Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/274 E. 2018/439 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
0. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2014/274
KARAR NO : 2018/439
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2014
KARAR TARİHİ : 03/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı şirket arasında cari hesaba dayalı bir ticaret mevcut olup davalının, davacıya 37.085,02 TL borcu bulunduğunu, alacağın tahsili için İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20.si oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu faturalar nedeniyle davalının, davacı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, %20.den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 29/03/2016 tarihli raporda; davacı tarafın 2013 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin bulunduğu, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin olmadığı, kesin delil vasfına haiz olup olmadıkları hususunun mahkemenin taktirinde bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 08/11/2013 takip tarihi itibarı ile 27.085,03 TL alacağının bulunduğu, davalının 2013 yılı işletme defterinin açılış tasdikinin süresinde yaptırıldığı, davalı tarafın ticari defterlerine göre dava konusu 2 adet faturanın ticari defterlerinde bulunmadığı, davacının davalıya hitaben düzenlediği 28/03/2013 tarihli 15.759,36 TL tutarındaki faturanın teslim alan kısmında … isim ve imzasının bulunduğu, 21/03/2013 tarihli, 21.325,66 TL tutarındaki faturada ise teslim alan kısmında sadece imza bulunduğu, dava konusu 21.325,66 TL tutarındaki faturaya dayanak olarak düzenlenen 21/03/2013 tarihli sevk irsaliyesinin teslim alan isim ve/veya imzanın bulunmadığı, 15.759,36 TL tutarındaki faturaya dayanak olarak düzenlenen 28/03/2013 tarihli sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında … isim ve imzasının bulunduğu, davalı tarafın itiraz dilekçesinde dosyadaki borçla hiçbir ilgisinin olmadığı beyanında bulunduğundan, 21.325,66 TL tutarındaki faturanın teslim alan kısmında imza bulunmasına ve 15.759,36 TL tutarındaki fatura ile sevk irsaliyesinde … isim ve imzası bulunmasına rağmen davalı taraf ticari ilişkiyi kabul etmediğinden davacı tarafın davalıdan ancak faturadaki ve /veya irsaliyelerdeki imzaların davalı ortağı, davalı çalışanı ve/veya davalının adına hareket eden kişi/kişilere teslim edildiğinin ispat edilmesi halinde davacının davalıdan alacak talebinde bulunabileceğinin söylenebileceği, davacı taraf takipte 37.085,02 TL tutarında alacak talebinde bulunmuş ise de, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 27.085,03 TL tutarında alacağının bulunduğu görüldüğünden, davacının alacak talebinde bulunabileceğinin kabulü durumunda davalıdan 08/11/2013 takip tarihi itibarı ile 27.085,03 TL tutarınca alacağının bulunduğunun ve bu matrah üzerinden borç tamamen ödeninceye kadar takipte yıllık %11 ve sonraki dönemlerde değişen oranlarda avans faizi isteminin mümkün bulunduğunun söylenebileceği belirtilmiştir.
SGK.dan …’un sigortaya kayıt olduğu ilk günden itibaren tüm işverenlerini gösterir kayıtlar getirtilmiş, buna göre şahsın…’ın yanında çalıştığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili 26/09/2017 tarihli celsede; malları teslim alan …’un SGK kayıtları incelendiğinde davalının kardeşi olan…’ın bünyesinde çalıştığını,…’ın adresinin faturalardaki adresle aynı olduğunu, malların davalı tarafa teslim edildiğini, alacak haklarının doğduğunu, her ne kadar 37.085,02 TL üzerinden takip yapmış iselerde yapılan kısmi ödemenin sehven mahsup edilmediğini, bilirkişi raporundaki hesaplanan miktara herhangi bir itirazlarının söz konusu olmadığını beyan etmiştir.
Davalı 03/04/2018 tarihli celsede; kardeşi… ile birlikte tekstil işi yaptıklarını, …’un perakende mağazaların ihtiyaçlarını karşıladığını,…, … ve …’in kendilerinin işyerinde çalıştıklarını, hatırladığı kadarı ile …’in işten ayrıldığını, …’un kendilerinin çalışanı olmadığını, davacıdan herhangi bir mal teslim almadığını, daha önceden ticari ilişkilerinin olduğunu, hatta 2016 senesinde bakiye kalan 3.000 TL .yi kendisine verdiğini, ancak bu ödemenin bu dava ile alakalı olmadığını, 18 yıldır aynı işletmede aile olarak çalıştıklarını, buraya başkalarının mallarının geldiğinin de olduğunu, sadece işçilik aldıklarını beyan etmiştir.
Dava İİK.’nın 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Anılan maddede “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. “hükümlerine amirdir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasının taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu icra takibi olduğu, borçlunun itirazını 7 günlük yasal süre içinde yaptığı, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalının süresinde itirazı üzerine takibin durduğu, davacının süresinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, hükme esas alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında davacının ticari defter kayıtlarına göre, takip tarihi itibari ile davalı şirketten 27.085,03 TL alacaklı olduğu, ancak icra takibinde 37.085,02 TL üzerinden talepte bulunduğu, davacı vekilinin 26/09/2017 tarihli celsede yapılan kısmi ödemenin sehven mahsup edilmediğini, rapora itirazlarının bulunmadığını beyan ettiği, borçlunun icra takibinden önceki dönemde temerrüde düşürülmemesi nedeniyle 27.085,03 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, her ne kadar davalı fatura ve sevk irsaliyelerinde isim ve imzası bulunan …’un çalışanları olmadığını beyan etmiş ise de getirtilen SGK kayıtlarına göre şahsın davalının kardeşinin yanında çalıştığı, davalının mahkememiz huzurundaki beyanlarında da kardeşiyle birlikte tekstil işi yaptığını ikrar ettiği, şu hale göre takibe konu faturalardaki malların davalıya teslim edildiğinin kabulünün gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş alacak miktarının likit olduğu ve davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu, inkar tazminatının yasal şartları oluştuğuna kanaat getirilerek asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 27.085,03 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (27.085,03 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.402,22 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu harç tebliğ bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.040,95 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 760,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen toplam 30,50 TL yargılama giderinin red oranına göre hesaplanan 8,23 TL.sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 3.250,20 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair tarafların yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸