Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/140 E. 2021/539 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/140 Esas
KARAR NO:2021/539

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:28/04/2014
KARAR TARİHİ:01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … kasko poliçe numarası ile müvekkili şirkete kayıtlı … plakalı araç sürücüsünün 17/02/2013 tarihinde … Belediyesi ve … sorumluluğunda yol ve tretuvar çalışması yapan … şirketine ait paletli iş makinesine çarpması sonucu kaza meydana geldiğini ve aracın hasarlanarak sürücü …’ın yaralanmasına sebep olduğunu, kaza sonrası pert hale gelen aracın piyasa değerinin 28.750,00-TL olarak belirlendiğini ve müvekkili şirket tarafından sigortalıya zararın tamamı ödendiğini, aracın sovtaj bedelinin 10.100,00-TL olup müvekkili şirketin dava konusu kazada zararının 18.650,00-TL olduğunu, kazada davalıların sorumluluğundaki iş makinesinin sorumluluğunun %75 olduğundan müvekkilinin ödediği bedelin %75’i olan 13.987,00-TL için davalılara rücu hakkının doğduğunu, davalılara yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle huzurdaki davanın açıldığını, müvekkilinin hasar gören araç için ödediği bedelin 13.987,00 TL’sinin sigortalısına yapılan ödeme tarihi olan 14/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, dava sonuna kadar kazaya karışan paletli iş makinesi üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, dava masrafları ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … .. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin gerek … Beld. Başk. Gerek …’den kazanın meydana geldiği yerde ihale yoluyla aldığı bir iş bulunmadığını, bunun yanı sıra kazaya karışan ekskavatörün de müvekkili şirkete ait olmadığını dolayısıyla huzurdaki davada müvekkili şirketin herhangi bir taraf sıfatı bulunmadığından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini, ayrıca açılan davanın belirsiz alacak davası olmaması nedeniyle fazlaya ilişkin taleplerin reddinin gerektiğini, tazminat talebine konu olayın gece ve sigortalı …’ın park halindeki iş makinesine çarpması sonucu meydana geldiğini, kazayla hiçbir ilgisi bulunmayan müvekkili şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … Belediyesinin vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin eylemleri nedeniyle istenen tazminat taleplerinde İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca İdare Mahkemelerinin görevli olduğunu bu nedenle öncelikle görevsiz mahkemede açılmış davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, dava konusu trafik kazasının davacının sigortalısının duran araca çarpması üzerine gerçekleştiğini, müvekkili bedeldiyenin yaşanan kaza ile ilgisinin bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı iş makinesinin … yahut taşeronu … San. ve Tic. A.Ş. adlı şirkete ait olduğunu, yapılan iş ile de Belediyenin herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, Belediye ile kaza arasındaki tek bağlantının olayın geçtiği yerin Belediye hudutları içinde bulunması olduğunu, bu nedenle davanın pasif husumet yokluğundan reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; gerekli güvenlik tedbirleri alınarak işaret ve uyarı ikaz levhaları yerleştirilerek park edilen iş makinesine … adlı vatandaşın kendi hatası nedeniyle aracıyla çarpması sonucu yaralanmalı kaza meydana geldiğini, davacı şirkete sigortalı araç sürücüsünün yüksek oranda (1,39 promil) alkollü olduğunu, şehir içi hız sınırının 50 olmasına rağmen sürücünün muhtemelen 100 km’nin üzeri bir hızda seyrettiğini, trafik kazası tespit tutanağında da sürücünün hatalı olduğunun görülebileceğini, iddia konusu haksız eylemi yapanın idare olmadığını, ayrıca dava dışı sigortalı tarafından müvekkili idareye karşı maddi manevi tazminat talebiyle … 5. ASHM’nin … E. Sayılı dosyasıyla tazminat davası açıldığından bu dosyanın akıbetinin bekletici mesele yapılmasını, izah edilen nedenlerle davanın reddini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlıkta davalı …’nin davayı kaybetmesi halinde müvekkili şirkete rücu etmesinin mümkün olmadığını zira yaşanan kazada müvekkilinin bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını dolayısıyla ihbar talebinin yerinde olmadığını, davanın öncelikle HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği usulden reddini, müvekkili şirketin davaya konu uyuşmazlıkta herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından husumet itirazlarının da olduğunu, dava dilekçesinde talep edilen alacak yönünden zamanaşımı gerçekleştiğini, meydana gelen kazada belirtilen %75 sorumluluk oranı ve buna bağlı olarak talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, ayrıca afaki olarak %75 kusur oranına atıfta bulunularak yapılan tazminat talebinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkili açısından davalı vekilinin 21/03/2017 tarihli dilekçesinde yer verilen tüm taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; … ASHM.’nin … Esas sayılı dosyası, … ASCM.’nin … Esas sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen kusur raporuna ilişkin beyan ve itiraz dilekçeleri, Birleşik Paket Sigorta Poliçesi – trafik kazası tespit tutanağı – ekspertiz raporu – hasar gören araca ilişkin görüntüler – yapılan ödemeye ilişkin eft makbuzu – davalılara yapılan başvuru (sureti), … Büyükşehir … … Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü müzekkere cevabı Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Davacının kusur oranın tespiti amacıyla … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş olup, 24/02/2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; İş makinesi sürücüsü dava dışı …’in kusursuz – davacı şirkete sigortalı araç sürücüsü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklı hasar bedelini kendi sigortalısına ödeyen sigorta şirketinin davalılara açtığı rücuen tazminat davasıdır.
T.T.K.’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda davacı sigorta şirketinin kendi sigortalısına yaptığı ödeme nispetinde onun haklarına halef olduğu açıktır.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalıların beyanları, toplanan deliller, yaşanan kazada kusura ilişkin ATK raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 17/02/2013 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetle seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde … tarafından park edilen iş makinesine sol ön kısımla çarpması neticesinde hasarın meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır. Olay yeri fotoğrafları ve maddi hasarlı tespit tutanağı da irdelenerek hazırlanan ATK raporu ile … tarafından park edilen iş makinesinin karşı şeride taşmayacak şekilde park edilmiş olduğu, mevcut şartlarda park ettiği iş makinesinin kazaya etken bir durumu olmadığından kusursuz olduğu, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki kamyonetle seyri sırasında yola gereken dikkatini vermemesi, görüş alanını kontrol altında tutmaması, istikametine göre yolun sağında seyrini sürdürmemesi nedeniyle kontrolsüzce seyri sırasında olay yerine geldiğinde yolun sol tarafında park halinde olan iş makinesine çarparak meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce alınan ATK raporu ile … 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun birbirini doğrular nitelikte olduğundan davacının kusur oranına ilişkin yapılan itirazların reddine karar vermek gerekmiştir.
TBK 49. Maddesi uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. TBK 50. Maddesine göre ise zarar gören, zararını ve zarar verenn kusurunu ispatla mükelleftir. Davacı sigorta şirketi ise TTK 1472. Maddesi gereği sigortalısının uğradığı zararları ödediğinden halefiyet ilkesi gereği davalılardan rücuen tazmini için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacı … Belediyesi ve … sorumluluğunda yol ve tretuvar çalışması yapan … şirketine ait paletli iş makinesine çarpması sonucu kaza meydana geldiğinden bahisle davayı … Belediyesi’ne, … A.Ş’ye ve …’ye yöneltmiştir. Dosya içerisindeki … Genel Müdürlüğü tarafından gelen müzekkere cevabı incelendiğinde, kazanın gerçekleştiği bölgede atıksu tüneli ve şebeke inşaatı kapsamında, … deresi ıslah çalışması yapıldığını, ıslah çalışmasına başlanılmadan kazı ruhsatı alındığını, dere ıslah çalışmasına başlanılmadan önce yüklenici firma … İnş. San. Ve Tic. A.Ş tarafından sahaya iş makinesi getirildiğini, gerekli tedbirlerin alındığından bahsedilmiştir. Bu durumda davaya konu olayın gerçekleştiği mahalde … sorumluluğunda yüklenici firma tarafından üstlenilen bir iş bulunmaktadır. Ancak bu yüklenici firma davacının davayı yönelttiği … A.Ş olmayıp … A.Ş’dir. Öte yandan davacının … Belediyesi’ni de davalı olarak gösterdiği anlaşılmışsa da kazaya konu olayın belediye sınırları içerisinde gerçekleşmesi dışında belediyenin sorumluluğunda olan bir iş olmadığı anlaşılmaktadır. Taraf sıfatı, yani husumet ehliyeti, davaya konu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacılık sıfatı, davaya konu hakkın sahibini; davalılık sıfatı ise, davaya konu hakkın yükümlüsünü ifade eder. Davacı sıfatı, aktif husumeti; davalı sıfatı ise, pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Dava konusu değer üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise davanın o kişi veya kişilere karşı açılması gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının önemli özelliği, def’i niteliğinde olmayıp itiraz niteliğinde olması sebebiyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebilmesi ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile bu hususun mahkemece re’sen nazara alınmasıdır. Davaya konu olayda belirtilen sebeplerle davalı … ve … …’nın davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığı anlaşılmakla bu davalılar yönünden açılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Haksız fiilin gerçekleşmesinde davacı sigorta şirketinin sigortalısının gerekli önlemleri almadığından %100 kusurunun bulunduğu, davalılardan …’nin sorumluluğunu üstlendiği işin olduğu mahalde hasarın gerçekleşmesi nedeniyle açılan davada taraf ehliyetinin bulunduğu ancak olayda yüklenici dava dışı firmanın sürücüsü …’e atfedilecek herhangi bir kusur ya da sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı, yaşanan olayda meydana gelen hasardan, sigortalısına ödemiş olduğu hasar bedelinin TTK hükümlerine göre kanuni halefiyet ilkesi uyarınca davalılardan rücuen tahsilini temin amacı ile eldeki dava açmışsa da sigorta ettiren zarara kendi kusuru ile neden olmuşsa sigorta şirketi sözleşme gereği sigortalısına tazminat ödemiş olsa bile ödediği bu bedeli üçüncü kişiden tazmin isteminde bulunamayacaktır. Belirtilen bu sebeplerle zararın meydana gelmesine davacı şirket sigortalısı sebebiyet verdiğinden ve davalı …’nin kusuru bulunmadığından TTK 1472 maddesi uyarınca rücuen tazmin isteminin şartları oluşmadığı ve davacı sigorta şirketinin bu bedelin tazmini istenemeyeceği kanaatine varılmış ve davanın … yönünden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın … A.Ş. … ve … … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
(2)Davanın … yönünden esastan REDDİNE,
(3)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 238,90-TL’den mahsubu ile bakiye 179,60-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(4)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(5)Davalı … tarafından yapılan 36,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’ye verilmesine,
(6)Davalı … … tarafından yapılan 27,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı … …’na verilmesine,
(7)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2. maddesi gereği 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş. …’ne verilmesine,
(8)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2. maddesi gereği 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … …’na verilmesine,
(9)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
(10)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/07/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.