Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1527 E. 2018/258 K. 02.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1527 Esas
KARAR NO : 2018/258
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2013
KARAR TARİHİ: 02/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davalının davacı ile 01/06/2010 yürürlük tarihli … Satış Sözleşmesi, davacı … AŞ ve … AŞ ile 01/04/2010 yürürlük tarihli … Satış Sözleşmesi, davacı … AŞ ve … … AŞ ile 01/04/2010 yürürlük tarihli … Satış Sözleşmesi, davacı … AŞ ve …AŞ ile 01/06/2010 yürürlük tarihli … Satış Sözleşmesi, davacı … AŞ ve … AŞ ile 01/10/2010 yürürlük tarihli … Satış Sözleşmesi ile söz konusu sözleşmelere ek olarak 01/06/2012 yürürlük tarihli ek protokollerin imzalandığını, bahse konu sözleşmeler kapsamında süregelen ticari ilişki çerçevesinde davalıya muhtelif tarihlerde hurda satışı yapıldığını, davalının ödemelerde sıkıntı çekmesi ve talebi ü…ine, ek protokoller ile sözleşmelerin 6.2.maddesinde 15 gün olan ödeme vadesinin, 01/06/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak ü…e 45 güne uzatılarak revize edildiğini, sözleşmeler ve ek protokollerde yer alan düzenlemeye rağmen, davalının, sözleşmelerde ve ek protokollerde belirlenen tarihlerde ödeme yapmaması ve/veya eksik ödeme yapması sebebiyle davalının davacıya olan borçlarının mutabık kalınan ödeme planı çerçevesinde ödenmesi ve davalı/takip borçlusu tarafından davacıya verilecek teminatların belirlenmesi konusunda davalı ile davacı arasında 04/10/2012 tarihinde protokol ve söz konusu protokole ek olarak 05/12/2012 tarihinde ek protokol imzalandığını, davalının, sözleşmeler, ek protokoller ve devamında imzalanan protokol ve ek protokol’de belirtilen taahhütleri ağır bir biçimde ihlal ettiğini, davacı şirketin tüm iyi niyetli çabalarına rağmen ödemelerini taahhüt ettiği vadelerde yapmayarak davacı şirketi ağır finansman yükü altına soktuğunu, neticede, davacı şirketin mal bedelleri ile ilgili fatura alacaklarının tahsil edildiğini, ancak gecikmiş ödemelerden doğan vade farkı alacağının davalı/takip borçlusu şirkete faturalanmasına rağmen ödenmediğini, davalı tarafından borçların ödenmemesi ü…ine davacı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ü…ine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20den az olmamak ü…e icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında dava dilekçesinde belirtildiği ü…e 01/06/2010 tarihinden itibaren davacı şirketin … Şirketler Grubuna ait şirketlerdeki hurdaların alımı satımı konusunda hurda satış sözleşmesi düzenlendiğini ve ticari ilişkinin de bu sözleşmeler çerçevesinde her iki tarafın karşılıklı anlayış ve iyi niyeti ile sürdüğünün tartışma dışı olduğunu, nitekim davalı şirketin sözleşme gereğince satın alma müdürlüğünden 31/05/2012 tarihli yazılarında, 17/04/2012 tarihli yazılarında bu durumun dile getirildiğini, davalının bu talepleri davacı tarafından ötelenmiş ve bu zarar karşılığının halledileceğinin davalıya şifaen belirtildiğini, davacı yanın, bu anlaşmalara aykırı olarak tek yanlı olarak 24/07/2013 tarih ve … nolu vade farkı faturasını düzenlediğini ve bunu davalı şirkete gönderdiğini, davalı şirkete tebliğ edilen bu faturayı da davalı şirketin haklı ve hukuka uygun olarak ihtarname ile iade edildiğini, davacı yanın iade edilen bu faturayı bu itiraza rağmen davalı şirkete yeniden gönderdiğini, gönderilen bu faturanın davalı şirket tarafından noter aracılığı ile yasal süresi içinde itiraz edilmiş olduğundan herhangi bir işleme talib tutulmadığını ve davalı şirketin ticari defterlerine de kayıtlanmadığını, bu sebeple davalı şirket tarafından içeriğine itiraz edilen faturanın TTK 21.maddesi gereğince müvekkili davalı aleyhine delil olarak ileri sürülmesi ve bundan hukuksal bir sonuç çıkarılmasının olanaksız olduğunu, yanlar arasındaki hurda alım satım sözleşmesinden doğan bütün alacakların davacı yanın 31/12/2013 tarihli mutabakat yazısı ile sıfırlanmış olduğunu, aynı davacı şirketin bu mutabakattan sonra davalıya göndermiş oldukları 21/01/2014 tarihli yazılarında teyit aldığını ve müvekkili şirketin de hesabın sıfır olduğu konusunda teyit sunduğunu, davacı yanın bu mutabakatı görmezden gelerek hurda alım satım sözleşmelerinden kaynaklı alacak haklarının olduğunu ileri sürmesinin haklı ve hukuka uygun bir talep olmadığını, her ne kadar davacı yanın, davalı şirkete 24/04/2013 ve 21/06/2013 tarihli ihtarlarında vade farkı hakkını saklı tuttuklarını ifade etmiş iseler de, söz konusu vade farkı istemlerinin de davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşmelerden kaynaklanan cari hesap hareketleri içinde yer almasının doğal olan bir istem olup, bu alacağın tümünün 31/12/2013 tarihi itibari ile “sıfır” bakiye vermesinin bütün alacak haklarının taraflarca ibra edilip sona erdirildiğini gösterdiğini beyanla, haksız ve hukuka aykırı ikame olunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlığın; davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına, davalının haksız ve yersiz olarak itiraz ettiği belirtilerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi talebine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, tarafların delil listelerinde belirttikleri deliller celp edilmiş, dosya mahkememizce resen seçilen bilirkişiler kuruluna tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından 15/07/2016 tarihli bilirkişi raporu, 19/04/2017 tarihli bilirkişi birinci ek raporu ve 04/01/2018 tarihli bilirkişi ikinci ek raporu düzenlenmiş, taraflara usulune uygun tebliğ edilmiş, bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporlarına karşı beyanlar dosyaya sunulmuştur.
Davacı vekilinin 01/03/2018 tarihli dilekçesi ile, davalarından vekaletnamelerindeki feragat yetkisine istinaden feragat ettiklerini beyan ettiği, davalı vekilinin 01/03/2018 tarihli dilekçesi ile de davacı tarafın feragatini kabul ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını beyan ettiği, taraf vekillerinin beyanlarını yapılan kimlik tespiti ile tasdik ettiği görülmüştür.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin de incelenmesinde feragata yetkili olduğu görülmekle;-Davacının davasınından feragati nedeniyle HMK 307 ve 311. Madde gereği feragat uyarınca karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin beyanları nazara alınarak, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin tarafların kendi ü…inde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1)-Davacının davasınından feragati nedeniyle HMK 307 ve 311. maddeleri uyarınca FERAGAT UYARINCA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2)-Taraf vekillerinin beyanları nazara alınarak, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin tarafların kendi ü…inde bırakılmasına,
3)-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar harcının peşin alınan 21.280,00TLden mahsubu ile fazla alınan 21.244,10TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4)-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak ü…e oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …