Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1344 E. 2019/83 K. 04.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1344
KARAR NO : 2019/83
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/06/2013
KARAR TARİHİ: 04/02/2019
Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/06/2014 tarihli yetkisizlik kararı üzerine Mahkememize tevzi edilen ve Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 11/04/2011 tarihinde imzalanan sözleşme hükümleri gereğince davacı şirketin, davalının uygun bulmuş olduğu yerde, açacağı market ile içinde davalıya ait ürünleri satacağını, davacı şirketin bu nedenle …adresinde bulunan taşınmazda, davalı yetkililerinin verdiği tadilat projesi doğrultusunda gerekli tadilatları yaptırdığını, tadilattan sonra yine davalının talimatları doğrultusunda Sompo Japan Sigorta şirketine tüm malların, demirbaşlar ve taşınmazların sigorta ettirildiğini, yine davalıya 3.000 Euro isim hakkı ve onların gönderdikleri özel yazar kasa bedeli olan 15.000 TL.nin nakit olarak ödendiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 2012 Eylül ayına kadar sürdüğünü, bu tarihte davalı yetkililerinin sözleşmenin süresi sona ermemesine rağmen ve davacı şirketin rızası dışında sözleşmeyi yenilediklerini ve yeni sözleşmenin bir nüshasını davacı şirkete vermediklerini, 2012 yılının Aralık ayında davalının süpervizörünün Adana’ya gelerek davalı şirketin kapanacağını, kendilerinin ibraname getirceklerini, söz konusu ibranameyi davacı şirketin imzalaması gerektiğini ve davalıdan hiçbir hak ve alacak talep etmemesi karşılığında kasa bedelleri, isim hakkı bedelleri ve bir kısım mal iadesini kabul edeceklerini bildirdiğini, davacı şirketin birçok hak kaybına uğrayacağı ve mağdur olacağı için ibranameyi imzalamadığını, davalı tarafından 03/01/2013 tarihinde …Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarname ve içeriğinin gerçeği yansıtmadığını, davacı şirketin sözleşmedeki tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiği gibi davalı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, ancak davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak mal gönderiminin durdurulması suretiyle fiili olarak davacı şirketin sözleşmesinin haksız olarak feshedildğini, bu nedenlerle 3.000 Euro (7.340 TL) isim hakkı bedeli, 15.000 TL yazar kasa bedeli, davacı şirketin fazlaya dair haklarını talep ve dava etme hakkı saklı kalmak suretiyle şimdilik 10.000 TL tadilat bedeli, 10.000 TL elinde kalan malları satamaması sebebiyle uğramış olduğu zarar, 10.000 TL sözleşmenin feshinden dolayı mahrum kaldığı karı olmak üzere şimdilik toplam 52.340 TL.nin sözleşmenin haksız olarak feshedildği tarihten beri işleyecek banka reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında Franchise hizmeti için 11/04/2011 tarihli Alt İmtiyaz(Franchise) anlaşması imzalandığını, davacı şirketin … şube kodu ile davalının Franchise mağazası olarak faaliyet gösterdiğini, anlaşmayla düzenlenen hususlarda davalının tüm özveri ve fedakarlığına rağmen davacının haksız, ticari örf ve adet ile bağdaşmayan, hukuki dayanaktan yoksun davranışları üzerine davalı tarafından …Noterliğinin 03/01/2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 25.070,52 TL.lik borcun ödenmesinin davacı muhataba ihtar edildiğini, davacı şirketin cevabi ihtarname keşide ederek, sözleşme hükümleri çerçevesinde davalı şirkete teslim edilen teminat mektubunun bozdurulmasını ve ticari ilişkiye devam edilmesini talep ettiğini, bahsekonu teminat mektubunun taraflar arasında münakit Alt İmtiyaz anlaşmasının 5.13 maddesi uyarınca yalnızca borç karşılığı olarak alınmamış olup, borcun yanısıra imtiyaz sahibi davalıya ait işaretlerin ve yine sözleşme hükümleri çerçevesinde düzenlenen rekabet yasağına aykırı davranılmamasının garantisi olarak alınmış bulunduğunu, kaldı ki teminat mektubunun paraya çevrilmesinin ticari hayatta sözleşme devam ederken yapılmayan, sözleşme sona erdikten sonra borcun tahsil edilememesi halinde yapılan bir süreç olduğunu, davalının teminat mektubunu bozdurmak yerine iyiniyetli olarak ihtarname keşide ederek borcun ödenmesini ihtar ettiğini, ancak buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine …Noterliğinin 25/01/2013 tarih ve… yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedilmek zorunda kalındığını, isim hakkı olarak alınan 3.000 Euro’nun sözleşmenin feshi halinde iade edileceğine dair herhangi bir sözleşme hükmü bulunmadığını, yasar kaza bedelinin yazar kasaların davacı şirkete satılmasından kaynaklandığını, mülkiyetinin davalıya değil davacıya ait olduğunu, ayrıca sözleşmede sözleşme sona erdiği taktirde yazarkasaların davalı tarafından iade alınacağına dair hüküm bulunmadığını, istenen tadilat bedelinin de haksız olup davacı şirketin bu tadilatı işyerine bir takım demirbaşlar ekleyerek yaptığını, kendi gayrimenkulüne değer kattığını, sözleşmede bu hususta da bir hüküm bulunmadığını, sigorta talebiyle ilgili davalı şirketin davacı şirkete sözlü ya da yazılı olarak hiçbir talebi olmadığını, sözleşmenin yenilendiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, sözleşme tarihinin 11/04/2011 ve fesih tarihinin 25/01/2013 olduğunu, davacı ile 3 yıl süre ile imzalanan geçerli bir sözleşme varken davacı şirketin yenilenen bir sözleşmesinin bulunmasının hukuken mümkün olmadığını, feshin haklı olduğunu, davalı şirketin davacıya olan borcunu ödemediğini ve sözleşmenin 8.maddesi uyarınca feshedildiğini, davacının elinde kalan mallar için talep ettiği 10.000 TL.nin de haksız olduğunu, davacının mağazanın işletilmesinden ve kar/zarar dengesinden bizzat sorumlu olduğunu, davacının bahse konu mallardan zarar etmesinin sadece aldığı malları değerinin altında satması ile olabileceğini, bu husunun hem ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu hemde davalının davacı şirketten böyle bir talebi olmadığını, yine sözleşmede davalının mahrum kalınan kardan sorumlu olacağına dair hiçbir hüküm olmadığı gibi, feshe neden olan tarafın daha sonra tazminat talep etmesinin dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; haksız fesih nedeniyle isim hakkı bedeli, yazar kasa bedeli, tadilat bedeli, davacının elinde kalan malları satamamasına yönelik ve mahrum kalınan kar tazminatı talebinden ibarettir.
Taraf delilleri toplanmış, Dosya Adana Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak mali müşavir, hukukçu ve sektör bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak taraflar arasındaki alacak ve borç miktarının tespiti istenmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 07/12/2016 tarihli raporda; davacı tarafın 2012-2013 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdikinin yaptırılmış olup, muhasebe usul ve esasları ile kanun ve mevzuata uygun tutulduğunu, sözleşmenin 2.1 maddesinde “bu anlaşmanın imzalanması üzerine alt imtiyaz sahibinin imtiyaz sahibine hiçbir şekilde iade edilmeyecek olan 2.500 Euro tutarında imtiyaz ücreti ödeyecektir” hükmü çerçevesinde davacının isim için yapılan ödemenin geri istenmesi noktasındaki talebinin yerinde olmadığı, sözleşmenin 5.7.maddesinde ” alt imtiyaz sahibi, imtiyaz sahibinden bağımsız bir ticari kuruluş olarak kendisine ait yazarkasasını kullanacaktır. Tüm satışlarını bu kasa üzerinden yapacak, yaptığı satışlarla ilgili yasal belgeleri düzenleyecektir” denildiğinden davacının kendisine ait olan yazar kasa için geri iade talebinde bulunmasının imkanı olmadığı, sözleşmenin 5.2/b maddesinde “Alt imtiyaz sahibi imtiyaz sahibinin yönergelerinde ve standartlarında bulunan özelliklere uygun olarak süpermarketi kendi nam ve hesabına inşaat edecek ve teçhiz edecektir.” 5.4 maddesinde “Alt imtiyaz sahibi, reklamlar, vergiler, rüsumlar, resmi kısıtlamalar, sigorta, yiyecek ürünleri, işçilik ve kullanılan araçlar da dahil olmak ve bunlarla sınırlı olmamak üzere süpermarketin inşaat edilmesi ile ilgili tüm maliyetlerden sorumlu olacaktır.” denildiğinden davacının kendisine ait işyeri için yaptığı iyileştirmelerden kaynaklı masrafları sözleşme hükümleri çerçevesinde karşı taraftan iadesinin istenilmesi imkanı bulunmadığı, davacının elinde mallar kalmışsa da bu malların düşük bedelle satıldığında, malların değer düşüklüğü nedeniyle imza ettiğine veya bundan zarar doğduğuna ilişkin belge bulunmadağı gibi defter kayıtlarında da yer almadığının belirlendiğini, bu nedenle davacının bu yönde bir zararı oluşmadığı, sözleşmenin ilgili hükümleri, ürünlerin özelliklerine göre değişmekle birlikte perakende mağazacılık sektöründe net karlılık oranının %1-%2,5 arasında değiştiği, davacıya ait mağazanın özellikleri nazara alındığında net karlılık oranının en üst seviyeden belirlendiği, işyerinin işlek bir caddede bulunduğu, buna göre mahrum kalınan brüt karın 30.197,75 TL olarak belirlendiği, yapılan incelemeler ışığında davacının davalıya borcunun ayrıntılı tutulmadığından belirlenemediği, davalının sözleşmenin 8.maddesi kapsamında 10 gün öncesinde bildirimde bulunmak kaydıyla sözleşmeyi fesh etme yetkisinin olduğu, ancak bu hakkın M.K.2 anlamında değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece sözleşmenin haksız feshedildiği noktasında karar verilmesi halinde davacının müspet zararının 30.197,75 TL olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek davalı tarafın ticari defter ve belgeleri ile dosya kapsamında ve davalı tarafın ticari defterleri üzerinde mahallinde yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporu da incelenmek sureti ile, öncelikle sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği sırada davacı ile davalı arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca fesih şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında inceleme yapılmasına, fesih şartlarının oluşup ya da oluşmadığı yönündeki nihai takdir ve feshin haksız ya da haklı olup olmadığı hususundaki nihai takdir mahkememize bırakılmak sureti ile, mutlak suretle feshin haksız olduğu varsayımı ile, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği isim hakkı bedeli, yazar kasa bedeli, tadilat bedeli, elinde kalan malların satılamamasına yönelik uğramış olduğu zarar ve davalının sözleşmenin haksız feshi sebebiyle davacı tarafın bu fesihten dolayı uğradığını iddia ettiği mahrum kaldığı kar hesaplamalarının ayrı ayrı yapılarak feshin haklı ya da haksız varsayımları üzerine alternatifli rapor düzenlenmesinin ve davacının dava dilekçesinde belirttiği bu bedellerden hangilerini talep edip edemeyeceği hususunda (feshin haklı ya da haksız olması hallerine göre alternatifli olarak) rapor düzenlenmesi isenilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 28/11/2017 tarihli raporda; davalı şirketin 2011-2012-2013 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirketin davalı şirkete cari hesap ilişkisi çerçevesinde borcu bulunmadığı, davacı tarafından davalı şirkete ödendiği iddia edilen ve davacı şirketin talep etmiş olduğu isim hakkı bedeli, yazar kasa bedeline istinaden davalının ticari defter kayıtlarının, cari hesap ekstresinin incelenmesi sonucunda bu açıklamalara esas teşkil edecek ödemelerin mevcut olmadığı, davacının tadilat bedeli olarak talep ettiği tutarın dosya kapsamında tadilat masraflarına ilişkin fatura, tadilat projesi vb.bilgi ve belge sunulmadığından hesaplanmasının mümkün olmadığı, davacının elinde bulunan malların satılamamasına yönelik uğramış olduğu zarar konusunda dosya kapsamında tespit yapılmasının mümkün olmadığı, bu konularda 07/12/2016 tarihli raporda kanaat bildirildiği, davalının sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacı tarafın bu fesihtan dolayı uğradığını iddia ettiği mahrum kaldığı kar hesaplanabilmesi için davacı şirketin 2011-2012-2013 yıllarına ait kurumlar vergisi beyannamesinin gerektiği, bu konuda mevcut dosya kapsamında hesaplama yapılamayacağı, 07/12/2016 tarihli raporda mahrum kalınan brüt karın TL cinsinden değerinin 30.197,75 TL olduğu yönünde tespit yapıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
İlgili vergi dairesinden davacının 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait kurumlar vergisi beyannameleri getirtilmiştir.
Dosya daha önce rapor sunan mali müşavir bilirkişinin yanına İşletme Mühendisi bilirkişi eklenmek suretiyle tarafların bilirkişi raporuna yapacakları itirazlarda değerlendirilmek sureti ile ve özellikle davacı şirketin sözleşmenin feshinden sonra ne kadar sürede benzer bir iş bulabileceği, davacının sözleşmenin 5.5. maddesindeki 1 yıllık rekabet yasağı süresi de dikkate alınarak ve bu sürede dikkate alınmak sureti ile davacının benzer bir sürede bulabileceği iş süresi de dikkate alınarak bu süre için kar kaybı hesabı yapılması ayrıca sözleşme süresi sonuna kadar kar kaybı hesabı yapılması, yine kar kaybı hesabı yapılırken davacının brüt karından sözleşmenin ifası için gerekli olan elektrik, su, SGK, vergi vs. gibi işletme giderleri düşüldükten sonra net kar kaybı hesabı yapılarak ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişilere tevdi olunmuş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 24/09/2018 tarihli ek raporda; sözleşmenin 2.1 maddesinde her ne kadar imtiyaz ücreti adı altında alınan ücretin hiçbir şekilde ödenmeyeceği belirtilse de, davacı firmanın bu ücreti sözleşmenin 3 yıl süreceği öngörüsüyle davalı firmaya verdiği, sözleşmenin davalı firma tarafından 1 yıl 2,5 ay önce feshedildiği, sözleşmenin 21,5 ay devam ettiği dikkate alındığında, davacı firmanın davalı firmadan ödediği imtiyaz ücretinin 1.006,94 Euro’sını talep edebileceğinin hesaplandığı, davacı firmanın sıradan bir yazar kasa değil, davalı firmanın verdiği yazar kasaları kullanmak zorunda olduğu için, yazar kasaları davalı firmadan aldığının anlaşıldığı, buna göre davacı firmanın sözleşmenin 3 yıl süreceği öngörüsüyle davalı firmadan yazar kasaları aldığı, sözleşmenin 1 yıl 2,5 ay önce feshedildiği dikkate alındığında davacı firmanın davalı firmadan ödediği yazar kasa bedelinin 6.041,67 TL.sini talep edebileceği, davacı firmanın işyerini açmak için belli bir tadilat yaptırması gerektiği, davalı firmayla yaptığı anlaşmaya göre işyerini açmış olsa da yapılan tadilat masrafının neler olduğunu ispat edemediği için, davacı firmanın davalı firmadan tadilat masrafı adı altında herhangi bir alacağının bulunmadığı kanaatine varıldığı, davacı firmanın elinde satılmayan mal olup olmadığı, eğer satılmayan mal var ise davalı firmanın bu malları iade alıp almadığı veya zararına sattığına dair dava dosyasında herhangi bir belge bulunmadığı, ayrıca 07/12/2016 tarihli bilirkişi raporundaki tespite göre davacı firmanın davalı firmadan elinde kalan malların satılmamasından kaynaklı herhangi bir zararının bulunmadığı kanaatine varıldığı, sözleşmenin 5.5 maddesine göre davacı firmanın sözleşmenin feshi tarihi olan 25/01/2013 tarihinden itibaren 1 yıl içinde aynı veya benzer iş yapamayacağı, benzer ve aynı işin kurulmasının piyasa koşullarına, bulunulan konuma, anlaşma hızına vb.bağlı olarak ortalama 6 ay-1 yıl arası sürebildiği, sözleşmenin süresinden 1 yıl 2,5 ay önce feshedildiği, hem rekabet yasağı, hem sözleşmenin bitmesi gereken tarihe kadar kar mahrimiyetinin hesaplanması gerektiği, davacı firmanın kurumlar vergisi beyannamesi incelendiğinde, satışlara göre davacının kar mahrumiyeti olarak 18.353,91 TL talep edebileceği belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, rapora karşı itiraz ve beyan dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Davacı vekili 26/11/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle; 7.340 TL isim hakkı bedeli, 15.000 TL yazar kasa bedeli, 10.000 TL tadilat bedeli, 10.000 TL elinde kalan mallardan dolayı uğradığı zararın sözleşmenin haksız olarak feshedildiği tarihten beri işleyecek banka reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalı tarafın haksız olarak feshi nedeniyle talep edilen 10.000 TL mahrum kalınan karı 8.353,91 TL artırarak 18.353,91 TL.ye yükselttiklerini, buna göre 18.353,91 TL mahrum kalınan karın sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren işleyecek banka reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi kök ve ek raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflarca 11/04/2011-11/04/2014 tarihleri arasını kapsar şekilde 3 yıllık Alt İmtiyaz(Franchise) anlaşması imzalandığı, sözleşme gereğince davacı tarafın, davalı taraf adına Franchise mağazası olarak faaliyet göstermeyi üstlendiği, sözleşmenin temerrüt ve fesih başlıklı 8 maddesinde uyarınca, imtiyaz sahibinin herhangi bir neden göstermeksizin 10 gün öncesinden yazılı olarak bildirmek kaydıyla sözleşmeyi istediği zaman fesih edebileceğinin hüküm altına alındığı, davalı tarafın 25/01/2013 tarihli ihtarnamesiyle sözleşmeyi önceden bildirimde bulunmaksızın ve davacı taraftan 31.842,81TL tutarında alacaklı olduğunu iddia ederek fesh ettiği, 07/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere kısa süre içerisinde önce ihtar gönderilip sonrasında derhal fesih hakkının kullanılmasının, muaccel hale geldiği belirtilen borç miktarı yönünden muacceliyet tarihleri konusunda net ve kesin bir süre verilmemiş olması, hangi borç için hangi tarihte muacceliyetinin gerçekleştiğinin açıklanmaması, ilgili bölgede çekilen ihtarlar akabinde süpermarketlerin kapatılmasının iyiniyetli tutum olarak değerlendirilemeyeceğinin belirtildiği, davalı tarafın fesih iradesinin TMK.2.maddesi hükmüne göre herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır amir hükmünü ihlal ettiği ve açıklanan tüm bu hususlardan dolayı, davalı tarafın fesih iradesinin haksız olduğu kanaatine varılmıştır. Davacının ibraz olunan vergi beyannamalerine göre hesaplanan toplam 18.353,91 TL mahrum kalınan kar tazminatı talebinin 10.000,00TL.sinin 25/03/2013 tarihinden, 8.353,91TL.sinin ise ıslah tarihi olan 26/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir. Öte yandan davacının talep ettiği isim hakkı bedel talebinin taraflar arasındaki sözleşmenin ikinci maddesinde imtiyaz sahibine hiçbir şekilde iade edilmemek üzere ödenmesinin kararlaştırıldığı, yazar kasa bedelinin de yine sözleşmenin beşinci maddesinde düzenlendiği ve netice itibarıyla yazar kasanın davacı da kaldığından dolayı, davacının yazar kasa talebinde bulunmasının yasal olarak imkanının bulunmadığı, yine tadilat bedel talebinin ise sözleşmenin beşinci maddelerinde düzenlendiği, davacının kendisine ait işyeri için yaptığı iyileştirmelerden kaynaklı masrafları talep etmesinin sözleşme hükümleri çerçevesinde mümkün olmadığı, elinde kalan mallara yönelik talebinin ise, söz konusu malların davacıda kalmış olduğu, davacının malları istediği gibi kullanma ya da yararlanma imkanının bulunduğu gibi söz konusu malları üçüncü kişilere satma ihtimalininde bulunmasından dolayı, elinde kalan mallara yönelik talepte bulunmasının yasal olarak mümkün olmadığı anlaşıldığından davacı tarafın bu yöndeki taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-A)Davacının, isim hakkı bedeli, yazar kasa bedeli, tadilat bedeli ile elinde kalan malları satamamasına yönelik tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
B)Davacının mahrum kalınan kar tazminat talebinin KABULÜ ile, 10.000 TL.nin haksız fesih tarihi olan 25/03/2013 tarihinden 8.353,91 TL.nin ise ıslah tarihi olan 26/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 1.253,75 TL nispi karar ve ilam harcının, peşin alınan 893,85 TL harç ile ıslah harcı 143 TL toplamı 1.036,85 TL’den düşümü ile bakiye 216,90 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.725 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.007,40 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 5.408,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 1.896,58 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
Hakim