Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1431 E. 2021/796 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/1431 Esas
KARAR NO:2021/796

DAVA:Tespit
DAVA TARİHİ:13/03/2012

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:17/04/2012
KARAR TARİHİ:14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit ve Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: (Asıl Dava Yönünden)
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında 14.07.2011 tarihli Franchise Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre davacının, davalı şirket tarafından sağlanacak paketleme makineleri ve ekipman ile davalıya ait marka, logo ve görsel tasarımları kullanarak paketleme yapacağını, paketlenen ürünlerin davalının anlaşmalı olduğu nakliye şirketleri vasıtasıyla da müşterilerin taleplerine uygun olarak ilgili yerlere göndermeyi üstlenmiş olduğunu, söz konusu paketleme ekipmanlarının davalı tarafından davacıya sözleşmenin akdedilmesine müteakip teslim edildiğini, davalının davacıya karşı yükümlülüklerinin taraflar arasında akdedilen sözleşmede belirtildiğini ancak davalı şirketin bu yükümlülükleri yerine getirmediğini, davalı şirketin şube bölge tanıtımı ve bölge pazarlama satış desteği kapsamında bayisi olan davacıya 1000 adet potansiyel müşteri listesi vermesi gerekirken bunu yapmadığını, ayrıca daha önce 1000 olan rakamı davacının onayı olmaksızın 250’ye düşürdüğünü, verilen müşteri listesindeki adreslerin %80’inde adı geçen müşterilerin bulunamadığını, bu listelerin gerçeği yansıtmadığının ortaya çıktığını, davalı şirketin kendi satış müdürleri ile beraber müşteri ziyaretleri yapmak vs. yoluyla davacıya sürekli satış desteği sağlamayı vaat etmiş olmasına rağmen bunu yapmadığını, davalı şirketin yeterli derecede tanıtım ve reklam faaliyetlerinde bulunmadığını, bu nedenle de markasının paketleme ve taşıma sektörü ile normal insanlar arasında yeterince bilinirlik sağlayamadığını, bayi satış sürecinde kar marjının, maliyet X 2,86 iken, bu rakamın hiçbir zaman realize olmadığını, ayrıca 2,86 çarpanının, davacının izni alınmaksızın 2’ye düşürüldüğünü, davalı şirketin diğer pek çok kusurlu hareketinden dolayı davacının bayisi sıfatıyla yapmış olduğu ticari faalıyetinde kar etmek yerine sürekli zarar ettiğini, bunun üzerine davacının peşin olarak ödemiş olduğu 60.000,00-TL tutarındaki bayilik ücreti eklendiğinde davacının zararının birkaç yüz bin lira olduğunu, bu sebeple davalıya ödemesi gereken bir kısım ödemeleri yapamadığını, bunun üzerine davalı tarafından davacıya gönderilen …. Noterliği”nin 22.02.2012 tarih ve 03457 yevmiye numaralı ihtarname ile bir takım biriken borçların ödenmesi aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, müteakiben, davalı şirketin bir kısım ödemelerin yapılmamasını sebep göstererek taraflar arasındaki sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini …. Noterliği’nin 01.03.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya bildirdiğini, bu yazılı bildirimin davacıya 05.03.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarname içeriğine göre davacı ile aralarındaki sözleşmeyi fesheden davalının ilaveten davalıya ait … markasının kullanılmasının derhal durdurulmasını, … şubesi imajı yaratacak …’ye ait tabela, afiş ve diğer bütün … yazılı unsurların şubeden sökülmesi, davalıya ait köpük makinesi, hava yastığı makinesi ve elektronik endüstriyel tartının ve diğer ekipmanların ihtarnamenin tebliğinden itibaren 1 gün içerisinde davalıya iade edilmesi, aksi halde bu ekipmanları şubeden davalı yetkililerince teslim alınacağı, muaccel olduğu iddia edilen toplam 34.433,17-TL’nin 7 gün içerisinde davalının banka hesabına havale edilmesi, sözleşmenin maddesi gereği 40.000,00-TL tutarındaki cezai şartın 15 gün içerisinde ödenmesi hususlarının ihtar edildiğini, davalı tarafından yapılan sözleşmenin feshi ile sonuçlarının davacı tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bir an için fesih geçerli olsa bile bu hususun mahkemece tespit edilebileceğini, davacının davalıya borcunun bulunmadığını, sözleşme fesih bildiriminin davacıya telafisi imkansız zararlara sebebiyet verdiğini, ek olarak feshin geçerli olması halinde davacı tarafından davalıya peşin olan ödenmiş olan 60.000,00-TL tutarındaki üyelik ücretinin geri tahsil edilmesinin de tehlikeye gireceğini ve bu paranın tahsili için ayrıca dava açma zaruretinin hasıl olacağını, böylece davacının ilave maddi ve manevi zararlara maruz kalacağını beyanla davalının, davacı ile arasında akdedilen Franchise Sözleşmesinin feshine ilişkin bildirimin haksız olduğu, bu nedenle söz konusu sözleşmenin halen geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafça ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı arasında tüm koşullarda anlaşıldıktan sonra 15.10.2010 tarihinde taahhütname imzalandığını, daha sonra da taraflar arasında 15.12.2010 tarihinde Franchise Sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmede bildirilen adreste … şubesinin açılması hususunda tarafların anlaştığını, bunun üzerine davalı şirket tarafından davacıya sözleşme süresince kullanılmak üzere, köpük makinesi, hava yastığı makinesi, endüstriyel tartı, dolgu malzemesi standının teslim edildiğini, davalı şirket ile davacı arasında Franchise bedeli olarak 60.000,00-TL + KDV olmak üzere toplam 70.800,00-TL’nin ödenmesi konusunda anlaşıldığını, ancak davacı tarafın işbu Franchise bedelinin 10.800,00-TL tutarındaki kısmının ödemediğini ve bu sürede tedarikçi borçlarını ödememeye başladığını, bunun üzerine davalı şirket tarafından davacıya …. Noterliği’nin 14.10.2011 tarih ve 15170 yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek Franchise bedelinden kalan 10.800,00-TL borcunu ve 14.10.2011 tarihi itibari ile 5.141,72-TL tedarikçi borcunun Franchise sözleşmesinin IX I.M maddesi gereği 5 iş günü içerisinde ödenmesi ve bu bedellerin ödenmemesi durumunda Franchise sözleşmesinin davalı şirket tarafından haklı sebeple feshedileceğinin ihtar edildiğini, bu ihtara rağmen davacının Franchise bedelinden kalma ödemeleri zamanında yapmadığını, davacının ihtara konu borçları ödemediği gibi tedarikçi borçlarının da artmış olduğunu ve davalı şirket açısından bunun büyük bir risk halinde geldiğini, davacının yaptığı işlere ilişkin tedarikçi borçlarının davalı şirket tarafından ödendiğini, ancak davacı tarafın kendine ait bu ödemeleri davalı şirket tarafından kendisine gönderilen faturalara ve ihtarlara rağmen ödemediğini, davalı şirket tarafından davacıya son olarak 22.02.2012 tarihli …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarı ile son borç rakamı olan 10.800,00-TL Franchise bedeli borcu, 15.630,92-TL tedarikçi borcunun ödenmesinin talep edildiğini, ancak davacı tarafın bu süre içerisinde borçlarını ödemediğini, davalı şirkete karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı hareketlerde bulunduğunu, davacının 2011 yılı Ekim ayı ortasında borcunun 15.000,00-TL bandında iken Şubat 2012’de borcunun 30.000,00-TL’yi geçtiğini ve artık idare edilemez bir hal aldığını, tarafların ticari defterlerinden bu durumun çok net şekilde ortaya çıkacağını, taraflar arasındaki Franchise sözleşmesinin davalı şirket tarafından …. Noterliği’nin 01.03.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini, işbu fesih ile birlikte davacının derhal … markasını kullanmaya son vermesi, şubede bulunan bütün görsellerin sökülmesi, davacının sözleşme boyunca kullanımına verilen ekipmanların derhal 1 gün içerisinde iade edilmesi, 34.433,17-TL muaccel borcun 7 gün içerisinde davalı şirkete ödenmesi, 40.000,00-TL tutarındaki cezai şartın 15 gün içerisinde ödenmesi hususlarının talep edildiğini, davacı tarafın markayı kullanmaya son verdiğini, ancak ihtarnamede kendisine belirtilen, ekipman iadesi, muaccel borçların ödenmesi ve cezai şartın ödenmesi yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu sebeple İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nde sözleşmenin feshi, ekipman iadesi ve bakiye alacaklar ile cezai şartın tahsili için dava açıldığını, davalı şirketin üzerine düşen reklam ve tanıtım faaliyetlerini ve sözleşmede belirtilen edimleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davanın tespit davası olarak açılmasının usulsüz olduğunu, tespit davası şartlarının oluşmadığını, davacının iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalı şirketin üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini beyanla, tespit davası açması mümkün olmayan davacının davasının usul yönünden reddini, bu talep kabul edilmez ise davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından 26/03/2015 tarihli talebe ilişkin ıslah dilekçesinde; dava dilekçesinde talep edilen sözleşmenin halen geçerli olduğunun tespit edilmesinde davacı müvekkili yönünden korunacak menfaat kalmadığından ayrıca sözleşmenin davalı tarafça feshinden sonra davacının davalıya ait paketleme makinelerini davalıya teslim ettiğini, davalıya ait logo ve markaları kullanmaya son verildiğini, bu sebeple taraflar arasındaki 14/07/2011 tarihli Franchise Sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedilmiş olduğunun tespitine ilişkin talebini ıslah ettiklerini belirtmiştir.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalılar arasında imzalanan 15/12/2010 tarihli Franchise Sözleşmesinin davacı şirket tarafından haklı sebeplerle feshi ile davalının davacı şirkete borcunun 31.954,68-TL’sinin ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili, Franchise Sözleşmesi gereği davacı şirkete ödenmesi gereken 40.000,00-TL tutarında cezai şartın ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili, sözleşme gereği sadece sözleşme boyunca kullanımı için davalıya teslim edilen davacı şirkete ait ekipmanların davacı şirkete iadesi, HMK 107 mad. gereği belirsiz alacak davası hükümleri uyarınca menfi ve müspet zararlarına ilişkin olarak bu zararların tespiti ile şimdilik 5.000,00-TL’nin tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davalı … ile olan sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, sözleşmenin halen geçerli olduğunun tespiti talebi ile açmış oldukları …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davasının halen derdest olduğunu, bu dava ile aralarındaki sıkı hukuki irtibat nedeniyle …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davası ile işbu davanın birleştirilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; ile birlikte …. ATM’nin … Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, S.M. Mali Müşavir … ve … Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 17/12/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; asıl davada davacı, birleşen davada davalı …’un 2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesinde, davacı …’un, davalı … Ltd. Şti’nden 2011 ve 2012 yıllarında toplamda 101.891,52-TL tutarında alış faturalarının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğunun görüldüğü, Franchise bedeline ilişkin 01.06.2011 tarihli ve 22452 numaralı 60.000,00-TL + 10.800,00-TL KDV = 70.800,00-TL tutarlı faturanın 2011 yılı işletme defterinin … numaralı kayıt numarasında bulunduğunun tespit edildiği, davalı … … Hizm. Malz. Tic. İth. İhr. Ltd. Şti.’nin 2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesinde, davacı …’un 13.03.2012 tarihi itibari ile davalı şirkete 52.874,20-TL borçlu göründüğünün tespit edildiği, bununla birlikte …. Noterliği’nin 01.03.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde; … markasını kullanmaya son verilmesi, şubede bulunan bütün görsellerin sökülmesi, sözleşme boyunca kullanımına izin verilen ekipmanların derhal 1 gün içerisinde iade edilmesi, 34.433,17-TL muaccel borcun 7 iş günü içerisinde davalı şirkete ödenmesi, 40.000,00-TL cezai şartın 15 iş günü içerisinde davalı şirkete ödenmesinin talep edildiğinin görüldüğü, somut olayın incelenmesinde taraflar arasında 15.12.2010 tarihli Franchise Sözleşmesi’nin imzalandığı, keşidecisi davalı yan olan 22.02.2012 tarihli ve …. Noterliği’nin 03437 yevmiye numaralı ihtarı ile son borç rakamı olan 10.800,00-TL Franchise bedeli borcun, 15.630,92-TL tedarikçi borcunun ödenmesinin talep edildiği, yine keşidecisi davalı … olan …. Noterliği’nin 01.03.2012 tarih ve … numaralı ihtarı ile taraflar arasında var olan Franchise Sözleşmenin feshedilmiş olduğu, 40.000,00-TL tutarında cezai şartın ödenmesinin talep edildiğinin anlaşıldığı, taraflar arasındaki 15.12.2010 tarihli Franchise Sözleşmesi incelendiğinde, “fesih” başlığı altında yapılan düzenlemede sözleşmeye aykırılık halinde …’nin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceğinin açık olarak düzenlendiği, bir sözleşmenin kendi içindeki şartlara aykırı olarak feshedildiği iddiası ile bu sözleşmeyi fesheden tarafın irade beyanının doğurduğu hukuki durumun birbirinden ayrı olarak incelenmesi gerektiği, başka bir ifade ile sözleşmenin feshedilmesi için gerekli haklı durumun oluşup oluşmadığı iddiası veya tartışması, tek taraflı irade açıklaması ile meydana gelen sözleşmenin feshi sonucunu ortadan kaldırmayacağı, bozucu yenilik doğuran hakkın kullanılması ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmiş olacağı, sözleşmenin diğer tarafı bu feshin haksız olduğu kanaatinde ise ancak bu fesih sebebiyle uğraşmış olduğu zararların tazminini talep edebileceği, dolayısıyla, derdest dava yönünden sözleşmenin davalı … tarafından haksız surette feshedilmiş olduğu sonucuna varılsa bile bu ancak davacının talebi halinde kendi lehine bir tazminat talep edilmesine imkan verebileceği, yoksa bozucu yenilik doğuran hakkın kullanılmasının bir şekli olan fesih ile sona ermiş olan sözleşmeye yeniden hayatiyet kazandırılmasının mümkün olmayacağı, davacı yanın sözleşmenin varlığını devam ettirmekte olduğunun tespitine yönelen davasının tespit davası şartlarını ihtiva ettiğinden söz etmenin mümkün olmadığı, davacı yanın, davalı feshi sebebiyle uğradığı zararını ancak bir eda davasına konu edebilmesinin mümkün olduğu, mahkemece, davacı yanın sözleşmenin varlığını devam ettirmekte olduğunun tespitine yönelen davasının tespit davası şartlarını ihtiva ettiğinden söz etmenin mümkün olmadığına ilişkin tespitlerine katılması halinde neticei taleple bağlılık kuralı gereğince, feshin haksız olduğuna ilişkin iddiaların incelenemeyeceğinin bu tür iddiaların ancak bir eda davası muvacehesinde irdelenebileceğinin kabulünün gerektiği, birleşen davada, davacı … şirketi ticari defter kayıtlarında, davalı …’tan 52.874,20-TL alacaklı göründüğü, Franchise bedeline ilişkin 70.800,00-TL tutarlı faturanın her iki yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, …’un ilgili dönemde işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, bu defterlerin özelliği gereği tahsilat ve ödeme bilgilerinin yer almadığı, bu kapsamda … şirketinin ticari defterlerinde …’tan yapmış olduğu tahsilatların 40.800,00-TL + 3.000,00-TL + 4.000,00-TL = 47.800,00-TL olarak görüldüğü, bu açıklamalar kapsamında …’un Franchise fatura bedelinden kaynaklı 70.800,00-TL – 47.800,00-TL = 23.800,00-TL borcunun kaldığı kanaatine varıldığı, … şirketinin birleşen davada davalının, davacı şirkete borcunun 31.954,68-TL’sinin ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, Franchise sözleşmesi gereği davacı şirkete ödenmesi gereken 40.000,00-TL tutarında cezai şartın ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebinde bulunduğu, bununla birlikte …. Noterliği’nin 01.03.2012 tarih ve … numaralı ihtarnamesinde; … markasını kullanmaya son verilmesi, şubede bulunan bütün görsellerin sökülmesi, sözleşme boyunca kullanımına izin verilen ekipmanların derhal 1 gün içerisinde iade edilmesi, 34.433,17-TL muaccel borcun 7 iş günü içerisinde davalı şirkete ödenmesi, 40.000,00-TL cezai şartın 15 iş günü içerisinde davalı şirkete ödenmesinin talep edildiğinin ve ihtarnamenin 05.03.2012 tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğü, taleple bağlılık ilkesi gereği dava dilekçesinde gösterilen değerin esas alınmasının gerekeceği, bu kapsamda temerrüdün oluştuğu kanaatinin edinildiği, bu kapsamda asıl davada davalı yanın, davacının Franchise sözleşmesinden doğan alacağı sebebiyle sözleşmeyi feshe hakkı olduğu mütalaa edilmekle asıl davanın davalısı (birleşen davanın davacısının) 31.954,68-TL alacak + 772,02-TL işlemiş faiz = 32.726,70-TL ve 40.000,00-TL cezai şart + 808,61-TL işlemiş faiz = 40.808,61-TL olmak üzere toplam 73.535,31-TL tutarında alacaklı olduğu, davacı yanın sözleşmenin varlığını devam ettirmekte olduğunun tespitine yönelen davasının tespit davası şartlarını ihtiva ettiğinden söz etmenin mümkün olmadığı, bozucu yenilik doğuran hakkın kullanılması ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmiş olduğu, davacının ancak iddia etmiş olduğu bu haksız fesih sebebiyle eda davası açabileceği, derdest davanın ise bu niteliklerden yoksun olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi için dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilerek 27/06/2016 tarihinde tanzim olunan bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; davacı yanın, davalı yana sözleşmeden dolayı borçlu kalmaya devam etmekte olduğu, bir sözleşmenin gereğinin yerine getirilmesinde en önemli unsurlardan bir tanesinin sözleşmeden doğan borçların ödenmesi gereği olduğu, dolayısıyla tarafların birbirlerine borçlu olmaması sözleşmenin devamlılığı, sözleşmeye duyulan güvenin tesisi yönünden kurucu mahiyette olduğu, davacı yanın borçlu kalmaya devam etmesi karşısında bu güvenin devam etmekte olduğundan söz edilemeyeceği, davacı yanın kök rapora itiraz beyanlarından bir tanesinin de Franchise sözleşmesinin kelepçe hükümler içermesi yönünde olduğu anlaşılmakla, kelepçe sözleşmelerinin bir tarafın iktisadi bütünlük ve geleceğini yok edecek biçimde ağır hükümler sevkeden düzenlemelerden oluştuğu hususu dikkate alındığında meselenin basiretli tacir ve her bir sözleşmenin kendi içinde yaptırımlar ihtiva etmesinin o sözleşmeye uygun hareket edilmesi zorunluluğunu da beraberinde getireceği gerçekleri ile birlikte mütalaa etmek gerekeceği, salt bir hükümden hareketle basit bir kelepçe sözleşme iddiasına dayalı olarak hareket edilmesine imkan vermenin hem basiretli tacir olmanın gereği ile uyumlu olmayacağı hem de sözleşmelerin devamlılığı ve uygulanabilirliğine olan inancı zedeleyeceği, davacı yanın sözünü ettiği hükümler yönünden bir kelepçe sözleşmeden söz edilemeyeceği, bununla birlikte davacı yanın kök rapora itiraz dilekçesinde dermeyan ettiği sözleşmenin kelepçe hükümler ihtiva ediyor olduğuna ilişkin beyanları yönünden takdirin tamamen mahkemede olacağı, sözleşmenin feshinin haklı sebebe dayanmakta olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(4)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 30/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; tarafların 2011 ve 2012 yılı ticari defter kayıtlarının karşılaştırıldığı, davacı karşı davalının ticari defterlerini işletme defteri esasına göre tuttuğu, davalı karşı davacı ile 2011 ve 2012 yılı ticari defterleri envanter, yevmiye, defteri kebir olarak üçlü defter sistemine göre tuttuğu ve her iki taraf ticari defterlerinin de mevzuata uygun olarak tutulduğu, davacı karşı davalının işletme esasına göre kayıtlarını tuttuğundan, işletme defter özelliği gereği sadece gelir ve gider kayıtlarına yer verildiğinden, davalı karşı davacıdan adına düzenlenen faturalar kayıtlı olmasına karşılık, yapılan ödemelerin işletme defterinde kayıtlı olmadığından bu yönde tespit yapılmasının olanaklı olmadığı, işbu nedenle de davalı karşı davacı kayıtlarındaki, davalı karşı davacı tahsilatlarına itibar edilmek durumunda kalındığı, taraflar arasında imzalanan Franchise Sözleşmesi ile kararlaştırılan 60.000,00-TL + KDV = 70.800,00-TL bedelli faturanın her iki taraf defterlerine kayıtlı olduğu, işbu Franchise bedeline ait 60.000,00-TL’lik kısmın karşı davacı tarafından tahsil edildiği, işbu faturadan sadece 10.800,00-TL + KDV alacağının ödenmediği kabulünde olduğu, reklam ve tedarikçi giderleri karşılığı olarak karşı davacı tarafından, davacı karşı davalıya 2011 ve 2012 yılları içinde toplamda 34.896,48-TL tutarında fatura düzenlediği ve işbu faturaların 31.516.01-TL’lik kısmının davacı karşı davalının işletme defterinde kayıtlı olduğu, 6 adette toplam 3.380.87-TL’lik faturaların ise davacı karşı davalıya tebliğ ve teslim edilip edilmediği yönünde tespit yapılamadığı ve işbu 6 adet faturanın davacı karşı davalının işletme defterinde kayıtlı olmadığı, her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olan reklam ve tedarikçi faturalarına karşılık karşı davacı defterlerinden 7.419,75-TL tahsilat yapıldığı, karşı davacının 2010 yılından devreden 2.397,48-TL cari hesap alacağı, 2011 ve 2012 yılı her iki tarafında ticari defterlerinde kayıtlı olan 31.516,01-TL ile birlikte toplam cari hesap bakiyesinin 33.913,49-TL olduğu, 7.419.75-TL tahsilat sonrası 26.493,74-TL cari hesap bakiyesi kaldığı, karşı davada, davacı ise, 10.800,00-TL KDV alacağı dahil 31.594,68-TL alacak talebinde bulunduğu, davacı karşı davalılara keşide edilen ihtarname ile cari hesap yönünden 15.03.2012 tarihinde, cezai şart yönünden ise 27.03.2012 tarihinde temerrüde düşüldüğü, cari hesap yönünden (10.800,00-TL Franchise bedelinden bakiye kalan KDV alacağı dahil) 31.594,68-TL için 15.03.2012 temerrüt tarihinden 30.04.2012 karşı dava tarihi itibariyle işlemiş faizinin 961,40-TL olarak hesaplandığı ve dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faiz talep edilebileceği, cezai şart bedeli 40.000,00-TL ile ilgili olarak 27.03.2012 temerrüt tarihinden, 30.04.2012 karşı dava tarihine kadar hesaplanan 641,92-TL işlemiş faiz hesaplandığı ve dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faiz talep edilebileceği, karşı davada talep edilen 40.000,00-TL’lik cezai şartın darşı davalıların ekonomik mahviyetine sebep olup olamayacağına ilişkin olarak, karşı davalıların mali durumlarına ilişkin somut herhangi bir tespit yapılamadığı, ancak dosyaya ilgili kurumlar tarafından gönderilen yazılardan …’un her hangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, …’unda söz konusu cezai bedeli karşılayacak mali durumunun olup olmadığına dair kanaat oluşmadığı, bu husustaki kanaatin ve tarafların diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Asıl dava; taraflar arasında imzalanan 14/07/2011 tarihli Franchise Sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedilmiş olduğunun tespiti talebine ilişkindir. Birleşen dava ise; alacak ve cezai şart alacağı talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 14/07/2011 tarihli Franchise Sözleşmesi imzalandığı, davalı … 22/02/2012 tarihli …. Noterliği’nin … numaralı ihtarnamesiyle 10.800,00 TL franchise bedeli borcun 15.630,92 TL tedarikçi borcunun ödenmesini talep ettiği, akabinde yine davalı tarafça …. Noterliği’nin 01/03/2012 tarih … numaralı ihtarnamesiyle sözleşmeyi feshettiklerini, 40.000,00 TL tutarlı cezai şartın ödenmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce asıl dosya davacısının sözleşmenin haksız olarak feshedildiği tespitine dayalı talebi bakımından asıl davacı şirketin davalıya borcunun bulunup bulunmadığının tespiti bakımından dosya bilirkişilere tevdii edilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtlarını inceleyen 17/12/2015 tarihli bilirkişi raporunda ve yine 30/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacı …’un davalı şirkete sözleşmenin feshi tarihinden önce borcunun bulunduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin … tarafından derhal fesih başlıklı 1.m bendine göre; franschise bedelinin vadeler halinde tahsil edileceği hallerde bir taksidin ödenmemesi halinde hiç bir ihtara gerek kalmadan bütün vadelerin muaccel olacağı, yapılan ihtardan sonra 5 iş günü içerisinde tüm bedellerin tamamen ödenmemesi fesih hali sayılmıştır. Yine sözleşmenin V.2.1.a bendinde net 60.000,00 TL tutarında Franchise bedelinin …’nin hesabına ödeneceği, bu fiyata KDV dahil olmadığı düzenlemesi mevcut olmasına rağmen 60.000,00 TL KDV’siyle birlikte 70.800,00 TL’nin 60.000,00 TL’sinin asıl dosya davacısı tarafından ödendiği ancak 10.800,00 TL’lik kısmının ödenmediği tespit edilmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşme gereği davacının davalı şirkete borcundan dolayı asıl dosya davalısının sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği anlaşılmakla birlikte, öte yandan asıl dosya davacısının açmış olduğu dava bir hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun belirlenmesine ilişkin 6100 Sayılı HMK 106. Maddesinde düzenlenmiş olan tespit davası olarak nitelendirilmektedir. HMK. nun 106. maddesinin 2. fıkrasına göre; “Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür. Ancak eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur. Çünkü eda davası sonunda verilen hüküm aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı tespit edilir. Hal böyleyken tespit davası ile istenen hukuki koruma eda davası ile elde edilebilecek ise davacının tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Kaldı ki, tespit davası açılabilmesi için hukuki ilişki ve hukuki yarar şartının bulunması zorunludur. Davacı sözleşmenin haksız nedenle davalı tarafça feshedildiğinden dolayı uğranılan zararların veya alacakları için bir eda davasında ileri sürüp ispat edebilir. 6100 sayılı HMK’nun 114/h maddesi ile de davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Burada sözü edilen hukuki yarardan maksat, davacının sübjektif hakkına hukuki korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hali hazırda hukuken korunmaya değer bir yararın bulunmasıdır. Başka bir deyişle, davacı hakkına kavuşmak için hali hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda değilse onun hukuki yararının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir. Somut olayda davacı iş bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunduğunu iddia ve ispat etmiş değildir. Diğer taraftan, ilerde açılacak bir eda davasında ileri sürülecek ve sözleşmenin haksız olarak feshinden kaynaklı alacak kalemleri ile kanıtlanacak hususlar ayrı bir dava konusu yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Belirtilen bu sebeplerle asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden; birleşen dosya davacısı … davalı … ve müteselsil kefil … hakkında 40.000,00 TL’si cezai şart olmak üzere toplam 76.594,68 TL alacağın müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile sözleşmenin V.2.1.a bendinde net 60.000,00 TL tutarında Franchise bedelinin …’nin hesabına ödeneceği, bu fiyata KDV dahil olmadığı düzenlemesi mevcut olmasına rağmen 60.000,00 TL KDV’siyle birlikte 70.800,00 TL’nin 60.000,00 TL’sinin davalılarca ödendiği ancak bakiye 10.800,00 TL’lik kısmının ödenmediği tespit edilmekle birleşen dosya davalıların 10.800,00-TL borcunun kaldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek yapılan araştırmalar neticesinde birleşen dosya davacısı …’nin 2010 yılından devreden 2.397,48-TL cari hesap alacağı ve 2011 ile 2012 yılında her iki tarafında ticari defterine kayıtlı olan 31.516,01-TL olmak üzere toplam 33.913,00-TL cari hesap bakiyesinin olduğu, 7.419,75-TL tahsilat sonrası 26.493,74-TL cari hesap bakiyesinin kaldığı tespit edilmiştir. Birleşen dosya davacısının dava dilekçesinin 10. sayfasının F.2 bendine göre … şirketinin davalılardan 31.594,68-TL alacağının olduğunu beyan etmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda hükme esas alınan bilirkişi raporlarıyla da tespit edildiği üzere davacının davalılardan 31.594,68-TL alacağının bulunduğu (10.800,00-TL dahil olmak üzere) kanaatine varılmıştır. Birleşen dosya davacısı tarafından her iki davalıya …. Noterliği’nin 01.03.2012 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile muaccel borçlarda 10.800,00-TL KDV, 15.630,91-TL muaccel borç ve sözleşmenin feshi neticesinde muaccel olan 8.002,26-TL olmak üzere toplam 34.433,17-TL’nin tebliğden itibaren 7. İş günü ödenmesi davalılara ihtar edildiği, 05.03.0212 tarihinde muhataplara tebliğ edildiği ve verilen 7. İş günü mehil sonrasının 15.03.2012 tarihine isabet ettiği anlaşılmakla; birleşen davanın kısmen kabulüne, 31.594,68-TL alacağın temerrüt tarihi olan 15.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsiline karar vermek gerekmiştir. Davacının cezai şart alacağına ilişkin talebi bakımından yapılan değerlendirmede taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği sözleşmeye aykırı fiillerin yaptırımı olarak 40.000,00-TL cezai şart öngörülmüştür. Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde sözleşmenin birleşen dosya davacısı tarafından haklı olarak feshedildiği anlaşılmakla davacının 40.000,00-TL cezai şart talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Davalılara ait şirketin vergi dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapla ve şirkette ortakların çalışması ve cezai şartın miktarı dikkate alınarak davalıların 40.000,00-TL’Lik bedeli ödemesi halinde ekonomik mahvına sebep olmayacağı kanaati oluşmakla 40.000,00-TL cezai şart bedeli üzerinden tenkis şartları oluşmadığı kanaatiyle indirim yapılmamıştır. Cezai şart alacağı bakımından birleşen dosya davacısı …. Noterliği’nin 22.02.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 40.000,00-TL cezai şart alacağının ödenmesi hususunda davalılara ihtarname göndermiş olup bu ihtarnamede 15 iş günü süresi kadar mehil verilmiş, ihtarname 24.02.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu dikkate alınarak mehil sonrasına isabet eden tarihin 27.03.2012 tarihi olduğundan bu tarihte davalıların cezai şart alacağı bakımından temerrüde düştüğü kabul edilmiştir. Öte yandan taraflar arasında akdedilen sözleşmede davalılardan …’un kefilliği nedeniyle 20.000,00-EURO kefalet miktarı ile sorumlu olduğu da dikkate alınarak birleşen dosyada 31.594,68-TL alacak ve 40.000,00-TL cezai şart alacağının davalılardan … bakımından sözleşmede düzenlenen 20.000,00-EURO – dava tarihinde değeri olan 46.470,00-TL kefalet miktarı ile sınırlı kalmak kaydıyla – sorumlu olmak üzere tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verilmiştir. Davacı taraf birleşen dosyada her ne kadar dava dilekçesi içerisinde müspet ve menfi zararlarının bulunduğundan bahsetmiş ise de dava dilekçesinin sonuç ve talep kısmında müspet ve menfi zararı talep etmediği ve bu zararlara ilişkin herhangi bir bilgi ve belgede sunmadığı dikkate alınarak bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca birleşen dosya davacısı dava dilekçesinde davaya konu ekipmanların davalı taraftan alınarak iadesine karar verilmesini talep etmiş ise de; davacının iadesini talep ettiği malların yargılama sırasında davalı tarafından iade edilmiş olduğu anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-)ASIL DAVA BAKIMINDAN;
Davacının davasının REDDİNE,
B-)BİRLEŞEN … ESAS SAYILI DAVA BAKIMINDAN;
(1)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE; 31.594,68-TL alacağın temerrüt tarihi olan 15/03/2012 tarihinden itibaren, 40.000,00-TL cezai şart alacağının temerrüt tarihi olan 27/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilde tekerrür olmamak üzere (davalılardan … bakımından sözleşmede düzenlenen 20.000-Euro – dava tarihindeki değeri olan 46.470,00-TL kefalet miktarıyla sınırlı kalmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
(2)Davacının iadesini talep ettiği mallar yargılama sırasında davalı tarafından iade edilmiş olduğu anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(3)ASIL DAVA YÖNÜNDEN; Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 21,15-TL ve ıslah harcı olarak alınan 27,50-TL harçtan mahsubu ile bakiye 10,65-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
(4)Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
(5)Davalı tarafından yatırılan 1.700,00-TL bilirkişi ücreti, 438,00-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 2.138,00-TL yargılama masrafının davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
(6)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, AAÜT uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
(7)BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 4.890,63-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.137,45-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.753,18-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
(8)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.137,45-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
(9)Davacı tarafından yatırılan 21,15-TL başvuru harcı, 59,00-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 80,15-TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 74,91-TL yargılama masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(10)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 10.107,31-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(11)Davalılar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalılara verilmesine,
(12)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/10/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır