Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1062 E. 2018/741 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2014/1062
KARAR NO : 2018/741
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2014
KARAR TARİHİ : 31/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine 07/02/2014 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğünde … esas sayılı dosyası ile cari hesap ve faturalara dayalı icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, taraflar arasında ticari ilişki kurulduğunu ve bir süre devam ettiğini, acnak davalı şirkete satılan icra konusu faturalarda gösterilen ürünlerin satış bedellerinin belli bir kısmının ödendiğini, belli bir kısmının ise halen ödenmediğini, borcun tahakkuku tarihinden itibaren uzun bir süre geçmesi ve kendilerine borcu ödemeleri konusundaki ikazlarına rağmen olumlu bir cevap alınamadığını, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, takip miktarının %20.sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının müteahhitlik sözleşmelerine dayalı işlerinde zaman zaman alt taşeronlar kullandığını, davacının da davalının … Otel projesi kapsamında… katları ahşap kapı ve kasa, ahşap mobilyalar, ahşap süpürgelikler yapımı konusunda çalıştığı bir alt taşeron olduğunu, taraflar arasında cari 22/05/2012 tarihli sözleşmede yapılacak işin tanımlandığını, diğer bir işinde davacı tarafın….A.Ş.ne ait işler olduğunu, bu işe ait tüm bedeller ödenmiş olmasına karşın ve davacı tarafın gönderdiği e-maillerle bu sabit olmasına karşın davacı tarafın bu kısımda hiç yapmadığı işleri yapılmış gibi göstererek talep ettiğini, davacının ayıplı geç ifada bulunduğunu işini de tamamlamadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.maddesi gereği malzeme tedariki yükleniciye ait olmasına karşın bu sorumluluğun yerine getirilmediğini ve birçok malzemenin davalı tarafından tedarik edildiğini, sahada montajları yapılan süpürgelik cila rötüşlerinin eksik ve ayıplı imal edildiğini ve bu hususun davacıya bildirildiğini, ancak bununla ilgili hiçbir çaba sarfetmeyen davacının bu yöndeki ayıplarının davalı tarafından bulunan yerel ekiplerle giderildiğini, davacı firmanın sahadan montaj işleri bitmediği halde ve haklı hiçbir gerekçe göstermeksizin ekiplerinin geri döneceğini bildirdiğini, akabinde davalının devam edecek işlerin olduğunu ve ustaların geri dönmemesinin gerektiğini bildiren e-maili gönderdiğini, davacı firmanın şantiye sahasında bulunan montaj ekiplerinin çalışma düzensizliği ve işe olan ilgisizliğiyle ilgili müteaddit defalar dava dışı asıl işverenden şikayetler geldiğini ve nihayetinde bu hususun 03/09/2013 tarihli rapor ile zapt altına alındığını, davacı tarafın pervasız ve umursamaz tavırları nedeniyle 26/09/2013 tarihinde eksik kalan işler ve sahadan tüm ustalarını geri çekme taleplerine karşılık devam edecek işlerin olduğunu bildiren mail gönderildiğini, davacı tarafın ısrarlı taleplerine cevap vermemesi karşısında bu defa 05/11/2013 tarihinde şirket ortaklarından birine, sahada teslimden önceki son şansları olan dönemde, kontrol ekipleriyle beraber çıkarılan eksik işler listesi ve bozuk yapılan yerlerin düzeltilmesiyle ilgili resim ve bilgi gönderildiğini ancak bu iş ve işlemlerin davacı tarafından yapılmadığını, yine bu minvalde olmak üzere davacının yükümlendiği işlerde yanlış imalat yapıldığı ve bu hususa ilişkin kesintilerin e-mail yoluyla bildirildiğini, bu sebepler çerçevesinde davacı firma tarafından verilen hizmette kusurlar olduğunun taraflar arasındaki yazışmalarla da sabit olduğunu, özetle iş sürecinde mobilyalarda hasarlar oluştuğunu ancak bu ayıpların giderilmediğini, davacıya bir çok kez bildirmelerine rağmen şantiyede montaj esnasında düzenli bir ekip başı bulundurmadığını, davacı tarafın umursamaz tavırları nedeniyle davalının hem maddi hem de itibar kaybına bağlı olarak manevi zararlara uğradığını, işveren karşısında işi zamanında ve istenilen kalitede bitirebilmek için, gerekli tüm fedakarlıkları göstererek gerek yerel, gerek başka ülkelerden personel getirtip çalıştırmak zorunda kaldığını, bunlar için ekstre bedeller ödendiğini, davacı tarafın sorumluluğunda olan taşıma ve boşaltma işlemleri için çalışan sayısı yetmediğinden davacı tarafın kendilerinden yardımcı personel takviyesi isteğinde bulunduğunu, bunlar için yapılan yerel ödemelerin tamamının makbuz altına alındığını, bedellerinin aylık bazda yerel işçilere ödendiğini, davacının istenilen kalite ve istenilen zamanda işleri teslim edemediğini, davacı tarafından yapılmayan ayıpların giderimi ve işin süresinde teslim edilmesi çabasında olan davalının davacı nam ve hesabına bazı ek maliyetlerin altına girdiğini, davacı tarafın hukuka aykırı ve haksız olarak yükümlendiği edimleri yerine getirmediğini, davalının saha şartlarını da dikkate alarak ve işin bir an önce bitirilmesi için ekiplerin gerek özel, gerekse iş ile ilgili bazı masrafların karşıladığını, davacının kendi personeline ödeme yapmaması nedeniyle personelin sahayı terk edeceğini davalının davacıya bildirdiğini, davalının daha fazla zarar etmemek adına sahada davacı tarafa ait personele ödeme yapmak zorunda kaldığını, bu ödemelerden bir kısmının ise bizzat davacı firmanın talebi üzerine gerçekleştiğini, yine sahada çalışan davalı personelinin davacının yükümlendiği bir kısım sarf malzemesi ve ekipmanların yetersizliğini beyan ederek işi bırakma çabasına girdiğini, bu eksikliğinde davacı nam ve hesabına davalı tarafından yerine getirildiğini, 13/02/2013 tarihli davacı firma tarafından gönderilen e-mail ile 34.269 TL alacaklı olduğunu bildirdiğini ancak davalının davacının alacağının bu kadar olmadığını beyanla cari hesaplarında borçlarının KDV dahil 11.472,2 TL olduğunu beyan ettiğini, bu cihetle davacıya 15/02/2013 tarihinde 7.500 TL, 05/09/2013 tarihinde 4.992 TL ödeme yaptığını, davacı tarafın bu ödemeleri ihtirazı kayıtsız aldığını, bu hususun ayrıca davacı tarafından 30/08/2013 tarihli e-mailde kabul edildiğini, davacı ilgili e-mailde bodrum işinde kalan 5.000 TL.den bahsedildiğini, ağustosda gelen bu e-mail üzerine 05/09/2013 tarihli 4.992 TL ödeme yapıldığını, davacının 30/08/2013 tarihli bildirimde 27.000 USD+13.000 USD ve 5.000 TL alacak kaleminden bahsettiğini, bu aşamadan sonra ve davacı taraf hiçbir yeni imalat yapmamış olmasına karşın kendisine 05/09/2013 tarihinde 5.000 USD, 19/09/2013 tarihinde 4.000 USD, 27/09/2013 tarihinde 5.000 USD, 01/10/2013 tarihinde 3.000 USD, 07/11/2013 tarihinde 11.000 USD ve 10/12/2013 tarihinde 11.000 USD, 05/09/2013 tarihli 4.992 TL Bodrum işi bildirimine mahsuben ödeme yapıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın haklı olduğu düşünülecek olsa dahi, davacının talep ettiği tutarın e-mail bildiriminden birkaç ay sonra nasıl afaki değerlere çıktığının anlaşılmamış olup davacıyı ispata davet ettiklerini, taraflar arasındaki bu yazışmanın 6100 sayılı HMK.anlamında belge olduğunun muhakkak olup bu belgenin aynı zamanda delil başlangıcı ve cari hesap mutabakatı olarak yorumlanması gerektiğini, bu nedenlerle davacıya karşı uğradıkları zararlar için ayrıca dava hakları saklı tutularak davanın reddine, dava değerinin %20.sine denk gelen tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevap cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından gerçekleştirilen tüm imalat ürünlerinin eksiksiz ve hasarsız bir şekilde davalı şirket şantiyesine nakledildiğini, bu hususta gerekli ambalajlama ve emniyetli taşıma koşullarının sağlanmasına azami özen gösterildiğini, sorunsuz ve eksiksiz şekilde nakli sağlanan ürünlerin şantiye içerisinde tasnifinin de davacı şirket çalışanlarınca sağlandığını ve bu aşamaya kadar hasarsız olan ürünlerin işverence teslim alındığını, ancak sonrasında davalı yan çalışanlarınca tasnif edilen ürünlerin şantiye içerisinde saklama koşullarına uygun olmayan başka bölümlere, özensiz bir biçimde nakledildiğini, iddia olunan bir kısım hasarların bu şekilde meydana geldiğini, öte yandan davalı yanın teslim edilen ürünlerin montajı için şantiyedeki inşai işlerin bitmesini beklemediğini, hazırda inşaat devam ederken ahşap mobilya ve parçaların montajı için ısrarcı olduğunu, davacı şirket yetkilisi tarafından davalı şirket yetkilisine gönderilen 13/02/2013 ve 30/08/2013 tarihli e-postalarda inşai çalışmaları bitmemiş mahalde yapılacak montajın ileride sorun çıkaracağı, parke, duvar kağıdı, alçı, sıva, boya işleri bitmeyen yerlerde yapılan montajda meydana gelecek zarardan sorumlu olunmayacağı, ayrıca tekrar sökme işlemi de gerektireceği ve bunun ayrı ücrete tabi olacağının ihtar edilmiş olmasına rağmen işveren tarafından ısrarla montajın yapıldığını, davalının kendi kusuru ile sebep olduğu ayıpların faturasını davacıdan tahsil etmeye çalıştığını, ücretsiz tekrar montajlar yaptırdığını ve işçilerin şantiyede kalmasına neden olarak davacı şirketin maddi zararına neden olduğunu, gecikmelerin tümünün siparişlerin süresinde verilmemesi ve montaj mahallinin hazır şekilde süresinde kendilerine teslim edilmemesi nedeniyle doğduğunu, bu husustaki tüm gecikmelerin iş sahibi davalı yanın kusuru neticesinde doğmuş olup davacı şirkete kusur atfedilemeyeceğini, malzeme temini sözleşme kapsamında davacı şirketçe üstenilmiş ise de taraflar arası mutabakat gereği ve halin icabında da iş sahası …olduğundan ve kullanılması gereken malzemelerin Türkiye’den nakli, sınır kontrolleri, gümrük süreci ve taşıma esnasında meydana gelebilecek sorunlar ile yüksek ek maliyet nedenleriyle yerinden temini konusunda anlaşıldığını, davalı yan tarafından sağlanan ürünlerin maliyetinin tabiki kendilerine yüklenmediğini ancak bu ürünlerin montajının davacı şirketçe gerçekleştirildiğini, davalının bu aşamada da üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği gibi alınan ürünlerin faturasını da davacı şirkete kesme uğraşında olduğunu, davalı yanın şantiye içinde davacı şirket sorumluluğunda olmayan diğer bir takım işler için yerel personel takviyesi ihtiyacı hissetmiş olabileceği ve ücretlerini karşılamış ise de bilgileri dışında olduğunu, kendileri tarafından üstenilen tüm teslimat, imalat ve montaj işçiliğinin davacı şirket personellerince gerçekleştirildiğini, davacı şirket çalışanlarına ödenen ücretlerin davacı şirketin sözleşme sorumluluğunun aksine davalı yan kusuru nedeniyle ertelenen işlere ilişkin fazla mesai ve ek ücretler olduğunu, davalının davacı şirket işçilerine teslim etmesi gereken mahalleri süresinde ve gereği gibi teslim edemediğini, işe başlama saatinde şantiyede hazır olan işçilerin davalının kusuru neticesinde aksayan işler ve mahallin geç teslimi nedeniyle geceden sabah saatlerine kadar çalıştırıldıklarını, işçilerin kusur sebebiyle fazla mesai ücretlerinin karşılanmak suretiyle çalıştırılmalarının davalı yanın talebi, işçilerin rızası ve davacı şirketin onayı dahilinde gerçekleştiğini, ayrıca dönüş biletleri önceden alınmış olan işçiler için pek çok defa yeniden bilet alınması gerektiğini, bununda maddi zarara sebebiyet verdiğini, dönüş tarihleri ertelettirilen işçilerin bu ek sürelerinin de kötü niyetli olarak işçi konaklama bedellerine ayrıca eklendiğini ve dosyaya maliyet olarak sunulduğunu, sözleşmede belirlenen 10/09/2012 olarak belirlenen iş bitiş tarihinin davalı yanın ağır ihmali, özensizliği ve kusuru sebebi ile 1 seneyi aşkın süre geciktiğini, Eylül 2013 itibarı ile dahi davalı yandan iş programı için tarih bildirimi beklendiğini, bu durumunda davacının işten beklediği karı ortadan kaldırdığını, hatta ödenmeyen bedeller sebebiyle ayrıca maddi kayba neden olduğunu, ayrıca işçilerin tüm yol masraflarının davacı şirket tarafında karşılandığını, davalı yanın beyan ettiği uçak bileti, e-posta çıktıları ve registration bedellerinin afaki olup buna ilişkin fatura, belge sunulmadığını beyan etmiştir.
Dosya mali müşavir, mobilya uzmanı ve borçlar hukukçusu bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 23/07/2015 tarihli raporda; tarafların 2012-2013 yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, ticari defterlerin delil vasfına haiz oldukları, taraflar arasında ETTK.87 maddesi ve 6102 sayılı YTTK.89.madde hükmü gereğince 22/05/2012 tarihli yazılı ticari akit bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 10/06/2012 tarihinde başladığı, 30/11/2013 tarihine kadar devam ettiği, davacının tahakkuk ettirdiği 24/08/2013 tarihli 22.407,02 TL tutarındaki faturanın davalının kayıtlarında yer almadığı, diğer tüm tanzim edilen faturaların 6102 sayılı YTTK.28 madde hükmü gereğince iade ve itirazına ilişkin belge ve kayda rastlanmadığı, cari hesap ekstrelerinden de görüldüğü üzere tüm faturaların her iki tarafında kayıtlarında aynı şekilde yer aldığı, davacının davalının kayıtlarında yer almayan bahse konu fatura ve münderecatını ispat etmek külfetinde olduğu, 31/12/2013 dönem sonu itibarı ile davacının kendi kayıtlarına göre davalının cari hesaptan kaynaklana 43.621,26 TL tutarında borçlu bulunduğu, davalının nezdindeki davacının alacak bakiyesinin ise 16.688,11 TL olduğu, davalının dosyada mübrez cari hesap ekstrelerine göre yapılan bir takım ödemelerin ise davacının kayıtlarında yer almadığı, işbu ödemelerin ispatının davalı yana düştüğü, davacının 07/02/2014 tarih … esas sayılı takibe esas teşkil eden alacak miktarının ise TL faturalardan kaynaklanan bakiyesinin 31.414,39 TL ve döviz faturalarından kaynaklanan alacak bakiyesinin 7.425,08 $ olduğu, yanlar arasında yapılan sözleşmede ödemeler ve faturaların geç ödenmesinden dolayı faiz tahakkukuna ilişkin hüküm bulunmadığı, davacının herhangi bir temerrüt ihtarı da bulunmadığı, davacının tanzim ettiği 24/08/2013 tarihli 22.407,02 TL tutarındaki faturanın davacı tarafından ispatı halinde, diğer taraftan davalının kayıtlarında yer alan ve davacının kayıtlarında yer almayan ödemelerin davalı yanca ispatı halinde mahkemenin davcının takibe esas teşkil eden alacak miktarı yönünden karar ittihazı halinde TL ve döviz tutarındaki miktarlar için 3095 sayılı yasa gereğince 2/ ve 4/a maddeleri gereğince 07/02/2014 takip tarihinden itibaren avans faiz oranlarından faiz talep edebileceği, ancak davacının BK.470-472 maddeleri gereğince eser sözleşmesi ile ilgili gereken özeni göstermediği gibi sözleşmenin 5.2 maddesi gereğince ve edimlerini zamanında eksiksiz yerine getirmeyerek davalının zararlarının oluşmasına ve eksik ve ayıplı işler için davalının bir takım bedeller ödemek durumunda kalması nedeniyle davalının bu zararlarının tespiti ile davacının alacağından mahsup edilmesi gerektiği, BK.açıkça belirttiği üzere taraflardan biri bir kısım haksız fiillerinin ortaya çıktığı yani kusurlu ve hukuka aykırı bir takım fiiller nedeni ile karşı tarafa zarar vermiş ise bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, bahse konu davalının zararlarının tespiti halinde ancak davacının fiili alacak miktarının varlığı ve miktarı yönünde hesaplama yapılabileceği, sonuç olarak davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile 9.156,52 TL iş bedeli alacağı bulunduğu, bu alacağın takip tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi, yani avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği, ayrıca 7.704,22 USD iş bedeli alacağı bulunduğu, bu alacağın takip tarihinden itibaren işletilecek döviz yasal faizi ile birlikte tahsili gerektiği, davacı davalıyı takip tarihinden önce, bir temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürmemiş olduğundan işlemiş faiz alacağının bulunmadığı, davalının ne miktarda zarara uğradığı hususunun tespit edilemediği, davalının da zaten bu zarar alacağının talep etme hakkını saklı tuttuğu, zarar alacağı ile davacıya olan iş bedeli borcunun takas edilmesine yönelik bir talepte de bulunmadığı, yani takas defi ileri sürmediği belirtilmiştir.
Taraf vekilleri tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporuna itiraz ve beyan dilekçeleri ile sunulan deliller kapsamında dosya rapor sunan bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 19/04/2017 havale tarihli ek raporda; davacının tanzim ettiği 24/04/2013 tarihli 22.407,02 TL tutarındaki faturanın yurt içi kargonun gönderi takip formunda da görüldüğü üzere davalı elemanı Meriç Şentürk’e 03/09/2013 tarihinde teslim edilmiş olduğu, bahse konu faturanın davacı tarafından KDV beyannamesine dahil edilmek sureti ile ilgili vergi dairesine beyanda bulunulduğu, ihtilaf konusu faturanın dışında tüm faturaların tahsilat ve tediye kayıtlarının her iki tarafın da kayıtlarında aynı şekilde yer aldığı, davacının davalıdan aralarındaki eser sözleşmesine dayalı akdi ilişkiden dolayı 43.621,26 TL alacağı bulunduğu, TL faturalarından kaynaklanan alacak tutarının 28.888,23 TL, döviz faturalarından kaynaklanan alacak bakiyesinin 7.425,08 $ olduğu, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini gereği gibi yerine getirmemesi yüzünden bir takım ödemeleri davacı adına yaptıklarını iddia ettiği ve işbu miktarların mahsup takas definde bulunduğu, bahse konu bu ödemelerin davalı tarafından ödendiğine ilişkin kayıtlara rastlanmadığı, davalının ödediğini iddia ettiği bir takım uçak biletleri ve faturaların aynı şekilde davacının kayıtlarında da ödeme olarak yer almadığı, bunlar dışındaki davacının yaptığı tüm ödemelerin her iki tarafın da kayıtlarında aynı şekilde yer aldığı, davacının kusuru nedeniyle davalının ödemek durumunda kaldığı miktarların davalının ticari defter ve kayıtlarında tespiti yapılamadığı, bu nedenle mahsup takas define esas olacak miktarların tespitinin yapılamadığı, ispatının davalıya düştüğünü, dava dosyası içeriğinden hareketle bu konuda tam bir teknik tespit yapılamadığı ve tam bir teknik neticeye varılamadığı, sadece bazı e-maillerden hareketle bir kısım tespitler yapıldığı ve bir takım neticelere varıldığı, takdiri mahkemeye ait olmak üzere bu tespitler ve varılan neticelerin davalının iddialarını ispat etmeye yeterli olmadığı, davalının da iddialarını ispata yönelik bir delil tespiti yaptırmadığı gibi teknik bilirkişi tarafından yerinde keşifte yapılamadığı, bu nedenle davalının takas definin yerinde olmadığı, davacının alacağının tamamını davalıdan talebe hak kazandığı belirtilmiştir.
Taraf vekilleri tarafından bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur. Dosya yeni bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek özellikle tarafların ticari kayıtları incelenerek sözleşmeden kaynaklanan ödemeler, bakiye kalan borç miktarı, tarafların e-mail ve yapılan yazışmaları dikkate alınarak takip tarihi itibarı ile borç miktarı, takibe konu fatura ve kayıtlara ilişkin yapılan ödeme olup olmadığı, davalının yaptığını iddia ettiği ödemelerin tarih ve açıklamaları dikkate alındığında mahsubu gereken ödeme miktarının olup olmadığı, ayıba dayalı olduğunu iddia ettiği masraf ve ödeme dökümleri, bunların hangilerinin davacı kayıtlarında yer aldığı hususları da irdelenmek suretiyle yeni bir rapor tanzimi talep edilmiş, düzenlenen 15/01/2018 tarihli raporda; taraflar arasında 22/05/2012 tarihli satınalma sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmeyi davacının yüklenici, davalının ise işveren sıfatıyla imzaladığı, bu sözleşme ile Rusya’daki Four Seasons otelinin SPA katlarının ahşap kapı, kasa, mobilya ve süpürgeliklerinin malzemelerinin temini ile montaj ve işçiliklerinin 130.000 USD bedelle davalı tarafından davacıya yaptırılması işinin kararlaştırıldığı, ayrıca taraflar arasında Bodrum/Muğla’daki işlerle ilgili de iş ilişkisinin olduğu, Bodrum/Muğla’daki işlere ilişkin olarak dava dosyasına herhangi sözleşme ibrazında bulunulmadığı, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu ve temel ilişkinin kurulduğu, taraf ticari defter ve cari hesap kayıtlarının, davacının davalı adına düzenlediği davacı kayıtlarında kayıtlı olup davalı kayıtlarında kayıtlı olmayan 24/08/2013 tarihli 22.407,02 TL bedelli pergola faturası haricinde uyumlu olduğu, taraflar arasındaki 13/02/2013, 04/07/2013, 30/08/2013 ve 26/09/2013 tarihli e-mail yazışmalarına ve dava dosyasına ibraz edilen Yurtiçi Kargo Gönderi Belgesine göre davacı kayıtlarında kayıtlı olup davalı kayıtlarında kayıtlı olmayan 24/08/2013 tarih ve 22.407,02 TL bedelli fatura konusu pergolenin davacı tarafından yapıldığı ve faturanın davalıya tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, davalının bu faturaya ve fatura konusu işe itirazda bulunduğuna ilişkin olarak dava dosyasında belge bulunmadığı, 22.407,02 TL tutarlı faturanın davalı kayıtlarına alınması ile birlikte taraf kayıtlarının tamamen birbirini teyit eder ve örtüşür hale geldiği, bu kapsamda cari hesap ilişkisi içinde davacının davalıdan 07/02/2014 takip tarihi itibarı ile 7.425,08 USD ve 31.414,39 TL alacaklı bulunduğu, 7.425,08 USD ve 31.414,39 TL tutarlara karşılık davacı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında davacının davalıdan 07/02/2014 tarihi itibarı ile 43.621,26 TL alacaklı gözüktüğü, davacının takip talebinde TBK.nun 99.maddesi uyarınca 7.425,08 USDA alacağının 07/02/2014 takip tarihi itibarı ile TCMB efektif satış kurundan TL karşılığını talep etmiş olduğundan, 7.425,08 USD.nin 07/02/2014 takip tarihi itibarı ile TCMB efektif satış kurundan karşılığının 16.514,86 TL olarak hesaplandığı, 07/02/2014 takip tarihi itibarı ile TCMB efektif satış kuruna göre davacının davalıdan 07/02/2014 takip tarihi itibarı ile alacağının 16.514,86 TL+31.414,39 TL =47.929,25 TL olduğu, ancak davacı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında davacının davalıdan alacağının 07/02/2014 takip tarihi itibarı ile 43.621,26 TL olarak kayıtlı oluşu gözetilerek, davacının davalıdan ticari defter kayıtlarında kayıtlı bulunan 43.621,26 TL.lik alacak tutarını asıl alacak olarak talep edebileceği kanaatine varıldığı, bu kapsamda cari hesap ilişkisi içinde davacının davalıdan 07/02/2014 takip tarihi itibarı ile 43.621,26 TL alacaklı bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmede, ödemelerin gecikmesinden ve faturaların geç ödenmesinden dolayı faiz tahakkukunda bulunulacağına ilişkin hüküm olmadığı, davacının da temerrüt ihtarında bulunmadığı, 07/02/2014 takip tarihinden önce temerrüdün hasıl olmadığı, temerrüdün 07/02/2014 takip tarihi itibarı ile oluştuğu, dolayısıyla davacının 07/02/2014 takip tarihi itibarı ile işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, 43.621,26 TL alacak tutarına tarafların tacir oluşu nedeniyle 07/02/2014 takip tarihinden itibaren %11.75 ve değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği, davacının kusuru nedeniyle davalının ödediğini iddia ettiği tutarların taraf ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı bulunmadığı, davacının kusuru nedeniyle davalının ödediğini iddia ettiği tutarlar taraf ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı bulunmadığından, ödeme kaydı ibrazında da bulunulmadığından ve ibraz edilen belgelerin mahsuplaşmaya esas alınacak gerekli ve yeterli bilgi ve açıklama taşımadığından, davalı kayıtlarından da tespiti yapılamadığından mahsubu gereken ödeme miktarı tespitinde bulunulamadağı, bu yönüyle mahsuplaşmaya esas alınacak miktarın bulunmadığı, bunun ispatının davalı yana düştüğü belirtilmiştir.
Dava İİK.’nın 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Anılan maddede “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. “hükümlerine amirdir.
İstanbul 30. İcra Müdürlüğünün 2014/2928 takip sayılı dosyasının taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu icra takibi olduğu, borçlunun itirazını 7 günlük yasal süre içinde yaptığı, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının fatura ve cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlattığı, davalının süresinde itirazı üzerine takibin durduğu, davacının süresinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, hükme esas alınan son bilirkişi raporu dikkate alındığında taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu ve temel ilişkinin kurulduğu, taraf ticari defter ve cari hesap kayıtlarının davacı kayıtlarında kayıtlı olup davalı kayıtlarında kayıtlı olmayan ve davalıya tebliğ olunan 24/08/2013 tarihli 22.407,02 TL bedelli pergola faturası HARİCİNDE uyumlu olduğu, taraflar arasındaki 13/02/2013, 04/07/2013, 30/08/2013 ve 26/09/2013 tarihli e-mail yazışmalarında da geçtiği üzere fatura konusu pergolenin davacı tarafından yapıldığının anlaşıldığı, davalının kayıtlı olmayan bu faturaya ve fatura konusu işe ilişkin herhangi bir itirazının dosyaya yansımadığı, 22.407,02 TL tutarlı bu faturanın davalı kayıtlarına alınması ile birlikte taraf kayıtlarının tamamen birbirini teyit eder ve örtüşür hale geldiği ve bu kapsamda cari hesap ilişkisi içinde davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile 7.425,08 USD ve 31.414,39 TL alacaklı göründüğü, ancak takip talebinde TBK.nun 99.maddesi uyarınca 7.425,08 USD alacağının 07/02/2014 takip tarihi itibarı ile TCMB efektif satış kurundan TL karşılığını talep etmiş olduğu dikkate alındığında (7.425,08 USD.nin 07/02/2014 takip tarihi itibarı ile TCMB efektif satış kurundan karşılığının 16.514,86 TL) 16.514,86 TL+31.414,39 TL =47.929,25 TL alacaklı olduğu tespit olunmuş ise de davacı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında davacının davalıdan alacağının 07/02/2014 takip tarihi itibarı ile 43.621,26 TL olarak kayıtlı oluşu gözetildiğinde davacının davalıdan ticari defter kayıtlarında kayıtlı bulunan 43.621,26 TL.lik alacak tutarını asıl alacak olarak talep edebileceği, davacının takip öncesi temerrüt ihtarında bulunmadığı davalının usulünce temerrüte düşürülmediği dikkate alındığında takip tarihinden itibaren temerrüt faizi talep olunabileceği, davacının kusuru nedeniyle davalının ödediğini iddia ettiği tutarların taraf ticari defter ve kayıtlarında yer almadığı, ödeme kaydı ibrazında da bulunulmadığı ve ibraz edilen belgelerin mahsuplaşmaya esas alınacak gerekli ve yeterli bilgi ve açıklamayı taşımadığı, davalı kayıtlarında da herhangi bir kayıt bulunmaması sebebiyle yapılan ödemelerin tespitinin yapılamadığı göz önünde bulundurulduğunda mahsuplaşmaya esas alınacak miktarın hesaplanamayacağı, bu hususta ispat yükü kendisine düşen davalının iddiasını ispatlaya yaracak herhangi bir delil dosyaya sunmadığı anlaşılmakla davanın yukarıda izahı yapılan sebeplerle 43.621,26 TL asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş alacak miktarının likit olduğu ve davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu, inkar tazminatının yasal şartları oluştuğuna kanaat getirilerek asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
takibin 43.621,26 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (43.621,26 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.336,76 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu harç tebliğ bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 3.186,00 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 2.610,71 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen toplam 18,00 TL yargılama giderinin red oranına göre hesaplanan 3,25 TL.sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul olunan miktar üzerinden AAÜT’ne göre tespit olunan 5.148,34 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı yargılamada kendisini vekil ile teslim ettirdiğinden reddolunan miktar üzerinden AAÜT.ne göre tespit olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸