Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/319 E. 2018/584 K. 02.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/319 Esas
KARAR NO : 2018/584
DAVA : Alacak
ASIL DAVA TARİHİ: 15/07/1998
BİRLEŞEN DAVA : Sözleşmenin Feshi-Ortaklığın Tasfiyesi
KARAR TARİHİ : 02/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVADA:
DAVA: Davacı vekili vermiş oludğu dava dilekçesi ile, davacıların davalı … ve oğlu … ile bu iki davalının sahip ve hissedarı bulundukları diğer davalı şirketin arasında akitlerden, limited şirketin maliki bulunduğu …parsel sayısında kayıtlı arsa üzerine dükkan ve daireleri müştemil bir apartman inşaatı hususunda adi inşaat ortaklığının vaki olduğunu ve inşaatın ikmalini müteakip satılarak kar ve zararın taksiminin kararlaştırıldığını, bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını,ortaklığın ve birinci inşaatın devamı sırasında… parsel sayılı taşınmazın sahipleriyle anlaşarak arsaları üzerine 280.000USD karşılığında inşaat yapılması için anlaşmaya varıldığını, davacıların bu anlaşmaya müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile imza attıklarını, …’daki birinci inşaatın devamı ve ikmalini müteakip davalıların, üzerine inşaat yapılan arsanın sahibi bulundukları …Şti’ni temsil yetkilerine isnatla bütün daire ve dükkanları sattığını ve satış sırasında da hem alıcıların hem de kendilerinin fazla harç ödemelerini ve şirketlerinin fazla kar yapmış görünmemeleri için satış bedellerini tapuda hakiki satış bedeli üzerinden değil, düşük gösterdiklerini, yapılan bu satışlara rağmen davalıların, kar ve zarar hesabını, ısrarlı taleplere rağmen bir süre zarfında vermeye bir türlü yanaşmamaları davacılar olarak güvensizliğin nedeni olduğunu, davalıların kanunen her sene sonunda ve işin ikmalini mütaekip vermekle yükümlü bulundukları hesabı davacının istemesin rağmen vermeye yanaşmadıklarını, davalı …’un hesabı vermeyerek kendine alıkoyduğu paralarla şahsen kendine para kazandırma gayreti içine girdiğini, hesap verilmesi için yapılan şifahi rica ve taleplerin sonuçsuz kalması sonunda davalılara ihtarname keşide edilmesine rağmen zarar ettiklerini beyan ettiklerini, hakiki bir hesap vermeye yanaşmadıklarını beyanla, zarar ve kar hesabı ile davalıların sebep oldukları 80.000USDnin TL karşılığı tahsiline, fazlaya ait haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik kar ve zarar hesabına hasıl olan kar ve sermayeden 10.000.000.000TLnin müştereken ve müteselsilen davlaılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davalılardan …Şti ile davacı … arasında…’in %10 oranında, davalı şirketin %90 oranında hissedar olduğu bir adi ortaklığın mevcut olduğunu, davacı …’in buna göre 450 Milyon TL sermaye koyduğunu ve bakiyesini de davalı şirketin koyarak inşaat yapmak üzere bir adi şirket oluşturduklarını, bu bakımdan öncelikle davacı …’in davacılık ehliyeti bulunmadığı için onun yönünden davanın reddi gerektiğini, bunun yanında ortaklıkla ilgileri bulunmayan diğer davalılar… ve …’un davada hasım olamayacaklarını, bu nedenle davanın bu davalılar yönünden husumet nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca davacı … ile davalı şirketin ortaklıklarının halen devam ettiğini, davacının diğer ortağına, ortaklık fesih edilmeden dava açma hakkı bulunmadığını, davalı şirketin davacı …’den sermaye payı olarak sermayenin %10una tekabül eden 450 Milyon TL’yi … yılında aldığını, …’da bir inşaat yaparak burayı sattıklarını, daha sonra da …’de bir inşaatta müşavirlik yaptıklarını, buradan halen para alamadıklarını, tüm işlerin davalı şirket üzerinden sanki ortaklık yokmuşçasına yapılmışsa da ortak …’in de çeşitli dönemlerde çalıştıklarını, tüm bu işler sonucu davalı şirketin ikinci işlerinden alacağı paradan 5.5 milyar TLnin davacı …’nın koyduğu sermaye ve kar payı olarak ödenmesi için iş sahiplerine talimat verdiğini ve bu doğrultuda anlaşma sağladıklarını beyanla, davacı …’in davacılık ehliyeti olmadığından, diğer davalılar yönünden de husumet yönünden davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/1015 esas 2006/228 karar sayılı dosyasında;
DAVA: Davacı ile davalı şirket arasında, mülkiyeti davalı şirkete ait olan … parselde kayıtlı arsa üzerine imar mevzuatının el verdiği ölçüde dairelere dükkanlardan oluşacak bir yapı inşa etmek, yapının satışıyla elde olunacak kar veya zararı bölüşmek maksadıyla… yılı içinde eşit sermaye paylı adi bir inşaat ortaklığı kurulduğunu, bu arsanın o tarihteki sürüm değerinin 90.000USD olduğunu, bu hususun ortaklar arasında mutabık kalındığını, davacının bu borca mahsuben kuruluş aşamasında 45.000USD, inşaatın başlangıcında da 20.000USD ödemede bulunduğunu, idareci ortağın sermayenin inşaatı tamamlayacağı ve sermaye arttırımı yaptırılmasının gerektiğini bildirmesi üzerine sermayenin 270.000USD’ye çıkartıldığını, davacının daha önce ödediği paralarla beraber malzeme alımı ve işçilik ücreti borcuna karşılık ödediği 70.000USD ile birlikte 135.000USD ödeyerek borcunu yerine getirdiğini, tüm işlerin davalı ortak tarafından yürütüldüğünü, …’de inşasına karar verilen bina için davalı ile arsa maliki arasında sözleşme imzalandığını, taraflar arasındaki sözleşme gereğince de …’daki inşaatı yapmak gayesiyle bir adi ortaklık kurulduğu ve Bakırköy’deki işin de buna dahil edildiği, bu konularda yazılı bir anlaşma yapılmadığı, Bakırköy’deki inşaatın süresinde bitirilmemesi nedeni ile yapılan sözleşmenin davalı idareci ortak ve arsa sahibinin ibralaşmaları sonucu feshedildiğini ve davacının 50.000USD kardan mahrum kaldığını, davalının bunu tazminiyle mükellef olduğunu, ortaklığa dayalı işlerin 27/12/1998 tarihinde bitirildiğini, …yılından beri davalının hesap vermeye yanaşmadığını, davalı idaresi ortaktan ortaklık hesabına mahsuben 35.000USD alındığını ve başka ödemede bulunulmadığını, ortaklığın maksadının tamamlanması nedeniyle adi ortaklık sözleşmesinin feshine ve davacının ortaklıktanki sermaye ve kar payının USD cinsinden tespit edilerek ortaklığın tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile, öncelikle yanlar arasıda İstanbul 9 ATMnin 2003/668 esasında aynı konularda dava olduğunu, derdestlik itirazlarının bulunduğunu, İstanbul 9 ATMnin 2003/668 esas sayılı dosyasındaki savunmalarının geçerli olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı 24/11/2005 tarihli birleştirme kararı üzerine dosya mahkememiz dosyası ekine alınarak, yargılamaya devam olunmuştur.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ticaret sicil kayıtları, noter kayıtları, ihtarname, satışları gösterir tablolar, ibra sözleşmesi, inşaat sözleşmesi, Bakırköy …Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı bilirkişi raporu, yapı kullanma izin belgesi, Yargıtay kararı, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas 2014/191 karar sayılı dosyası celp olunmuştur.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … tarafından davalılar İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ve …Şti aleyhine açılan şirket ihyası davasında, 09/09/2014 tarihli karar ile sicil kaydı resen silinen… Ştinin ihyasına karar verildiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler …, İnş Yük Müh …, İnş Yük Müh … tarafından tanzim olunan 15/01/2000 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında yazılı adi ortaklık sözleşmesinin yapılamdığını, adi ortaklık sözleşmesinin şekle bağlı olmadığnı, ancak kanıtlamak yönünden yazılı olmasının zorunlu olduğunu, davacının sermaye olarak yaptığı ödemeleri kanıtlayamadığını, ortaklığın yapacağı inşaatlar bittiğinden ve …’daki taşınmaz satıldığından, …’deki inşaat yapılan protokol ile arsa sahiplerine teslim edilerek ibra yapılmış olduğnudan, davacıların akdin feshi ile tasfiye yapılması isteminin yasaya uygun olduğunu, davacıların adi ortaklığn tasfiyesi sonucu, davalı şirketin veya tüm davalılardan alacakları kar payının 17.475.977.100TL + 21.000USD olduğunu, isteğe bağlı olarak, tüm hakları salkı kalmak kaydıyla 10.000.000.000TL (Eski TL) + 21.000ABD’ı kar verilmesine dair kanaatleri olduğunu belirtmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar sonucu tanzimolunan 24/01/2001 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; raporlarına ilave edilecek bir husus olmadığnı, 15/01/2000 tarihli raporunda, adi ortaklığın tasfiye şeklinin gösterildiğini, yapılan itirazlara cevabın raporun içeriğinde mevcut olduğunu belirtmişlerdir. Bilirkişi ek raporuna itirazlar sonucunda tanzim olunan 22/11/2001 tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda ise; işin götürü bedelinin 280.000USD olduğunu, kabule göre, yükleniciye başlangıçta 160.231USD ödendiğini, 27/12/1998 tarihli protokol ve ibralaşma ile yükleniciye 40.000USD verilmesinin kabul edildiğini, bu suretle yükleniciye 200.231USD verildiğini, bilirkişi kurulunca raporun 40.000USDnin verildiği dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, anılan ibranamade 40.000USDnin 20.000USD’si ortak …’e vermeyi kabul ettiğini, yapılan hesapta davacı ortaklara verilcek kar payının 21.000USD olarak çıkarıldığını, … Hak Hizmet apartmanının 01/06/1996 tarihine göre binanın satılabilir değerinin 64.920.000.000TL (Eski TL), 08/12/1999 keşif tarihine göre 224.728.045.800TL olduğunu, Bakırköy Kartaltepe İncirli Cad İhsan Kalmak Sokağı yanındaki binanın 01/06/1996 tarihne göre maliyetinin 20.562.100.000TL, 08/12/1999 keşif tarihine göre 107.517.761.900TL olduğunu belirtmişlerdir.
Mahkememizin (Eski İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin) … esas… karar sayılı 28/02/2002 tarihli kararı ile, davalı vekilinin aktif ve pasif husumet itirazlarının reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiş olup, Yargıtay …Hukuk Dairesinin 24/09/2002 tarihli … esas… karar sayılı ilamı ile; “….Mahkemece davalılrın savunmalarına itibar edilmeli, adi ortaklığın davacılardan … ile davalılardan …Şti arasında kurulduğu, davacılardan … ile davalılardan H…. ile H.Güven Erdoğ’un ortaklığın tarafı olmadıkları ve dolayısıyla davalıların aktif ve pasif husumet yönündeki itirazları kabul edilmelidir. Bu hususun gözardı edilmesi doğru değildir. Bozmayı gerektirir.
Toplanan delillerden davalı şirketin idareci ortak olduğu anlaşılmaktadır. Bk.530.maddesi hükmüne göre idareci ortağın hesap verme yükümlülüğü vardır. öyleyse mahkemece idareci ortaktan hesap istenilmesi, hesap konusunda taraflar arasında uyuşmazlık çıktığı takdirde varsa tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan sonra konusunda uzman bilirkişi kurulu alacılığı ile gerek …’da yapılıp üçüncü şahıslara satılan dairelerin satış tarihleri itibariyle değerleri ve gerekse Bakırköy’de 27/02/1994 tarihli sözleşme ile yapımı üstlenilen ve tamamlanarak arsa sahiplerine teslim edildiği anlaşılan inşaatın teslim tarihi itibariyle kar ve zarar hesabı birlikte yapılmalı, BK 523/1 mad hükmünde her bir ortağın kar ve zarar hissesinin eşit oludğu da göz önünde bulundurulmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. bu husus gözardı edilerek yetersiz bilirkişi raporu alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. ….” gerekçesiyle bozularak gelmiş, davacı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulmuş ise de, aynı Hukuk Dairesinin 18/03/2003 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiş, dosyanın mahkememizinMahkememizin (Eski İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin)… esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Tarafların beyanları ve Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosya yeni bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler YMM…, İnşaat Mühendisi … ve Emlak Danışmanı … tarafından tanzim olunan 07/02/2005 tarihli bilirkişi raporunda; İstanbul …parsel sayılı 908 m2 miktarlı arsa üzerinde ortaklık tarafından inşa edilip satışı yapılan binadan satış tarihleri itibariyle; 1996 yılında satılan 18 adet daireden 3.200.895.480TL kar elde edildiği, 1998 yılında satılan 7 adet bağımsız bölümden 8.697.896.000TL kar elde edildiği, BK 523/1 mad hükmünce her bir ortağın kar ve zarar hissesinin eşit olduğunu belirtmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora itirazlar sonucunda tanzim olunan bilirkişi ek raporunda; kök rapordaki tespitleri değişikliğe gitmeyi gerektirecek bir durumun oluşmadığını belirtmişlerdir.
Mahkememiz ara kararı gereğince dosya yeniden aynı bilirkişilere tevdi edilerek, … parsel sayılı 488 m2 miktarlı kargir iş hanı vasıflı gayrimenkulün tamamının rayiç değerinin tespiti talep edilmiş olup, bilirkişi heyetince tanzim olunan 12/04/2007 tarihli raporda; kargir iş hanı vasıflı taşınmaz malın tamamına Yapı kullanma izin belgesi-İskan belgesinin onay tarihi olan 14/11/1997 tarihi itibariyle 188.800YTL kıymet takdir edildiğini belirtmişlerdir.Rapora itirazlar sonucunda tanzim olunan bilirkişi ek raporunda; dava konusu olan…adresinde bulunan taşınmaz ile ilgili olarak hesaplanan 20.562.100.000TL (arsa bedeli hariç) inşaat maliyet hesabının 01/06/1996 teslim tarihi itibariyle doğru olarak yapılmış bir hesaplama olduğunu,… parsel sayılı arsa üzerinde bulunan kagir iş hanı vasıflı taşınmaz malın tamamına 01/06/1996 teslim tarihi itibariyle 84.960.000.000TL kıymet takdiri yapıldığını belirtmiştir.
Dosyaya celp olunan deliller, Yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirilerek, dosya yeni bilirkişilerden oluşan heyete tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Hukuk Öğr Üyesi Doç Dr…, Mali Müşavir … ve İnşaat Mühendisi … tarafından tanzim olunan 18/05/2009 tarihli bilirkişi raporunda; davacıların sermaye payı olarak 135.000USD koyduklarını ispat eden, söz konusu föyler dışında dava dosyasına herhangi bir makbuz, havale dekontu, defter kaydı vs.belge bulunmadığından, davacıların sermaye payı olarak daha fazla bir ödeme yaptıklarını ispat edemedikleri sürece, davalıların dava kapsamında ikrar ve kabul ettikleri üzere davacıların 450.000.000TL sermaye payı ödediklerini, …’da davalı ortak tarafından satılan taşınmazdan satış tarihi itibariyle elde edilen kar tutarının 11.898.791.480TL olduğunu, BK 523/1 uyarınca aksine sözleşme yoksa kar ve zararın bölüşümünün eşit olarak yapılacağından, davacının talep edebileceği karın 5.949.395.740TL (yeni 5.949,40TL) olduğunu, … bulunan ve ortaklık tarafından yapılan taşınmaz bakımından davacının BK 523/1 uyarınca hissesine düşen karın 32.198.950.000TL (yeni 32.198,95TL) olduğunu, tespit edilen bu kar payını davacıya ödemekle yükümlü olduğunu belirtmişlerdir.
Mahkememiz dosaysı ile İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyası ile ikame edilen davaların birleştirilmesine karar verilmiş, birleşen davadaki iddia ve savunmalar nazara alınarak rapor tanzim edilmesi için dosya yeniden bilirkişilere tevdi edilmekle, tanzim olunan 15/01/2010 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; …’daki yapıdan ortaklığın elde ettiği kar toplamının 11.898.791.480TL olduğunu, Bakırköy’deki inşaattan elde edilen kar toplamının 64.397.900.000TL olduğunu, davacı …’in davalı şirketten toplam 38.148.348.740,00TL kar payı, 450.000.000TL sermaye payı alacağı olduğunu ve bunun birleşen dava ile tamamının hüküm altına alınmasının talep edilmesi karşıısnda tamamına hükmedilmesinin yerinde olacağını belirtmişlerdir. Ek rapora itirazlar sonucunda bilirkişi heyetine Finans, Bankacılık, Sigortacılık Prof Dr…’nın da dahil edilmesi suretiyel tanzim olunan 20/01/2014 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacının alacağının toplam 4.101.911,32USD’ye tekabül ettiğini, adiortaklığın maksadının gerçekleşmesi nedeniyle adi ortaklığın dava tarihinden önce sona ermiş olduğunu, adi ortaklığın üçüncü kişiler yönünden tüzel kişilik kazanmadığı için ayrıca yasal bir tasfiyeye tabi tutulup tutulmasının gerekmediğini, ancak mahkemece adi ortaklığın fesih edildiğinin tespitinin mümkün olduğunu, davanın kabulü halinde uyulan Yargıtay kararı nazara alınarak davalı tüzel kişiliğin kar payı ve sermaye alacağından sorumlu tutulabileceğini, adi ortaklık tarafından yapılan inşaatların maliyetleri, satış bedelleri ve elde edilen kazancın TL cinsinden oluştuğundan ve kar payına ilişkin bedellerin USD cinsinden ödeneceğine ilişkin bir kayıt bulunmadığından dava tarihi itibariyle 44.547,74TL tutarındaki asıl alacak üzerinden hüküm kurulabileceğini, davalı şirketteki hisselerini 04/09/2001 tarihinde ahara devretmek suretiyl davalı şirketten ayrılan davalıların durumu ile davalı şirketin sicil kaydının sicil memurluğundan 24/09/2013 tarihinde resen terkin edilmiş olmasının görülmekte olan davaya tesirinin mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmişlerdir.
Mahkememizin 15/04/2015 tarihli ara kararı gereğince bilirkişiler İnşaat Mühendisi …, SMMM … ve Hukukçu Doç Dr … tarafından tanzim olunan 19/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda; … ilçesinde gerçekleşen inşaat neticesinde davacının kar ve zararın eşit bölüşülmesi gerekmesi neticesinde 6.399,39TL olduğunu, … yılında yapılan satışlar neticesinde; 23.668,40USD, 1998 yılında yapılan satışlar neticesinde 16.779,19USD olduğunu, Bakırköy ilçesinde gerçekleşen inşaat neticesinde 32.198,95TL olduğunu, inşaatın 01/06/2006 teslim tarihi itibariyle 410.590,91USD olduğunu, davalıların 450.000.000TL sermaye payının ödendiğinin kabulü neticesinde, bu işlemlerin 1993 yılında olması hasebi ile 41.435,55USD olarak hesaplandığını belirtmişlerdir. İtirazlar sonucu aynı bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 05/05/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda; 1996 yılında yapılan satışlar neticesinde 47.336,80USD olarak hesaplandığını, davacı …’in vekaleten sattığı dairelerden elde edilen karın 21.038,58USD olduğunu, davalı şirketin 26.298,22USD kar elde ettiğini, davalı şirketin 5.259,64USD fazla kar elde ettiğini ve bunun 1/2’sinin 2.629,82USD olduğunu, 1998 yılında yapılan satışlar neticesinde 33.558,37USD hesapladığını ve bunun 1/2’sinin 16.779,19USD olduğunu, … ilçesinden gerçekleşen inşaat neticesinde 410.590,91USD hesaplandığını belirtmişlerdir. Mahkememizin 25/01/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek, tanzim olunan 08/05/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; … parseldeki bağımsız bölümlerin 1995 yılından 1998 yılına kadar yapılan satışlarda her bir dairenin satış değerindeki rayiç değerinin TL olarak tespiti ve satış tarihindeki kur üzerinden USD değerlerinin tespitlerinin yapıldığını ve toplam 331.438USD olduğunu, …’deki inşaatın teslim tarihi olan 01/06/1996 tarihi itibari ile taşınmazların yani inşaatın arsa payı hariç maliyetinin teslim tarihindeki kur üzerinden USD’ye çevrilerek kar-zarar hesabının yapıldığını ve arsa bedeli hariç inşaatın maliyetinin toplam 262.201,45USD olduğunu ve kar zarar hesabına göre göre 101.401,45USD zarar etmiş olduğunu belirtmişlerdir.
21/02/2018 tarihli oturumda 6100 sayılı HMK’nun 186. Maddesi uyarınca sözlü yargılamaya geçilmiş,02/05/2018 tarihli oturumda sözlü yargılamaya ilişkin diyecekleri ve son diyecekleri hazır bulunan taraf vekillerinden sorulmuş; davacı vekili, önceki beyanlarını aynen tekrarla davanın kabulüne, davalı vekili ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama aşamasında davacılardan …’in vefat ettiği, davacılar vekilince davaya diğer davacı yönünden devam ettiklerini, davacı … yönünden veraset ve vekaletname sunmadıklarını beyan ettiği, davalılar vekilince davanın takip edililip edilmeyeceği yönünde beyanda bulunmak için süre istendiği, mahkememizin 08/11/2017 tarihli oturumunda davalı tarafça davanın takip edilmediği belirdildiği takdirde davanın HMK 150.mad uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davalı vekilince davanın davacılardan … mirasçıları yönünden takip edilmeyeceği yönünde beyanda bulunulduğu ve aradan üç ayı aşkın bir zaman geçmiş olmasına rağmen yenilenmeyip takipsiz bırakılmış olması nedeniyle; davacı … tarafından tüm davalılar aleyhine açılan ve daha sonra davacı …’in ölümü ile mirasçıları tarafından devam edilmeyen davanın H.M.K.’nun 150/5. Md. uyarınca açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Diğer davacı … tarafından açılan davada; yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalıların beyanları, tanzim olunan bilirkişi rapor ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; asıl davada davacı … tarafından açılan davanın davacının yargılama aşamasında ölmesi ve mirasçılar tarafından davaya devam edilmemiş olması sebebi ile davanın açılmamasına karar vermek gerekmiş, yine asıl davada davacı … tarafından davalılar… ve … hakkında alacak ve adi ortaklığın tasfiyesi hususunda dava açılmış ise de söz konusu davacının ve davalıların adi ortaklık ilişkisine dahil olduğu, davacı tarafından ispatlanamadığından ve bu bağlamda davalıların pasif husumetinin bulunmaması sebebi ile davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekmiş, yine her ne kadar asıl dosyada ve birleşen dosyada davacı … tarafından davalı …Şit. hakkında adi ortaklığın tasfiyesi ile buna dayalı alacak davası açılmış ise de davacı … ile davalı şirket arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu, bu adi ortaklık kapsamında adi ortaklar tarafından öncelikle …’daki taşınmazların birlikte inşa edildiği bu taşınmazların bir kısmının davacı tarafından bizzat satışının yapıldığı, bir kısmının ise davalı şirket yetkilisi tarafından satışının yapıldığı, davacı tarafından bizzat satışı yapılan taşınmazların bedelinin davalı şirkete aktarıldığına yönelik iddiaların davacı tarafça belgelenemediği, dolayısıyla davacı tarafından satışı yapılan taşınmazların bedellerinin davacı uhdesinde kaldığı mahkememizce adi ortaklığın tasfiyesi bakımından yönetici ortaktan hesap raporunun istendiği ancak yönetici ortak tarafından dosyaya hesap raporunun sunulmadığı, mahkememizce gerek bozma öncesi ve gerek bozma sonrası aldırılan bilirkişi raporları dikkate alındığından, …’daki taşınmazların toplam değerinin 331.000,00 USD civarında olduğu buradan elde edilen satış bedellerinin bir kısmının davacı uhdesinde kaldığı, bir kısmının ise davalı şirket ukdesinde kaldığı, daha önce hazırlanan bilirkişi raporlarına göre davacı tarafından …’da inşaa edilen toplam 18 adet daireden 8 adetini davacı tarafından satıldığı, 10 adetinin ise davalı şirket tarafından satıldığı biraz önce belirtildiği, gibi davacı tarafından satışı yapılan bu taşınmazların bedelinin yönetici ortağa ödendiğine ilişkin delillerin dosyaya sunulmadığı adi ortaklığın …’dan elde ettiği satış hasılatı ile …’deki inşaatı yaptığı,…’deki inşaatın maliyetinin 262.201,00 USD olduğu ancak söz konusu inşaattan ise inşaat sahiplerinden 160.800,00 USD bedel alındığı, dolayısıyla adi ortaklığın söz konusu ortaklık ilişkisinden kaynaklı olarak 101.441,45 USD zarar ettiği, bu husus dikkate alındığında adi ortaklığın zarar etmesi sebebi ile ya adi ortaklık lehinde paraya çevrilebilecek herhangi bir aktif bulunmadığından adi ortaklığı tasfiye memuru atanmamış ve davacının hem asıl dava yönünden hem de birleşen dava yönünden davasının reddine karar vermek gerekmiştir. ( asıl davada dava tarihinin 1998, birleşen davada ise 2005 tarihi olması ve o tarihte açılan dava değerleri dikkate alındığında TL’den altı sıfır atılması da göz önünde tutulduğundan, dava değeri hüküm tarihine göre hesaplanan nisbi vekalet ücretleri maktu vekalet ücretinden daha az kaldığından, taraf vekilleri için maktul vekalet ücretlerine hükmedilmiştir. )
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Asıl davada;
A) Davacı … tarafından tüm davalılar aleyhine açılan ve daha sonra davacının ölümü ile mirasçıları tarafından devam edilmeyen dava sebebiyle davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
B) … tarafından davalılar… ve … hakkında açılan davaların, davalıların pasif husumet yoklukları sebebiyle REDDİNE,
C) Davacı … tarafından davalı …Şti hakkında açılan davanın subut bulmadığından REDDİNE,
D)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar harcının peşin alınan 90,00 TL den mahsubu ile 54,10TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
E)-Pasif husumet yokluğundan reddine karar verilen davalılar yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180,00TL ücreti vekaletin davacı …’den alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılar…a ve …’a verilmesine,
F)-Diğer davalı yönünden davanın reddine karar verildiğinden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180,00TL ücreti vekaletin davacı …’den alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı …’ne verilmesine,
G)-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
H)-Davalılar tarafından yapılan temyiz, tebligat ve posta giderleri olmak üzere 100,20TL yargılama giderinin davacı …’den alınıp davalılara verilmesine,
2-Birleşen davada, davanın subut bulmadığından REDDİNE,
A)-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar harcının peşin alınan 11,20TLnin mahsubu ile bakiye 24,70TLnin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
B)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
C)-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
3)-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde YARGITAY’a yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …