Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1275 E. 2018/908 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1275
KARAR NO : 2018/908

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/10/2014
KARAR TARİHİ : 19/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 19/05/2014 tarihinde davacılar …, … ve …’un babası, diğer davacının eski eşi olan …’nun içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki davalı şirket nezdinde sigortalı … plakalı aracı ile seyir halinde iken dava dışı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda meydana gelen trafik kazasında davacılar murisinin hayatını kaybettiğini, kaza sebebi olan ölen murisin desteğinden davacılar …, … ve … yoksun kaldıklarını, henüz genç yaşta hayattaki maddi ve manevi destekleri olan babalarını kaybettiklerini, şu anda yakınlarının destekleri ile hayatta kalmaya çalıştıklarını, davacılarlar … ile müteveffa 2012 yılında boşanmış olmalarına karşın beraber yaşamaya devam ettiklerini, zira tarafların müteveffanın borçlarının fazlalığı nedeniyle boşandıklarını, müteveffanın davacı …’nin geçimini vefat edinceye kadar karşıladığını, davacının genç yaşta birlikte yaşadığı eski eşini ve çocuklarının babasını kaybederek tek başına kaldığını, şu anda davacıların yakınların yardımı ile geçimlerini sağladıklarını, dolayısı ile söz konusu kaza nedeniyle davacı …’ın da kazada vefat eden …’nun desteğinden yoksun kaldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan 4.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 22/04/2014-22/04/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile …Ltd.Şti.adına kaza tarihi itibarı ile vefat için şahıs başına 268.000 TL.sine kadar azami sorumluluk hadleri ile davalı şirkete sigorta ettirildiğini, davacı …’nın kaza tarihinde kız çocuklar için destek yaş sınırı olarak kabul edilen 22 yaşını doldurduğunu, aynı şekilde Mehmet’inde erkek çocukları için destek yaş sınırı olarak kabul edilen 20 yaşını doldurduğunu, çocukların üniversite eğitim görüyor olması halinde bu sınırın en fazla 25 yaş olarak kabul edildiğini, fakat bu kişilerin öğrenci olduklarına dair herhangi bir belgenin de sunulmadığını, yine davacı …’ın da müteveffadan resmen boşandığını, dolayısı ile destek tazminatı hakkı olmadığını, davacı küçük
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır
…’un ise söz konusu kaza sonrasında davacı tarafından kaza sonrası yapılan başvuru üzerine açılan hasar dosyasında destekten yoksun kalma maddi tazminat hesabının yapıldığını ve 19.243 TL tazminat alacağı olduğunun tespit edildiğini, yapılan bu hesaplamanın davalı şirketçe kabul edildiğini ve belirlenen tazminat miktarının 16/07/2014 tarihinde davacının annesi …’ye velayeten ödendiğini, usul ve yasaya uygun olarak yapılan bu hesaplama ve ödeme sonrasında davalı … şirketinin bu davacıya karşı başkaca bir sorumluluğu kalmadığını, bununla birlikte bir an için bu davacı için davalı … şirketinin sorumlu olduğu düşünülse dahi davalı … şirketinin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, bu nedenle öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının belirlenmesi ve bilaharede maddi tazminat miktarının tespiti gerektiğini, tazminat hesaplamasının Hazine Müsteşarlığına kayıtlı bir sigorta aktüer tarafından yapılması gerektiğini, maddi tazminat hesabında Yargıtay içtihatlarına uygun olarak davalı … şirketinin ödeme yaptığı gün itibarı ile hesaplama yapılması ve davalı … şirketince ödemesi yapılan 19.243 TL tazminatın güncellenerek belirlenen maddi tazminat miktarından mahsup edilmesi gerektiğini, davalı … şirketinin davacıların başvurusunu usul ve yasaya uygun olarak değerlendirdiğini ve hesaplanan maddi tazminatın ödendiğini, dolayısı ile davalı şirketin davacılara karşı temerrüde düşmediğini, sigortalı araç husisi araç olup olayında haksız fiilden ibaret olduğunu, davanın haksız fiil esasına dayandığını ve davacılar ile davalı … şirketi arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, bu nedenle davalı şirketin dava konusu talepten sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde davalı şirketin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini, bu nedenlerle …, … ve … tarafından açılan davanın reddine, … tarafından açılan davanın reddine, aksi halde belirttikleri hususlar gözönünde bulundurularak hüküm tesis edilmesine, bu halde kaza tarihinden itibaren reeskont faizi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kusur-hasar-zarar uzmanı bilirkişi ile sigortacılık alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 15/09/2015 tarihli raporda; davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plaka nolu aracı sevk ve idare eden dava dışı sürücü …’un kazanın meydana gelmesinde %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, olayda başka kusurlunun olmadığı, davalı … şirketinden celpolunan hasar dosyasında mübrez müteveffaya ait hizmet dökümünde müteveffanın 07/02/2012 tarihinde işyerinden çıkış yaptığı, davacılar vekili tarafından, dosyaya müteveffanın mesleğini ve gelirini ispatlar bir beyan ve belge sunulmadığından ve herhangi bir meslek odasından emsal ücret celp olunmadığından müteveffanın kaza tarihinden günümüze kadar olan kazançlarının yasal asgari ücretler esas alınarak belirleneceği, davacı eski eş … ile müteveffanın kaza tarihi olan 19/05/2014 tarihinden önce boşanmış olmaları, davacılar vekilinin dava dilekçesinde , davacı eski eş … ile müteveffanın boşanmış olsalar dahi beraber yaşadıkları yönündeki beyanını ispatlar dosyada mübrez bilgi ve belge bulunmaması ve dosyada mübrez … 2.Aile Mahkemsinin … esas sayılı dosyasından verilen 28/03/2012 gün 2012/352 karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere davacı eski eş … için yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi nedeniyle …’nin tazminata hak kazanamayacağı, davacı kız …’nın kaza tarihinde 24 yaşında olduğu, davacının kaza tarihinde kız çocuklar için destek yaşı olan 22 yaşını geçtiği ve yükseköğrenim gördüğüne dair dosyada mübrez bilgi ve belge de bulunmaması nedeniyle tazminata hak kazanamayacağı, davacı …’in kaza tarihinde 21 yaşında olduğu, kaza tarihinde erkek çocuklar için destek yaşı olan 18 yaşını geçtiği ve yükseköğrenim gördüğüne dair dosyada mübrez bilgi ve belge de bulunmaması nedeniyle tazminata hak kazanamayacağı, davacı kız …’un müteveffanın vefat etmesi nedeniyle yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 8.917,43 TL olduğu, zararın sigorta örtüsü altında olduğu, davacının toplam maddi zararının poliçe teminatları dahilindi olduğu, dosya münderecatından hesaplamaya konu kazada hak sahibi davacıya SGK tarafından davalı … şirketine rücu edilebilecek herhangi bir ödeme yapıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığı, ödeme yapılmış dahi olsa SGK.nın rücu imkanı bulunmadığından peşin sermaye tenzili yapılamayacağı, davalı … şirketinden celp olunan hasar dosyasından davacıların 09/06/2014 tarihli dilekçe ile davalı … şirketine başvuruda bulunduğu, dilekçenin 10/06/2014 tarihinde davalı … şirketi tarafından tebellüğ edildiği, davalı … şirketi tarafından yanlızca davacı … için 16/07/2014 tarihinde 19.243 TL ödeme yapıldığı, ödeme tarihi itibarı ile davalı … şirketinin davacı …’a yaptığı ödemenin yetersiz
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır
olduğu, bu nedenle davacının başvuru dilekçesinin davalı … şirketi tarafından tebellüğ edildiği 10/06/2014 tarihinden itibaren 8 işgününün geçmesiyle birlikte 9.işgünü olan 23/06/2014 tarihinde davalı … şirketinin temürrüde düştüğü ve 23/06/2014 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekeceği, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre ölüm ile sonuçlanan kaza ticari bir faaliyetin ifası sırasında gerçekleşmediğinden ve Yargıtay 11.HD.nin 10/06/2002 gün, 2002/2188 esas, 2002/5961 karar sayılı ilamı doğrultusunda davacı vekilinin talep ettiği reeskont faizinin yasal faiz olarak anlaşılması gerekeceği kanaatine varılarak uygulanacak faiz oranının yasal faiz oranı olacağı belirtilmiştir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmıştır.
Talimatla dinlenen davacı tanıklarından Mümin Toptan; “ben kaza anını görmedim. Ölenin ben çok uzaktan akrabasıyım, davacı ile vefat eden Muhsin boşandıktan sonra fiilen hiç ayrılık yaşamadılar. Aynı evde kaza tarihine kadar birlikte yaşadılar. Karı koca hayatlarını kaza tarihine kadar da aynen devam ettirdiler. Kaza tarihine kadar çocukları ile birlikte normal bir aile hayatı yaşadılar. Ölen Muhsin esnaftı giyim üzerine çalışıyordu. Üç çocukları vardı. Davacı … ise de kreşte yardımcı öğretmendi. Aldığı ücreti bilemiyorum. Davacı … eşinin vefatından sonra maddi ve manevi sıkıntılar yaşadı. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir “; tanık …;” bu konuda daha önce mahkemenizde ifade vermiştim, aynen tekrar ederim. Davacı … felç ile vefat eden … kaza tarihinden önceki bir dönemde boşanmışlardı. Tam tarihi hatırlamıyorum. Kazadan sanırım birkaç yıl önce boşanmışlardı. Ben davacı … ile yaklaşık 15 yıldır arkadaşız. Aramız çok iyidir. Kendisinin evine de sık sık gider gelirim, davacı ile vefat eden Muhsin boşandıktan sonra fiilen hiç ayrılık yaşamadılar. Aynı evde kaza tarihine kadar birlikte yaşadılar. Hatta ölen Muhsin bey fiilen karısı olan Selman hanımı iş yerine almaya da gelirdi. Karı koca hayatlarını kaza tarihine kadar da aynen devam ettirdiler. Bildiğim kadarıyla bu boşanma resmi birşey için prosedür olarak geçici olarak yapılmış. Kaza tarihine kadar çocukları ile birlikte normal bir aile hayatı yaşadılar. Ben kaza anını bizzat kendim görmedim. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Davacı vekili tarafından davacı …’na ait öğrenci belgesi sunulmuş, … Üniversitesi Öğrenci İşleri Müdürlüğünden davacının devam edip etmediği sorulmuş, verilen 20/11/2017 tarihli cevabi yazıda, davacının 2017/2018 güz yarıyılında derslerine devam etmediği bildirilmiştir.
Davalı … şirketinden poliçe ve bu poliçeye ilişkin açılan hasar dosyası gönderilmiştir.
Dosya rapor sunan hesap bilirkişisine tevdi olunmuş, düzenlenen 22/01/2018 tarihli ek raporda; davacı … ile müteveffanın ikametgah adreslerinin aynı oluşu ve tanık beyanları dikkate alınarak davacı …’ye hesaplamada pay ayrılacağı, bu hususta taktirin mahkemeye ait olduğu, davacı …’nın yükseköğrenim gördüğü dosya münderecatından anlaşıldığından 25 yaşına kadar babasının desteğinden yararlanabileceği, ancak 12/09/2015 tarihinde evlendiği dikkate alındığında evlendiği tarihe kadar babasının desteğinden yararlanacağının kabulü ile kendisine pay ayrılacağı, davacı tarafından dosyaya sunulan 11/08/2015 tarihli öğrenci belgesinin incelenmesi sonucunda her ne kadar davacı …’in 07/08/2015 tarihinde … Meslek Yüksekokulu Endüstriyel Kalıpçılık Programı’na kayıt yaptırdığı ve 2015 yılında 1.sınıf öğrencisi olduğu tespit edilmiş ise de aynı yılın Aralık ayında emniyetçe yapılan sosyal durum araştırma tutanağında davacının belediyede asgari ücretli olarak çalıştığının düzenlendiği, tüm bu nedenlerle davacı …’in yüksek öğrenimine devam etmeyip aktif çalışma hayatında olduğu anlaşıldığından hesaplamada kendisine pay ayrılmayacağı, sigorta şirketinden celp olunan hasar dosyası arasında mübrez 02/06/2014 tarihli öğrenci belgesinin incelenmesi sonucunda davacı …’un … Anadolu Lisesinde 9.sınıf öğrencisi olduğu, davacının ablası …’nın üniversite mezunu olup öğretmen olduğu, abisi …ne kadar öğrenimini tamamlamasa da meslek yüksekokulunu kazanıp kayıt yaptırdığı dikkate alındığında davacı …’un da yükseköğrenim görme ihtimalinin yüksek olduğunun kabulü ile 25 yaşına kadar destekten yararlanacak şekilde kendisine pay ayrılacağı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul ettiği üzere, yetişkin çocukların arada bir ziyareti, her türlü hastalık ve sıkıntılarında yardıma koşmaları, ana ve babalarının desteği sayılmaları için yeterli olduğu, kök rapor tanzimi sırasında dosya arasında bulunan nüfus kayıt örneği
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır
…’a ait olduğunda müteveffanın anne-babasının olay tarihi itibarı ile sağ olup olmadığı hususu anlaşılamadığından kendilerine pay ayrılamadığı, ancak işbu ek rapor tanzimi sırasında dosya arasına alınan müteveffaya ait nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde babası …’nun olay tarihinden önce 17/02/1975 tarihinde vefat ettiği, annesi …’nun ise sağ olduğu tespit edildiğinden, her ne kadar destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmasa da Yargıtaya’ın yerleşik içtihatları uyarınca müteveffa ölmese idi annesine de destek olacağından hesaplamada dava dışı …’ye de pay ayrılacağı, davacı …’nin yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 163.924,78 TL olduğu, davacı … ‘nun yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 1.772,03 TL olduğu, davacı …’nun yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 5.121,68 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili 22/01/2018 tarihli bilirkişi raporuna beyan ve ıslah dilekçesiyle; davacı … yönünden talep etmiş oldukları 1.333 TL destekten yoksun kalma tazminat tutarını 162.591,78 TL artırarak 163.924,78 TL olarak, davacı … yönünden talep etmiş oldukları 1.333 TL destekten yoksun kalma tazminat tutarını 439,03 TL artırarak 1.772,03 TL olarak, davacı … yönünden talep etmiş oldukları 1.333 TL destekten yoksun kalma tazminat tutarını 3.788,68 TL artırarak 5.121,68 TL olarak ıslah ettiklerini, toplam 170.818,49 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İş bu dava trafik kazasından kaynaklı ölüm sebebi ile destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminat davasıdır.
Zorunlu mali sorumluluk sigortası; motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sigorta türüdür.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasında rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesinin yollamasıyla anılan Kanunun 85. maddesine göre belirlenmektedir. Buna göre; sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucu meydana gelen kişinin yaralanması veya ölmesinden kaynaklanan bedeni zararlara dayalı maddi tazminat ile tedavi giderleri ve maddi hasarlar sigortacının poliçe limitleri dahilinde tazmin zorunda olduğu zararlar olup, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar halinde bu zorunluluk … Hesabına aittir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.
Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır
ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı). Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
Tüm dosya kapsamı yukarıda izahı yapılan ve dava tarihi itibarı ile uygulanması gereken yasal mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; 20/01/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların desteği olan …’nun vefat ettiği, davacıların müteveffanın desteğini kaybettiğinden bahisle davayı açtıkları, yukarıda izahı yapılan mevzuat yerleşik yargı kararları kapsamında davalının meydana gelen destek zararından sorumlu olduğu, denetime elverişli bilirkişi raporuna göre davacı …’nin maddi destek miktarının 163.924,78 TL, Ferda Topaloğlu’nun maddi destek miktarının 1.772,03 TL, …”nun maddi destek miktarının 5.121,68 TL olduğu, zarara 23/06/2014 tarihinden itibaren faiz istenebileceği, davacı …’nun ise yüksek öğrenimine devam etmeyip aktif çalışma hayatında olduğu anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …’ nin açmış olduğu davanın KABULÜ ile 163.924,78 TL’ nin 23/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacı … ‘ nun açmış olduğu davanın KABULÜ ile 1.772,03 TL’ nin 23/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacı …’ nun açmış olduğu davanın KABULÜ ile 5.121,68′ TL nin 23/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı …’ nun açmış olduğu davanın REDDİNE,
5-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 11.073,41 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacıların yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 2.861,60 TL’nin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Davacılar yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 16.199,11 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/07/2018

Katip … Hakim …
¸ ¸