Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1273 E. 2018/308 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1273
KARAR NO : 2018/308
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/10/2014
KARAR TARİHİ : 08/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1)Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin abonesi olduğunu, davalı kurumla yapılan enerji tedarik sözleşmesi uyarınca müvekkili şirket tarafından enerji satın alındığını, Şubat 2012 – Temmuz 2012 döneminde müvekkili şirkete 18.750 TL tutarında kayıp bedeli tahakkuk ettirilerek tahsil edildiğini belirterek, davanın kabulü ile şimdilik fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla 18.750 TL’nin her bir faturanın müvekkili şirketten tahsil edildiği günden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2)Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Düzenleyici işlem niteliğindeki EPDK kararlarının haksız olduğu kanaatinde ise iptali için Danıştay’a dava açması gerektiğini, davanın…Elektriğe ihbar edilmesi gerektiğini, davalının davaya konu kayıp kaçak bedelini gelir kaybeden bir kurum olmadığını, sadece bu bedelin tahsiline aracılık eden bir kurum olduğunu, kayıp kaçak bedelini asıl tahsil edenin ilgili mevzuata göre dağıtım şirketi olup davacıdan alınan tüm bu bedellerin de zaten dağıtım şirketine ödendiğini, EPDK.nın karar ve tarifelerinin uygulanmasının şirketleri için ve de elektrik piyasasındaki tüm lisans sahibi şirketler için yasal zorunluluk olduğunu, aksi halde mevzuat uyarınca idari yaptırımla karşılaşacaklarını, lisans sahibi şirketlerin tarifeleri uygulayıp uygulamama gibi bir insiyatiflerinin bulunmadığını, YHGK ve Yargıtay’ın aksi yönde kararlarının da mevcut olduğunu, EPDK kararlarının Danıştay nezdinde ileri sürülerek ilgili kararlar iptal ettirilmediği sürece, bu kararların uygulanmasının zorunlu olduğunu, taraflarca imzalanan sözleşmelerin tamamında kayıp kaçak bedelinin davacı şirketten tahsil edileceği hususunun kararlaştırıldığını, abonelik süresi boyunca faturalara itiraz edilmediğinden, ihtirazı kayıtsız olarak davacı tarafından ödeme yapıldığından fatura münderecatının kesinleştiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup, davalı elektrik kurumuna yazılan müzekkere ile dava konusu edilen fatura ve sözleşmenin bir sureti celp olunmuştur.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; abonelik sözleşmesi kapsamında bulunmayan ve davacıdan tahsil edilen bir kısım kayıp kaçak bedeli gibi fazla bedellerin davalıdan tahsiline yönelik alacak davası olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalıların beyanları, taraflar arasında imzalanan elektrik enerjisi satış sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça taraflar arasında akdedilen elektrik enerjisi satış sözleşmesi uyarınca davalı şirketten sağlanan elektrik bedellerine ve faturalarına davalı tarafından yansıtılan kayıp kaçak bedelinin yersiz olarak yansıtıldığı belirtilerek söz konusu fazla tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin iadesi amacı ile dava açılmış ise de 6719 sayılı yasanın 21 ve 26. Maddeleri ile değişik 6446 sayılı yasanın 17 ve geçici 20. Maddelerinde yapılan düzenlemeye göre, 17. Maddeye 10. Fıkra olarak eklenen fıkra uyarınca, “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacağının” belirtildiği ve geçici 20. maddede ise “kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümlerinin uygulanacağının” ifade edildiği görülmüştür. Bir kısım yerel mahkemeler tarafından 6719 sayılı
yasa ile düzenlenen 6446 sayılı yasanın 17 ve geçici 20. Maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa’mızın 152. Maddesi uyarınca söz konusu yasaların iptali için başvuru yaptığı bilinmektedir. Yine Anayasa Mahkemesi sayfalarında yapılan incelemede bu başvuruların yapıldığı tarihten itibaren Anayasa’mızın 152. Maddesinde belirtilen 5 aylık bekleme süresinin dolduğu görülmüştür. Her ne kadar mahkememizce Anayasa Mahkemesi’ne yapılan doğrudan doğruya bir başvuru bulunmamakta ise mahkememizce bilinen şekli ile bir kısım yerel mahkemeler tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru sonucunda henüz bir karar verilmemiş olması, Anayasa’mızın 152/2. Maddesi uyarınca yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi tarafından 5 aylık süre içerisinde karar vermemesi halinde mevcut dosyayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre karara bağlayacağının düzenlendiği, Anayasa Mahkemesi kararlarının geçmişe yürürlüklü olmadığı, davacı tarafça faturalarda belirtilen kayıp kaçak bedellerinin EPDK kurul ve kararlarına aykırı düzenlendiği yönünde bir iddianın da bulunmayışı gözönüne alındığında mevcut kanun kapsamında yapılan yasal değişiklik sebebiyle davacı tarafça açılan davada mahkeme yetkisinin ancak faturaların EPDK kararlarına aykırı olup olmadığının incelenmesi noktasında olabileceği, bu itibarla yapılan yasal düzenleme sebebiyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş yine yasal düzenlemeden önceki uygulamada Yargıtay içtihatları da dikkate alındığında abonelerin kaçak elektrik bedellerinin rücuen tahsili için açılan davalarda kabul kararları verildiği, bu bağlamda davacının başlangıçta dava açmakta haklı olduğu ancak yasal düzenleme sebebiyle hakkını alamadığı sabit görülmekle davacı leyhine vekalet ücreti takdirine ayrıca yargılama giderlerinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine yönelik neticeden aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)Davanın konusuz kaldığından esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 320,25 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 284,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(4)Davacı tarafından yapılan; 320,25 TL peşin harç, 25,20 TL başvuru harcı, 3,80 TL vekalet harcı, 89,00 TL posta, müzekkere, tebligat masrafından oluşan toplam 438,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(5)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”