Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/361 E. 2018/208 K. 19.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/946 Esas
KARAR NO : 2018/354
DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/09/2016
KARAR TARİHİ : 19/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının olay tarihinde …firması ile bayilik iş ilişkisi kurduğunu, …firmasının kendisinin iş yaptığı bütün bayilere yaşam sigortası mecburiyetini şart koştuğunu, …’e bayilik yapan davacının, …’in mecburi yönlendirmesiyle o dönemde genel yaşam sigortası ile hayat poliçesi imzaladığını, …firmasının satış politikası gereği bayilerine sattıkları her bir hat karşılığında 1 Euro kesinti yaparak bu kesintiyi genel yaşam sigorta şirketine transfer ederek yaşam sigortasının primini ödediğini, söz gelimi ayda 500’e yakın hat satan davacıdan …’in 500 Euro kesinti yaparak bunu sigorta primi olarak genel yaşam sigortasına transfer ettiğini, davacının emekliliğine 20 gün kala genel yaşam sigortası ile …firmasının “kimse emekli olmak istemiyor, bu yüzden biriken paralarınızı geri ödeyeceğiz” diyerek davacıya bu durumu bildirdiklerini, sonuç olarak da sigorta pirimi olarak el konulmuş birikmiş paraların davacıya ödendiğini, 31/12/2009 tarihine kadar biriken paranın 98.662,42TL olup, bu paranın davacıya ödendiğini, ancak 26.429,60TL kar payının ise davacıya ödenmediğini, davalı tarafından el konulduğunu, bu arada Maliye Bakanlığının davacıya bir tebligat göndererek söz konusu sigorta için kesilen sigorta primlerinin kar payı olarak işlem gördüğünü belirterek davacıya vergi cezası kestiğini, davacının kesilip sigorta şirketine gönderilen paraların kar payı olarak işletildiğinden haberi olmadığını, ayrıca kar payını da almadığını, yalnızca biriken ana paraları alabildiğini, bunun dışında faiz veya kar payı adı altında hiçbir ödeme almadığını beyanla, davacı ile davalı arasındaki sigorta sözleşmesinden uğradığı zarar olan 8.774,76TL ve hesaplanan 26.429,60TL kar payı olmak üzere toplam 35.204,36TL alacağın sigorta poliçesinin imzalandığı tarihten itibaren uygulanacak reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacının asılsız iddialarını kabul etmediklerini, davalı nezdinde 01.01.2000/2010 vade tarihli … genel yaşam sigorta poliçesi bulunduğunu, davacının poliçe süresi içerisinde 06/02/2003 tarihinde ikraz hakkını kullandığını, davalı tarafından davalı sigortalıya 8.386,09Euro ödendiğini, davacıya yapılan ikraz ödeme makbuzlarının mevcut olduğunu, davacının davalı şirkete poliçesi devam ederken ikraz borcu oluştuğunu, davalı şirkete ikraz borcu kapanmadan, vade tarihi gelmeden iddiasının aksine kendi özgür iradesi ile 31/12/2009 tarihinde poliçe sonlandırma talebinde bulunduğunu, davalı tarafından henüz ikraz borcu bitmediğinden, ikraz borcunun poliçe sonlandırma tarihi olan 31/12/2009 tarihine kadar faizi ile birlikte davalının birim tutarından düşülerek, kalan 45.460,20Euro birikim tutarının 31.12.2009 tarihinde sigortalının …Bankasındaki hesabına ödendiğini, bu hususun davacıya bildirildiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca mahkememizin görevsiz olduğunu, görevli mahkemelerin Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73/1.maddesi ve 3(ı) maddesi gereğince İstanbul Tüketici Mahkemeleri olduğunu beyanla, görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, 2006 dönemi firma hak edişleri, fatura sureti, sigorta poliçesi, tahakkuk fişi, vergi ödeme dekontu, … Bakanlığı vergi incelme raporu celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişilere tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Sigorta Uzmanı … ve SMMM … tarafından tanzim olunan 16/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı sigortalının davalı sigortacıdan kar payı alacağının bulunmadığını, davacı sigortalının ödemiş olduğu para cezasının davalı sigortacıdan tahsil talep edemeyeceğini belirtmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara usulune uygun tebliğ edilmiştir.
19/03/2018 tarihli oturumda 6100 sayılı HMK’nun 186. Maddesi uyarınca sözlü yargılamaya geçilmiş, sözlü yargılamaya ilişkin diyecekleri ve son diyecekleri hazır bulunan davacı vekilinden sorulmuş; davacı vekili, önceki beyanlarını aynen tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının hayat sigortasına dayanan kar payı alacağının eksik ödenmesi sebebiyle kar payı alacağının davalıdan tahsiline yönelik tazminat davası olup, yine bu kar payının eksik gösterilmesi sebebiyle vergi dairesi tarafından kesilen vergi cezasının tahsiline yönelik tazminat davası olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğunun hüküm altına alındığı, davaya konu uyuşmazlıkta davacının tüketici konumunda olduğu, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, davaya bakmakla mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemelerin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğunun tespitine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine
2-Görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine
3-HMK 20 maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine tevdii edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi bürosuna gönderilmesine 2 haftalık süre içerisinde taraflarca gönderme talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (İhtara yapıldı.)
4-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekili yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
Hakim