Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1187 E. 2018/488 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2014/1187
KARAR NO : 2018/488
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2014
KARAR TARİHİ : 10/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …A.Ş.ile davalı arasındaki 06/11/2013 tarih ve…nolu sipariş sözleşmesine istinaden davalının 02/12/2013 tarihli faturayla teslimi yapılan 6.686,43 TL değerindeki 1.784 metre boyalı sıcak baskı kumaşının satın alındığını, davacı tarafından imalatı yaptırılan 1.535 adet Jesila model bayan ceketinin davacı …Şti.tarafından …firmasına 10/01/2014 tarihli faturayla 38.528,50 Euro tutara 11/01/2014 tarihli gümrük beyannamesiyle ihracatı yoluyla satıldığını, ürünlerin piyasaya sunumundan ve son kullanıcılar tarafından kullanılmaya başlanmasıyla birlikte ürünle ilgili ayıp bildirimleri geldiğini, … firmasının bildirimi üzerine alınan 08/04/2014 tarihli raporda astarın beklenen mukavemeti göstermediğinin anlaşıldığını, böylece ürünün ayıplı olduğunun netlik kazandığını, hadiseyle ilgili tüm görseller ve raporların davalıya gösterilip verildiğini ancak davalının malın ayıplı olduğunu kabul etmediğini, sipariş sözleşmesine konu astarın ayıplı olduğunun …Noterliğinin 11/04/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı şirkete ihtar edildiğini ve aynı gün fakslandığını, 17/04/2014 günüde tebliğ edildiğini, davacıların müşterisi, ürünlerin alıcısı …’ın 18/05/2014 tarih ve 15.512,20 Euro tutarlı iade ürün/reklamasyon faturası ile ürünleri iade ettiğini, iade ürünlerin teslim alınarak depoya konulup sayım ve tespitinin yapıldığını, ürünün iadesi nedeniyle yapılan 4.823,76 TL ilave masraf zararlarının da olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.612,20 Euro alacağın dövize uygulanan en yüksek banka faiziyle ve 4.823,76 TL masrafın avans faiziyle birlikte davalıdan tanzim ve tahsili ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile alım satım sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeden önce davacıya 3 metrelik astarın numune gönderildiğini, davacının kabulü üzerine talep ettiği miktar olan 1736 metre astar daha gönderildiğini, … firması tarafından verilen 05/03/2014 tarihli rapora göre “Kopma ve dikiş mukavemeti testlerinden geçti” sonucu alındığını ve davacılara gönderildiğini, gönderilen ürünlerin ambalajları üzerinde “Kumaşları kesmeden önce kontrol ediniz. Kesilmiş kumaştan hiçbir şekilde mesuliyet kabul edilmez” şeklinde uyarı yazısı bulunduğunu, buna rağmen üründen ziyade kesim ve dikiş hatalarının davalıya mal edilmesinin hem etik olmayan hemde basiretli tacir esaslarına aykırı bir durum olduğunu, davacılar tarafından gönderilen 08/04/2014 tarihli … test raporunda aynı zamanda ürünlerin kopma mukavemetinin 2 katı çıktığının da görüldüğünü, Ticaret Kanunu 23.maddesi c bendine göre malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek ve incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğunu, malın teslim tarihi 02/12/2013 olup ihbar yükümlüğünün yerine getirilmediğini, davacıların dava dışı 3.kişilere bayan ceketi sattıklarını, davalı ile olan ilişkilerinin ise sedece astar satımına ilişkin bir sözleşme olduğunu, davacının belirsiz alacak davası açma hakkı olmadığını, çünkü 11/04/2014 tarihli ihtarlarında 38.528,50 Euro talep ettiklerini, dava açarken ise tutarı 15.612,20 Euro + 4.823,76 TL olarak gösterdiklerini, Yargıtay …HD…. esas, … karar sayılı, 15/11/2013 tarihli ilamında da belirtildiği gibi ihtarname ile belirlenen alacaklar sebebiyle belirsiz alacak davası açılamayacağını, bu nedenlerle öncelikle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise harcın tamamlattırılmasına, davacılar aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 06/11/2014 tarihli celsede; ihtarnamede 38.528,50 Euro şeklinde bir taleple ihtar çekmiş iseler de bilahare ayıplı malların iadesi üzerine yapılan sayımda borcun 15.612,20 Euro olduğu, ayrıca 4.823,76 TL ilave masraflarla birlikte talep edilmesi gerektiğinden dava tarihinde bu şekilde talepte bulunduklarını beyan etmiştir.
Dosya tekstil mühendisi, borçlar hukukçusu ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 03/09/2015 tarihli raporda; dosya incelendiğinde davalının davacılara astar sattığı, satışan bu astarların sipariş formunda müşteri olarak geçen dava dışı şirkete gönderildiği, astarların bayan ceket imalatında kullanıldığı, ceketlerin piyasaya sürülmesinden sonra müşterilerden gelen şikayetler üzerine yapılan kontrol, test ve incelemelerde astarın dikiş yerlerinden uygulanan olağan kullanım kuvveti ile açıldığı, bu nedenle ürünlerin davacı şirkete iade edildiğinin gümrük ve diğer kayıtlardan anlaşıldığı, gerek ürünlerin iade edilmiş olması, gerekse de yapılan test ve incelemelerde astarda dikiş kaymasından kaynaklı açılmalar olduğu anlaşılmakla, bu durumun ayıp niteliğinde bulunduğu, zira ayıbın malın taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması olarak tanımlandığı, olağan kullanım kuvveti ile astardaki dikişin açılmasının objektif olarak üründe bulunması gereken niteliğin bulunmadığına işaret ettiğini, tekstil mühendisi bilirkişi yerinde yaptığı inceleme ve alınan numunelerdeki incelemelerde dikiş metodundan kaynaklanan bir sorun olmadığı, kullanılan dikiş ipliğinin ve dikiş sıklığının uygun olduğu, alınan numunelerde yapılan fiziki incelemelerde astarın dikiminde bırakılan dikiş paylarının uygun olduğu, astar kumaşı %100 polyester olması nedeniyle kaygan kumaşlarda çözgü ve atkı sıklığının yeterli olmadığı durumlarda dikiş kayması yaşanması probleminin çok yüksek olduğu, dolayısı ile açılmanın astarın doku seyrekliğinden kaynaklı dikiş kayması probleminden meydana geldiği şeklinde görüş bildirdiğinden ayıbın davalının sorumluluğunda olduğu astarın niteliğinden kaynaklandığı, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, zira gizli ayıbın “basit muayene ile tespit edilemeyen ve malın kullanılması ile ortaya çıkan ayıp” olarak tanımlandığı, her ne kadar ayıbın dava dışı müşterinin bayan ceketlerini son kullanıcıya satmaya başlaması ve hemen akabinde şikayet alınmaya başlanmış ise de, gerek bu husustaki şikayetlerinin davacılara bildirilmesi gerekse de malların iade edilmesinin ayıbın davacı tarafından tam olarak bilindiği sonucunu çıkarmayacağı, davacıların ayıbın varlığını tam ve kesin olarak yaptırdıkları 08/04/2014 tarihli test raporu ile öğrendikleri, ayıbın gizli ayıp niteliği dikkate alındığında, TBK.223 maddesi gereğince derhal bildirim yükümlülüğü altında olduğu, aksi taktirde ayıbın kabul etmiş varsayılacağı, her ne kadar davacıların dava dışı müşterinin şikayetlerini ve test sonuçlarını e-mail, telefon gibi araçlarla bildirmiş, tarafların en az zarar göreceği şekilde sorunu çözülmemek düşüncesiyle çözüm üretilmeye çalışılmış ise de, davacıların davalıya TTK.nun 18/3 maddesi “tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta ile yapılır” amir hükmü gereğince yaptığı ilk geçerli ihtarı 11/04/2014 tarih 09753 nolu ihtarname ile keşide ettiği anlaşılmakla, 3 günlük sürenin derhal kapsamında kalan makul bir süre olduğu, bu nedenle ayıp ihbarının süresinde yapıldığı ve ihbar şekline uygun olduğu, her ne kadar davalının davacılara sattığı astarın bedeli KDV dahil toplam 7.221,34 TL ise de, davacıların söz konusu ayıp nedeniyle uğradıkları zarar miktarının, iade edilen 622 adet ceket bedeli olan (birim satış fiyatı 25.10 Euro, 25,10*622 = 15.612,20 Euro) 15.612,20 Euro, KDV ve ceketlerin iade masrafı olarak 4.823,73 TL (KDV ve gecikme zammı bedeli 3.293 TL, antrepo depolama ücreti olarak 130 TL, müşavirlik hizmet ve küşat bedeli olarak 295 TL, ithalat hizmet bedeli olarak 40 TL, damga vergisi olarak 55 TL, …nakliye bedeli olarak 1.010,73 TL masraf yaptığının dosyadaki belgelerden görüldüğü) olduğu, davacının uğradığı bu zararın tazminini davalıdan TBK.md.227/f.2 hükmü uyarınca talebe hak kazandığı, buna göre davacının 15.612,20 Euroluk alacağının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal döviz faiz; 4.823,73 TL.lik alacağının dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, rapora ilişkin beyanlar sunulmuştur. Dosyanın tekrardan rapor sunmuş olan bilirkişi heyetine tevdi ile özellikle iade edilen malların ekonomik değerinin bulunup bulunmadığı, piyasaya arzının mümkün olup olmadığı, astardan kaynaklı olduğu belirtilen ayıbın astar değiştirilmek suretiyle yahut başka bir suretle giderilip giderilemeyeceği, giderilebilecek ise maliyetinin ne olacağı hususlarında ek rapor tanzimi istenmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 09/10/2017 tarihli ek raporda; iade edilen mallar gizli ayıp niteliği taşımakta olup bu ayıbın her üretim aşaması tamamlanarak tüketiciye sunulduğu ve tüketicilerin kullanımı esnasında ortaya çıktığı, bayan ceket olarak üretimi yapılan bu malların, tüketici tarafından alınıp olağan bir şekilde kullanımları esnasında dahi ayıplı oldukları ortaya çıktığından tüketiciler tarafından alınıp kullanılması söz konusu olamayacağı için mevcut halinde bir ekonomik değerinin bulunmadığı, söz konusu malların tekrar piyasaya sunulması halinde aynı sorundan dolayı tekrar iadelerin yapılacağı aşikar olduğundan bu malların mevcut halinde piyasaya arzının mümkün olmadığı, bu ürünlerin model ve sipariş üzerine üretimleri yapılarak müşteriye gönderildiği, astar değiştirilmek suretiyle bu ürünlerdeki sorunun giderilmesinin olası bir durum olduğu ancak bu durumda astar yenilenebilecek olup, ürünün üst/dış yani ürünü dışarıya gösteren kısmı gerek söküm gerekse de tekrar dikimi esnasında işlem göreceğinden ürünün kalitesinin çok cidi oranda azalacağı, bu nedenle dikim sonrası ulaştığı andaki görünümü ve kalitesini mevcut durumdaki kumaşlarla tekrar kazanmasının mümkün olmadığı, gerek bu husustan gerekse de ürünlerin model çalışılarak sipariş üzerine üretilmesinden dolayı mevcut malzemeleriyle sadece astar değiştirilmek suretiyle dava konusu olaya sebep olan ürünlerdeki sorunun giderilemeyeceği belirtilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın ” Madde 219- Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Madde 221- Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Madde 222- Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir.
Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur. Madde 223- Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” hükümlerine amirdir.
Yine “Alıcının Seçimlik Hakları” başlıklı Madde 227 vd “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir…. Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir: 1. Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi. 2. Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi. 3. Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi. Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür. hükümlerine amirdir.
Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporları yukarıda izahı yapılan yasal mevzuat ile birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı firmadan satın aldığı astarları kullanarak ihraç ettiği ceketleri müşterisi dava dışı şirkete gönderdiği, ceketlerin piyasaya sürülmesinden sonra müşterilerden gelen şikayetler üzerine durumun davacı şirkete bildirildiği, yaptırılan inceleme ve testler sonucunda astarın dikiş yerlerinden uygulanan olağan kullanım kuvveti ile açıldığının, ürünlerin ayıplı olduğunun tespit edildiği, dava dışı şirket tarafından söz konusu malların davacı şirkete iade edildiği, yine mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde tekstil mühendisi bilirkişinin kumaşlardan aldığı numuneler üzerinde yaptığı incelemede dikiş metodundan kaynaklanan bir sorun olmadığı, kullanılan dikiş ipliğinin ve dikiş sıklığının uygun olduğu, açılmanın astarın doku seyrekliğinden kaynaklı dikiş kayması probleminden meydana geldiği, ayıbın davalı tarafça davacıya satılan astarlardan kaynaklı olduğu ve meydana gelen zararın astarın niteliğinden kaynaklandığı, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, iade edilen malların mevcut halinde ekonomik değerinin bulunmadığı, piyasaya arzının mümkün olmadığı, astarın değiştirilmesi veya başka bir suretle ürünlerdeki sorunun giderilerek ürünlerde aynı kalitenin yakalanmasının mümkün olmadığı, sorunun astarın değiştirilmesi veya farklı şekilde giderilemeyeceğinin tespit edildiği, mallardaki gizli ayıbın davacı tarafça makul süre içerisinde davalıya bildirildiği, şu hale göre davalı satıcının satılandaki gizli ayıp sebebiyle davacıların uğramış olduğu zarardan sorumlu olduğu anlaşılmakla bilirkişi heyet raporu hükme esas alınmak suretiyle sübut bulan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-15.612,20 EURO’ nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi gereği kamu bankalarının EURO cinsine uyguladığı en yüksek yıllık mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
-4.823,76 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.561,06 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 3.352,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT ‘sine göre tespit olunan 5.848,82 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸