Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/13 E. 2022/100 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/13 Esas
KARAR NO:2022/100

DAVA:Ticari Şirket (Fesih İstemli, (Tasfiyeye İlişkin)
ASIL DAVA TARİHİ:14/01/2014
KARŞI DAVA TARİHİ:17/02/2014
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli), Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı …’un aynı zamanda öz kardeşi olan davalı … ile birlikte iki ortaklı … Ltd Şti ünvanlı şirketin %25 hissesine sahip ortağı olduğunu, davacı ile davalı ortak arasında süre gelen sorunlar olduğunu, davalıdan kaynaklanan sebeplerle taraflar arasında husumet oluştuğunu, davacının 2002 yılından bu yana şirketin kapısından içeri sokulmamakta ve şirket faaliyetlerine katılmasına izin verilmemekte olduğunu, şirket hesapları hakkında bilgi edinme ve sair ortaklık haklarını kullanmasına isteklerinin reddedildiğini, davalı ortağın şirketi tek başına yönettiğini, davacının yerine imza atılarak (imzası taklit edilerek) kararlar alındığını, bu yolla davacının şirketi temsil ve ilzam yetkisinin kaldırıldığını ve davalı ortağın tek başına şirkette imza yetkilisi olduğunu, davacıyı işyerine sokmayan, bilgi vermeyen ve izah ettikleri şekilde şirket yönetimini tek başına eline alan davalı ortağın bu süreçte şirket değerini azaltmaya yönelik kötü niyetli iş ve işlemlere kalkışacağına, hileli ve muvazaalı tasarruflarla davacının tasfiye payını küçültmeye çalışacağına dair endişeleri olduğunu, bu nedenle TTK madde 636/4 hükmü gereğince gerekli önlemlerin alınmasına, şirket kayıt ve belgelerine el konularak, şirket mevcutlarının ve borç alacak durumunun tesbitine, şirket yönetiminin dava sonuna kadar tedbiren kayyıma devredilmesine karar verilmesini beyanla, … Ltd Şti’nin feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP-KARŞI DAVA: Davalılar vekili vermiş olduğu cevap ve karşı dava dilekçesi ile, davacının davalılar aleyhine açtığı ve davalı şirketin feshi ve tasfiyesi talebi ile bunu sağlamak için iddia ettiği tüm olayların gerçek dışı olup, davacının davalılardan öç alma kastı ile kendi yükümlülüklerini yerine getirmeden, onları zor durumda bırakarak madden, manen bitirme kastı ile hareket ettiğini, davacı ve karşı davalı …’un 25/04/2002 tarihinde karşı davacı şirket hissesini tüm ödemeyi alarak davalı ve karşı davacıya devrettikten itibaren karşı davacı şirket ile tüm ilişiğini fiilen bitirdiğini, davacı ve karşı davalı …’un davalı ve karşı davacı şirketteki hissesine karşılık kendisine bırakılan ve hukuka aykırı bir şekilde kendi adına yolsuz olarak tescil edilmiş gayrimenkul ile 100.000TL nakit para ve arabayı almasına rağmen tüm bunları yok sayarak, şirkete geri iade etmeyerek şirketin feshi ve tasfiyesi talebinde bulunarak dava açmasının, yapısını, karakterini, haksız kazanç elde etme kastını, son derece kötü niyetli olup öç alma, şirketi, kardeşi …’u bitirme, yeniden hakkı olmadığı halde para alma kastı ile hareket ettiğini açık bir şekilde ortaya koyduğunu, davacı ve karşı davalı …’un açıklandığı gibi ağır kusurlu olup şirket hissesinin devrine ilişkin aldığı ve kendisinin de bizzat ikrar ettiği …’deki işyerini 100.000TL para ile arabayı şirkete geri iade etmeden şirketin fesih ve tasfiyesini talep etme hakkının bulunmadığını, davalı-karşı davacı …’un, davacı ve karşı davalı ağabeyi …’un bedellerini almasına rağmen hisse devir işlemlerini TTK 520 mad uygun olarak tamamlaması gerekirken gerçeğe hukuka aykırı şekilde hareket ettiğini, öncelikle davalı-karşı davacı şirketin mal varlığının kesin olarak tespit edilmesi için … 50.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2013/… esas sayılı doya ile açtıkları davanın bekletici mesele yapılmasını, davacı-karşı davalının açtığı şirketin fesih ve tasfiyesi talepli davasının reddini, davalı-karşı davacı şirketin mal varlığı ve ekonomik durumunun ticari defter ve resmi belgeler ile ortada olduğu ve çalışmaya devam etmesi zorunlu olduğundan, tedbir talebine yönelik taleplerin reddine karar verilmesini, mahkemenin davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacı şirketin feshi ve tasfiyesi talepli açtığı davasında sebebi haklı bulunması halinde, TTK madde 636/III bendi gereğince davacı ve karşı davalı …’un, davalı ve karşı davacı … Ltd Şti’de ortaklıktan çıkartılmasına karar verilmesini, aksi takdirde davanın reddine karar verilmesini, davalılar-karşı davacıların açtığı karşılık davanın kabulü ile davacı-karşı davalı …’un şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP: Davacı-karşı davalı … vekili vermiş olduğu karşı davaya cevap dilekçesi ile, davalı-karşı davacıların haksız olduğunu, taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, bekletici mesele yapılması istenen davanın sadece alacak talebiyle ilgili olup, konusu itibariyle bu davadan farklı olduğunu, davacının ileride uğrayabileceği zararlar göz önüne alındığında, tedbir alınmasının kaçınılmaz hal aldığını, bu nedenle davalı-karşı davacının bu yöndeki taleplerinin ademi kabulüne karar verilmesi gerektiğini, diğer taraftan davacı-karşı davalının hiçbir bedel ödenmeden çıkarılması yönündeki taleplerinin hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, bir ortağın ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin usul ve esasların yasada düzenlenmiş olduğunu, davacı-karşı davalının söz konusu şirketin %25 hissedarı olup, bu durumda şirketin sahip olduğu mal varlığından veya borcundan dolayı da aynı şekilde sorumlu olduğunu beyanla, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ticaret sicil kayıtları, şirket pay defteri, ticaret sicil gazeteleri, hisse devir sözleşmeleri, mahkeme kararları, dekontlar, fotoğraflar, kapasite raporu, marka tescil belgesi,vergi beyannameleri, SGK kayıtları, referanslar, ödeme tabloları, Bağkur kayıtları, … 47.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/.. esas 2013/… karar sayılı kararı, taşınmaz tapu kayıtları, ipotek belgeleri, ortaklar kararı, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, muavin defter kayıtları, tahakkuk fişi, … 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… esas sayılı dosyasından verilen gerekçeli karar celp olunmuştur.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; İstanbul 18.ASliye Ticaret Mahkemesinin 09/03/2017 tarih 2016/217 esas 2017/203 karar sayılı ilamına dayanılarak alacaklı … … Reklamcılık Basım Hiz San ve Tic Ltd Şti tarafından borçlu … aleyhine 100.000,00TL asıl alacak, 76.051,37TL işlemiş faiz, 22.626,05TL yargılama gideri, 848,01TL işlemiş faiz, 63.325,17TL ilam vekalet ücreti, 2.373,39TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 265.223,99TL üzerinden takip yapıldığı görülmüştür.
… 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… esas 2017/… karar sayılı 09/03/2017 tarihli kararının incelenmesine; davacılar …, … … … Basım Hiz San ve Tic Ltd Şti tarafından davalı … aleyhine 28/11/2013 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davacı … tarafından açılan davanın davacı sıfatı yokluğu nedeniyle reddine, davacı şirket tarafından açılan davanın kabulü ile, İstanbul ili … … -2’de kain 524 ada 2 parseldeki 20/234 arsa paylı 4/B/Zemin Kat + 1. Kat, 2.Kat bağımsız bölüm no:1 tripleks iş yeri niteliğindeki taşınmazın … adına olan tapusunun iptali ile davacı şirket adına tapuya tesciline, 100.000TLnin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranda avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
… 47.Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas …/… karar sayılı 20/12/2013 tarihli kararının incelenmesinde; davacı … tarafından davalılar …, …, … Ltd Şti aleyhine pay defterine kayıt davası açıldığı, yargılama sonunda davanın konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, … 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/… esas 2013/… karar sayılı 21/05/2013 tarihli kararının incelenmesinde, davacı … tarafından davalı … aleyhine itirazın iptali davası açıldığı, yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği kararın temyiz incelemesinden geçerek onanmasına karar verildiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi Yeminli Mali Müşavir …tarafından tanzim olunan 16/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda; şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirkete kayyım atanması talepleri ile ilgili yapılan incelemede; şirketin fesih ve tasfiyesinin gerekmediğine, şirketin faaliyetini devamının ortaklar, çalışanlar ve şirket ile münasebeti olan üçüncü kişiler açısından gerekli olduğunu, şirketin kötü yönetilmediği ve faaliyet süresince büyüdüğünü, ortağın iddia ettiği TTK 636.maddesinde yer alan iflas ve tasfiye şartlarının oluşmadığını, şirketin kayyıma devir edilmesinin gerekmediğini, …’un ortaklıktan çıkarılmasını talep eden davalı-karşı davacı …’un bu talebinin uygun olduğunu, şirket hisselerinin değer tespiti ile … payının belirlenmesine yönelik yapılan incelemede ise, incelemeye esas olan 31/10/2015 tarihi itibariyle 1.665.000TL tutarındaki şirket sermayesinin …’a ait olan ve tamamen ödenmiş olduğu görünen 416.250,00TLnin, sermayenin TTK madde 376 çerçevesinde ve uzmanlık alanı ile sınırlı olmak üzere, aktiflerin satış değerleri esas alınmak suretiyle yapılan hesaplama sonucunda 503.885,03TL olarak korunduğunu, 503.885,03TL tutarın …’a hisse devir bedeli olarak ödenmesinin uygun olduğunu, … 11.ATMnin 2011/… esas 2013/… karar sayılı dosyasına ilişkin 21/05/2013 tarihinde verilen ve esinleşen kararında …’a ait hisse devir işlemlerinin geçerli olmadığı ve belge ile ispat edilebilen hisse devir bedellerinin …’tan geri alınması gerektiği belirtildiğinden ve bu maksatla …’un … 50 ATM 2013/… esas sayılı dava açarak bu bedeli gereği istediğinin anlaşıldığını, dolayısıyla başka bir dava ile hisse bedeli için daha önceden ödendiği iddia edilen tutarların tekrar istendiğini, bu nedenle huzurdaki dava ile belirlenecek hisse devir bedelinin ise ödenmesinin gerektiğini, davalının belirtilen … 50 ATMnin 2013/… esas sayılı dosyasının sonucunun bu dava açısından bekletici mesele yapılmasını talep ettiğini, başka bir dava ile geri istenen bedeller ile hisse bedeli olarak bu davada belirlenecek tutarların mahsup edilmesi hususunun da taraflarca talep edilmemesi dolayısıyla bu davanın konusu olmadığını belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiş, itirazlar doğrultusunda tanzim olunan 05/12/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacının itirazlarında genelde bilirkişilik görevlendirilme sebepleri dışındaki hususlara yer vererek bu hususların değerlendirilmediği iddialarının öne sürüldüğünü, inceleme yapılan ticari defterlerden hareketle bilirkişiye verilen görevlerin yerine getirildiğini, davalının ise somut bir itiraza yer vermediğini, başka bir davanın sonucunun bekletici sebep olarak dikkate alınması gerektiğini ifade ettiğini, tarafların vaki itirazlarının değerlendirildiğini, kök rapordaki görüş ve tespitlerin korunduğunu belirtmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazları nazara alınarak dosya yeni bilirkişilerden oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Makine Mühendisi …, SPK Gayrimenkul Değerleme Uzmanı …, SMMM …, Marka Patent Uzmanı …, Matbaa Kağıt Ambalaj Uzmanı … ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı Dr … tarafından tanzim olunan 12/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin toplam sermayesinin 1.665.000,00TL olduğunu, önceki sermayenin tamamının ödendiğini, arttırılan 720.000,00TLlik sermayenin tamamının 5811 sayılı bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılması hakkında kanun uyarınca nakit olarak karşılanmasına karar verildiğini, davalı şirketin yevmiye defterinin vergi incelemesinde olduğunu, ibraz edilen kurumlar vergisi beyannamelerinde ödenmemiş sermaye borcunun bulunmadığının tespit edildiğini, sermaye dağılımının %75 hisse ile 1.248.750 sermaye payı ile … ve %25 hisse ile 416.250,00 sermaye payı ile …’a ait olduğunu, …’un 31/12/2025 tarihine kadar “Müdür Münferiden” yetkili olduğunun İTO kayıtlarından anlaşıldığını, davacı şirketin taşınmazları, demirbaşları, tesis, makine-cihazları, taşıtları, markası ve stoklarının teknik bilirkişilerce tespit edilmiş olup, yapılan tespitler neticesinde davalı şirketin öz varlıklarını kaybetmediğini, borca batık olmadığının tespit edildiğini, davalı şirketin 2020 yılında kaydi değerlere göre ( + ) 1.970.007,60TL öz kaynaklarını koruduğunu, rayiç değerlere göre (+) 4.461.667,11TL olduğunu ve TTK 376.mad uyarınca sermaye kaybının mevcut olmadığını, İİK madde 179.maddesi kapsamında borca batık oladığı ve davacı şirketin fesih ve tasfiye koşullarının somut olayda meydana gelmediğinin tespit edildiğini, davalı şirketin 01/12/2020 keşif tarihi itibariyle gayrimenkulünün değerinin 8.400.000,00TL olduğunu, stoklarının siparişe yönelik üretim olduğundan keşif tarihinde stok bulunmadığını, aktifinde kayıtlı demirbaşlarının, araçların, tesis makine cihazların değerinin 734.180TL olduğunu, marka değerinin de 141.056,29TL olduğunun tespit edildiğini, davacı …’un şirketten çıkmasına karar verilecek olması durumunda davacı tarafın çıkma payının hesaplandığını, buna göre davacı …’un davalı şirkette %25 oranında pay sahibi olduğu dikkate alındığında, 31/12/2020 tarihinde öz kaynaklar toplamının kaydi olarak 1.970.007,60TL ve rayiç olarak 4.641.667,11TL, …’un pay oranının %25 olup, pay tutarının 31/12/2020 tarihinde kaydi olarak 492.501,90TL ve rayiç olarak 1.160.416,78TL olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporuna karşı itirazlar üzerine dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmekle, tanzim olunan 10/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; davalı şirketin 2016, 2017, 2018,2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin TTK 85 mad ve HMK 222.mad gereğince delil niteliğine haiz olabileceğini, davalı şirketin keşif tarihine en yakın bilanço tarihi 31/12/2020 tarihi itibariyle kaydi değerlere ve rayiç değerlere göre borca batık durumda olmadığını ve fesih tasfiye koşullarının oluşmadığını, davacı …’un şirketten çıkmasına karar verilecek olması durumunda davacının çıkma payının kaydi değerlere göre 492.501,90TL, rayiç değerlere göre 1.160.158,35TL olarak hesaplandığını, ancak ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının dikkate alınması sonrasında davacı …’un çıkma payının kaydi değerlere göre 227.277,91TL ve rayiç değerlere göre 894.934,36TL olarak hesaplandığını belirtmişlerdir. Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava, asıl davada davacı …’un davalı şirketteki payının tespiti ile kayyım atanması, şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkin olup, karşı davanın ise davacı-karşı davalı …’un şirket ortaklığından çıkartılması talebine ilişkindir.
Yapılan yargılama, asıl ve karşı davada: iddialar ve savunmalar, toplanan deliller, tanzim olunan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı-karşı davalı …’un davalı-karşı davacı şirkette %25 hissesine sahip olduğu, davalı-karşı davacı …’un da yine davalı şirketin %75 hissesine sahip olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, asıl dava ile davacı …’un %25 paylı ortağı olduğu şirketin kötü yönetilmesi, pay sahibi olan davacının şirkete girmesine, bilgi edinmesine izin verilmemesi, ortaklığın amacına uygun çalışmadığı ve çalışmasının da mümkün olmaması nedeni ile TTK 636 ve devam eden maddeleri uyarınca ortaklığın sona erdirilmesine, şirketin alacak ve borç durumunun tesbiti ile tasfiye payının tesbiti ve kayyım atanması talebine ilişkin olup, karşı davada ise, davacı-karşı davalı …’un davalı şirket ortaklığından çıkartılması talebine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında görülmekte olan davalara ilişkin dosyaya celp olunan mahkeme kararlarının incelenmesinde, İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinde 28/11/2013 tarihinde davacı … tarafından davalı … adına tapu iptali ve tescil davası açıldığı, davacı ve davalının … … Reklam Bas Hiz San ve Tic Ltd Şti’nde hisseleri olduğu …’un hissesinin …’a noterde düzenlenen belge ile devrettiği, ancak TTK 520.madesinde diğer işlemlerin yapılmaması nedeniyle pay devrinin geçersiz kaldığı, …’un pay devri için aldıklarını iade etmesi gerektiği, pay devri için 100.000TLnin …’a şirket kasasından ödendiği, ayrıca taşınmaz parasının da şirket kasasından ödendiği, 100.000TLnin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı şirkete ödenmesine, İstanbul ili … …-1 de kain 2 parseldeki bağımsız bölüm tripleks iş yeri niteliğindeki taşınmazın … adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline 09/03/2017 tarihinde karar verildiği anlaşılmıştır.
… Tapu Müdürlüğünden celp olunan tapu kayıtlarının incelenmesinde; İstanbul ili … … -2’de kain 524 ada 2 parseldeki 20/234 arsa paylı 4/B/Zemin Kat + 1. Kat, 2.Kat bağımsız bölüm no:1 tripleks iş yeri niteliğindeki taşınmazın davalı-karşı davacı … … Rek Ltd Şti adına kayıtlı olduğu, işbu taşınmazın … … San ve Toplu İş Yeri Kooperatifinden 03/12/2008 tarihinde … adına tescilinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Asıl dava yönünden; davacı-karşı davalı … açmış olduğu davada şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi talep edilmiştir.
6102 sayılı TTKnun 636.maddesinde ; ” (1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer: a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle. b) Genel kurul kararı ile. c) İflasın açılması ile. d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde. (2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir. (3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. (4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesi bulunmaktadır. Mahkememizce kabul gören bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı-karşı davacı … Ltd Şti’nin mahkememizce yaptırılan 01/12/2020 keşif tarihi itibariyle gayrimenkulünün değerinin 8.400.000,00TL olduğu, stoklarının siparişe yönelik üretim olduğundan keşif tarihinde stok bulunmadığını, aktifinde kayıtlı demirbaşlarının, araçların, tesis makine cihazlarının değerinin 734.180,00TL, marka değerinin 141.056,29TL olduğu, keşif tarihine en yakın bilanço tarihi olan 31/12/2020 tarihi itibariyle kaydi değerlere ve rayiç değerlere göre borca batık durumda olmadığı, ayrıca her iki ortak arasında bulunduğu iddia edilen çekişme ve davaların şirketin fesih tasfiyesini sağlayacak müddet ve ağırlıkta olmadığı, belirtilen nedenlerle davalı-karşı davacı şirketin fesih ve tasfiye koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, davalı-karşı davacı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine TTK 636/3 maddesi uyarınca haklı nedenle şirketin fesih ve tasfiye şartları oluşmuş ise mahkemece duruma uygun düşen bir çözüm yada davacının payının ödenmesi suretiyle şirketten çıkmasına karar verebilmesi için de şirketin fesih ve tasfiye şartlarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Oysa mahkememizce aldırılan ve kabul gören her iki bilirkişi raporuna göre de şirketin fesih ve tasfiye şartları gerçekleşmemiş bulunmaktadır. Bu nedenle davacının şirketten çıkmasına ilişkin hüküm de uygulanmamıştır.
Karşı dava yönünden: davanın konusu TTK’nın 640. Maddesi uyarınca davacı-karşı davalının şirket ortaklığından çıkartılmasına yöneliktir. TTK 640. daki yasal düzenleme incelendiğinde, iki türlü çıkarma şekli düzenlenmiştir. Bir tanesi şirket ana sözleşmesinde ortağı genel kurul kararıyla şirketten çıkarılabileceği sebeplerin öngörülmesi halinde şirket genel kurulunda alınacak kararla çıkarma işlemidir. (TTK. 640/1 fıkrası) İşbu karara karşı çıkarmasına karar verilen ortak, çıkarma kararına karşı kararı noter aracılığıyla kendisinine bildirilmesinden itibaren 3 ay içinde iptal davası açabilecektir. TTK. 640. Maddesinde şirket ortağının ortaktan ikinci bir çıkarma şekli olarak şirketin istemi üzerine mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkartılma şeklidir. TTK 640/3 maddesinin uygulanabilmesi için TTK 616 ve TTK 621. maddelerine de bakmak gerekmektedir. TTK 616/2F bendi uyarınca bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerden dolayı şirketten çıkarılması genel kurulun devredilemez yetkilerindendir. Yine 616. Maddenin 1-h maddesi uyarınca bir ortağın şirketten çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulması da genel kurulun devredilmez yetkileri arasındadır. Bir ortağın haklı nedenle şirketten çıkartılmasını isteme hususunda TTK 616/1H maddesine göre bu doğrultuda şirket genel kurulunda mahkemeden istemde bulunulması hususunda bir karar almak gerekmektedir. Dolayısıyla davalı-karşı davacı …’un davacı-karşı davalı …’u şirketten çıkartılmasını isteme yetkisi bulunmamaktadır. Davalı-karşı davacı şirket yönünden ise davacının şirketten çıkarılması hususunda mahkemeden istemde bulunulabilmesi için genel kuruldan alınmış bir karar bulunmamaktadır. Yine TTK. 621/1-h maddesi uyarınca, bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması için alınacak genel kurul kararında temsil edilen oyların en az 3 de 2 sini ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabileceği düzenlenmiştir. Bu her iki yasal düzenleme dikkate alındığında, yani TTK 616 ve TTK 621. Maddeleri uyarınca şirket tarafından açılacak ortağın haklı nedenle çıkartılma davasının görülebilmesi için ve ortağın çıkartılması amacıyla mahkemeye başvurulabilmesi için bu hususta genel kurul kararı alınması gerektiği, taraflarca bu yönde alınmış bir genel kurul kararının bulunduğunun ve alındığının iddia edilmediği gibi buna yönelik alınmış bir genel kurul kararının da bulunmadığı anlaşıldığından, davalı-karşı davacıların davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Asıl davanın sübut bulmadığından REDDİNE,
a-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70TL karar harcının peşin alınan 25,20TLnin mahsubu ile bakiye 55,50TLnin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 5.100,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
2-Karşı davanın sübut bulmadığından REDDİNE,
a-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70TL karar harcının peşin alınan 25,20TLnin mahsubu ile bakiye 55,50TLnin davalı-karşı davacılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 5.100,00TL ücreti vekaletin davalı-karşı davacılardan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
c-Davalı-karşı davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
3-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/02/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI