Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1245 E. 2021/58 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/1245 Esas
KARAR NO:2021/58

DAVA:Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/09/2014

BİRLEŞEN DAVADA(….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası)

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:11/06/2015
KARAR TARİHİ:27/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVADA:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı bankanın … Şubesi ile borçlusu … Ltd Şti’ye kredi kullandırılması aşamasında davalı … … AŞ tarafından 01/03/2012 tarihli ekspertiz raporuyla mülkiyeti …ya ait olan … ili … ilçesi . … Mah 173 ada için 1 parsel nolu arsa niteliğindeki taşınmaz için 980.000TL ve aynı yer 184 ada 1 parsel yasıyı arsa niteliğindeki taşınmaz için 942.000TL olmak üzere toplamda 1.922.000TL değer belirlendiğini, bunun üzerine her bir taşınmaz üzerinde 1.derece ve 4.000.000TL üzerinden davacı banka ipoteği tesis edilerek kredi kullandırıldığını, kredi kullandırımından yaklaşık 6 ay sonra aynı taşınmazlar için … AŞ’ye yaptırılan ekspertiz neticesinde düzenlenen raporda 173 ada 1 parsel için 280.000TL ve 184 1 parsel için 270.000TL olmak üzere toplamda 550.000TL değer biçildiğini, her iki ekspertiz firmasının raporları arasında 1.372.000TLlik fark olduğu anlaşıldığından, davacı banka tarafından zararının tazmini hususu … … AŞ’den 18/01/2013 tarihinde talep edildiğini, bilahare konu hakkında davalıyla görüşmeler ve toplantılar yapıldığını, ancak davalı şirket tarafından zararın tazmin edilmediğini, diğer taraftan … … AŞ’nin, mesleki sorumluluk kapsamındaki tutarın ödenmesi için durumu diğer davalı … Şirketine bildirdiğini, diğer davalı sigorta şirketi tarafından bankadan bilgi ve belgeler istenildiğini, ancak istenen tüm bilgi ve belgelerin sigorta şirketine verilmesine rağmen dava tarihine kadar davacı bankaya herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı … … AŞ’nin, kendisine tevdi edilen … işini gereği gibi yerine getirmemiş, objektif ve tarafsız hareket etmemiş olduğunu, hazırlamış olduğu ekspertiz raporu ile davacı bankayı yanılttığını ve zarara uğramasına neden olduğunu, borçlu … Ltd Ştinin, 10 adet karışılıksız çeki, kredi kartı, kredili bankomatı, … kredisi, … Kredisi 28/09/2012 tarihinde takibe atıldığını, 17/09/2012 tarihinde … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından kefiller hakkında ilamsız takip, …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ise ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından kefil …’in yapmış oludğu itirazın iptalini teminen, … 10.ATMNin 2012/636 esas sayılı dosyasından itirazın iptali davası açılmış olduğunu ve davanın derdest olduğunu, ilamsız takipte borçlu ve diğer kefiller için menkul, taşınmaz, trafik hacizleri istenmiş ise de, herhangi bir tahsilatın sağlanamadığını, …İcra Müdürlüğünün 2012/14367 esas sayılı dosyasından ise ipotekli taşınmazlar hakkında kıymet takdiri yaptırıldığını, firmanın teminatında bulunan davaya konu 173 ada 1 parsel nolu taşınmaz için 210.000TL, … ada 1 parsel nolu taşınmaz için 201.990TL kıymet takdiri yapıldığını, söz konusu kıymet takdirinin kesinleştiğini, davalının, … … AŞ’nin hatalı değer belirlemesi nedeniyle davacı bankanın, dava dışı borçlulara gösterilen teminat ile uyumsuz kredi kullandırdığını, kullandırılan kredilerin aksaması üzerine bu haliyle teminatların paraya çevrilmişse de, söz konusu teminatların davacı bankanın zararını karşılamadığını, davalı ekspertiz şirketinin tacir olup, yapmış olduğu tüm işlemlerde basiretli davranmak zorunda olduğunu, ayrıca … … AŞ tarafından yaptırılan 17/0/2011 tarihli mesleki sorumluluk sigorta poliçelerinin 17/06/2011 tarihinde başlayıp 19/06/2012 tarihinde bittiğini, teminat kapsamı limitlerinin olay başı 500.000TL ve yıllık toplam limitinin 12.500.000,00TL olduğunu, sigorta poliçesinde düzenlenen hükümler çerçevesinde davalı sigorta şirketinin tazminat bedelini ödemesi gerektiğini, davalı sigorta şirketinin sigortaladığı rizikonun, vaka başına 500.000TL olduğundan iki adet taşınmazın değerlemesine ait bankaları zararı doğduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak anılan firmadan 1.000.000,00TL tazminat bedeli talep edildiğini beyanla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, davalı … AŞ için 2.315.045,56TL, diğer davalı sigorta şirketi için 1.000.000TL bedelin zarara uğranılan tarih itibariyle işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte fazlaya dair talep, dava ve ıslah hakları saklı kalmak ve 1.000.000TL bakımından davalıların müştereken müteselsilen sorumlu olmaları kaydıyla davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … … AŞ vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacının taleplerinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacının soyut ifadelerle davalı şirketin hazırladığı ekspertiz raporuna dayanılarak kredi kullandırıldığını, 6 ay sonra başka ve bu sebeple zarara uğradıkları iddiası ile talepte bulunduğunu, dava dosyasına sunulan delillerde talep edilen zararın ispatına yönelik bir belge ve delilin bulunmadığını, davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin konusunun davacının talebi üzerine onun gösterdiği bir taşınmazın değerlemesinden ibaret olduğunu, salt teminatla kredi verilmediğini, davacı bankanın kredilendirme sürecinde gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini, kredi borçlusu … firmasının değerleme raporu düzenlendiği tarihte ödeme gücünün olmadığının anlaşıldığını, davacı ile akdedilen sözleşmede kasıt-zarar illiyet bağı unsurunun bulunmasının gerekli olduğunu, ekspertiz raporunun davacı ile akdedilen sözleşmeye uygun olarak hazırlandığını, davacının zarara uğradığını iddia ettiği … … AŞ’nin hazırlamış olduğu ekspertiz raporunun 29/08/2012 tarihinde yapılmış olup, … firmasının kredi ödemelerini aksatmaya başlatığı tarihten sonra mevcut durumun tespiti amacıyla yapıldığının görüldüğünü, kabul anlamına gelmemekle birlikte, tartışmasız olan noktanın davalı şirketin davacı ile arasındaki 27/01/2011 tarihli sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığını belirlerken değerleme raporunu düzenlendiği tarihin esas alınmasının gerekli olduğunu, davacının zararının henüz belirli hale gelmediği ve uğranılan zararın ispatlanamadığını, davacının davalı şirkete zarara uğranıldığı gerekçesi ile başvurabilmesi için öncelikle davacının, borçluyu ve varsa kefilleri takip yükümlülüğünü yerine getirmesi ve alacağını tahsil edemediğine ilişkin aciz vesikası almasının gerekli olduğunu, davalı şirket tarafından hazırlanan değerleme raporu ile uğranıldığı iddia edilen zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacı tarafın kendi kusuru ile zararın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, bu nedenle tüm alacak, faiz ve benzerlerini davalı şirketten talep edemeyeceğini beyanla, haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, uyuşmazlık konusu gayrimenkul derleme raporundaki tespitlere sigortalı …’nin hiçbir kusuru bulunmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için sigortalı …’Nin kusurlu olduğu düşünülse dahi, uyuşmazlık konusu … raporu nedeniyle oluştuğu iddia edilen zararın poliçe teminatı dışında olduğunu, diğer davalı TKSB’nin davalı sigorta şirketi nezdinde 19/06/2012-19/06/2013 vadeli 191768909 nolu mesleki sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, somut durumda tek bir olayın söz konusu oludğu 173 ada 1 parsel ve 184 ada 1 parsel nolu arsaların …’nın … ilçesinde olduğu ve yanı kişiye sahip olan bu arsalar için tek rapor yapıldığını, her iki gayrimenkul üzerinde yapılan değerlemenin aynı kredi için yapıldığını, davalı şirket açısından işbu uyuşmazlığın tek bir olay olduğunu ve poliçede tek bir olay başına üst limitin 500.000TL olarak belirlendiğinden davalı şirketin sorumluluğunun en fazla 500.000TL olabileceğini, poliçede 20.000TL muafiyet bulunduğunu, davacının uğramış olduğu zararı belgeleri ile ispatlamayamadığından davanın reddi gerektiğini, davalı şirketin hasar talebinin poliçe teminatına girip girmediğine ilişkin, hasar miktarını belirlemeye yarar tüm bilgi ve belgelerin ulaştırıldığı tarihten itibaren işleyecek faizden sorumlu tutulabileceğini beyanla, ispatlanamayan davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA (….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas 2015/843 Karar sayılı dosyası)
DAVA: Davacı … … AŞ ile borçlu T…. … ile arasında 27/02/2011 tarihli ekspertiz hizmet sözleşmesi, 11/03/2011 tarihli ekspertiz hizmet sözleşmesi ve 21/01/2013 tarihli ekspertiz hizmet sözleşmesi imzalandığını, 27/01/2011 tarihli sözleşmenin 23.maddesi ve 21/01/2013 tarihli sözleşmenin 14.maddesi uyarınca davalının, davacı …’nin vereceği hizmetler karşısında söz konusu hükümlerde yer alan ücretleri ödeyeceğini taahhüt ettiğini, davacının sözleşmedeki yükümlülükleri kapsamında davalının talepleri çerçevesinde gerekli işlemleri yaptığını ve sözleşme kapsamında raporlarını hazırlayarak davalıya teslim ettiğini, davacının davalıya teslim edilen iş ve raporlarla ilgili olarak 27/01/2011 tarihli sözleşmenin 13.maddesi ve 21/01/2013 tarihli sözleşmenin 14.maddesi uyarınca faturalar düzenleyerek muhataba teslim ettiğini, davalının söz konusu işler için hiçbir itirazda bulunmadığını ve teslim aldığını ayrıca söz konusu işlerle ilgili faturaların dava davalı tarafından teslim alındığını ve bu faturalara karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığını, fatura tutarlarının ödenmesi için davacı tarafından davalıya bildirimde bulunulduğunu, ancak fatura bedellerinin bugüne kadar ödenmediğini, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilerek söz konusu kesinleşmiş faturaların faiz hariç olmak üzere toplam bedeli olan 265.936,33TLnin ilgili fatura tarihlerinden ödeme tarihine kadar işleyecek yıllık %12,74 ticari temerrüt faizi ile birlikte ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesinin ihtaren bildirildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmediğinin belirtilerek fazlaya ilişkin alacak ve hakları saklı kalmak kaydıyla 265.936,33TL davacı alacağının ilgili fatura tarihlerinden ödeme tarihine kadar işleyecek yıllık %12,74 ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı tarafından davacı şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Birleşen dava davalısı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davalı banka ile davacı arasında akdedilen ekspertiz değerleme hizmet sözleşmesinin 5/5 maddesi “…işlerin gecikmesinden, hatalı ve/veya yetersiz rapor hazırlanmasından dolayı bankanın uğradığı/uğrayacağı her türlü kayıp zarar ve ziyandan firmanın sorumlu olup bankanın ilk talebinde herhangi bir itiraz ve defi ileri sürmeksizin tüm zararı derhal karşılayacağını veya bu zararın hiç bir ihtar keşidecisine ve/veya mahkeme kararı alınmasına gerek olmaksızın teminattan tahsil edilebileceğini firma peşinen kabul beyan ve taahhüt eder” 9.8 maddesi “Firma ve eksperleri ekspertiz sürecinde 3.şahıslara vereceği her türlü zarardan sorumludur. Firma gerçeğe aykırı bir değer takdirinin yapılması halinde ortaya çıkan zarardan sorumlu olduğunu ve bankaya bu konuda hiçbir sorumluluk yüklenemeyeceğini peşinen kabul eder. Firma bu zarar ve ziyanın kendisine hiçbir ihtar ve ihbara ve mahkeme kararına gerek olmaksızın teminattan kesilmesini ve banka nezdindeki her türlü hak ve alacağa takas ve mahsup edilmesini de kabul ve taahhüt eder” şeklindedir. Yönetmelik ve sözleşme hükümleri ve ayrıca sözleşmeye aykırılık nedeniyle oluşan zararın tazminine ilişkin genel hüküm uyarınca davacı … AŞ’nin kusurlu yada kasti davranışı sonucunda sözleşmeye aykırı davranması sebebiyle davalı banka nezdinde oluşan zararın tazmini gerektiğini, dava konusu olan 265.936,33TLlik bedelin davacı yanca sözleşmeden doğan takas ve mahsup hakkı kullanıldığından ödenmediğini, davacı … AŞ ile davalı banka arasında hatalı olarak düzenlenmiş ekspertiz raporu nedeniyle doğmuş olan zararın tazmini hakkındaki …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, sözleşme örnekleri, ekspertiz raporu, kıymet takdir raporu, mesleki sorumluluk sigorta poliçesi, kredi sözleşmeleri, … raporu, … Cumhuriyet Başsavcılığının … sor nolu dosyasına ait kararı, Yargıtay içtihatı, hukuki mütalaa, değerleme raporu, hasar dosyası, fotoğraflar, şube bazlı alacak listesi, ödenen faturalar, fatura listesinde yer almayan faturalar, cari hesap alacak listesinde olup dava dosyasına sunulmayan faturalar, mükerrer/fazla ödeme tablosu, davaya konu edilen fatura listesi celp olunmuştur.
… 8.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile, davacı banka tarafından dava dışı borçlular…, …, … ve … aleyhine 15/11/2012 tarihinde, 1.479.350TL asıl alacak, 223.462,51TL işlemiş faiz, 11.173,11TL BSMV, 1.923,47TL masraf olmak üzere toplam 1.715.909,09TL üzerinden genel haciz yolu ile takip yapıldığı, … 8.İcra Müdürlüğünün 2012/14367 esas sayılı dosyası ile, davacı banka tarafından dava dışı borçlular … Şti, …, …aleyhine 15/11/2012 tarihinde 1.479.350TL asıl alacak, 223.462,51TL işlemiş faiz, 11.173,11TL BSMV, 1.923,47TL masraf olmak üzere toplam 1.715.909,09TL üzerinden takip yapıldığı görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya bilirkişilere gönderilmiş olup, bilirkişiler Emekli Banka Müdürü …, … Uzmanı …, … Üniversitesi … Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. … tarafından tevdii olunan 12/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda, davalı …’nin, davacı Banka ile akdedilen sözleşme hükümleri doğrultusunda ekspertiz raporu düzenlenmesi istenilen davaya konu gayrimenkuller hakkında hatalı rapor düzenlendiğinin görüldüğünü, kredilerin teminatı olarak alınan gayrimenkullerin cebri icra yolu ile satışı esnasında yapılan kıymet takdirleri ile arasında fahiş derecede fark olduğunu, mevcut verilerin ışığında davacı bankanın kendisinden beklenen özen yükümlülüğünü yerine getirdiğinin söylenemeyeceğini, kredinin tahsisi sürecinde genel kabul görmüş ilkeler doğrultusunda hareket etmediği gibi, teminat alımı sürecinde davalı … tarafından değerlemesi yapılan gayrimenkuller üzerinde ipotek tesis ederken öncelikle teminat alma sorumluluğunun bankada bulunduğundan, değerlemesi yapılan gayrimenkullerin teminat olma vasfını taşıyıp taşımadığı, tarla vasfındaki gayrimenkulün teminat olarak alınmaması genel kuralına riayet edilmemesi, arsa niteliğindeki gayrimenkullerin satış kabiliyeti ve son kertede olası acil durumdaki satış değeri üzerinden %25 ila 50 oranında bir marj uygulanması gerekirken, basiretli bir tacir gibi hareket ettiğini, özen yükümlülüğüne uyduğunun söylenemeyeceklerini, bütün bu belirlemelerin ışığında oluşan zarardan davacı bankanın %50 oranında mütarafık kusurlu olduğunu, davalı … … A.Ş.’nin davacı banka ile aktedilen Ekspertiz (değerleme) Hizmet Sözleşmesi hükümleri uyarınca doğan zarardan %50 oranında sorumlu tutulabileceğini, ancak davacı bankanın dava dışı borçlu ve müteselsil kefiller hakkında henüz takip yükümlülüğünü yerine getirmek suretiyle tahsil edebileceği kadar alacak miktarını tahsil edip kalan alacak tutarı için tüm hukuk yollarının tüketilip tüketilmediğini ispat etmekle yükümlü olduğunu ve alacağını tahsil edemediğine ilişkin aciz vesikası alarak dava dosyasına sunması gerektiğini, henüz ipotekli takip süreci sonuçlanmadığından bu aşamada davacının zararının belirli halde olmadığından davalı …’nin sorumluluk miktarının hesaplanamayacağı kanaatine varıldığını, … … A.Ş. firması lehine düzenlenen mali sorumluluk poliçesi kapsamında yıllık toplam 12.500.000,00-TL limit ve olay başına 500.000,00-TL limitle sınırlı olmak (20.000,00-TL hasar başına muafiyet düşülmek suretiyle) kaydıyla düzenlenen ekspertiz raporlarından sorumlu olmakla birlikte davacı bankanın dava dışı borçlu ve mteselsil kefiller hakkında takip yükümlülüğünü yerine getirmek suretiyle tahsil edebileceği kadar alacak miktarını tahsil edip, kalan alacak tutarı için tüm hukuk yollarının tüketilip tüketilmediğini ispat etmekle yükümlü olduğunu ve alacağını tahsil edmediğine ilişkin aciz vesikası alarak dava dosyasına sunması gerektiği, henüz ipotekli takip süreci sonuçlanmadığından bu aşamada davacı zararının belirli halde olmadığından davalı sigorta şirketinin sorumluluk miktarının hesaplanamayacağını belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiş, tanzim olunan 24/02/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; kök raporda bütün belirlemelerin ışığında oluşacak zarardan davacı bankanın %50 mütarafik kusurlu olduğunu, davacı banka tarafından tüm hukuk yollarının tüketildiği kanısında olunması halinde oluşan zarardan davalıların sorumlu tutulabileceğini, ancak kök raporda kullandırılan kredilere ilişkin kredi ekstrelerinin ve … 10.ATM 2012/636 esas sayılı itirazın iptali dosya suretinin dava dosyasına sunulu olmadığı belirtilmiş olmakla, bu defa rapora itiraz dilekçesi ekinde dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredilere ilişkin olarak sunulan 2 sahifelik kredi ekstrelerinin silik ve okunma imkanının bulunmadığını, diğer 28 sayfalık ekstrenini ise şirkete ait vadesiz ticari hesap ekstresi olduğu görüldüğünden davacı bankanın zararının ulaştığı mertebe konusunda bir hesaplama yapılamadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi ek raporuna karşı itirazlar doğrultusunda tanzim olunan ikinci ek raporda; davaya konu taşınmazların 01/02/2012 tarihi itibariyle rayiç piyasa değerine ilişkin görüşlerini değiştirecek bir hususa rastlanmadığını, bir hükmi yada hakiki şahıs işletmesine kredi tahsisi yapılırken öncelikle bu firmanın/şahısların ödeme gücü ve isteği, karakterleri yani moraliteleri, kapasiteleri ve kapitalinin yeterli olup olmadığına bakıldığını, bir firmaya diğer koşullar sabit olmak koşuluyla konu olayda olduğu gibi salt teminat koşulunu karşıladığı için kredi tahsisi yapılamayacağını, teminat alma koşulunun da tam olarak sağlanamadığını, davacı bankanın 25/08/2011 tarihinde kullandırılan 50.000TLlik taksitli ticari kredi ekstresi ile bazı sayfaları boş içerikli 6 sayfa BCH ekstresi sunmuş olup, bu ekstrelerin incelenmesi neticesi kredinin ulaştığı borç bakiyesini tespit etmenin mümkün olmadığını, davacı bankanın kredi tahsisi yapan şubesi olan … Şube/… yada kredi evraklarının bulunduğu şube adresinde yer alan kayıtlar üzerinde inceleme yapılması gerektiğini belirtmişlerdir.
Davacı bankanın kayıtları incelenmek suretiyle rapor tanzimi için dosya talimat yolu ile … 1.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş olup, bilirkişiler Mali Müşavir …, … Uzmanı …, Sigortacı …, Borçlar Hukuk Prof Dr …, Şirket Değerleme Uzmanı Prof Dr … tarafından tanzim olunan 14/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı bankanın davalılardan … … AŞ’nin gerçeğe aykırı olarak düzenlemiş olduğu 01/03/2012 tarihli değerleme raporundan ötürü 1.480.831,80TL zarara uğradığını, zararın oluşmasında davacının %50 oranında müterafik kusurunun bulunduğunu, dolayısıyla davalı … … AŞnin davacı banka zararı olarak belirlenen 1.480.831,80TLnin %50si olan 740.415,90TL den sorumlu olduğunu, diğer davalı Anadolu Sigorta AŞnin düzenlemiş olduğu poliçe kapsamına giren davacı banka zararından olay başına tazminat limiti olan 500.000TL’den 20.000TL muafiyet tutarı düşüldükten sonra kalan 480.000TL tutarında sorumlu olduğunu belirtmişlerdir. Bilirkişilerden … Uzmanı … tarafından hazırlanan bilirkişi değerleme raporunda; söz konusu taşınmazların olduğu bölgenin 1996 yılında imara açıldığını, ancak geçen süre içerisinde yapılan imar çalışmasına rağmen bir alt yapı çalışması ve yapılaşma oluşmadığını, ilgili tarla vasıflı taşınmazların bugünkü değerine ulaşılırken, bir alt yapı çalışmasının oluşup oluşmadığı, taşınmazın konumu çevre bağlantısı, yakın çevresindeki yapılaşma konumu dikkate alınarak emsal karşılaştırma yöntemi ile hesaplanmış birim metrekare değerine ulaşıldığını, 173 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kredi tarihindeki değerinin 224.904,24TL, 184 Ada 1 parsel sayılı taşınmazın kredi tarihindeki değerinin 216.263,96TL olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi SMMM … tarafından tanzim olunan 09/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı … … AŞ kayıtlarında birleşen dava tarihi 10/06/2015 itibariyle birleşen dava davalısı bankaya ait cari hesaplar toplamının 257.525,03TL olduğunu ve birleşen dava tarihindeki hesap bakiyelerini gösterir liste dikkate alındığında cari hesap bakiyesi ile fatura tutarları arasında 51,82TL fark bulunduğunu, söz konusu farkın süreç içinde çok sayıdaki fatura ödemelerindeki küsurat farklılıkları, yabancı para ödemelerindeki kur farkları gibi hususlardan kaynaklanmış olabileceğini, birleşen dava davacısı … … AŞ’nin ticari defter ve kayıtlarına göre davalı bankadan birleşen dava tarihi 10/06/2015 tarihi itibariyle 257.525,03TL alacaklı olduğunu, davacı … AŞ’nin dava dilekçesine 265.936,33TLnin ilgili fatura tarihlerinden ödeme tarihine kadar işleyecek yıllık %12,74 ticari temerrüt faizi ile birlikte alacak talebinde bulunduğunu, davalı bankanın esas dava dosyası kapsamında oluşacak alacağı ile birleşen davada takas mahsup talebinde bulunulduğu dikkate alınarak bu aşamada faiz hesabı yapılmadığını, birleşen dava davacısı …’nin davalıdan dava tarihi itibariyle 257.525,03TL alacaklı olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya sunulmuş, mahkememizin 27/01/2021 tarihli celse ara kararı ile, bilirkişi raporunda teknik incelemenin yapıldığı, itirazlar hususunda mahkememizce karar verilebileceği, yine faiz hesaplaması konusunda, hesaplanıp açılmış bir dava bulunmaması, açılış şekli itibari ile faiz başlangıcı hususunda mahkememizce de karar verilebileceği anlaşıldığından yeniden inceleme yapılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Asıl Dava, davacı bankanın teminat olarak alınan gayrimenkullerin davalı … … AŞ firması tarafından usulüne uygun bir şekilde ekspertizinin yapılmaması nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararın davalılardan sorumlulukları oranında tahsili istemine ilişkindir.
Birleşen dava, davacı … ile davalı banka arasında imzalanan 27/01/2011 tarihli sözleşme ve ekli faturalar gereğince davacı alacaklarının ödenmesi talebine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalıların beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile dava dışı … …Ltd Şti arasında 01/07/2011 tarihli 2.000.000,00TL bedelli ve 04/04/2012 tarihli 5.000.000,00TL bedelli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, davacı bankaca tahsis edilen kredilere ilişkin olarak … tarafından düzenlenen 01/03/2012 tarihli ekspertiz raporuna göre ekspertiz değeri 980.000TL olan … ili … ilçesi … Ada … parselde kayıtlı gayrimenkul üzerine 1.derecede 4.000.000,00TLlik ve ekspertiz değeri 942.000TLolan … ili … ilçesi … Mah … Ada … parselde kayıtlı gayrimenkul üzerinde banka lehine haciz ve takyidatlarından arındırılmış olarak 1.derecede 4.000.000TLlik ipotek tesis edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı bankanın teminat olarak alınan gayrimenkullerin davalı … … AŞ firması tarafından usulüne uygun bir şekilde ekspertizinin yapılmaması nedeniyle uğradığını iddia ettiği zarardan davalıların sorumlu olup olmadıkları ve sorumlu iseler sorumluluk miktarını noktasında toplandığı, birleşen dava bakımından ise davacı … tarafından davalı bankaya verilen ekspertiz hizmet bedellerinin davalı bankaca ödenmemesi üzerine açılan alacak davası olduğu, … … AŞ tarafından düzenlenen 01/03/2012 tarihli ekspertiz raporuyla, mülkiyeti Arif Doğu’ya ait olan … ili … ilçesi … mahallesi 173 ada 1 parsel nolu arsa niteliğindeki taşınmaz için 980.000TL ve aynı yer 184 ada 1 parsel sayılı arsa niteliğindeki taşınmaz için 942.000TL olmak üzere toplamda 1.922.000TL değer belirlendiği, kredi kullandırımından yaklaşık 6 ay sonra aynı taşınmazlar için … AŞ’ye yaptırılan ekspertiz neticesinde düzenlenen 29/08/2012 tarihli raporda ise, 173 ada 1 parsel için 280.000TL ve 184 ada 1 parsel için 270.000TL olmak üzere toplamda 550.000TL değer biçildiği, her iki ekspertiz firmasının raporları arasında 1.372.000TLlik fark olduğu, dava dışı kredi kullanan firmanın kredi ile ilgili yükümlülüklerini yerine getiremediği, bankanın zarara uğradığı ve bunun sebebinin davalı değerleme firması olduğundan ve bankanın zararının tazmini gerektiğinden bahisle huzurdaki davanın açıldığı, davalı … … AŞ tarafından davacı bankaya verilen ekspertiz hizmetine ait tutarların ödenmemesi sebebiyle ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında dava açıldığı, açılan işbu davada 30/11/2015 tarihli 2015/843 sayılı karar ile mahkememiz dosyası ile hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirilmesine karar verilerek dosyanın mahkememiz dosyası ekine alındığı görülmüştür.
Asıl Dava yönünden;Asıl Davada, davacı … tarafından teminat olarak alınan gayrimenkullerin davalı … … AŞ firması tarafından usulüne uygun bir şekilde ekspertizinin yapılmaması nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararın davalılardan sorumlulukları oranında tahsilini talep ettiği, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporlarına göre, öncelikle yapılan ekspertiz ve değerleme işlemi nedeniyle davacının zarar görüp görmediğinin tespiti, zarar görmüş ise de bu zararın miktarının ne şekilde tespit edilmesi gerektiği ve hangi zararın esas alınacağını değerlendirmek gerekmişti. Buna göre davacı banka tarafından davalı şirkete yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu dava dışı …. Ltd. Şti’ne kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredinin geri ödenmemesi üzerine söz konusu davanın açıldığı görülmüştür. Davacı bankanın dava dışı şirket aleyhine … 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, bu takipte 1.479.350,00 TL asıl alacak, 223.462,51 TL işlemiş faiz, 11.173,11 TL BSMV ve 1923,47 TL masraf olmak üzere toplam 1.715.909,09 TL üzerinden takip yapıldığı görülmüştür. Davacı bankanın zararı hesaplanırken öncelikle davacı bankanın dava dışı şirketten oluşan alacağını tespit etmek ve bu alacak miktarı davalı şirket tarafından yaptırılan değerleme ile sonradan icra dosyalarında yada başka bir şirkete yaptırılan değerleme raporundaki farkla davacı bankanın dava dışı kredi kullanan 3. Şirket tahsil edemediği, bedelden hangisi az ise o zarar miktarı olarak esas alınacaktır. Buradaki mantık davacı bankanın gerçek zararı iki değerleme raporu arasındaki farktan daha az ise gerçek zarar daha düşük olduğu için bu zararın dikkate alınması, şayet kredi kullanan 3. Şahıstan tahsil edemediği miktar her iki değerleme raporu daha doğrusu davalı şirketçe yaptırılan değerleme ile taşınmazların o tarihlerdeki rayiç değeri arasındaki farktan daha büyük olması halinde ise davalı şirketin sadece değerleme farklarından sorumlu olması sebebiyle bu kısımdan yani davalı şirketçe yaptırılan değerleme ile rayiç değer arasındaki farktan sorumlu olması esasına dayanmaktadır. Bu kapsamda yaptırılan incelemede … İcra Müdürlüğünün dosyasında yapılan takip sonucu tahsilat tutarları düşüldükten sonra 849.446,73 TL ana para borç bakiyesinin kaldığı, birikmiş faiz ve masrafları ile birlikte toplam tahsil edilemeyen alacak tutarının ise 4.240,137,90 TL’ye ulaştığı tespit edilmiştir. Davalı şirket tarafından 01/03/2012 tarihinde davaya konu her iki taşınmazın toplam değeri 1.922.000,00 TL olarak tespit edilmiştir. Davacı banka tarafından kredi borcunun ödenmemesi üzerine yaklaşık 6 ay kadar sonra … A.Ş’ye aynı taşınmazlar için yeniden bir değerleme yaptırılmış, bu değerlemede 173 ada 1 parsel için 280.000,00 TL 184 ada 1 parsel için 270.000,00 TL olmak üzere toplam 550.000,00 TL değer biçilmiştir. Her iki ekspertiz firmasının raporları arasında 1.372.000,00 TL’lik fark bulunmaktadır. … 8. İcra Müdürlüğü dosyasında yaptırılan değer tespitinde 173 ada 1 parsel için 210.060,00 TL, 184 ada 1 parsel için yaptırılan değer tespitinde ise 201.990,00 TL olmak üzere toplam 412.050,00 TL değer tespiti yapılmıştır. Bilirkişiler …, …, … ve … tarafından yapılan incelemede ise her iki taşınmazın değeri 439.520,00 TL bulunmuştur. Yine … Nöb. ATM aracılığıyla yaptırılan bilirkişi incelemesinde de teknik bilirkişi değerleme tarihi itibariyle 173 ada 1 parselin kredi tarihindeki değerinin 224.904,24 TL, 184 ada 1 parselin kredi tarihindeki değerinin (değerleme tarihindeki değerinin) 216.263,96 TL olmak üzere toplam 441.168,20 TL olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla davalı şirket tarafından değerlendirme tarihi itibariyle 173 ada 1 parsel için 980.000,00 TL, 184 ada 1 parsel için 942.000,00 TL olmak üzere toplam 1.922.000,00 TL değer biçildiği halde daha sonra aldırılan değerleme raporları, bilirkişi incelemeleri, ekspertiz raporları dikkate alındığında aynı taşınmazlar için sırasıyla 550.000,00 TL, 412.050,00 TL, 439.520,00 TL ve 441.168,20 TL’lik değerler biçilmiştir. Bu değerler dikkate alındığında bu iki taşınmazın değerleme tarihi itibariyle değerinin yaklaşık olarak 440.000,00 TL civarında olduğu görülmüştür. Nitekim 3. Ve 4. Raporlarda aldırılan değerler yani 439.520,00 TL’lik 441.168,00 TL’lik değerler bu görüşü desteklemektedir. Bu nedenle son … Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla yaptırılan 441.168,20 TL’lik değerlemenin rayice daha yakın olduğu, söz konusu değerlemenin bizzat mahalde taşınmazlarda incelenmek suretiyle yapılmış oluşu dikkate alınarak değerleme tarihi itibariyle bu iki taşınmazın değerinin bu miktar kadar olabileceği görülmüş ve hükümde bu değer dikkate alınmıştır. Davalı şirket tarafından yaptırılan değerleme sonucu iki taşınmazın toplam değeri 1.922.000,00 TL olup değerleme tarihi itibariyle taşınmazların rayiç değeri 441.168,20 TL çıkartıldığında 1.480.831,80 TL’dir.
Söz konusu zarar miktarının 1.480.831,80 TL olarak tespit ettikten sonra söz konusu zararın davalının sorumlu olup olmadığı, müterafik kusurun bulunup bulunmadığı hususlarında da irdeleme yapmak gerekmiştir. Görüldüğü üzere davalı şirket tarafından yaptırılan değer tespitinde her iki taşınmazın değeri 1.922.000,00 TL olarak tespit edilmişken daha sonra yaptırılan ekspertiz çalışmaları ve değer tespitlerinde her iki taşınmazın toplam değeri en düşük 412.050,00 TL en yüksek ise … A.Ş’ye yaptırılan 550.000,00 TL, ortalama değer ise 440.000,00 TL’dir. Bu rakamlardan hangisi esas alınırsa alınsın, davalı şirket tarafından yaptırılan değerlemede tespit edilen değerin her iki taşınmazın toplam rayiç değerinden yaklaşık 4 kat daha yüksek tespit edildiği, değerleme yapılırken değerlenen taşınmazlar arasında %10 – %20 gibi farkların makul sayılabileceği ancak yaklaşık 4 kat fazla değer tespit etmeden davalı şirket çalışanı olan ekspertizin hatalı değerleme yaptığının mutlak olduğu, bu suretle değerleme raporlarında gerçeğe aykırı bir değer takdirinin yapıldığı, dolayısıyla davalı şirketin çalışanı olan ekspertiz elemanın bu hatalı değerlendirmesinden dolayı sorumlu olduğu, davalı şirket ekspertizinin yapılan değerlendirme ve ekspertiz işleminde kusurunun bulunduğu, çalışanının bu kusurundan dolayı kusursuz sorumluluk ilkesi gereği de davalı şirketin sorumlu olduğu, bu kapsamda davacıda oluşan zarar ile davalının eylemi arasında uygun illiyet bağının da oluştuğu görülmüştür. Müterafık kusur incelemesi yönünden ise, davacı banka basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğündedir. Bu kapsamda davalı şirkete yaptırılan ekspertiz incelemesi ile yetinmeyip kredi ödenmedikten 6 ay sonra yaptırdığı gibi 2. Bir ekspertiz çalışması yaptırarak taşınmazların gerçek rayiç değerini başka bir ekspertiz suretiyle kontrol ettirmesi gerekirken bu yükümlülüğe uymamıştır. Ayrıca kullandırılan kredi miktarının yüksekliği ile alınan teminatların da uyumsuz olduğu, alınan ipotek bedellerinden 4-5 kat daha fazla kredi limiti tahsis edildiği, taşınmazların teminat olarak kabul edilip edilmemesi, edilmesi halinde kullandırılacak kredi miktarının belirlenmesi gibi nihai takdirin davacı bankanın uhdesinde olduğu, davalı şirket tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda taşınmazların üzerinde altyapı bulunmadığının, taşınmazlara ulaşımının Kutlu Düğün Köyü içinden geçildikten sonra 4 km’lik bir tarla yolu ile sağlandığı, taşınmazlar üzerinde planlanan inşaat faaliyetlerinin henüz başlamadığı, rapora ekli resimlerden ve yerleşim yeri krokilerinden taşınmazların tamamının kırsal alanda olduklarının anlaşıldığı, buna rağmen davacı bankanın gerçek değerinin 4 katından fazla bir değer biçilen raporu teyit ettirmediği, bu kapsamda davalı bankanın da meydana gelen zararın artmasına sebebiyet verdiği ve bu nedenle %50 oranında müterafık kusurunun olduğu, bu husus gözönüne alındığında davacı bankanın oluşan toplam zararı olan 1.480.831,80 TL’lik zararın 1/2’sine kendisinin katlanmak zorunda kalacağı, 1/2’sinin ise davalıdan tazmin edebileceği görülmüş bu nedenle davalı şirketin sorumlu olduğu zarar miktarının 740.415,90 TL’nin davalı … … A.ş’den 02/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Şirketinin ise poliçe limiti olan 480.000,00 TL ile sınırlı olmak şartıyla sigorta şirketine ihbar tarihinden sonra muaccel olduğu 17/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davalı sigorta şirketi yönünden her ne kadar davacı tarafça her bir taşınmaz değerlemesi için poliçe limiti olan 500.000,00 TL olmak üzere ayrı ayrı 1.000.000,00 TL için dava açılmış ise de düzenlenen 19/06/2011 başlangıç ve 19/06/2012 bitiş tarihli mesleki sorumluluk sigorta poliçesinin teminat limiti başlıklı 3. Maddesinde aynı zarara yol açan birden fazla eylem veya kaçınma halinin tek bir olay sayılacağı ve olay başına tazminat limitinin 500.000,00 TL olduğu, davalı şirket tarafından her ne kadar 2 adet taşınmazın değerlemesi yapılmış ise de söz konusu değerlemenin tek bir raporla yapıldığı, dolayısıyla tek bir olay sayıldığı, bu nedenle davalı sigortanın sorumluluğunun olay başına 500.000,00 TL olduğu, ayrıca 20.000,00 TL muafiyet tutarı bulunduğu, bu tutar düşüldüğünde davalı sigortanın sorumlu olduğu miktarın 480.000,00 TL olduğu, bu nedenle davalı sigorta şirketinin bu miktardan sorumlu olduğu görülmüştür.
Birleşen Dava Yönünden; Birleşen dava, davacı … ile davalı … arasında imzalanan 27/01/2011 tarihli sözleşme ve ekli faturalar gereğince alacağın davalı bankadan tahsilinin talep edildiği, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememize dce kabul gören bilirkişi raporuna göre davalı … … AŞ kayıtlarında birleşen dava tarihi 10/06/2015 itibariyle birleşen dava davalısı bankaya ait cari hesaplar toplamının 257.525,03TL olduğu ve birleşen dava tarihindeki hesap bakiyelerini gösterir liste dikkate alındığında cari hesap bakiyesi ile fatura tutarları arasında 51,82TL fark bulunduğu, söz konusu farkın süreç içinde çok sayıdaki fatura ödemelerindeki küsurat farklılıkları, yabancı para ödemelerindeki kur farkları gibi hususlardan kaynaklanmış olabileceği, birleşen dava davacısı … … AŞ’nin ticari defter ve kayıtlarına göre davalı bankadan birleşen dava tarihi 10/06/2015 tarihi itibariyle 257.525,03TL alacaklı olduğu, birleşen dosya davacısı … … A.Ş tarafından birleşen dosya davalısı … … 11/03/2011 tarihli hizmet sözleşmesi ile bu sözleşmenin eki sayılan 21/01/2013 tarihli değerleme hizmet sözleşmesi kapsamında değerleme hizmeti verildiği, sözleşmenin imzalandığı tarihten 2015 tarihine kadar verilen değerleme hizmetleri sonucu oluşan bedellerin davalı banka tarafından ödenmediği, mahkememizce yaptırılan bilirkişi raporuna göre birleşen dosya davacısı … tarafından belirtilen dönemlerde toplam 257.525,03 TL’lik değerleme hizmetinin verildiği ve bu hizmetlerin faturalandırıldığı, davacı tarafça birleşen dosya davacısı … tarafından … Noterliğinin 05/02/2015 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesinin davalıya gönderildiği ve 12/02/2015 tarihi itibariyle davalı bankanın temerrüte düşürüldüğü, dolayısıyla birleşen dosya davacısı tarafından davalı bankaya verilen değerleme hizmeti karşılığı davalı bankadan 257.525,03 TL alacaklı olduğu, bu bedelin davalının temerrüte düşürüldüğü 12/02/2015 tarihinden itibaren davalı bankandan tahsili ile birleşen dosya davacısı … … A.ş’ye ödenmesinin gerektiği görülmüş ve davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İşbu dosyada her ne kadar birleşen dosya davalısı asıl dosya davacısı … A.Ş tarafından birleşen dosya davacısının hatalı değerlendirmeleri sonucu birleşen dosya davalısı bankanın zarara uğradığı, bu nedenle takas mahsup iddiasında bulundukları ileri sürülmüş ise de davalı bankanın takas mahsup iddia ettiği alacağın asıl davamızın da konusu teşkil eden olaya ilişkin olduğu, dolayısıyla her iki tarafın karşılıklı olan alacakları sebebiyle birbirlerini dava ettikleri, her iki tarafın alacaklarının ayrı ayrı hüküm altına alındığı, bu kapsamda ayrı ayrı dava konusu edilen ve hüküm altına alınan alacakların takas mahsuba konu olamayacağı, ve her iki davanın ayrı bir dava olması sebebiyle ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından bu iddialara değer verilmemiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Asıl davada davacının davasının KISMEN KABUL / KISMEN REDDİ ile, 740.415,90 TL’nin davalı … … A.Ş borcun tamamından sorumlu olmak şartıyla 02/10/2012 tarihinden itibaren, davalı … Şirketi ise poliçe limiti olan 480.000,00 TL ile sınırlı olmak şartıyla muaccel olduğu tarih olan 17/01/2013 tarihinden (ihbar tarihinden sonra 8 iş günü sonrası) işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Kalan kısımlar yönünden davanın REDDİNE,
3-Birleşen dava yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile, 257.525,03 TL’nin 12/02/2015 (temerrüte düşürüldüğü tarih) tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Kalan kısımlar yönünden davanın REDDİNE,
5-Asıl dava yönünden;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 54.070,80TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 87.912,04TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
c-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 50.577,81TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 39.535,20TLnin mahsubu ile bakiye 11.042,61TLnin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına
d-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta masrafı olmak üzere toplam 10.806,70TLnin davanın kabul ve red oranına göre (0,31) hesaplanan 3.350,07TLsinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan 39.535,20TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e-Davalı … tarafından yapılan 1.212,00TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan (0,69) 836,28TLsinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Birleşen dava yönünden;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 26.476,75TL vekalet ücretinin davalı … dan alınarak davacı … … AŞ’ne verilmesine,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacı … … AŞ’den alınarak davalı …’ya verilmesine,
c-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 17.591,53TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 4.541,53TLnin mahsubu ile bakiye 13.050,00TLnin davalı …’dan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
d-Davacı tarafından yapılan 60,00TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre (0, 96 ) hesaplanan 57,60TLsinin davalı …’dan alınarak davacı … … AŞ’ne verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan 4.541,53TL peşin harcın davalı …’dan alınarak davacı … … AŞ’ne verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/01/2021

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI