Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1205 E. 2020/392 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2014/1205 Esas
KARAR NO: 2020/392

DAVA: Alacak (eser sözleşmesinden kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 26/11/2010
KARAR TARİHİ: 07/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı şirket ile davalı şirket arasında iki adet taşeron sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği inşaatlerin yapıldığı ve davacının yükümlülüğünü yerine getirdiğini, sözleşmeden doğan hak edişlerin davalı tarafından bakiye kısmının ödenmemesi üzerine, sözleşmeden kaynaklanan toplam 57.375,47 USD tutarındaki alacağının ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini ihtarnameye rağmen borcun ödenmesi için icra takibi başlatıldığını, davalının yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek sözleşmelerden kaynaklanan 57.375,47 USD tutarındaki alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL’sinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili vermiş olduğu 20/04/2015 tarihli dilekçesi ile davalarını 57.375,47USD olarak ıslah ettiklerini beyan etmiş ve ıslah harcını yatırmışlardır.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, öncelikle davanın davalı şirketin merkezinin bulunduğu … Mahkemelerinde açılması gerektiğinden davanın yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiği, taraflar arasında imzalanan iki ayrı işe ilişkin iki ayrı sözleşmenin mevcut olduğunun iddia edildiğini, buna göre davacının hangi sözleşmeden kaynaklı, ne kadar alacağı olduğu iddiasında olduğunu ayrıntılı olarak belirtmesi gerektiğini, davacının iddialarının neye ilişkin olduğunun anlaşılamadığını, davacı tarafın yükümlülüklerini sözleşmeye uygun şekilde yerin getirmediğini, davalı şirketin teminat mektubunu davacıya iade etmekteki maksadının, süresi sonlanmak üzere olan mektubun yenilenmesi olduğunu, davalının davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, aksine alacaklı olduğunu beyanla, haksız davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
…Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/12/2012 tarihli… esas … karar sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 12/11/2013 tarihli 2013/4255 esas 2013/5849 karar sayılı kararı ile İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilerek, mahkeme kararının bozulduğu,
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, taşeron sözlemeleri, hak edişler, iş teslim tutanakları, iş birim fiyat tarifeleri, ticaret sicil kayıtları, ticari defter ve kayıtlar celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya talimat yazılarak rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi Mali Müşavir … tarafından tanzim olunan 20/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirket tarafından aralarında akdedilen sözleşmeler kapsamında davacı şirkete toplam 425.440,00USD EFT yapılmış olup, karşılığında davacı şirket tarafından düzenlenmiş herhangi bir fatura kaydına rastlanılmadığını, davalı şirketin, davacı şirketin yapması gereken ancak hatalı veya eksik olarak yaptığı işlerin başka firmaya yaptırdığına dair ibraz ettiği belgelerin incelenmesinden, eksik yapılan işlerin toplam tutarının 62.106,04USD olduğu ve bu işlerin 55.572,72USDlik kısmının dava dışı şirkete yaptırdığını, yine davalı şirketin dava dışı şirkete toplam 92.459USD EFT yaptığı tespit edilmiş ise de, dosya kapsamında bulunan hak edişlerin değerlendirilmesini, dava dışı şirkete yaptırılan işlerin sözleşme kapsamında olup olmadığını, yapılan işlerin tutarının ne olduğu hususunun uzmanlık alanı dışında olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiş, rapora itirazlar dikkate alınarak dosya bilirkişiler İnşaat Mühendisi Prof Dr …, SMMM …ve Hukukçu …’ye tevdi edilmiş olup, tanzim olunan 10/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda; dosya içerisinde taraflar arasında akdedilen iki ayrı sözleşme olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen alacağın hangi sözleşme kapsamında olduğunun tespit edilemediğini, sözleşmeler kapsamının birim fiyat esaslı sözleşmeler olduğunu ve taraflar arasında düzenlenmiş geçici yada kesin kabul belgeleri bulunmadığını, davalının dava dışı şirkete, davacı tarafından yapılmış işlerin eksik kusurlu olması nedeniyle sözleşme kapsamındaki işleri yaptırmak zorunda kaldığını ve bu işlerin bedelini de ödemiş olduğunu, dolayısıyla davacının herhangi bir alacağının tespit edilemediğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporuna itirazlar nazara alınarak tanzim olunan 21/02/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; sözleşmeler kapsamında birim fiyat esaslı sözleşmeler olduğunu, dosyada bulunan hak ediş raporu fotokopilerinden bedel ile ödemelerin birbiriyle uyumlu olmadığını, taraflar arasında her iki sözleşmenin ilgili hükümleri doğrultusunda düzenlenmiş geçici yada kesin kabul belgelerinin bulunmadığını, kök rapordaki görüşlerinin devam ettiğini ve davacının herhangi bir alacağının tespit edilemediğini belirtmişlerdir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasında …’da yapılacak olan biri 220 kişilik otel inşaatına ilişkin, diğeri 72 dairelik konut projesinin kaba inşaat işlerine ilişkin iki adet sözleşme yapıldığı, 220 kilişik otel inşaatına ilişkin birim fiyatlı sözleşme göre iş bedelinin 752.754 USD, 72 dairelik konut projesine ilişkin bedelin 547.505-USD olarak belirlendiği, davacının 72 dairelik konut projesine ilişkin 12.000 USD, Türkmenbaşı şehrindeki 220 odalı otel inşaatına ilişkin 45.375,47 USD bakiye alacağı bulunduğunu iddia edilmiş, davalı tarafça işin ayıpsız ve tam olarak kendilerine tesliminin yapılmadığı, sözleşmelerdeki imzanın şirketi temsile yetkili olmayan Burak Kılıçer’e ait olduğunu, alacağın zaman aşımına uğradığını iddia etmiştir.
Eser sözleşmesinden kaynaklı alacaklarda zaman aşımı süresi gerek 6098 sayılı TBK’nın 147/6. Maddesine göre, gerekse dava tarihine meri olan 818 sayılı BK’nın 126/4. Maddesine göre ise 5 yıl olup dava 09/02/2010 tarihinde ihtar yapıldığı, davanın 26/11/2010 tarihinde açıldığı, ıslahın 17/04/2015 tarihinde yapıldığı, bu itibarla 5 yıllık sürenin dolmadığı anlaşıldığından davacının zamanlaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafından dava açılırken talep edilen USD alacağın TL karşılığını gösterilmek ve buna göre harç yatırılmak suretiyle davanın açıldığı, ıslah edilen kısım yönünden de harcın tamamlandığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça eserin ayıplı olduğu iddia edilse de buna ilişkin dosyaya herhangi bir ayıp ihtarı sunulmamıştır. Ayıp iddiasına ilişkin dosyaya sunulan ve şantiye şefi … tarafından düzenlenen yazı ise ayıp ihtarı niteliğini taşımamaktadır.
İşin …’da olması ve yazışmalardan netice alınamaması nedeniyle yapılan işlerle ilgili keşif yapılamamıştır. Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise davalı tarafından davacıya toplam 425.440,00-USD ödeme yapıldığı tespit edilmiş, bilirkeşilerce davacının hangi sözleşme nedeniyle ne kadar alacağı bulunduğunun tespit edilemediği beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafından işin tam ve eksiksiz, ayıptan ari şekilde tesliminin yapılmadığı iddia edilmiş olsa da davalı tarafça ayıplı ve eksik olduğu iddia edilen işlerin 3. Şahıslara yaptırılmış olması, işin teslimine ilişkin davacıya herhangi bir bildirimde bulunulmamış olması ve yine davacıya bir kısım ödemelerin de yapılmış olması karşısında (bir an için işin ayıplı olduğu kabul edilse bile) davacı tarafından sözleşmeye konu işin yapıldığı, davalı tarafından usulüne uygun bir ayıp ihtarı yapılmamış olması nedeniyle gerek 6098 sayılı TBK’nın 474. Maddesi göre, gerekse dava tarihine meri olan 818 sayılı BK’nın 362. Maddesine göre işi ayıplı da olsa kabul etmiş sayılacağı, her iki sözleşmedeki bedelin, davalı tarafından yapılan yapılan ödemeler toplamının çok üzerinde olması değerlendirildiğinde davacının (talebiyle bağlı olmak üzere) 57.375,47 USD bakiye alacağı bulunduğu, iharın tebliğinden itibaren 7 günlük sürenin sonunda davalının temerrüde düştüğü, işin yapıldığı süre boyunca herhangi bir itiraz edilmeyen sözleşmedeki imzanın şirketi temsile yetkili olmayan Burak Kılıçer’e ait olduğunun dava sırasında iddia edilmesinin de TMK 2. Maddesine aykırı olduğu değerlendirilmekle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın KABULÜ ile 57.375,47 USD’ nin 17/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 11.923,32TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 5.844,87TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.838,88TL (dava açılırken 742,50TL+ ıslah ile 1.096,38TL)nin mahsubu ile bakiye 4.005,99TLnin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, posta masrafı olmak üzere toplam 3.254,00TLnin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan (dava açılırken 742,50TL+ ıslah ile 1.096,38TL) 1.838,88TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı