayan bir durum olduğunu, yine davacı tarafın iki adet her biri 298 ton ağırlığındaki motorların dışında kalan 4 adet jeneratörün de karayolu ile taşıma bedelini davalıdan talep ettiğini, davacı tarafın sözleşme süresinin 1,5 ayını kendi kusuru ile tükettiğini, bu durumun sebebin davacı tarafın ürünleri satan firmadan bir türlü ürünleri alamamasından veya satıcı firmanın bir türlü göndermemesinden kaynaklandığını, davacı şirketin sözleşme gereği geminin beklemeye girmesi halinde günlük 15.000,00 Euro demuraj bedeli ödemek zorunda kalacağının davacıya hatırlatıldığını ve bunun üzerine davacı tarafın söz konusu jeneratörleri davalı şirkete teslim etmekten ve taşıtmaktan vazgeçerek geminin beklemeden yola çıkmasını istediğini, dolayısıyla davacı tarafın kendi kusuru ile davalı şirkete teslim edemediği ürünlerin taşıma bedellerini davalı şirketten talep etmesinin mümkün olmayacağını, davacı tarafın davalı şirketten gecikmeden kaynaklı olarak oluşan kar kaybı vs.diğer zararlarını talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davalı taraffın BK 106.maddesinde sayılan akdin ifası ile gecikmeden kaynaklı zararlarını istemek yerine akdin feshi yolunu tercih ettiğini, davacı tarafın akdin feshi yolunu tercih etmekle artık sadece menfi zararlarını isteme hakkını elde ettiğini, akdin feshi yolunu tercih eden kişinin müspet zararlarını istemesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle davacının iş gücü ve kar kaybı adı altında talep ettiği müspet zararların hukuken talep edilemeyeceğini, anılan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile davalı arasında imzalanan 07/09/2009 tarihli Taşıma Sözleşmesi gereği, davalının edimlerini yerine getirmemesi iddiası ile davacının uğramış olduğu zararın tazmini ile davalıya sözleşme gereği ödenen bedelin iadesine yönelik alacak davasıdır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Yeminli Mali Müşavir …, Sigorta/Tekne/Nakliyat Danışmanı …ve Gümrük Danışmanı …tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; davacının davalıdan 148.277,18 TL ödediği avanstan bakiye, 53.627,90 TL ardiye ücretinden, 88.500,00 TL’si yol güzergahı teknik inceleme raporundan ve 39.500,00 TL’si 2 gaz motoru nakliye ücretinden olmak üzere toplam 329.905,08 TL istirdada hakkı olduğu, davacının davalıya …Noterliği’nden keşide ettiği 25/11/2009 tarihli ihtarnamesinin gözetilmesinde kümül olarak zararlarına ilişkin bir ihtar olduğu, bu zararların somutlaştırılıp istem konusu yapıldığına dair başkaca ihtar bulunmadığı, bu sebeple zararların tahakkukunda davacının davalıyı temerrüde düşürmediği görüldüğünden davacının alacağına 02/06/2010 dava tarihinden itibaren avans faizi işletilebileceği, iş kaybı hesaplanmasının uzmanlık alanlarına girmediğinden inceleme yapılamadığına ilişkin görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, tarafların rapora beyan ve itirazları ile davacı tarafın talepleri içinde yer alan iş gücü kaybı ve kar mahrumiyeti yönünden inceleme yapılabilmesi bakımından önceki bilirkişi heyetine Elektrik Mühendisi Prof.Dr….ve Borçlar Hukukçusu Prof.Dr….’ında katılımıyla ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda; davacının davalıdan vaki itirazlar da gözetilerek 82.826,79 TL alacaklı olduğu, 2 adet motorun İzmir’den kara yolu ile Uşak’taki tesislere taşınamamasından dolayı davacı …AŞ’nin davalı … AŞ’den hiçbir teknik veri ve hesaplamaya dayanmayan işgücü kaybı ve mahrum kalınan kar miktarı nedeniyle yaptığı talebinin yerinde olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyanın ek rapor düzenleyen bilirkişi kuruluna yeniden tevdi ile ek rapora taraf itiraz ve beyanlarının tek tek kalem kalem ayrıntılı ve gerekçeli olarak karşılanması, özellikle davalı vekilinin akdin feshi-menfi ve müspet zarar hükümlerine yönelik hukuki mahiyetteki itirazlarının, istenen zarar kalemleri de dikkate alınarak ayrıntılı irdelenmesi, davalı vekilinin navluna ilişkin itirazlarının ayrıntılı irdelenmesi ve bir an için kararlaştırılan navlun bedelinin mahsup edilebileceği düşünüldüğünde, buna göre terditli hesaplama yapılması, heyetçe belirlenen vinç bedeline ilişkin rayiç değerleri gösterir örnek piyasa ücretlerinin ilgili kurumlardan ya da internet üzerinden araştırılıp rapora eklenmesi, ardiye ücretinin hesaplanmasındaki süreye ilişkin itirazın karşılanması, yine davacı vekilinin beyanlarındaki ek rapor ve kök rapordaki mübayenete yönelik itirazlarının ayrıntılı ve tek tek karşılanması, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, mahrum kalınan kar ve iş gücü kaybına yönelik itirazların değerlendirilerek bu yönden inceleme yapılması için bir kısım teknik veri ve bilgiler gerekiyorsa bunların ayrıntılı olarak belirtilmesi, uzmanlık alanları dışında ise hangi veriler ve hangi uzman bilirkişilerle çözümlenebileceği konusunda da açıklamada bulunulmasını içerir ayrıntılı ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 2.ek raporda; davalının akdin feshi ve menfi/müspet zarar hükümlerine yönelik hukuki mahiyetteki itirazlarının değerlendirilmesi kapsamında, dosyada talepleri hukuki değerlendirmeyi lehlerine sonuçlandıracak ve itiraz dilekçesinde talep edilen hukuki sonuçlara götürebilecek ve kanaat oluşturabilecek bir belge sunulmadığı, böylece iddialarını ispat açısından gerekli belgeler olmadığından ayrı ayrı talepleri yönünden olumlu herhangi bir tespit yapılamadığı, davalı taleplerinin dayanaksız bulunduğu için bir önceki rapor ile verilmiş olan rapor ile işbu raporda kanaat ve görüşlerde bir değişiklik olmadığı, taleplerin dayanaksız kaldığı ve bilirkişi heyetinin inceleme neticesinde kanaatini değiştirecek mahiyette bir etken tespit edilemediği yönünde görüş bildirilmiştir.
Aldırılan 2.ek bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edilmesi ve mahkememizce de eksiklikler görülmesi sebebi ile dosyanın yeniden aynı bilirkişi heyetine tevdi edilerek dava konusu taşıma işine yönelik olarak gerçekleştirilen veya gerçekleştirilemeyen taahhütler de değerlendirilmek suretiyle davacı yanın gerçekleştirilemeyen taahhütlere yönelik olarak taşıma işini dava dışı başka firmalara yaptırmış olması nedeni ile yapmak zorunda kaldığı harcamalar da değerlendirilmek suretiyle varsa alacak ve borç miktarının tespiti bakımından 3.ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda bir önceki raporlar ile verilmiş olan bilirkişi heyetinin kanaatini değiştirecek mahiyette bir etken tespit edilemediği bildirilmiştir.
Mahkememizce daha önce aldırılan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu ayrıca raporların mahkeme, Yargıtay ve İstinaf denetime yeterli düzeyde açık olmaması da dikkate alınarak taraflar arasındaki sözleşmede 5 aşamanın öngörüldüğü, davalı tarafça 3 aşamanın yerine getirildiği, bu hususuna taraflar arasında ihtilafsız olduğu, yine 4. ve 5. aşamaların yerine getirilmeden davacı tarafça sözleşmenin feshedildiği, bu maddi vakıanın da taraflar arasında ihtilafsız olduğu dikkate alınarak sözleşme feshinin haklı olup olmadığının hukuki yorumu mahkememize bırakılarak davacının sözleşme feshinden sonra sözleşmenin tanzim, fesih ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 BK’nun 106/2 son maddesi uyarınca akdin feshedildiği göz önüne alınıp borcun ifa edilmemesinden doğan menfi zararın ve ziyanın tespiti hususunda tespitine, bu bağlamda; A) davacının davalıya ödediği sözleşme bedelinde davalı tarafça davacıya verilen hizmet bedeli yani ilk 3 aşama bedelinin rayiç değerlere göre tespiti ile varsa davacının ifa edilmeyen kısım için fazla ödediği bedelin tespiti, (sözleşmede öngörülen 5 aşamanın tamamı için 300.000 € olarak öngörülmesi göz önünde tutularak sözleşmede öngörülen her bir aşama için öngörülen değerin rayiç olarak sözleşmeye göre tespiti ile davalı tarafından gerçekleştirilen ilk 3 aşama bedelinin bu şekilde bulunarak davacı tarafından ödenen 205.000 €’dan bu bedelin mahsubu ile fazla ödeme yapılmış ise bu miktarın tespiti) B) davacı tarafça davalının edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle liman işletmesine fazladan ardiye bedeli ödeyip ödemediği, ödemiş ise ne kadar ardiye bedeli ödediğinin tespiti ile davalı itirazları da dikkate alınarak hesaplamanın 2 şıklı olarak; a) 13/11/2009 – 07/03/2010 tarihleri arasında yapılması, b) 13/11/2009 – 16/12/2009 tarihleri arasında yapılması, C) davacı tarafın dava dilekçesinde talep ettiği ve 3 şahsa taşıttığını iddia ettiği gaz motoru nakliye ücretini davalının gaz motorlarının davalı tarafça davacının İtalya’daki gemiye davacı kusuru sebebiyle yüklenememesinden dolayı gaz motorlarının gemi ile Türkiye’ye getirilmediğine yönelik ve bu nedenle gaz motorlarının nakliyesi için 3. Şahsa davacı tarafından ödendiği iddia edilen bedellerin yersiz olduğu iddiası da dikkate alınarak davacının gaz motoru nakliye ücreti hak edip edemeyeceği, ( … arası) D) köprülerin güçlendirilmesi için davacının ödediği bedel yönünden bu bedelin davacı ile davalı arasındaki sözleşme kapsamında bulunup bulunmadığı ve ücrete dahil olup olmadığı hususu irdelenerek İzmir – Uşak arasındaki taşımanın bizzat davalı tarafından yapılması halinde dahi davacının bu ücreti ödemek zorunda kalıp kalmayacağı dolayısıyla davalı tarafça bizzat bu taşıma işlemi yapılmış olsaydı davacının köprülerin güçlendirilmesi için aynı ücreti ödeyip ödemeyeceği, E) gümrük vergileri yönünden davacı tarafça ödenen vergilerin davacı yada davalı sorumluğunda olup olmadığı, (sözleşmeye göre) bu bağlamda davacının gümrük vergileri talebinde bulunup bulunamayacağı F) yine davacının dava dışı … A.Ş ile yapmış olduğu sözleşme hükümleri de dikkate alınarak 818. sayılı BK’nun 108.maddesi uyarınca menfi zarar kapsamında davacının davalı ile bu sözleşmeyi yapmamış olsaydı yapabileceği (bu sözleşme yerine başka firmalarla imzalayabileceği) nakliye sözleşmesinin İzmir – Uşak arası taşıma ve montaj işi için yapabileceği sözleşme bedeli ile sözleşme feshinden sonra öz nakliyat kara taşımacılığı ile yapılan sözleşme arasındaki bedel farkının ne olduğunun tespiti ile davacının talep edebileceği menfi zararın tespiti hususlarında dosya üzerinde Mali Müşavir…, Gümrük ve Nakliye Uzmanları…ve …’e tevdi ile dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, her ne kadar ticari defterler üzerinde kâr mahrumiyetine ilişkin talepler var ise de mahkum kalınan karın müspet zarar kapsamında kaldığı yine taraflarca ödenen miktarlar konusunda bir uyuşmazlığın bulunmadığı, bu hususun ihtilafsız olduğu, (ödenen miktarın) bu nedenle taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde davalı tarafça davacıya toplam 218.826,91 Euro tutarında hizmet verildiği, buna karşılık davacı tarafça davalıya 205.000,00 Euro tutarında ödeme yapıldığı, davacının bu hizmetler karşılığında fazladan ödeme yapmadığı, aksine 13.826,91 TL eksik ödeme hesaplandığı, davacı tarafça davalının edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle liman işletmesine fazladan ödemiş olduğu ardiye bedellerinin 13/11/2009-07/03/2010 tarihleri arasında 52.268,34 TL, 13/11/2009-16/12/2009 tarihleri arasında 14.869,34 TL olarak hesaplandığı, yol güzergahı teknik inceleme raporu için toplam 88.500,00 TL tutarındaki bedelin davacı ile davalı arasındaki sözleşme kapsamında, davalının bir sorumluluğunun bulunmadığının anlaşıldığı, davacının gaz motoru nakliye ücreti hakedip edemeyeceği hususunda davacının davalıdan gaz motoru nakliye ücreti talep edemeyeceği, davacı tarafça talep edilen 3.500,00 toplamındaki KDV ve gümrükleme ücretinin, davaya konu olan dosyada yer alan sözleşmede, geçici ithalata konu eşyaların gümrük müşavirlik hizmeti ve vergilerin ödenmesi söz konusu edilmediği için bu tutarın davalıdan talep edilemeyeceği, davacının, davalı ile sözleşme yapmamış olsaydı yapabileceği (bu sözleşme yerine başka firmalarla imzalayabileceği) nakliye sözleşmesinin … arası taşıma ve montaj işi için yapılabileceği sözleşme bedeli ile sözleşme feshinden sonra …Taşımacılığı ile yapılan sözleşme arasındaki bedel farkının 243.000 Euro olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Aldırılan rapora taraflarca itiraz edilmesi üzerine bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda; taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde davalı tarafça davacıya toplam 218.826,91 Euro tutarında hizmet verildiği, buna karşılık davacı tarafça davalıya 205.000,00 Euro tutarında ödeme yapıldığı, davacının bu hizmetler karşılığında fazladan ödeme yapmadığı, aksine 13.826,91 TL eksik ödeme hesaplandığı, bu hususta bilirkişi kök raporlarında herhangi bir değişiklik olmadığı, davacı tarafça davalıya edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle liman işletmesine fazladan ödemiş olduğu ardiye bedellerinin 13/11/2009-07/03/2010 tarihleri arasında 52.268,34 TL, 13/11/2009-16/12/2009 tarihleri arasında 14.869,34 TL olarak hesaplandığı, yol güzergahı teknik inceleme raporu için toplam 88.500,00 TL tutarındaki bedelin davacı ile davalı arasındaki sözleşme kapsamında; davalının kök raporun 4.4 kısmında ve işbu ek rapor içeriğinde yapılan açıklamalar doğrultusunda bir sorumluluğunun bulunmadığının anlaşıldığı, bu hususta kök raporda herhangi bir değişikliğin olmadığı, davacının gaz motoru nakliye ücreti hak edip edemeyeceği hususunda gerekli açıklamaların kök raporda yapıldığı, davacının davalıdan gaz motoru nakliye ücreti talep edemeyeceği, davacı tarafça talep edilen 3.500,00 toplamındaki KDV ve gümrükleme ücretinin davaya konu olan dosyada yer alan sözleşmede, geçici ithalata konu eşyaların gümrük müşavirlik hizmeti ve vergilerin ödenmesi söz konusu edilmediği için bu tutarın davalıdan talep edilemeyeceği, davacı, davalı ile sözleşme yapmamış olsaydı yapabileceği (bu sözleşme yerine başka firmalarla imzalayabileceği) nakliye sözleşmesinin İzmir-Uşak arası taşıma ve montaj işi için yapabileceği sözleşme bedeli ile sözleşme feshinden sonra öz nakliyat kara taşımacılığı ile yapılan sözleşme arasındaki bedel farkının yeniden 208.000,00 Euro olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının beyanları, ibraz edilen deliller, mahkememizce aldırılan kök ve ek raporlar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında… limanından alınacak 2 adet motor ve jeneratörün davalı tarafından 300.000 € bedel karşılığında … limanından …Bölgesine kadar nakliyesi ve montajının yapımı hususunda anlaşma imzalandığı, söz konusu sözleşme uyarınca motorların davacı tarafından gemiye yüklendiği ancak jeneratörlerin temin edilememesi sebebiyle daha sonra başka bir gemi ile İzmir Limanına getirildiği, buradan vinçlerle davacı tarafça gümrük sahasından çıkartılarak başka bir alana indirildiği, ithalat ve gümrük işlemlerinin yapıldığı, motor ve jeneratörlerin Uşak’a kara yolu ile nakliyesi ve montajı hususunda ise taraflar arasında ihtilat çıktığı, davacı tarafça 13/11/2009 tarihli … Noterliğinin …yevmiye nolu ihtarnamesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği, fesih gerekçesi olarak da taşıma yapacak olan araçlarda yasal mevzuata uygun gerekli belgelerin sağlanamamış olduğunun ileri sürüldüğü görülmüştür. Davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin 5 aşamadan oluştuğu, 1. aşamanın; 2 adet 286 tonluk ve 73,5 tonluk motor ve jeneratörlerin teslim alınması ve İzmir Limanına deniz yolu ile getirilip teslim edilmesi olduğu, 2. aşamanın; 2 adet 286 ton ve 73,5 tonluk motor ve jeneratörlerin gemiden tahliyesi olduğu, 3. aşamanın; motor ve jeneratörlerin İzmir Limanındaki ithalat gümrük işlemlerinin gerçekleştirilmesi olduğu, söz konusu bu 3 aşamanın davacı tarafça gerçekleştirildiği, her ne kadar 2 adet jeneratörün taşıması davalı tarafça gerçekleştirilmemiş ise de bu taşımanın jeneratörlerin süresi içerisinde gemiye teslim edilmemesi ve davacının kusuru sebebiyle gerçekleştiği, bu itibarla jeneratörlerin gemi ile taşınması yönünde davacının davalıdan bir istemde bulunamayacağı ve bu kapsamda davalının ilk 3 aşamadaki edimlerini yerine getirdiği mahkememizce kabul görmüştür. 4. ve 5. aşama olan motor ve jeneratörlerin Uşak’a karayolu ile nakli ve bu jeneratörlerin indirilerek belirtilen yere çekilmesi ve montajı hususlarında sözleşmenin davalı tarafça ifa edilmediği, bu aşamadan önce sözleşmenin davacı tarafça feshedilmiş olduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü bakımından öncelikle feshin haklı olup olmadığı ve fesihte tarafların kusurlu bulunup bulunmadığı hususu değerlendirilmek gerekmiştir. Gerek mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporlarda gerek taraf iddiaları ve beyanları dikkate alındığında esasen taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşıması üstlenilen motor ve jeneratörlerin tonaj ve ebatlarındaki farklılıktan kaynaklandığı, davacı tarafından taşıma için … Müdürlüğüne yapmış taşıma başvurusunda taşınacak motorların ve jeneratörlerin 185.000 kilogram olarak belirtildiği oysa taşınacak motor ve jeneratörlerin hem kilogram olarak hem de boyut olarak daha fazla olduğu, davacının sözleşme öncesi verdiği yük detayları ile gelen yük arasındaki farklılığın esasen taraflar arasındaki ihtilafın da temelini oluşturduğu, başlangıçta davacı tarafça bildirilen 286.000 kilogramlık yükün hidrolik platform ile taşınmasının davalı tarafça düşünüldüğü ancak söz konusu yükün ağırlığının 298.000 kilogram olması, yüksekliğinin de sözleşmede belirtilen miktardan daha yüksek olması ve 6.021 metre olması, bu kapsamda karayolu güzergahındaki köprülerin 5 metre civarında olması, motorların yüksekliğinin 6,021 metre, jeneratörlerin yüksekliğinin ise 7 metre civarında olması sebebiyle taşımanın hidrolik platform yerine lovbed şeklinde taşınması gerektiği, (lovbed taşımacılıkta bilirkişinin teknik anlatımlarına göre taşınacak yük doğrudan taşımayı yapan araç üzerine yüklenmeyip lovbed denilen ve daha küçük akslı küçük tekerli dingiller koymak ve taşımayı yapacak treyler yada aracın ortasına bağlanmak suretiyle taşınacak yükün yere yakın olarak taşınması ve bu suretle kamyon yada treyler yüksekliğinden oluşacak ekstra yüksekliği engelleyip köprü güzergahlarında taşınacak yükün köprülere çarpmadan geçmesini sağlayacak ve aynı zamanda yükün ağırlığına yola zarar vermeyecek şekilde dağıtmayı sağlayacak bir taşıma türüdür) esasen ihtilafın da bu noktandan kaynaklandığı mahkememizce kanaat gelmiştir. Söz konusu bu ihtilafta davacının yükün tam ebatlarının davalıya başlangıçta bildirmemesi yada eksik bildirmesi sebebiyle kusurlu olduğu, davalının da bu işleri yapan ve bu işlerden anlayan bir tacir olmasına rağmen söz konusu ürünlerin tam ebatlarını davacıdan istememesi sebebiyle kusurlu olduğu, dolayısıyla sözleşmenin feshinde ve ifa edilememesinde her iki tarafın da %50 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmiş, eksik kalan işlemler sebebiyle oluşan zararın buna göre taraflar arasında paylaştırılmasında dikkate alınmıştır ancak esasen davacı tarafından istenilen bedellerin bir kısmının davacı yada davalının sorumluluğunda bulunması sebebiyle söz konusu kusur ve tazminat bedelinin sadece menfi zarar kapsamında istenilen bedel yönünden yapılmıştır. Bu kapsamda davacı tarafından dava dilekçesinde istenilen bedeller yönünden ise ayrı ayrı değerlendirme yapılmak gerekmiştir. Bu doğrultuda;
A) Yapılan fiili taşıma için ödenen bedelden iade için istenilen 250.000,00 TL yönünden; davacı tarafından davalıya 205.000 € ödeme yapılmıştır. Bilirkişiler tarafından tespit edilen ve mahkememizce kabul gören değerlendirmeye göre davalı tarafından sözleşmede kararlaştırılan ilk 3 aşama olan motor ve jeneratörlerin gemi ile nakliyesi (jeneratörlerin nakliyesini davalı gerçekleştirememiş ise de söz konusu gerçekleştirememede davalıda herhangi bir kusur bulunmayıp davacının jeneratörleri süresi içerisinde gemiye yükletememesi sebebiyle gerçekleşemediği) gemi ile gelen ürünlerin gemiden indirilmesi ve gümrük alanından çıkartılması ve gümrükleme işlemleri gerçekleştirilmiş bulunmaktadır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede her bir aşama için ayrı ayrı ücret tespit edilmiş değildir. 5 aşamanın tamamı için 300.000 € kararlaştırılmış olup gerçekleşen bu 3 aşama için 205.000 € ödeme yapılmıştır. Mahkememizce bilirkişi heyetinden son aldırılan rapor ve ek raporda davalı tarafından gerçekleştirilen 3 aşamanın rayiç bedelinin sözleşme ve günün şartlarındaki değerinin tespiti istenilmiş, bilirkişi tarafından sunulan raporda davalı tarafından gerçekleştirilen 3 aşamanın toplam değerinin 218.826,91 € olduğu belirtilmiştir. Davacı tarafından davalıya yapılan toplam ödeme 205.000 € olması sebebiyle davacının davalıya yerine getirdiği kısımlar için yapmış olduğu ödeme davalının talep edebileceği miktardan az olduğu için davacının bu kapsamda davalıdan herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı anlaşılmış ve davacı tarafından bu miktar için açılan davanın reddi cihetine gidilmiştir. (Her ne kadar davacı tarafından tamamlanan bu 3 aşama için davalıya 13.826,91 €’luk eksik ödeme yapıldığı tespit edilmiş ise de davalı tarafından buna ilişkin açılmış bir dava yada usulüne uygun yapılmış bir takas mahsup iddiası bulunmadığından sadece davacının fazla ödeme yaptığı yönündeki iddiası yönünden davanın reddi cihetine gidilmiş ancak bakiye 13.826,91 €’luk davalı alacağı hususu ayrıca davacının diğer alacaklarından mahsup edilmemiştir.)
B) Ardiye bedeli için açılan dava yönünden; sözleşme feshedilmeden önce davalının sözleşmeyi ifa etmemesi sebebiyle davacı gümrüklü alandan çıkartılıp gümrüksüz alanda muhafaza edilen mallar için 14.869,34 TL ardiye bedeli ödemiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede söz konusu ödenecek ardiye bedellerinin de davalının sorumluluğunda olması sebebiyle sözleşme feshi tarihine kadar ödenmiş olan bu 14.869,34 TL’lik ardiye bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
c) 3.500,00 TL’lik gümrük ve KDV bedelleri yönünden açılan davanın ise, taraflar arasındaki imzalanan sözleşmede gümrük ve KDV bedellerinin davalı tarafından ödeneceğine yönelik açık bir düzenleme bulunmaması, kanunen gümrük ve KDV bedellerinden davacının sorumlu olması sebebiyle açılan bu davanın da bu kısım yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
D) Köprülerin güçlendirilmesi için ödendiği belirtilen tahkimat bedeli yönünden ise, taraflar arasında akdedilen sözleşmede Karayollarına yol güzergahının ve köprülerinin güçlendirilmesi ve tahkimatı için ödenecek bedelin sözleşme kapsamında olduğuna ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Esasen Karayolları Trafik Kanun’una göre de söz konusu bedellerden taşımayı yapan taşıyıcı şirket değil, bizatihi taşımayı yaptıran davacı şirket sorumludur. Bu kapsamda bu bedele ilişkin açılan davanın da reddi cihetine gidilmiştir.
E) Menfi zarar kapsamında istenilen bedel yönünden ise, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818. Sayılı Borçlar Kanun’u 106 ve 108 maddeleri uyarınca sözleşmeden rücu eden alacaklı vayit olunan şeyi vermekten imtina ve tevdiye eylediği şeyi istirdat edebilir ayrıca bundan başka borçlu kendisine hiçbir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat edemez ise alacaklı akdin hükümsüzlüğünden mütevellit zararın tazminini de isteyebilmektedir. Menfi zarar gerek Yargıtay uygulamalarında gerekse doktrin de sözleşmeden dönen tarafın sözleşme kurulduğunda anda kaçırmış olduğu fırsat ile sözleşmenin ifa edilmemesinden sonra akdettiği yeni sözleşme arasındaki bedel farkı olarak ifade edilmektedir. Her ne kadar dava dosyası davacı tarafça kaçırılan fırsat kapsamında davalı ile akdettiği sözleşme kapsamında bu işin farklı bir fiyata yapacağı konusunda somut bir sözleşme sunmamış ise de mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna göre davacı ile davalının sözleşme imzaladığı tarihte bu sözleşme yerine başka nakliye firmalarıyla yapabileceği ücret olarak (burada davalı taraf ile davaya konu ürünlerin İzmir’den Uşak’a taşınması için Sarılar Şirketinin davacı firmaya önerdiği 97.000 €’luk teklif ile 2. Taşımada yani davacının dava dışı Öznakliyat Şirketine yaptırdığı taşıma bedeli olan 340.000 € dan 97.000 €’luk Sarılar Şirketinin davacı şirkete yapmış olduğu (motor ve jeneratörlerin sadece İzmir’den Uşak’a taşınması yönündeki bedel) düşüldüğünde davacının uğradığı menfi zarar 243.00 € olarak hesaplanmış ve bu husus mahkememizce de uygun bulunmuştur ancak karışılan fırsat kapsamında oluşan bu 243.000 €’luk zararda gerek ilk sözleşmede gerekse kaçırılan fırsat kapsamında Sarılar Şirketinden alınan teklif de yol güzergahlarının güçlendirilmesi ve tahkimine ilişkin bedelin dahil olmaması ve sözleşme kapsamında yer almaması ancak davacı tarafın daha sonra dava dışı Öznakliyet Şirketi ile yapmış olduğu anlaşmada ve taşımada o tarihteki değere göre 35.000 € olan yol güçlendirme ve tahkimat giderinin de 2. Sözleşme bedelinden daha doğrusu 2 sözleşme arasındaki farktan düşülmek gerekmiş bu kapsamda davacı nezdinde oluşan menfi zarar miktarının 243.000 € – 35.000 € = 208.000 € olduğu değerlendirilmiştir. Bu kapsamda davacının toplam menfi zararının 208.000 € olduğu görülmüş ve 818 sayılı Borçlar Kanun’unun 43 ve 44 maddeleri uyarınca 6098 sayılı kanunun 51 ve 52 maddeleri kapsamında sözleşmenin feshinde hem davacının hem de davalının %50 kusurlu olduğu, bu doğrultuda davacının oluşan zararından 818 sayılı Borçlar Kanununun 43 ve 44 maddeleri, 6098 sayılı Kanunun ise 51 ve 52. Maddeleri oranında davacı tarafın müterafik kusuru da gözönüne alınarak 208.000 €’nun %50’si olan 104.000 €’nun dava tarihindeki değeri olan 200.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir. Yine davacı taraf her ne kadar dava dilekçesi ile munzam zararı niteliğindeki 5.000.000,00 TL’lik iş gücü kaybı ve mahrum kalının kârdan oluşan zarar nedeniyle şimdilik 300.000,00 TL için dava açmış ise de davacının söz konusu zararı ispatlayacak iş gücü kaybı ve mahrum kalınan kâra ilişkin zararı ve bu zarar miktarını ispatlayamadığı anlaşıldığından kalan kısımlar yönünden ve bu zarara yönelik açmış olduğu davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL / KISMEN REDDİ ile,
A) Yapılan fiili taşıma için ödenen bedelden iade için istenen 250.000,00 TL için davanın sübut bulmadığından REDDİNE,
B) Ardiye bedeli için açılan davanın KISMEN KABULÜ ile 14.869,34 TL’nin dava tarihi olan 02/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
C) 3.500,00 TL gümrük ve KDV bedelleri yönünden açılan davanın sübut bulmadığından REDDİNE,
D) 88.500,00 TL köprülerin güçlendirilmesi için ödendiği belirtilen bedelin tahsili amacı ile açılan davanın REDDİNE,
E) Menfi zarar kapsamında istenen bedel yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile, 208.000,00 € olarak tespit edilen menfi zarar miktarından Borçlar Kanun’unun 51.maddesi ve meydana gelen taşımadaki sözleşmenin feshindeki mahkememizce tayin edilen kusur durumu, müterafik kusur göz önüne alınarak bu fesihten ve oluşan zarardan davacının %50 oranda kusurlu ve sorumlu olduğu anlaşılmakla 208.000,00 €’nun %50’si olan 104.000,00 €’nun dava tarihindeki değeri olan 200.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
F) Kalan kısımlar yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 14.677,72 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 12.159,55 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.518,17 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 12.159,55 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 18.842,16 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 38.108,11 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 6.976,75 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 1.830,78 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan toplam 1.375,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 1.014,18 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”