Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1060 E. 2018/172 K. 13.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2014/1060
KARAR NO : 2018/172
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2014
KARAR TARİHİ : 13/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, davacı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kağıt laminasyon makinesi revizyonu için ödenen bedel nedeniyle 46.000 TL asıl alacak bedeli üzerinden ilamsız icra takibinde bulunduğunu ve tebligat kanunu hükümlerini ihlal ederek takibi kesinleştirdiğini, tebligatın usulsüzlüğü ile ilgili yaptıkları şikayetin İstanbul …İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, davacının davalıya icra takibi iddia edilen hiçbir borcu bulunmadığını, zira davalının iddia ettiği alacağının kaynağı olan hiçbir belgeyi dosyaya ibraz etmediğini, HMK.200 maddeye göre davalının iddia ettiği alacağı senetle ispat etmesinin zorunlu olduğunu, icra takibine dayanılarak 20/02/2014 tarihinde işyerine hacze gelindiğini, bunun üzerine davacının özellikle müşteriye satılmış ve teslim edilmek üzere olan laminasyon makinasının kaldırılması tehditi altında borcu kabul etmek zorunda kaldığını ve 5.000 TL ödeme yaptığını, yine babası …’ında aynı tehdit altında icra kefili olmak zorunda bırakıldığını, 26/02/2014 tarihinde davacının işyerine tekrar hacze gelinerek bu sefer yine haciz ve muhafaza tehditi altında annenin işyerine gelmesi sağlanarak anneninde icra kefili olmasının sağlandığını, ayrıca 5.000 TL daha ödemek zorunda bırakıldığını, bu nedenlerle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra tehditi altında tahsil edilen 10.000 TL.nin ticari faizi ile davalıdan istirdatına, davalının haksız yere davacıyı icraya vererek davacıyı zarara soktuğu için faizli toplam alacak olan 53.041,15 TL üzerinden davalı alacaklının %20 tazminata mahkum edilmesine, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasının yürütülmesinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, avukatlık ücreti dahil yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra memuru huzurunda ve farklı tarihlerde düzenlenen iki ayrı tutanakta açıkça borca itirazım yoktur, borcu kabul ediyorum diyerek beyanda bulunduğunu ve beyanını imzası ile tasdik ettiğini, davacının bu beyanından sonra borcu ödemek için taksitlendirme talebi ile taahhütte de bulunduğunu, ayrıca davacının anne ve babasının da borca kefil olarak
onlarında ödeme beyanında bulunduklarını, icra tutanakları resmi belgeler olup HMK.187 ve 188.maddelerine göre bu tutanaklarda yapılan ikrarın mahkeme içi ikrar olarak kabul edildiğini, HMK.gereğince de mahkeme içi ikrarda bulunan bir kişinin bu ikrarını kolaylıkla yok saymasının kesinlikle mümkün olmadığını, konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … esas, … karar sayılı ilamında icra tutanaklarında yer alan ikrarların davacı aleyhine delil teşkil ederek çekişmeli olmaktan çıktığının kabul edildiğini, davacının mahkeme içi ikrar niteliğindeki borcu kabul beyanına karşı ileri sürdüğü borçlu olmadığı iddiasını ispatlayacak güçte yeni bir delil sunmadığını, davalının alacağının banka kayıtları ile sabit olduğunu, davalının işyerinde kullanılmak üzere ihtiyaç duyduğu makineyi yapmak üzere davacıyla anlaşma yaptığını ve bu çerçevede banka yoluyla davacıya makine bedelini peşin olarak ödediğini, banka dekontunda da davalının yaptığı ödemenin davacının yapacağı makine bedeli olduğunun yazılı olduğunu, ancak davacının makineyi üreterek davalıya teslim etmediğini, dolayısı ile davalının ödediği bedelin konusuz kaldığından geri iadesi için işbu takibin başlatıldığını, bu nedenlerle davanın reddine, haksız dava açan davacının %20 tazminatla cezalandırılmasına, masraflarla vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili 29/06/2015 havale tarihli dilekçesi ile; davacıya makine bedeli olarak yapılan ödemelerin çek olarak, banka havalesi yoluyla ve elden ödeme şeklinde gerçekleştiğini, davacının, davalıdan toplam 22.000 TL tutarlı 6 adet çek aldığını, bu çeklerin tamamında davacının lehtar olduğunu, ayrıca 04/06/2012 tarihinde çeklerin fotokopisine çekleri aldığına dair imza attığını, çeklerin tamamının ödendiğini, toplam 17.000 TL.nin banka havalesi yoluyla, 1.050 TL.nin elden ödendiğini, ayrıca davacıya 6.000 TL.nin anlaşma sırasında peşin ödendiğini, ödemelerin tamamının defterlerine işlenmiş olup vergilendirildiğini, davacının, davalıdan icra takibine esas 46.000 TL.yi tahsil ettiğini, ancak yapmayı vaad ettiği makinenin davacı tarafından davalıya teslim edilmediğini, bu nedenle davalının makine alabilmek için davacıya yaptığı ödemelerin iadesini istemekte haklı olduğunu beyan etmiştir.
İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde; alacaklının … Ltd.Şti., borçlunun … olduğu, 46.000 TL asıl alacak, 7.041,15 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 53.041,15 TL üzerinden takip başlatıldığı, haciz tutanaklarında davacının borca itirazının olmadığını, borcu kabul ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
İstanbul …İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde, davacının …, davalının … Ltd.Şti., davanın 27/02/2014 tarihinde açılan tebligatın usulsüzlüğü şikayeti olduğu, 13/05/2014 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin kararı temyizi üzerine Yargıtay …Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı, 09/12/2014 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 14/03/2016 havale tarihli raporda özetle; taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu, davalı tarafından davacı adına İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile 46.000 TL asıl alacak üzerinden takip açıldığı ve icra dosyasındaki haciz tutanaklarında davacının borca itirazının olmadığını, borcu kabul ettiğini beyan ettiği ve taksitlendirme talebinde bulunduğunun görüldüğü, davacının ticari defterlerinde davalı adına herhangi bir kaydın bulunmadığı, davalının ticari defterlerinde 6 adet çek karşılığı 22.000 TL, 17.000 TL banka havalesi ve 1.050 TL nakit ödeme olmak üzere toplam 40.050 TL davacı adına borç kaydının yapıldığı, dayanak ödeme belgelerinden banka havalesi ödemeleri ile ilgili iki ödeme karşılığı 8.000 TL banka dekontu bulunduğu, diğer havaleler ile ilgili banka dekontlarının bulunmadığı, çek ödemeleri ile ilgili çek fotokopilerinin bulunduğu çek bedellerinin davacı hesabına geçtiğini gösterir banka evrakının bulunmadığı, ayrıca nakit ödemeler ile ilgili dayanak makbuzların dosyasında bulunmadığı, davalının ticari defterlerinde yer alan çek, banka havalesi ve nakit ödemelerin davacnıın uhdesinde olup olmadığının tespit edilebilmesi için çek ödemelerinin banka hesabından düştüğünü gösterir banka dekontları, banka havaleleri ile ilgili banka dekontları ve nakit hareketler ile ilgili tahsilat makbuzlarının bilirkişi incelemesi sunulması halinde nihai raporun verileceği belirtilmiştir.
… Bankası A.Ş.tarafından yazımız doğrultusunda … nolu çek hesabının davalıya ait olup …, …, … ve … nolu çeklere ilişkin ödeme dekontları gönderilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı hakkında başlatılan İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası sebebiyle borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalının işyerinde kullanılmak üzere ihtiyaç duyduğu makineyi yapmak üzere davacıyla anlaşma yaptığı ve bu çerçevede banka yoluyla ve elden olmak üzere ödemelerde bulunduğu, davalının yaptığı ödemenin davacının yapacağı makine bedeli olduğunun dosya kapsamında sunulan belgelerden anlaşıldığı ancak davacının makineyi üreterek davalıya teslim etmemesi üzerine davalının ödediği bedellerin iadesi için İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine ilamsız takip yaptığı, yapılan hacizlerde gerek davacının gerekse dava dışı kefillerin borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulundukları, her ne kadar davacı icra mahkemesinde dava açarak ödeme emri tebliğinin usulünce yapılmadığı iddiasında bulunmuş ve bu dava sonucunda davacıya yapılan tebliğin usulsüz olduğu bildirmiş ve 20/02/2014 tarihinin tebliğ tarihi olarak dikkate alınması gerektiği yönünde mahkemece karar verilmiş ise de haciz esnasında borca itiraz etmeyen ve borcu kabul eden, sonraki tarihli haciz de de ödeme taahhüdünde bulunan davacının sonradan açmış olduğu dava ile menfi tespit iddiasında bulunmasının dinlenemeyeceği (Bu yönde T.C. YARGITAY 19. Hukuk Dairesinin 22.10.2015 tarih 2015/1823 Esas, 2015/13486 karar sayılı kararı) yine takip miktarı yönünden elden ödeme ve ticari defter kayıtlarında yer almayan miktarlar yönünden ispat hususu değerlendirilebilir ise de davacının haciz esnasındaki borcu kabul beyanları dikkate alındığında davacının takipte belirtilen miktarda davalıya borçlu olduğunun kabulünün gerektiği anlaşılmakla davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan harçtan alınması gerekli harcın mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 749,70 TL.nin talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen 10.90 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5- Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT ‘sine göre tespit olunan 6.184,51 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …