Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1184 E. 2018/1182 K. 02.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1184
KARAR NO : 2018/1182
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan), Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ: 10/07/2014
KARAR TARİHİ: 02/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan), Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kısa süreliğine 80.000 TL değerinde bir teminat mektubuna güvence olmak üzere evini ipotek vermesi için kandırıldığını ve tapuda verilen sözlerin aksine kendisine çok geniş kapsamlı ipotekli borç senedi, yine sınırsız oranda geniş kapsamlı kredi sözleşmesi ile müteselsil kefalet sözleşmesi imzalatıldığını, davacının sözleşmeyi imzalarken okumadığını, kendisine okutulmadığını, aradaki güvene istinaden sözleşmeyi imzaladığını, sözleşmenin bir nüshasının davacıya verilmesi gerekirken verilmediğini, davacının sözleşmeyi imzaladıktan sonra belirli bir süre bekleyerek ipoteğin kaldırılması için defalarca lehine ipotek verdiği..Şti.sorumlu müdür ve yetkilileriyle görüştüğünü, her defasında çeşitli bahanelerle oyalandığını, davacının bankanın ödeme ihtarı üzerine ve hemen akabinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile icraya verilince imzaladığı 11/03/2009 tarihli, … yev.nolu ipotek, Resmi senet, kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesini görme ve okuma olanağı elde ettiğini, ondan sonra kandırıldığını, sadece teminat mektubu için değil kendisine ipotekli borç senedi, genel kredi sözleşmesi ve şirketin tüm ticari işlemlerine (doğmuş doğacak tüm borçlarına, tüm teminatlara, kefaletlere, temliklere, her türlü ve tüm kredilerine, hatta senet ve çeklere) sorumlu ve borçlu kılındığını, üstelik konulan ipotek bedelinin 210.000 TL olduğunu, hatta bu bedelin bile göstermelik olduğunu, bunu aşan borçtanda sorumlu olduğunu ve verdiği ipoteğin ipoteği aşan borçlar içinde güvence olarak alındığını öğrendiğini, davacının tacir olmayın emekli bir ev hanımı olduğunu, taraflarla hiçbir çıkar ilişkisi, ticari ilişkisi ve yakınlığı olmadığını, bütün bunlara karşı hiçbir bedel almadığını, işlemin tamamen hatıra binaen yapıldığını, davacıya …noterliğinin 19/06/2014 tarih ve… yevmine sayılı temerrüt ihtarnamesi gönderildiğini ve bu ihtarname ile davacının mütemerrit kılınmak istendiğini, ihtarnamenin keşide edilmesinden dört gün sonra İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas ile icra takibi başlatıldığını, bu takipte davacıdan ihtarnamede belirtilen borçtan çok daha fazlası istendiğini, ihtarnamede faiz istenmediği halde çok yüksek oranda fahiş faiz yürütüldüğünü, ihtarnamede hiç söz edilmediği halde, bir çek bedeli ve bir de 80.000 TL.nin teminat mektubu bedeli olarak bankaya depo edilmesinin istendiğini, bu takibe karşı hem icra dairesine hem de İstanbul …İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosya ile itiraz ve şikayette bulunulduğunu, borcun davacı yönünden muaccel olmadan takip başlatıldığını, kullanılmamış bir teminat mektubunun ve çekinde icra takibi konusu yapıldığını, doğmamış, oluşmamış bir alacağın icra takibi konusu yapılamayacağını, haricen öğrendiklerine göre istenilen borcun şimdiye kadar kullandırılan kredilerin en sonuncusu olan 300.000 TL.lik krediden arta kalan son kredi taksitleri olduğunu, sözleşmenin mahiyetinden haberdar olunduktan sonra İstanbul …noterliğinin 30/06/2014 tarih ve … yevmiye nolu karşı ihtarname ile itiraz edildiğini, gerçekte emlak değeri tapuda o tarihlerde 40.000-50.000 TL olan bir gayri menkul üzerine 210.000 TL gibi çok yüksek bir ipotekli borç senedi tesis edildiğini, davacının bu borçtan sorumlu olmadığını, borçlulara verilmiş olan hiçbir kredi sözleşmesinde davacının imzasının bulunmadığını, davacıya bununla ilgili hiçbir bildirimde bulunulmadığını, kendisine kredi sözleşmeleri ve hesap özetleri, taksit tablosu verilmediğini, oysa yasa gereği hem davacının imzasının alınması hem de kendisine verilen kredi ile ilgili bütün dökümanların verilmesi gerektiğini, dolayısı ile davacının bu borca kefil tutulamayacağını, sadece tapuda yapılan ipotekli borç senedi yoluyla davacının borçlu kılınamayacağını, davacıdan istenilen miktarın ipotek bedeli kapsamında olan bir borç olmadığı gibi ipotek bedeline ilişkin çekilen bir kredi olmadığını, dava konusu sözleşmenin BK.İrade Bozuklukları başlığı altında düzenlenen 30, 31 ve 36.maddelerine aykırı olduğunu, davacıdan 80.000 TL teminat mektubu için ve üç ay için ipotek istendiğini ve fakat ipotekli borç senedi ile sınırsız oranda yükümlülük getiren karma bir sözleşme imzalatıldığını, imzalanan işbu sözleşmenin geçersiz olduğunu, yapılan ipotek ve müteselsil kefalet sözleşmesinde eşin muvafakatinin alınmadığını, dava konusu taşınmazın aile konutu olup ortak mülkiyet olduğunu, aile konutunun nasıl haczedilemiyorsa rehin konusu da yapılamayacağını, işletilen faizi ve faiz oranlarına da itiraz ettiklerini, ipoteğin ne kadar olduğu, hangi miktar ve hangi borç için verildiği, süresi, cayma koşulları vb.hususların açıkçüa belirli olması gerektiğini, dava konusu sözleşme ve verilen kerdi ile ilgili işlemlerin BK.20,21,23,25,28.maddeleri çerçevesinde değerlendirildiğinde iptali gereken hukuka aykırı işlemler olduğunu, bu nedenlerle öncelikle tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasına, sözleşmenin iptali ile ipoteğin fekkine, borçlu olmadıklarının tespitine, icra takibinin iptaline ve işletilmiş olan fahiş faizin iptaline, kötü niyetli borçlunun %40.tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına çarptırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı bankanın Karaköy şubesi ile dava dışı..Şti. Arasında Genel Nakdi Gayrinakdi Kredi sözleşmeleri imzalandığını, anılan sözleşmeler kapsamında kendilerine kredi kullandırıldığını, kullandırılan kredinin teminatını teşkil etmek üzere davacı adına kayıtlı … Mah., 1191 Ada, 30 parselde kayıtlı arsa vasıflı taşınmaz üzerinde 2.kat, 8 bağımsız bölüm nolu daire vasıflı taşınmazın kaydına davalı banka lehine 1.dereceden 210.000 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, borçlu şirketin kredi borçlarını ödemede güçlük çekmesi üzerine hesapları kat edilerek, davaya konu ipotekli taşınmazın satılarak paraya çevrilmesi için İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, davacı tarafça sonuç ve istem kısmında birbirinden tamamen farklı usul ve kurallara bağlı pek çok talepte bulunulduğunu, bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, takibe konu borcun borçlu şirket adına muaccel hale gelmiş olup, ipotek verene yapılan tebligatın MK.887.m.uyarınca ödeme istemi yerine geçtiğini, davacının kendisinin 3 aylığına ipotek verdiği iddiasını gerçeğe ve mantığa aykırı olduğunu, davaya konu borcun teminatında yer alan ipoteğin 2009 tarihinde verilmiş olup, söz konusu ipoteğin süresiz olarak tesis edildiğini, öte yandan ipoteğin tesisinden bu yana aradan 5 yıl geçmiş olmasına karşın davacı tarafça bugüne kadar ipoteğin fekkine ilişkin herhangi bir talepte dahi bulunulmadığını, ipotekli borç senedi ya da kefalet sözleşmesi var olduğu iddia edilmiş ise de var olanın TMK.M.856 uyarınca kurulan rehin olduğunu, davacının mağdur ve kandırılmış imajı yaratma çabasının gerçeğe ve hayatın olağan akışına tamamen aykırı olduğunu, davacının eş rızası, rehnedilemezlik defi vs.iddialarının tamamen kötü niyetli olup, takibin iptali için her türlü iddianın farazi olarak ortaya atılmasından ibaret olduğunu, bu nedenlerle davacının ipoteğin fekki, takibin iptali ve faiz, faiz oranına ilişkin iptal taleplerinin reddine, davalının uğradığı zararın tazmini için %20.den aşağı olmamak üzere tazminata çarptırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf vekilleri ortak imzaladıkları 13/08/2018 tarihli dilekçe ile davanın konusunu teşkil eden ihtilafları sulh protokolü çerçevesinde çözmüş olduklarından protokol hükümlerine göre karar oluşturulmasını, tarafların birbirlerinden herhangi bir masraf, yargı gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını beyan etmişlerdir.
Davacı vekili 02/11/2018 tarihli celsede, sulh protokolünde belirtildiği üzere 25.000 TL ödendiğini, buna ilişkin ibraname alındığını, davalı vekili; sulh protokolünde belirtildiği üzere 25.000 TL ödendiğini, buna ilişkin ibraname verildiğini, ancak ana gayrimenkul üzerindeki ipoteğin malik başvurmadığı için kaldırılmadığını, başvurulması halinde kaldırılacağını beyan etmiştir.
Dava; davalı banka tarafından kullandırılan kredilerden kaynaklı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
HMK’nın 313. maddesine uygun olan sulh talebi değerlendirilmiş, taraf vekillerinin sulh konusunda vekaletnamelerine göre yetkili oldukları anlaşılmıştır.
HMK.’nın 315. maddesi gereğince; “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” Dosyada mübrez 13/08/2018 tarihli sulh protokolü kapsamında bu yönde özel olarak yetkilendirildikleri anlaşılan taraf vekillerinin dava konusu uyuşmazlıkla alakalı sulh oldukları, düzenledikleri sulh protokolü doğrultusunda karar verilmesini talep ettikleri ve karşılıklı olarak yargılama gideri vekalet ücreti talepleri bulunmadığı görülmekle 13/08/2018 tarihli sulh protokolu doğrultusunda ipoteğin kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sulh protokolü doğrultusunda …Mahallesi Silivri Kapı Caddesi 1191 Ada 300 Pafta 130 Parsel 2. Kat 8 Nolu Bağımsız Bölüm üzerinden …Bölge Tapu Sicil Müdürlüğünün 11/03/2009 tarih ve…yevmiye numarası ile konulmuş olan ipoteğin KALDIRILMASINA,
2-Dava sulh ile sonuçlanmış olduğundan diğer hususlar üzerinde KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.222,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.186,70 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Talep gibi taraflarca yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Talep gibi taraf vekilleri yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim
¸