Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/337 E. 2018/730 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/223
KARAR NO : 2018/808
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/03/2017
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1)Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davacı şirket ürünlerinin davalı tarafından yurtdışındaki müşterilerine nakliye ve teslimini konu alan 01/06/2014 tarihli çerçeve sözleşme süresinin dolmasından sonra da münferit taşımalar için varılan mutabakat doğrultusunda ticari ilişkinin sürdürüldüğü, bu kapsamda davalının 49.200 Euro değerinde 21.660 kg ürününün Kazakistan’daki müşteriye taşıma ve teslimi konusunda davalı şirket ile anlaşıldığı, ürünlerin davacının Bursa adresindeki fabrikasından davalı tarafından gönderilen … plakalı …isimli sürücünün tırına yüklenerek 04/11/2016 tarihinde yola çıkarıldığı, Bakü’de gemi sırasına bağlı olarak yaşanabilecek gecikmelerle azami 21 gün içerisinde Kazakistan’daki müşteriye teslim taahhüt edildiği ancak ürünlerin 70 gün geçmesine rağmen varış yerine ulaşmadığı, bunun üzerine 12/01/2017 tarihinde Kazakistan’daki müşterinin ürünleri teslim almaktan vazgeçerek siparişi iptal ettiği, davalı şirkete bu hususun bildirilerek ürünlerin 20 gün içerisinde davacıya iadesi aksi takdirde fatura değeri olan 49.200 Euronun ödenmesi için ihtar çekildiği ancak davalının verilen sürede ürünleri davacıya iade etmediği ve fatura bedelini da ödemediği, davalının 13/02/2017 tarihinde davacıya cevaben nakliyenin tamamlanamadığını bildirmekle beraber ürünlerin ne zaman teslim ve iade edileceği konusunda net bir bilgi vermediğini belirterek, bu durumda ürünlerin davalı tarafından zayi edilerek teslim ve iadesinin yapılmaması sebebiyle fatura bedeli olan 49.200 euronun 03/02/2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4(a) md.si uyarınca hesaplanacak faizi ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı talebinin yersiz ve haksız olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan sözleşme ve eklerinde belirtilen hususların nazara alınamayacağını, zira sözleşmenin 31/07/2015 tarihinde sona erdiğini, taşımanın ise bu sözleşmeden çok sonra va sözleşmeden bağımsız olarak yapıldığını, dava konusu yükün taşınması için… Şti. ile sözleşme yaptıklarını, …’nın şoförü olduğunu beyan ettiği …tarafından taşınacak malların … plakalı araçla teslim alındığı, davacı tarafından davalının nakliye işini fiilen bu firmaya yaptırdığının bilinmekte olduğunu, bu nedenle davanın … firmasına açılması gerektiğini, davalının taşıyıcı olarak sorumlu olmadığını, dava konusu malın akıbetinin halen araştırıldığını, … firmasından olumlu bir cevap alındığında davacıya bilgilendirme yapılacağını, mal faturasında belirlenen 49.200 Euroya 8.000 Euro navlun, 74 Euro sigorta bedelinin dahil olduğu ve navlunun davacı veya gönderilen tarafından ödenmemiş olması sebebiyle bunun fatura bedelinden tenzilini, davacının ödemediği navlunu talep edemeyeceğini, dava konusu malların maliyet bedeli hesaplanması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup, tüm bilgi ve belge örnekleri celp olunmuştur.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları ile celp olunan deliller, dosya kapsamı nazara alınarak bilirkişiler … ile …’a tevdii olunan dosyaya tanzim olunan 17/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının, taşıma işini üstlenen taraf olarak davacıya karşı sorumlu olduğu, olayda öngörülen 21 günlük sürenin üzerinden 30 gün geçmesine rağmen yükün teslim ve iade edilmemesi ve eşyanın akıbeti hakkında halen net bir bilgi mevcut olmaması sebebiyle yük hakkında ziya karinesi doğduğu, CMR md.23 doğrultusunda yapılan hesaplama sonucu davalının sorumluluk üst limitinin dava tarihi itibarıyla: 180.594,4 SDR olduğu, dolayısıyla dava tarihindeki kur üzerinden sorumluluk üst sınırının 229.973,54 euro olduğu, davacının talebinin bu sınırın altında kaldığını, CMR’ye göre bu meblağın karar tarihindeki TCMB’nin SDR kuru üzerinden hesaplanabileceği, bu durumda davacının talebi mahkemenin karar tarihindeki SDR kuru üst limitini geçmiyor ise, davacı talebinin uygun olacağı, mal faturasında yeralan 8.000 euro navlun kaleminin, davalı tarafa navlun ödenmemiş olması sebebiyle fatura bedelinden tenzili gerektiği, bunun sonunda davalıdan 41.200 euro talep edilebileceği, davacının talebi yabancı para üzerinden yapılmış olmakla dosyadaki ihtarda belirlenen 02 Şubat 2017 tarihinden itibaren yıllık % 5 faiz talep edilebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı malın ziyaına ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasında uluslararası taşımacılıktan kaynaklı sözleşme akdedildiği sabit olup uyuşmazlık konusuyla alakalı CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği esastır.
Davalının sözleşme süresinin dolduğundan ve bundan mütevellit sorumlu tutulamayacaklarından bahisle yapmış olduğu itiraza taşıma işinin davalı tarafça üstlenilmesi ve gerçekleştirilmesi nedeniyle itibar edilmemiştir. Taşıma konusu emtianın teslimatının gerçekleştirilmemesi ve akıbetinin belli olmaması iddiası kapsamında ürünlerin davalıya teslim edildiği sabit olduğundan taşıyıcı sıfatıyla davalının CMR Konvansiyonu 17/1 maddesince yükün teslim edildiği andan teslim edileceği ana kadar meydana gelecek hasardan sorumlu tutulması gerektiği esastır. Keza davalının dava dışı başka bir firmayla aralarında yapılan alt taşıyıcılık sözleşmesi mevzu bahis olsa dahi asıl taşıyıcının yük sahibine karşı sorumluluğu ortadan kalkmaz. Bu minvalde bilirkişi raporunda yapılan tespit dahilinde CMR 23. maddesince davacının emtianın bedeline ilişkin talep miktarı dava tarihindeki SDR kuruna göre sorumluluk limitini aşmadığı ve taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun altında kaldığından ayrıca navlun ve sigorta bedellerinin davacı tarafça ödendiğine dair evrak suretleri dosyada yer almakla davanın kabulü yönünde karar verilmesi gerektiği takdir edilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)Davanın KABULÜ ile;
49.200-Euro’nun 03/02/2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4a maddesi uyarınca devlet bankalarına euro cinsi mevduata uyguladığı 1 yıl süreli en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 12.473,46 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.118,37 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.355,08 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(4)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 16.906,05 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(5)Davacı tarafından yapılan; 31,40 TL başvuru harcı, 3.118,37 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet pulu, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 37,00 TL müzekkere, posta, tebligat masraflarından oluşan toplam 4.391,37 TL yargılama masrafının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(6)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı kanunun 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”