Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1006 E. 2018/440 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2014/1006
KARAR NO : 2018/440
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2014
KARAR TARİHİ : 03/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 19/10/2012 tarihli… Sözleşmesi ile davacıya ait…Şti. hisselerinin 99.000 TL bedelle satışının yapıldığını, sözleşmenin 3.maddesinin 2 nolu bendinde satın alma bedeli olarak taraflar arasında belirlenen 99.000 TL.nin 31/12/2013 tarihinde elektronik havale yolu ile davacıya ödeneceğinin imza altına alındığını, sözleşme imza tarihinden sonra davacı tarafından hisselerin devri ile ilgili olarak tüm yükümlülüklerine yerine getirildiğini, davacıya ait tüm payların davalı şirkete devredildiğini, ancak sözleşme ile belirlenen tarihte davalı yan tarafından ödeme yapılmadığını, tüm görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile 19/10/2012 tarihli sözleşme ile 31/12/2013 tarihinde ödenmesi kararlaştırılan 99.000 TL satış bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin 3/2 maddesi uyarınca kararlaştırılan bedelin 30.000 Avro’luk kısmının 27/11/2012 tarihinde davalının … hissedarı … A.Ş. nin Koç-… Şti. hisse satın alma bedeli” açıklamasıyla davacının hesabına gönderildiğini, vade tarihi olan 31/12/2012 itibarı ile yapılan ödemenin TCMB döviz kurundan TL karşılığının 88.200 TL olduğunu, davacının bu ödemeden hiç bahsetmemesinin iyi niyetli bir yaklaşım içinde olmadığını gösterdiğini, davacı tarafından sunulan hisse devir sözleşmesi ile davacı tarafın 01/01/2012-30/06/2012 tarihleri arasında şirketin mali durumunu gösteren bir mizanın, gerçek durumu yansıttığını, şirketin maddi açıdan güçlü olduğunu iddia ettiğini, oysaki ilgili mizanda birçok oynama yapıldığı, davalının hisse devri aşamasında yanıltıldığının şirketin yönetimi ele alındıktan çok sonra anlaşılabildiğini, ayrıca …Şti.banka kayıtları üzerinde yapılan ön incelemelerde de davacının şirketin banka hesaplarından sürekli para çekimi yaptığının anlaşıldığını, hisse devir sözleşmesinde verilen taahhütlerin gerçeği yansıtmadığı, şirketin aslında borç batağında olduğu anlaşılmış olduğundan, davalının hisselerini tuttuğu süre boyunca…Şti.ni sürekli finanse etmek zorunda kaldığını, davalının halende bu şirketten alacaklı konumda bulunduğunu, ayrıca sözleşmenin 6.2 maddesi uyarınca davacının…Şti.den 235.030 TL alacaklı olduğunu taahhüt ettiğini, sözleşmenin 12. maddesi uyarınca da bunu davalıya temlik ettiğini, ancak gerçek şirket kayıtlarına bakıldığında, davacının hiçbir zaman bu miktar alacaklı olmadığının, bu taahhüdü kapsamında da davalıyı yanılttığının anlaşıldığını, bir an için davacının davalıdan bakiye hisse devir bedeli olarak talep edebileceği bir tutar çıkması halinde, tüm bu kapsamda davalının cari alacaklarının da davacının olası alacaklarından takas/mahsup edilmesi gerektiğini, öğrendiklerine göre yapılacak hisse devrinden sonra da müdürlük görevini sürdüren davacının elinde bulunduğu yetkiye istinaden … Şti. hesaplarından usulsüz para çekimleri yaparak zimmetine geçirdiğini, şu anda … Şti. hesaplarına davalının erişimi mümkün olmadığından, bu paranın tam tutarını tespit etmenin mümkün olmadığını, ancak davacı tarafından talep edilen bakiye tutardan çok daha fazla haksız çekim yapıldığını öğrendiklerini, bu nedenle davacı tarafından, haksız olarak çekilen tutarların da davacının olası alacaklarından mahsubu gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacının şirket hisselerinin satılması sonrası yine aynı şirkette bir süre müdür olarak tayin edildiğini ve çalışmaya devam ettiğini, ancak davalı yan tarafından müdür olarak yüklenilen sorumlulukların yerine getirilmesinin engellenmesi ve şirket merkezinin yerinin değiştirilmiş olması nedeniyle davacının …Noterliğinin 30/10/2013 tarihli ihtarnamesi ile müdürlük görevinden istifa ettiğini bildirdiğini, davacının istifa tarihine kadar … Şti. bünyesinde müdür sıfatıyla şirket adına ticari faaliyetlerde bulunduğunu, şirket bünyesinde müdür olarak çalışmaya devam eden davacı hesabına 26/11/2012 tarih ve 29.970 Euro bedelli tutarın yanlışlıkla havale edildiğini, bu tutarın 27/11/2012 tarihinde gönderen hesabına tamamı ile iade edildiğini, davalının satış bedeli olarak ödendiğini iddia ettiği 30.000 Euro bedelli tutarın ise davacı yan tarafından şirket ortaklarından …’a verilen borç para karşılığı olup, davacı hesabına 28/11/2012 tarihinde havale yolu ile geçtiğini, karşı yanca mahkemeye sunulan makbuzun kendisi tarafından düzenlenmiş, herhangi bir hukuki geçerliliği olmayan adi bir belge olduğunu, banka dekontunda davacı yana havale edilen paranın hisse satın alma bedeli olduğu notu düşülmediğini, çünkü davacı tarafından verilen borç paraya karşılık olarak gönderildiğini, kaldıki satım bedeli bu tarihte ödenebilecek ise neden sözleşmede 31/12/2013 tarihinde ödeneceğinin hüküm altına alındığını, 31/12/2013 tarihinde ödeneceği kararlaştırılan bedelin sözleşme tarihinden bir ay sonra ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yine davalı yanca gönderilen tutarın o tarih itibarı ile TCMB döviz kuru TL karşılığının 70.308 TL olduğunu, davalının mizanda oynama yapıldığı yanıltılmış oldukları iddiasının akde aykırılık sebebi ile ayrı bir dava konusu olduğunu, bunun yanında davalı tacir olup, sözleşme akdedilmeden önce devredilen şirketin tüm kayıt ve defterlerinin incelendiğini, tacir olan alıcının gerekli tüm incelemeleri yapmadan bu sözleşmeyi imzalamış olduğu iddiasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sözleşmenin satıcının şirkete ilişkin beyan taahhüt ve garantileri başlıklı 6.2 maddesinde satıcı tarafından herhangi bir sorumluluğun yerine getirilmemesi halinde, alıcının işbu sözleşmeyi geriye etkili olarak feshedebileceğinin açıkça belirtildiğini, buna göre mizanda oynama yapıldığını iddia eden tarafın neden sözleşmeyi feshetmeyip bir başkasına devrettiğini, yine davalının … Şti. ye ait projeleri kendi projesiymiş gibi hala kullanmaya devam ettiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili 2.cevap dilekçesinde özetle; 27/11/2012 tarihinde davacı hesabına davalı şirket tarafından yapılan 30.000 Euro tutarındaki havalenin hukuki sebebinin taraflar arasındaki … Sözleşmesi uyarınca taraflarınca ödenmesi gereken borç olduğunu, bunun aksini iddia eden davacının iddiasının senetle ispat etmesi gerektiğini,…’ın ekonomik olarak davacıdan böyle bir tutarı borç almaya hiç ihtiyacı olmadığı gibi davacınında böyle bir borcu verebilecek ekonomik güçte olmadığını, mizanda yapılan tahrifat nedeniyle davalının davacıdan gelen olası bir alacak iddiası karşısında takas/mahsup iddiasında bulunmasının hukuki hakkı olup, bunun ayrı bir dava konusu olması veya takas ileri sürülen alacağın tartışmasız olmasının gerekmediğini, …Sözleşmesine dayanak yapılan ve davacının bir çok yerde doğruluğunu teyit ettiği 11/09/2012 tarihli mizan ile gerçek durum anasındaki farkın mali müşavir tarafından düzenlenen rapor ile tespit edildiğini beyan etmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin adresi ve ortaklarını gösterir sicil kaydı getirtilmiştir.
Dosya iki hukukçu ve bir mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 05/12/2014 tarihli raporda; incelenen davalı tarafa ait 2012-2013 yılı ticari defterlerin açılış tasdiklerinin ve yıl sonunda yaptırılması gereken yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olup, defterlerin birbirini teyit ettiği, dolayısı ile kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, her iki taraf arasında imza altına alınan …Şti.nde bulunan davacı hisselerinin satışının yapılmış olduğu, yapılan hisse devrinin tescilinin yapılmış olmasından ötürü davacıdan hisselerin çıkmış olduğu, sözleşmeye göre davacıya 31/12/2013 tarihine kadar hisse satış bedeli olan 99.000 TL.nin ödenmesi gerektiği, bunun davalı tarafından yerine getirilmediği, ödendiği bildirilen 30.000 Euro’nun belgesinin bulunmadığı bundan ötürü ne için ödendiğinin belirlenemediği, davalı şirket kayıtlarında satın alınan hisselerin gösterilmemiş olduğu, davacıya ödendiği belirlenemeyen 99.000 TL.nin davalının halen sorumluluğunda olduğu, dolayısı ile ödenmesi gereken bu tutarın dava tarihinde 99.286,83 TL.ye baliğ olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ olunmuş, taraf vekilleri tarafından rapora beyan dilekçeleri dosyaya sunulmuştur. Buna göre dosya rapor sunmuş olan bilirkişi heyetine tekrar tevdi edilerek tarafların ibraz olunacak ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak taraf vekillerince dosyaya sunulan soruları içeren hususları tek tek cevaplar nitelikte, dosyadaki deliller tarafların iddia ve savunmaları, verdikleri dilekçeler, ihtilaflı olan ve olmayan hususlar değerlendirilerek ayrıntılı şekilde ek rapor hazırlanması talep edilmiş, düzenlenen 06/04/2015 tarihli ek raporda; dosyaya sunulan makbuzda davacıya ödendiği belirtilen 30.000 Euro’nun davalı şirket tarafından gönderildiği, paranın gönderilme nedeni olarak …Şti.ne ait hisse satın alma bedeli olarak yazılı olduğu, dolayısı ile davalı şirketin davacıdan satın almış olduğu hisse bedellerinden ötürü 30.000 Euro ödemiş olduğu, bu ödemenin davalı kayıtlarında yer almadığı, ödemenin 07/03/2014 tarihinde yapılmış olmasına göre bu tarihdeki TCMB kuruna göre 91.143 TL olarak belirlendiği, buna göre davalı tarafından ödendiği belirlenen bu tutarın davacı tarafından…’a verilen borca karşılık olduğunun belirtilmiş olmasına karşı bu konuda dosya içinde herhangi bir belge bulunmadığından herhangi bir görüş belirtilemediği, ödenmesi gereken bedele istinaden 7.857 TL bakiye fark kaldığı, hisse devri yapılan …Şti.için devir işlemleri için düzenlenmiş bulunan 01/02/2012/30/06/2012 dönemini içerir mizanda fark olduğunun ve yine davacının hisse devrini yaptığı şirkette çalışması sırasında usulsüz para çekimi yaptığı konusunun belirlenebilmesi için … Şti.ne ait defterlerin ibraz edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
…Bankası …Şube Müdürlüğünden davacının hesabına 27/11/2012 tarihli … San.tarafından 29.970 Euro hesaba havale edildiği belirtilerek belirtilen tarihlere ait hesap hareketleri, ayrıca ….A.Ş.nin…şubelerinde bulunan hesabından davacının…şubelerinde bulunan hesabına (…Bedeli açıklaması ile) 26/11/2012 tarihinde 29.970 Euro havale yapıldığının tespit edildiği belirtilerek dekont sureti gönderilmiştir.
Dava; taraflar arasındaki … Sözleşmesi uyarınca davalı tarafından davacıya ait şirket hisselerinin satın alınması ile oluşan alacağın davalıdan tahsili talebinden ibarettir.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; tarafların arasında yapılan 19/10/2012 tarihli Pay Devir Sözleşmesi ile davacıya ait …Şti. hisselerinin 99.000 TL bedelle davalıya satışının yapıldığı, sözleşmede 99.000 TL bedelin 31/12/2013 tarihine kadar davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı tarafından davalı ile yapılan tüm görüşmelere rağmen hisse devir bedelinin ödenmediğinden bahisle iş bu davanın açıldığı, davalı tarafın davacıya hisse devir bedeli olarak 27/11/2012 tarihinde açıklamalı olarak 30.000 Euro ödendiğinin iddia edildiği, ancak …Bankası …Şube Müdürlüğü tarafından gönderilen cevabi yazılar ve eki hesap hareketleri incelendiğinde, 26/11/2012 tarihinde davalının hesabından davacının hesabına …Bedeli açıklaması ile 29.970 Euro havale
yapıldığı, ancak 27/11/2012 tarihinde bu bedelin davalıya sehven yapılmış ödemenin iadesi açıklaması ile iade edildiği, davalı tarafından yapılan ve taraflar arasındaki hisse devrine ilişkin başkaca bir ödemenin tespit edilemediği, ödemenin ispatına yarayacak başkaca bir delil sunulmadığı, mahsup talebi yönünden davalının muaccel hale gelmiş belirli bir alacağının bulunmadığı, sözleşmeye aykırılığa ve şirket borçlarına ilişkin talebin ayrı bir yargılamanın konusu olduğu, davacının müdürlük yaptığı dönemde usulsüz para çektiği iddiasının dava dışı Koçak şirketi tarafından ileri sürülmesi gerektiği bu yöndeki taleplerin mevcut yargılama açısından mahsuba konu edilemeyeceği sonuç olarak davacının muaccel hale gelmiş alacağından mahsubu gerektirir alacağın bulunmadığı anlaşılmakla davacının sübut bulan davasının kabulü ile dava öncesi usulünce yapılmış temerrüt ihtarı bulunmadığından sözleşme gereği ödenmesi gereken bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 99.000,00 TL nin dava tarihi olan 09/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.071,99 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 3.158,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 10.670,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸