Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1086 E. 2019/1055 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1086 Esas
KARAR NO : 2019/1055

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2014
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

BİRLEŞEN …5.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2015/127 ESAS 2016/880 KARAR SAYILI DOSYASINDA;

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/04/2014
KARAR TARİHİ : 27/10/2016

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında 19/10/2011 tarihli Lojistik Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davacı şirkete ait ithal edilmiş veya yurtiçinde üretilmiş olan ürünlerin, davalıya ait depoda muhafaza edilmesi ve buna karşılık olarak belirlenen hizmet bedelinin davalıya ödenmesi hususunda tarafların anlaşma sağladığını, davalıya ait … adresinde yer alan depoda 03/04/2012 tarihinde gerçekleşen yangın sonucu davacı şirketin 8.453.296 TL tutarında zarara uğradığını, bu zararın bir kısmı olan 3.586.186 Amerikan Doları tutarındaki zararının davacı şirketin sigortacısı … AŞ tarafından … nolu poliçe kapsamında ödendiğini, ancak söz konusu poliçe kapsamında karşılanmayan KDV tutarı, üretim maliyetleri ve poliçe muafiyet tutarının tahsili amacıyla davalı taraf aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının başlatılan takibe itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, bu nedenle davacı şirketin uzun süre önce uğramış olduğu zararı davalıdan tazmin edemediğini, davalı tarafın söz konusu hasara neden olan yangından ve bu yangın nedeniyle davacının uğramış olduğu zarardan sorumlu olduğunu, yangından sonra davalının başvuru üzerine Gebze …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası ile alınan 26/06/2012 tarihli bilirkişi raporunda yangının davalının deposunda yanıcı, patlayıcı özelliği bulunan ürenler bulunmasına rağmen bunları istiflemek amacıyla elektrikli forklift kullanılması sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini, bu nedenle davalının yangının gerçekleşmesinde ihmalinin bulunduğunun sabit olduğunu, bu ihmalin ağır ihmal olduğunu, anılan nedenlerle davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davacı tarafça Gebze …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasında temin edilen bilirkişi tespit raporunu gerekçe göstererek davalı şirketin kusurlu olduğunu ileri sürdüğünü, ancak forklif ile yapılan çalışmalarda sürtünme, çarpma gibi durumların depolama faaliyeti içerisinde meydana gelmesinin olağan durum olduğunu, bu nedenle davalı şirketin kusurlu olduğu düşünülemeyeceğini, davacının dayanak olarak ileri sürdüğü söz konusu raporun farklı ihmallerden bahsettiğini, dolayısıyla dava konusu yangının çıkış sebebi ile ilgili olarak tam bir tespit içermediğini, bu nedenle rapor çerçevesinde davalı şirkete kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, zira Gebze CBS tarafından davalı şirket hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiğini, davalı şirketin depolarında her yıl tüm bakımların yapıldığını, zarar doğuracak her türlü olaya karşı alınması gereken önlemlerin aksatılmadığını, yanan deponun her türlü depolamaya uygunluk lisansı ve yangına karşı donanımının tam olduğunu, yine taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 14.2.maddesinde yangının bir mücbir sebep hali olarak tanımlandığını ve mücbir sebebin illiyet bağını kestiği için davalının tazminattan sorumlu tutulamayacağını, yine davacının dava konusu yangından dolayı doğan zarara ilişkin tüm taleplerini sigortacısı konumunda olan …’ya yönlendirmesi gerektiğini, davalının sigortacısı tarafından karşılanmayan zararları bakımından davalı şirkete herhangi bir talep yöneltemeyeceğini, anılan nedenlerle icra takibine itiraz edildiğinden bahisle davacının davalı aleyhine başlatmış olduğu icra takibinin kaldırılmasına, davalı şirketin işbu dava konusu olayda sorumlu olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

BİRLEŞEN …5.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2015/127 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin üçüncü kişi sigortalı … A.Ş (…)’ye ait veya … tarafından kullanılan alanlarda …’nin uğrayabileceği hasarların karşılanması amacıyla 30.06.2012 tarihine kadar geçerli olan poliçe ile sigortalandığını, davalıya ait depoda 03.04.2012 tarihinde gerçekleşen yangın sonucunda davacı şirketin sigortalısı …’nin uğramış olduğu 3.586.186 Amerikan doları tutarındaki zararı ödediğini, davalının bu bedeli ödememesi üzerine aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, her türlü talep, dava ve şikayet haklarının saklı kalması kaydıyla davacı şirketin sigortalısına ödemiş olduğu hasar bedeline yönelik başlatılan icra takibine davalı tarafça haksız ve dayanaksız olarak yapılan itirazın iptaline, %20’den az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sigortalısı ile davalı ile arasında sözleşme gereği dava konusunun davalıdan talep edilemeyeceğini, mezkur sözleşmede yangının mücbir sebep olarak tanımladığı ve mücbir sebebin illiyet bağını kesmesinden dolayı tazminat sorumluluğunun ortadan kalktığını, davalının sorumlu olmadığı Gebze Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturma dosyasıyla sabit olduğu, davalının sorumluluğunun kabulü ihtimalinde dahi sözleşme hükümleriyle işbu sorumluluğun sınırlı olduğundan bahisle davanın reddini talep ve beyan etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Esas davada dava, davacı tarafından dava konusu yangın nedeniyle uğranılan zararın davalı şirketten tazminine ilişkin başlatılan icra takibine, davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Birleşen davada dava, davacı şirketin dava konusu yangın nedeniyle 3.kişi sigortalısına ödemiş olduğu bedelin, davalıdan tazminine ilişkin başlatılan icra takibine, davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Esas davada; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı …AŞ tarafından davalı … AŞ aleyhine 230.000,00 GBP asıl alacak, 81.370,00 USD asıl alacak ve 1.230.576,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 2.011.777,80 TL’nin tahsili amacıyla 03/04/2013 tarihinde takip başlatıldığı, başlatılan takibe davalının 10/04/2013 tarihinde itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, esas davanın ise yasal süre içinde açıldığı görülmüştür.
Birleşen davada; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı … AŞ tarafından davalı … AŞ aleyhine 3.586.186,00 USD asıl alacak ve 38.299,84 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.624.485,84 USD-6.563.218,96 TL’nin tahsili amacıyla 03/04/2013 tarihinde takip başlatıldığı, başlatılan takibe davalının 10/04/2013 tarihinde itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, esas davanın ise yasal süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce tarafların tüm delilleri toplanmış olup, dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Elektrik Mühendisi Doç.Dr…., Kimya Mühendisi …, İnşaat Mühendisi …, Lojistik Uzmanı …, Yangın Uzmanı …, Mali Müşavir… ve Sigorta Uzmanı Yard.Doç.Dr…. tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; olayda davalı tarafın tacir olması, ticari hayatta uygulanması icap eden basiret ve hassasiyete sahip olması, müdebbir bir tüccar gibi davranma mutlak şart olduğundan bilirkişi heyetinin kanaatine göre bu paraların yangının vaki olduğu 03/04/2012 tarihli Merkez Bankası Alış Kurlarına göre hesaplanarak toplam 2.025.958,00 TL tutarında davacının davalı firmadan alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora beyan ve itirazlar sunulmuş olup, mahkememizce bu kez dosyanın rapor tanzim eden bilirkişi heyetine tevdi edilerek ve heyete Sigorta Hukukçusu …’da eklenmek suretiyle ham asıl dosya yönünden hemde birleşen dosya yönünden, rapora itirazlar da değerlendirilmek suretiyle ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda; kök raporlarında belirtilen hususlarda davalı … AŞ vekilinin itirazı doğrultusunda herhangi bir değişiklik olmadığını, davacı şirketin İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafın yaptığı itirazın iptaline göre alacak tutarı 230.000 GBP, 81.370 USD tutarının raporda yer aldığı, ayrıca 1.230.576 TL talep edildiği, olayda davalı tarafın tacir olması, ticari hayatta uygulanması icap eden basiret ve hassasiyete sahip olması, müdebbir bir tüccar gibi davranmanın mutlak şart olduğunu, kanaatlerine göre bu paraların yangının vaki olduğu 03/04/2012 tarihli Merkez Bankası alış kurlarına göre hesaplanarak toplam 2.025.958,00 TL davacının alacaklı olduğu, yine birleşen dosya açısından davacı tarafından meydana gelen maddi hasarın ödenmesi üzerine sigortalısının hukukuna halef olması nedeniyle meydana gelen maddi zararın rücuen tazmini gerektiğini, davalının kusurlu olduğu, davalı şirketin davacının halefiyet hakkı nedeniyle davacı şirkete 3.586.186,00 ABD dolarını ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte ödemesi gerektiği, bu itibarla davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aldırılan bilirkişi kök ve ek raporları mahkememizce hüküm kurmaya elverişli bulunmadığından yeni bir bilirkişi heyeti aracılığıyla inceleme yapılarak taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alınarak, yangının çıkış sebebinin tespiti, yangının çıkış sebebinde davalının kusurunun bulunup bulunmadığı, (kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığı da değerlendirilerek) kusuru varsa bunun ağır kusur oluşturup oluşturmayacağı, yangın olayının taraflar arasındaki sözleşmenin 14.2 maddesi uyarınca mücbir sebep olarak öngörülmesinin sonuca etkili olup olmadığı, ve davalının sorumluluğunu ortadan kaldırıp kaldırmadığı, davalının meydana gelen yangın olayında ağır kusur yoksa taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 8.3, 8.4 ve 7.3 maddesi hükümleri uyarınca sorumsuzluk anlaşmasının geçerli olup olmadığı, söz konusu sorumsuzluk anlaşmasının geçerli olduğu sonucuna varılacak olur ise olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 99.maddesi uyarınca davacının zarar isteminde bulunup bulunamayacağı, bulunabilecek ise davacı tarafça dilekçesinde talep edilen KDV bedeli, şirketler arası kar zararı, sabit maliyet ile marjinal maliyet arasında fiyat farkı ve sigorta muafiyet bedelini ayrı ayrı davalıdan isteyip isteyemeyeceği hususunun ve özellikle sözleşmenin 8.4.maddesinin de bu bağlamda değerlendirilmesi ve davacı tarafça bir talepte bulunabilecek ise talep edebileceği bu zarar kalemlerinin mahkeme denetimine a çık olacak şekilde gerekçeleri ile birlikte somut olarak hesaplanması ile birleşen dava yönünden de asıl davadaki değerlendirmeler de gözönünde tutularak olay ve dava tarihindeki 818. BK.’nun 167.maddesi de gözönüne alınarak davacının davalıdan ödediği tazminat bedelini rücuen isteyip isteyemeyeceği, yine poliçede sigorta şirketi tarafından ödenen bedelin sorumlulardan rücu edilemeyeceğine ilişkin herhangi bir şartın bulunup bulunmadığı hususlarının tespiti ile davacı … şirketi tarafından sigortalısına ödendiği iddia olunan bedelin rücuen talep edilebileceği sonucuna varılacak olur ise davalı tarafça zarar miktarına da itiraz yapılmış olması da dikkate alınarak hasar dosyası da incelenmek suretiyle davacı … tarafından sigortalısına yapılan ödemenin makul olup olmadığı hususlarında inceleme yapılarak rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Yangın Uzmanı …, İnşaat Mühendisi …, Vergi Uzmanı …, Sigortacı…, Lojistik Uzmanı …, Kimya Mühendisi …, Mali Müşavir …, Elektrik Mühendisi … ve Hukukçu…tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; esas dava yönünden davalı şirketin yangın çıkmasında kusuru olduğu, fakat ağır kusur oluşturmadığı, davacının talepte bulunabileceği zarar miktarının 460.383,06 USD olarak hesaplandığı, birleşen dava yönünden ise birleşen dosya davalısının sorumsuzluğunun kabulü, taraflar arasındaki sözleşmenin 8.2 maddesi kapsam ve içeriğinde bir mali mesuliyet sözleşmesi yapmış olması şartına bağlandığı, bu şartın mülga 818 sayılı BK 152.maddesi kapsamında infisahi şart olduğu, bu halde davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşmenin 8.2 maddesi ile mülga 818 sayılı BK 152.maddesi kapsamında infisahi şart olarak kabul edilen ve sözleşmenin 8.2 maddesini karşılayan bir mali mesuliyet poliçesi sunmadığından ve böyle bir poliçe yaptırmış olsa bile birleşen dava davacısı sigorta şirketini zaman aşımı süresi tükenmeden mali mesuliyet sigortacısına yönlendirmediğinden davacının rücuen tazminat isteminin mevcut olduğu, birleşen davacının rücu edebileceği miktarın 3.601.362,00 USD olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora beyan ve itirazlar sunulmuş olup, mahkememizce bilirkişi heyeti tarafından teknik incelemenin yapılmış oluşu ve itirazların mahkememizce karar verilebilecek durumda oluşu dikkate alınarak tarafların ek rapor aldırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının beyanları, ibraz edilen deliller, birleşen dosya, icra takip dosyaları, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu ibraz edilen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilen Lojistik Hizmet Sözleşmesi uyarınca davacı şirkete ait ithal edilmiş veya yurtiçinde üretilmiş olan ürünlerin, davalıya ait depoda muhafaza edilmesi hususunda sözleşme imzalandığı, davalı şirketin işyerinde meydana gelen yangın sonucu davacıya ait ürünlerin yangında zarar gördüğü, mahkememizce kabul gören bilirkişi raporları ve teknik tespitlere göre yanıcı ve parlayıcı ürünlerin bulunduğu alanlarda kıvılcım çıkarmasını önleyen ex-prof özelliği bulunmayan forklift ile çalışma sonucu oluşan kıvılcımlardan çıkan alevlerin, depolama alanındaki parlayıcı ve patlayıcı gazların tutuşması sonucu yangının başladığı, yanıcı ve itici gazların bulunduğu alanda yine parlayıcı ve patlayıcı gazların bulunduğa alanda ex-prof özelliği bulunmayan forklift ile çalışmada davalı …’nin gerekli önlemleri almaması ve gereken özeni göstermemesi sebebi ile kusurlu olduğu, ancak söz konusu kusurun ağır kusur niteliğinde bulunmadığı, yine meydana gelen yangının sözleşmenin 14.2.maddesi uyarınca mücbir sebep olarak da öngörülmesi mümkün olmadığı, yangın olayı 3.bir kişinin kusurundan kaynaklanmış yada meydana gelen yangında … kusursuz bulunmuş olsaydı ancak o zaman bunun sözleşmenin 14.2.maddesi uyarınca mücbir sebep oluşturabileceği, ancak yangının çıkış nedeninin davalı şirketin kusurundan kaynaklandığı ve işletme tercihi olduğu, bu kapsamda mücbir sebep halinin de bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 8.3, 8.4 ve 7.3.maddelerinde yer aldığı ileri sürülen sorumsuzluk anlaşması yapılmasının mümkün olup olmadığı ve bu sorumsuzluk anlaşması uyarınca davacının yada birleşen dosya davacısının davalıdan talepte bulunma hakkının bulunup bulmadığı hususunun da irdelenmesi gerekmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 8.1.maddesinde davacı …’in sözleşmeye konu ürünleri davalı …’nin dağıtım merkezinde …’nin gözetim ve muhafazası altında iken, tam değerleri üzerinden her türlü tahribat, kayıp veya hasar bakımından tüm risklere karşı saygın sigortacılara sigorta ettirileceği yada sigorta ettirilmesinin sağlanacağı kararlaştırıldığı görülmüştür. Sözleşmenin 8.2.maddesinde ise …’nin masrafları kendi hesabından olmak üzere dağıtım merkezinde, …’nin gözetim ve muhafazası altında iken madde 6.10.maddesinde tam değerleri üzerinden …’nin ihmali üzerine ortaya çıkabilecek her türlü tahribat, kayıp veya hasar bakımından tüm risklere karşı saygın sigortacılara mali sorumluluk sigortası yaptıracağı yada yaptırılmasının sağlanacağı düzenlenmiştir. İlk bakışta her iki düzenlemenin de bi…irinin aynısı olduğu izlenimi edilinilmekte ise de, 8.2.maddesinde düzenlenecek sigortanın …’nin ihmali davranışları sebebi ile oluşabilecek hasar yönünden olduğu, 8.1.maddedeki …’in sigorta yapma yükümlülüğünün ise …’nin ihmal yada kusurlu davranışı bulunmayan olaylar için sigorta yapma yükümlülüğünün olduğu, yani bu iki maddede ilkinde, …’nin kusursuz olduğu haller için …’in sigorta ettireceği, ikincide …’nin kusurlu olduğu durumlar için …’nin sigorta yaptırması gerektiği, sözleşme maddelerinin bu şekilde anlaşılması gerektiği değerlendirilmiştir. Nitekim mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporuna göre yangının meydana gelmesinde, davalı … çalışanlarının kusur ve ihmalinin bulunduğu, bu itibarla …’nin meydana gelen kazadaki kusur durumundan dolayı bu kanaate varılmıştır. Sorumsuzluk anlaşması yönünden, sözleşmenin 8.3.maddesi uyarınca “taraflardan her biri, diğer taraflara sadece söz konusu tarafça işbu madde 8.uyarınca yaptırılan ve devam ettirilen sigorta poliçe ve bu sigorta poliçeleri bakımından hak veya menfaat sağlanmasını temin edecek ve kendi ile ilgili sigortacısının sahip olduğu sigortalı tarafın, diğer taraflar aleyhinde gündeme getirebileceği, herhangi bir talep veya alacağı devretme hakkından feragat etmelerini sağlayacaktır” düzenlemesinin bulunduğu, bu maddenin … yönünden gerek …, gerekse …’e bir kısım ödeme yapan … AŞ yönünden sözleşmenin 8.2.maddesini karşılayan bir mali mesuliyet poliçesi sunmadığından ve böyle bir poliçe yaptırmış olsa bile gerek davacıya, gerekse birleşen dosya davacısı… AŞ’yi zamanaşımı süresi tükenmeden, mali mesuliyet sigortacısına yönlendirmediğinden hem …’in, hemde… AŞ’nin tazminat isteme hakkının bulunduğu, ayrıca söz konusu 8.3.maddesindeki düzenlemeden davalı …’nin yararlanabilmesi için ancak sözleşmenin 8.1.maddesinde meydana gelen ve …’in sigorta yükümlülüğü kapsamında oluşmuş bir zarar halinde bu sorumsuzluk anlaşmasının geçerli olabileceği, yani 8.3.maddenin … yönünden geçerli olabilmesi için davacı …’in sigorta yapma yükümlülüğü olan bir olay sebebiyle gerçekleşmiş olan zarardan dolayı bu hakkının olduğu, …’in ise 8.3.maddedeki düzenlemede yararlanabilmesi için, 8.2.maddedeki …’nin uğramış olduğu bir zarar sebebiyle sorumsuzluk anlaşmasını ileri sürebileceği, bu itibarla meydana gelen olay sebebi ile oluşan zarardan davalı şirketin sorumlu olduğu, her ne kadar önceki raporlarda ve dava dilekçesinde davacı zarar kalemi olarak KDV farkı, poliçe kapsamında karşılanmayan davacı şirket tarafından ithal edilen ürünler için uğradığını iddia ettiği şirketler arası kar (satış fiyat farkı) ve poliçedeki muafiyet tutarı sebebiyle uğramış olduğu zararları istemiş ise de, sonuç olarak maddi vakanın nitelendirilmesi taraflara ait olup, hukuki nitelendirme mahkemeye ait bulunmaktadır. Sözleşmenin 7.1.maddesinde zarar hesabı hususunda aşağıdaki düzenleme mevcut olup, “bir tarafın diğer taraflar karşısında ürünler dışında bir mal kaybı veya hasarından kaynaklanan veya bu tür bir kayıp veya hasarla ortaya çıkan yükümlülüğü varsa, söz konusu malın makul tamir, onarım masrafı ve aynı yaş ve aynı durumdaki mal ile yenileme maliyeti ile (bu ikisi arasından daha düşük olan rakam geçerli olmak üzere) sınırlı olacaktır.” hükmünün mevcut olduğu, yine sözleşmenin 6.10.maddesinde “söz konusu ürünlerin değerinin aşağıdakiler arasında daha küçük olan değer kabul edilecektir. Bu ürünlerin …’e imalat maliyeti (KDV hariç) ve bu ürünlerin … tarafından alındığı noktaya kadar olan nakliye masrafı ve hasarlı ürünler söz konusu olduğunda taraflar arasında mutabık kalınan şekilde zarar nedeniyle bu değerden düşülen miktar” hükmü uyarınca, davacı şirketin imalat maliyetini talep edebileceği, hasar gören ürün toplam maliyetinin 7.222.443,00 TL olduğu, USD değerinin 4.062.345,06 USD olduğu, ekspertiz raporunda 3.044.485,00 USD ithal malların yerine konması, 555.823,00 USD yerel malların yerine konması, 1.054,00 USD pazarlama stantlarının yerine konması, 9.490,00 USD iş kayıpları ve 56.701,00 USD iş durması olarak toplam 3.667.553,00 USD hasar tazmin bedelinin hesaplandığı, bu bedelden ithal malların yerine konması, yerel malların yerine konması ve pazarlama stantlarının yerine konması için ödenen ücretin (birleşen dosya davacısı tarafından davacıya yapılan ödeme) 3.601.362,00 USD olduğu, davacının talepte bulunabileceği zararın (4.062.345,6 USD – 3.601.362,00 USD) = 460.983,06 USD olduğu, davacının icra takip dosyasında 230.000,00 İngiliz Sterlini, 81.370 USD ve 1.230.576,00 TL için takip yaptığı, davanın itirazın iptali davası olması, oluşan zararın USD (yabancı para cinsinden) olması sebebiyle davacının zararı hem yabancı para cinsinden, hemde onun takip tarihindeki kur üzerinden TL cinsinden talepte bulunabileceği, bu kapsamda uğramış olduğu yabancı para cinsi zarar olan 460.983,06 USD’den ve takipte doğrudan doğruya yabancı para cinsinden talep ettiği 81.370,00 USD düşüldüğünde davacının 379.613,06 USD bakiye zararının kaldığı, davacının toplam uğradığı zarardan 81.370,00 USD’nin takipteki talep doğrultusunda doğrudan doğruya USD cinsinden takibin devamı noktasında karar verildiği, bakiye 379.613,06 USD yönünden ise takip tarihindeki USD’nin TL karşılığı kuru üzerinden (1.7779 TL) karşılığının 674.914,06 TL olduğu, bu miktar yönünden itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerektiği görülmüş, dolayısıyla asıl davada hem doğrudan uğranılan yabancı para cinsiyle oluşan zararla 81.370,00 USD’lik zarar, hemde USD cinsinden uğranılıp takipte TL olarak talep edilen 674.914,06 TL’lik zarar yönünden davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden devamına karar vermek gerekmiş, her ne kadar davacı kar kaybı, satış fiyatları arasındaki fark, KDV zararı gibi doğrudan doğruya olmayan, dolaylı zararlar kapsamındaki diğer zararları sebebiyle davanın reddine karar vermek gerekmiş, ayrıca davanın haksız fiile dayanması, davalı şirketin meydana gelen olayda kusurunun bulunup bulunmadığı, bu kapsamda gerek zarar miktarının tespiti, gerekse söz konusu zarar sebebiyle davalının kusurlu olup olmadığı ve ödeme yapılıp yapılmaması gerektiği hususu yargılamaya matuf bulunduğundan, bu kapsamda alacak belirlenebilir ve likit bulunmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmemiş, yine birleşen dosya yönünden ise; birleşen dosya davacısı … AŞ’nin davacının aynı olay sebebiyle uğramış olduğu zarardan, poliçe kapsamında tazmin etmiş olduğu zarar yönünden bilirkişi raporuna göre 3.601.362,00 USD’yi rücuen davalıdan talep edebileceği, ancak birleşen dosya davacısının icra dosyasında 3.586.186,00 USD asıl alacak ve 38.299,84 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.624.485,84 USD alacak talebinde bulunduğu, davacının talebi ile bağlı kalınarak (rücu edebileceği miktar 3.601.362,00 USD iken 3.586.186,00 USD asıl alacak üzerinden talepte bulunulması) ve davacının ödeme tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunabileceği, davacı tarafça icra dosyasında istenen faizinde uygun olduğu (davacı tarafça icra takip talebinin altında yapılmış bulunan faiz hesabının doğru olduğu ve bu hususun mahkememizce basit bir matematik işlemle hesaplanması sebebiyle yeniden bu hususta inceleme yapılmadığı) anlaşıldığından, davalı tarafça icra dosyasına yapılan itirazın iptaline karar vermek gerekmiş, yine birleşen dosyada da alacak belirlenebilir ve likit bulunmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmemiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava dosyasında; davacının davasının KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile, davalı tarafında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 81.370 USD ve 674.914,06 TL yönünden iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden devamına, takibe takip tarihinden itibaren TL cinsinden hükmedilen bedel yönünden 3095 sayılı yasanın 2.maddesi uyarınca değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, USD cinsi yönünden ise takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca kamu bankalarının USD cinsine uyguladıkları en yüksek 1 yıl vadeli mevduat faiz oranının uygulanmasına, kalan kısımlar ve icra inkar tazminatı istemlerinin REDDİNE,
2-Birleşen dava yönünden; davacının davasının KABULÜ ile, davalı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, icra inkar tazminatı uygulanması istemlerinin REDDİNE,
3-Asıl Dava Yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 56.168,50 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 24.297,35 TL’nin mahsubu ile bakiye 31.871,15 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Birleşen Dava Yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 448.333,48 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 79.267,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 369.066,08 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Asıl Dava Yönünden; Davacı tarafından yatırılan 24.297,35 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen Dava Yönünden; Davacı tarafından yatırılan 79.267,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Asıl Dava Yönünden Davacı Lehine; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 58.162,94 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl Dava Yönünden Davalı Lehine; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 74.433,16 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen Dava Yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 154.257,19 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Asıl Dava Yönünden; Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta masrafı toplam 11.690,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 4.778,17 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Birleşen Dava Yönünden; Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta masrafı toplam 4.351,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”