Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1390 E. 2018/337 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1390
KARAR NO : 2018/337
y Beyoğlu / İSTANBUL
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/11/2014
KARAR TARİHİ : 15/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile …A.Ş. Arasında … sayılı poliçe ile nakliyat emtia abonman sözleşmesi düzenlendiğini, işbu poliçe ile emtiaların nakliyesi sırasında karşılaşılabilecek rizikoların müvekkili sigorta firması tarafından himayesi altına alındığını, 14/06/2014 tarihinde toplam 25.420 kg. Ağırlığındaki 5.000 adet 5 kg’lık ayçiçeğinin …’dan İstanbul Şile’ye teslim edilmek üzere davalı…Şti’ne hasarsız olarak yüklendiği ve bu taşıma için 14/06/2014 tarihinde seri A sıra …sayılı navlun faturası düzenlendiği ancak aracın İstanbul Gaziosmanpaşa’da tek taraflı trafik kazasına karışması nedeniyle sigortalı emtianın zarar gördüğünü, meydana gelen hasar kapsamında ekspertiz incelemesi sonucunda 21.283,39-TL’nin sigortalı şirkete ödendiğini beyanla hasar bedelinin davalı şirketten rücuen tahsili istemiyle huzurdaki davayı açmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu tarihte tutulan tutanakta da görülebileceği üzere Küçükköy sapağında önüne aniden araç çıkması nedeniyle şöförün ani fren yapmak zorunda kaldığı ve herhangi bir trafik kazası olmadan taşınan ayçiçek yağlarında hasar meydana geldiğini, sigortalı şirkete ait 5.000 adet 5’er kg.’lık ayçiçek yağının taşınması sırasında ani fren neticesinde bu denli bir zararın ortaya çıkmasının gerek ürünün doğal niteliği gereği sızma yoluyla kolayca zarar görmesi gerekse müvekkil şirketten ziyade gönderen şirketin söz konusu ürünleri istifleme ve bağlayarak sabitleme hususunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesinden kaynaklı olduğunu, ayrıca dava dilekçesinde dayanılan ekspertiz raporundaki zarar bedelinin taraflarınca kabulünün mümkün olamayacağını, zarara müvekkili şirketin sebebiyet verdiğine ilişkin iddiaları kabul etmemekle eğer ki katlanılması gereken bir zarar olması halinde bu bedelin kendi sigorta şirketinden tazminini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ihbar dilekçesi kapsamında …Sigorta’ya tebliğ edilmiş olup; …Sigorta tarafından dosyaya herhangi bir beyan dilekçesi sunulmamıştır.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup,…ile… Sigorta arasında imzalanan yurtiçi taşıyıcı sorumluluk sigorta sözleşmesi, 14/06/2014 tarihli fatura, hasara ilişkin 17/06/2014 tarihli tutanak, 07/08/2014 tarihli ödeme dekontu, 09/07/2014 tarihli ekspertiz raporu, 18/08/2014 tarihli hasar yansıtma faturası, 14/06/2014 tarihli taşıma ve sevk irsaliyesi, hasara ilişkin fotograflar, … ve… plakalı araçlara ilişkin trafik tescil kayıtları, davalı şirkete ait araçların …Sigorta kasko poliçesi celp olunmuştur.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişi…, … ve …’e tevdi edilmiş olup, tanzim olunan 14/12/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki ihtilafın yükleme istifleme ve araç üzerine sabitleme bakımından gönderene bir kusur atfedilip edilemeyeceği ve bu kusur oranına göre davalı taşıyıcının zarardan sorumlu tutulup tutulamayacağı ve bu oranın tespitine ilişkin olduğunu, İstanbul trafiği koşullarında ani fren yapılmasının hayatın olağan akışı içerisinde olduğu ve sürüş yeteneği yada dikkat gibi önlemler ile önlenemeyeceğini, istenmeyen bu gibi durumların ancak araç üzerine yükleme ve sabitlemenin yol koşullarına uygun yapılması ile hasarın önlenebileceğini, oluşan somut olayda zararın yükleme ve sabitleme hatasından kaynaklandığı ve hatalı yüklemeyi yapmış olan tarafın meydana gelen zararın bir kısmına katlanması gerektiğini, dosya kapsamındaki fotograflar incelendiğinde yükün naylon poşetlerle birbirine üst üste konularak bağlandığı ancak palet grupları arasında oluşan boşluklara herhangi bir destek konulmadığı ve yüklerin kendiliğinden kaymaya elverişli bir şekilde araca yerleştirildiğini, yükleme esnasında taşıyıcının da nezaret görevi bulunması ve şöförün aracın üzerine çıkarak gözle kontrol etmesi halinde işbu eksikliği görebileceğini, anılan gerekçelerle zararın gönderen ve taşıyıcı arasında %50 oranında paylaşılması uygun görülmekle davalı taşıyıcının ödemesi gereken tazminatın 10.641,69-TL olduğu, davacının hasar tarihi olan 14/06/2014’ten itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan avans oranında faizin işletilmesini talep ettiği ancak faizin kurallar gereğince temerrüt tarihinden itibaren işletilebileceğini, sigortacının dava tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispat etmesinin gerektiği aksi halde takdir edilen meblağ üzerinden dava tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan avans faizi oranına göre temerrüt faizi yürütülmesi gerektiği sonuç ve kanati bildirilmiştir.
(3)Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmesi üzerine dosyaya sunulan beyan ve itirazların değerlendirilmesi kapsamında dosyanın bilirkişilere tevdii edildiği, önceki raporda yer alan bilirkişi…’ün hapiste olması nedeniyle bilirkişi heyetine Şenay …’ın eklenmek suretiyle bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 27/03/2017 tarihli ek raporunda özetle; somut olaya ilişkin dosya kapsamındaki fotograflar incelendiğinde kök raporda izah edildiği gibi yüklerin paletler üzerine birbirine naylon poşetlerle bağlanmış olarak üst üste yerleştirildiği ve başkaca bir sabitleme önleminin alınmadığı, palet gruplar arasında boşluklar bulunduğu ve bu boşluklar arasına herhangi bir destekleme yapılmadığı, araca yükleme işleminin gönderen tarafından yeterli özen gösterilmeden gerçekleştirildiği, gerçekleşen hasarın herhangi bir trafik kazası sonucu değil frenleme sonucu gerçekleştiği, yükleme sabitleme gönderen tarafından yapılmış olsa dahi taşıyıcının da sorumluluğunun nihai olarak ortadan kalkmadığı ve yükleme esnasında görülen eksiklikleri gönderene bildirmesinin gerektiğini, taşıyıcı ve yükleyici firmalardan kaynaklanan hatalar nedeniyle gerçekleşen zarar görme olayında önceki kök rapordan farklı bir görüşe varılmasının mümkün olmadığı sonuç ve kanatini bildirmişlerdir.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; rücuen tazminat davasıdır.
Uyuşmazlık davacı sigorta şirketinin sigortalısı dava dışı…A.Ş ile davalı taşıyıcı firma arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında emtianın taşınması esnasında istifleme, yükleme, sabitleme bakımından gönderen dava dışı sigortalı şirkete kusur atfedilip atfedilemeyeceği ve davalı taşıyıcının taşıma esnasında meydana geldiği sabit olan zarardan sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Sözleşme konusu emtiayı taşıyan yarı römorkun İstanbul ili sınırları dahilinde ani fren yapması neticesinde tek taraflı kaza meydana gelmekle araç içerisindeki emtianın zarar gördüğü sabittir. Bu noktada bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan raporda da değinildiği üzere; İstanbul ili sınırları dahilinde araç kullananlar için ani fren yapılması hayatın olağan akışının gereği olmakla birlikte sonuçları öngörülemeyen bir olay olarak da nitelendirilemez. Bu minvalde yükleme ve sabitlemenin en öngörülebilir durumlardan olan ani fren yapılması gibi durumlara karşı yol koşullarına uygun olarak yapılması ile hasarın önüne geçilebilmesi mümkün görülmektedir. Hasıl olan kanaatte hasarın yükleme ve istiflemeden kaynaklanıyor olduğu kabul edilerek 6102 Sayılı davalı taşıyıcının TTK 863-(1) maddesince yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlama sorumluluğunu bulunduğu ancak taşıyıcının sözleşme konusu emtianın araca kaymaya meyilli olarak yerleştirilmesi, palet blokların aralarında boşlukların olması, herhangi bir şekilde sabitlemenin de yapılmamış olması, yükleme ve istiflemenin gönderen tarafından yapılsa da bu durumun taşıyıcının sorumluluğunu TTK 863-(1) maddesi uyarınca ortadan kaldırmayacağı dikkate alınarak nezaret görevini gerektiği gibi yerine getirmeyen davalı taşıyıcının meydana gelen zarar miktarının yarısından sorumlu tutulması gerektiği noktasındaki tespite mevcut deliller ışığında hakimliğimizce de itibar edilmiştir.
Kusur durumuna dair kabul bu yönde olmakla taşınan hasarlı malın beşbin adet 5 kg sıvı yağ olduğu değerlendirilerek meydana gelen gerçek zarar miktarı olarak hesaplanan nihai miktardan davalının sorumluluğuna tekabül eden kısım dahilinde hesaplanan 10.641,69 TL’nin sözleşme kapsamında temerrüt olgusu dava tarihi itibariyle sabit görüldüğünden iş bu tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine ilişkin neticeden aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)10.641,69-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
(2)Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 726,93 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 363,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 363,43 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(3)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
(4)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
(5)Davacı tarafından yapılan; vekalet harcı, başvuru harcı, peşin harç, bilirkişi ücretleri, posta, müzekkereden oluşan toplam 2.488,50 TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.244,24 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(6)Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
Hakim ¸
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “