Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1397 E. 2018/983 K. 12.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1397
KARAR NO : 2018/983
DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 17/11/2014
KARAR TARİHİ : 12/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …Şti’nin … sicil numarası ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı olduğunu, 1.600.000,00 TL olan sermayesinin tamamının ödendiğini, yine müvekkili …Şti’nin … sicil numarası ile İstanbul ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı olduğunu, şirketin 200.000,00 TL olan sermayesinin tamamının ödendiğini, kurumsal kimliğe kavuşmada yaşanan sıkıntılar, hızlı büyümenin getirdiği sorunlar, acil finansman ihtiyacı nedeni ile karsız satışlar yapılması, Ukrayna ve Arap ülkelerinin bir kısmında yaşanan karışıklıklar ve istikrarsızlıklar nedeniyle şirketlerin maliyetli borçlanılmaya başladığını, borcu borç ile kapatma çabasına girişildiğini, ancak borçların kartopu etkisi ile büyümeye başladığını, maddi sıkıntıların üst üste geldiğini, anılan nedenlerle öncelikle iflasın ertelenmesine dair tedbir kararı verilerek şirketler hakkında yapılacak takiplerin, ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının, takas, mahsup, hapiş uygulamalarının durdurulmasına, yeni takip yapılmamasına, tedbirden sonra yapılacak takiplerin iptaline, hak edişlerine el konulmamasına, finansal kiralama yolu ile alınan malların şirketlerin aktifinde muhafazasına ve şirketlerin faaliyetleri için kullanılmasına, davacı şirketlerin borca batıklık hallerinin tespitine, davacı şirketler hakkında iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Mahkememizce 2004 Sayılı İİK’nun 158. ve 166. uyarınca gerekli ilanlar yapılmış, iflas erteleme talebi nedeniyle haklarının zedelendiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişilerin ilanın yayınlanmasından itibaren 15 gün içerisinde mahkememize başvurarak müdahale talebinde bulunabilecekleri ve itiraz edebilecekleri hususu belirtilmiş, ilana havi gazete nüshası dosyaya ibraz edilmiştir.
Müdahale talep eden vekilleri ayrı ayrı müdahale talebini içeren dilekçelerini ibraz etmişler ve beyanlarını yazılı olarak sunmuşlardır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davacının delilleri arasında bulunan şirket mal beyanı, alacaklılar listesi, 30/09/2014 tarihi itibari ile mali verileri gösterir evraklar, 2011,2012 ve 2013 yıllarına ait gelir tabloları, bilançolar ve sair tüm mali evraklar celp olunmuştur.
Mahkememizin 25/11/2014 tarihli tensip zaptı ile kayyım olarak Mali Müşavir … atanmış, yine bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Makine Mühendisi Prof.Dr…. Tekstil Mühendisi …, Yeminli Mali Müşavir Doç.Dr…. ve İİK Uzmanı Prof.Dr…. atanmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafnıdan sunulan bilirkişi raporunda; şirketlerin 30/09/2014 tarihli bilançosunda yer alan ve taahhüt edilen sermayenin tamamen ödenmiş olduğu, şirket aktif ve pasifinin gerçek piyasa değerleri belirlenerek bu değerlere göre yapılan tespit neticesinde davacılardan …Şti’nin 1.436.170,45 TL borca batık olduğu, …Şti’nin ise 974.321,63 TL borca batık olduğu, şirketçe sunulan iyileştirme projesinin mali tablolara uygun, denetime elverişli ve analitik verilere dayalı olarak hazırlandığı, davacılardan …Şti’nin 500.000,00 TL, …Şti’nin ise 500.000,00 TL nakit olarak sermaye arttırması gerektiği, sonuç olarak şirketin 30/09/2014 tarihli bilanço verilerine göre, varlıkları, borçlarından daha az olduğu, bu aşamada iflasın ertelenmesi şartlarının oluştuğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden, sunulan kayyum raporu ve rapora beyan dilekçeleri doğrultusunda ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; şirket kaydi aktif ve pasifinin tespiti neticesinde davacı …Şti’nin borca batık olmadığı, davacı …Şti’nin borca batık olmadığı, mevcut durum itibariyle herhangi bir belge sunulmadığından değerleme yapılamadığı, son verilen kayyım raporunda da benzer bir hesaplamanın yapıldığı, sonuç olarak şirketlerin mevcut bilanço verilerine göre varlıkları borçlarından (kök raporda kefalet ile birlikte değerlendirme yapıldığı, ancak belge asıllarının ve banka teyit yazılarının dosyaya sunulmadığından bu defa kabul görmediği bildirilmiştir.) daha fazla olup, bu yönden iflasının ertelenmesi şartlarının oluşmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ve ek raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı anlaşılmakla, yeniden bilirkişiler Mali Müşavir …, Gayrimenkul Değerleme Uzmanı …, Ekonomist…, Makine Mühendisi …ile Tekstil Mühendisi …’dan rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişiler tarafından sunulan raporda; davacı …Şti’nin aktiflerin muhtemel satış değerleri esasından hareketle ve 30/06/2015 tarihi itibariyle (-) 1.418.835,50 TL tutarında borca batık durumunda olduğu, davacı …Şti’nin aktiflerin muhtemel satış değerleri esasından hareketle ve 30/06/2015 tarih itibariyle (-) 5.115.812,35 TL tutarında borca batık durumda oldğuu, davacı …Şti’ne ait hesaplamalarda davacı her iki şirketin aktiflerin muhtemel satış değerleri ve dosyaya 08/02/2018 tarihinde dosyaya sunulan dilekçe dikkate alınarak 30/06/2015 tarihi itibariyle TTK 376.mad.uyarınca borca batık olduğu ve sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamnın üçte ikisinin karşılıksız kaldığı anlaşıldığından sermayesinin 3/2’sini kaybettiği ve İİK 178.maddesine göre iflas talebinin uygun olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Gerek Yüksek Yargıtay uygulamaları, gerekse bilimsel çalışmalarda, iflasın ertelenmesi müessesesi, bir yandan sermaye şirketinin iç işleyişine ve dolayısıyla mali durumuna yabancı olan alacaklıların şirket tarafından yapılan borca batıklık bildirimi üzerine beklenmedik bir anda ortaya çıkan iflas sebebiyle uğrayacakları zararlara karşı korunması, diğer yandan mali durumun düzelmesi imkanı bulunan bir sermaye şirketinin iflastan kurtularak varlığını sürdürebilmesi amaçlarına hizmet etmektedir.
İflasın ertelenmesini düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 377. Maddesi uyarınca “yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklı, yeni nakit sermaye konulması dahil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. ” hükmünü içermektedir. Bu halde 2004 sayılı İİK’nun 179 ile 179/b maddeleri uygulanır denilmektedir.
2004 sayılı İİK’nun 179/b maddesiyle ise erteleme kararının etkileri düzenlenmiş olup, yine İİK’nun 179. Maddesiyle ise “sermaye şirketleriyle kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile görevli kimseler veya şirket yada kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse önceden takibe gerek kalmaksızın bunların iflasına karar verilir. Şu kadarki, idare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa iflasın ertelenmesine karar verir, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur” denilmektedir. İflas erteleme talebinin reddi ya da erteleme süresi sonunda iyileşmenin mümkün olmadığının tespiti halinde mahkemenin şirketin veya kooperatifin iflasına karar verileceği de emredici hükümle belirtilmiştir.
Davacı şirket vekilinin iddiaları, müdahillerin beyan ve itirazları ile alacaklı olduklarına ilişkin sunulan belgeler, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu düzenlenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; her iki davacı şirketinde gerek kaydi değerlere göre, gerekse dava tarihindeki rayiç değerlere göre borca batık durumda oldukları, sermayelerinin 2/3’ünü kaybettikleri, sunulan iyileştirme projesi uyarınca davacı şirketlerin borca batıklıktan çıkma şansının bulunmadığı, davacı şirketlerin iflas avansı ve bilirkişi ücretlerini dahi yatıracak gücünün bulunmadığı, iyileştirme projesinde öngörülen sermaye artışlarını da yerine getiremediği, tüm bu hususlar dikkate alındığında hem davacı …Şti, hemde …Şti’nin borca batık olduğu ve sermayesinin 2/3’nü yatırdığı, bu itibarla her iki şirketinde iflasına karar vermek gerektiği, her ne kadar ilk heyetten alınan ikinci raporda davacı şirketlerin dava dışı şirketlere ve çeşitli bankalara olan borçları nedeniyle kefaleten oluşan borçları sebebiyle dosyaya belge asılları sunulmadığından bahisle raporda dikkate alınmadığı ve bu nedenle davacı şirketlerin borca batık olmadığı belirtilmiş ise de, gerek davacılar tarafından söz konusu kefalet borçlarının kabul edilmiş oluşu gerekse müdahale talebinde bulunan bankaların sunmuş oldukları belge ve deliller dikkate alındığında söz konusu kefalet borçlarının mevcut olduğu anlaşılmakla ilk heyetin ek raporuna itibar edilmemiş ve sermayesinin 2/3’nü kaybetmiş, bu nedenle her iki davacı şirketin de iflasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-1-Her iki davacının davalarının ve iflas erteleme taleplerinin ayrı ayrı reddi ile,
A) İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sırasında kayıtlı … ŞİRKET’inin 12/09/2018 saat:13:54 itibari ile İFLASINA, İflasın 12/09/2018 tarihinde saat:13:54’de açılmasına,
B) İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sırasında kayıtlı … ŞİRKET’inin 12/09/2018 saat:13:54 itibari ile İFLASINA, İflasın 12/09/2018 tarihinde saat:13:54’de açılmasına,
2-Karardan bir örneğinin gereğinin ifası noktasında İstanbul Nöbetçi İflas Müdürlüğüne tevzi edilmek üzere derhal Yazı işleri Müdürlüğünce Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-İİK’nun 166.maddesi uyarınca ilan hususlarının iflas müdürlüğünce yerine getirilmesine,
4-İflas avansından kalan kısmın ilanlar yapıldıktan sonra iflas müdürlüğüne aktarılmasına,
5-Kalan kısmın HMK 324 ve 325.maddeleri uyarınca suç üstü ödeneğinden karşılanmasına,
6-Tedbir talebi ile ilgili her iki şirket yönünden 27/04/2016 tarihinde tedbirin kaldırılmasına karar verildiğinden yeniden bu hususta karar oluşturulmasına gerek olmadığına,
7-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcından peşin alınan 25,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 10,70 TL’nin davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine İADESİNE,
Dair, hazır bulunan müdahiller vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır