Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/231 E. 2018/1355 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/231 Esas
KARAR NO : 2018/1355
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 28/12/2001
KARAR TARİHİ: 19/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların, ortak olarak Tükiye …nde ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olan Amerikan Doları, Alman Markı, Hazine Bonosu, Hisse Senedi ve nakit parası mevcut olduğunu, davacıların Türkiye … çalışanı …isimlmi şahsı daha önceden tanıdıklarını, şubeden para çekerken, yatırırken, hisse senedi alırken vs.işlemlerde bu şahsın yardımcı olduğunu ve “ben mevcdu yatırır getiririm” diyerek davacıların hesap defterlerini hazır olarak getirdiğini, ayrıca davacı banka ve Menkul Kıymetler Müdürlüğü’nce davacılara zaman zaman işlemlerle ilgili hesapları ile ilgili hesap özeti gönderildiğini, davacılardan…’ın 11/07/2001 tarihinde dolar hesabından kısmen dolar çekmek istediğini ve zamanı dar olduğu için her zaman yardımcı olan banka çalışanı …’den yardım rica ettiğini, …’in yatırım hesaplarında uzun vadeli hazine bonosu alınmış olduğunu belirterek menkul kıymetlerden meseleyi halledip kısmi dolar ödemesi yapacağını belirttiğini, ancak …’in davacıları 16/07/2001 tarihine kadar oyaladığını ve bır daha banka şubesinde görülmediğini, 19/07/2001 tarihinde davalı bankada çalıştığını söyleyen Kemal Karabaak isimli şahsın davacı …’ı arayarak banka şubesine çağırdığını, şubeye giden…’ın banka müdürü tarafından, davacının cüzdanları olmasına rağmen hesaplarında para olmadığını söylediğini, bilahare olaya banka müfettişleri tarafından el konulduğunu ve soruşturma başlatıldığını, davacıların varlıklarını davalı bankaya güvendikleri için yatırdıklarını, hesaplarından para talep ettiklerinde ise banka tarafından ödeme yapılmadığını, davacılar tarafından 03/10/2001 tarihli dilekçe ile hesap hareketlerine ilişkin eksterelerin kendilerine verilmesinin talep edildiğini, ancak davalı banka tarafından hesap ekstrelerinin verilmediğini, ekstrelerin verilmemesi sebebi ile tüm sorumluluğun davalı bankada olduğunu, davalı bankanın davacıların mevduatlarını iade etmeyerek Bankalar Yasasına ve güven esaslarına aykırı hareket ettiğini, anılan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.410.322 USD dolar alacağından 200.000 USD’nin yıllık %15 ticari faizi ile birlikte tahsiline, 1.300.251 DM’lik alacağın şimdilik 200.000 DEM’lik kısmının yıllık %13 ticari faizi ile birlikte tahsiline, 1.305.495.242.000 TL’lik hisse senedi 2.el hazine bonosu ve TL alacağının şimdilik 200.000.000.000 TL’lik kısmının en yüksek ticari reaskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davalı bankanın Nişantaşı ve Sirkeci müşterilerinden olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen cüzdanların, üzerinde yazılı oldukları hesaplarla ilgisi olmadığının tespit edildiğini, davacılarla davalı banka arasında imzalanan Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesine göre ihtilaf halinde davalı bankanın kayıtlarının kesin delil olduğunu, ayrıca cüzdanlarla ilgili olarak banka müfettişleri tarafından yapılan soruşturmada anılan cüzdanların davacıların davalı bankanın gişe görevlilerini aldatmak suretiyle elde ettiği, soruşturma tarihi itibari ile üzerindeki kayıtların bu şahıslar tarafından yazıldığı ve sahte kaşeler kullanıldığının tespit edildiğini, bu tespitin davacı … tarafından ikrar edildiğini, kendisinin bu ikranını “İbraname” şeklinde yazılı hale getirerek bankaya verdiğini, dava dilekçesinde belirtilen ve banka kayıtlarında yer almayan hesap cüzdanlarının da yine bu şekilde elde edildiği, üzerlerinin de sahte kaşe ve imzalar kullanılmak suretiyle kendilerince doldurulduğunu, davacıların davalı bankayı dolandırmaya yönelik hareket ettiklerini, davacılar tarafından tanıdıklarını iddia ettikleri …isimli çalışanın iş akdinin feshedildiğini, kendisinin bankada muhasebeden sorumlu servis yetkilisi olduğunu ve şubenin 3.katında görev yaptığını, bu serviste para yatırma ve çekme gibi cari işlemler yapılmadığını, servis çalışanlarının bu yönde işlem yapılan gişelerin bulunduğu giriş kata inerek para yatırma ve çekme gibi işlemlerde müşterilere yardımcı olma imkanı bulunmadığını, davacıların iddiaları bir an için kabul edilse dahi bu para yatırma işleminin banka dışında gerçekleştiğini ve bankanın hesaplarına para yatırılması amacına yönelik olmadığını, davacıların banka şubesine getirdiği yüksek miktarda paraları gişelerin aksine eskiden tanıdıkları için bir çalışana teslim etmelerinin ve hesaplarından para çekme ihtiyacı olduklarında bu işle görevli birçok çalışanları olmasına rağmen …’e müracaat etmelerinin ve gişelerden paralarını hemen almaları mümkün iken bu şahsın kendilerini bir hafta oyalamasına tahammül etmelerinin, 4,5 Trilyon TL gibi yüksek bir miktarın bir anda yok olmasının, davacılarında hiçbir yasal işlemde bulunmaksızın 5 ay boyunca beklemelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 4,5 Trilyon TL’nin bankanın kayıtlarında yer almadığını gören davacıların eski çalışan …’i davada taraf olarak göstermediklerini ve şikayet dahi etmediklerini, bu durumunda eskiden tanıma gerekçesi ile izah edilemeyeceğini, anılan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; Davacıların davalı bankaya yatırmış oldukları döviz ve TL cinsinden paraların ödenmemesi nedeniyle açılan alacak davasıdır.
Mahkememizin … Esas-…Karar ve 02/06/2010 tarihli kararında;
Davacılar, davalı … Bankasının mudileridir. Son hesap ilişkileri bankanın …Şubesinde bulunmaktadır. Davacılar davalı bankanın çalışanı …’in bankanın değişik şubelerinde çalıştığı süre içerisinde tanımışlardır. Aralarında dostane ilişki kurulmuştur. …daha önceki çalıştığı şubelerde davacılarla çalışmış ve davacıların güvenini kazanmıştır. Son olarak …Şubesine tayinen geldiğinde davacıların diğer şubelerdeki hesaplarını kendi çalıştığı şubeye naklettirmiştir. Önceki ilişkilerini bu şubede de devam ettirmişlerdir. Bu ilişki sırasında davacıların iyiniyetini suistimal eden …davacılardan almış olduğu paraları hesap cüzdanı tanzim etmek suretiyle bankaya yatırılmış gibi göstererek banka kayıtlarına paraları intikal ettirmemiştir. Bankada yapılan bu şekildeki yolsuzluk banka müfettişleri tarafından tespit edilmiştir. Banka müfettişlerince soruşturma açılmış ve çalışan …’in son verilmiştir. …hakkında İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası üzerinden müşteki Necati Baştürk’ün şikayeti üzerine hizmet sebebiyle emniyeti suistimal suçundan kamu davası açılmıştır. Anılan dosya İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş, zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Banka çalışanı …bankanın mudileri olan davacılar… ve… hakkında yapılan şikate sonucunda İstanbul C. Başsavcılığınca 08/03/2005 gün ve 2004/39712 Hz. 2005/3494 E. 2005/277 İddianame no ile sanıkların birlikte özel evrakta sahtecilik, banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırıcılık suçlarından dolayı …nun 345, 504/3, 80, 31, 33, 36 maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmıştır. Dava İstanbul … Ağır Ceza Mahk.nin … E. Sayılı dosyası üzerinden yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır. Anılan Mahkeme 06/05/2009 gün ve… E. … K. Sayılı hükmünde banka çalışanı …ile mudiler… ve…’ın iştirak halinde özel evrakta sahtecilik, banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs ettikleri sabit olduğundan mülga 765 sayılı yasa ile 5237 sayılı …nun ilgili maddeleri gereğince cezalandırılmalarına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu karara sanıklar… ve… vekili tarafından itiraz edilmiştir. Itirazları inceleyen İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesince 09/07/2009 gün ve… D.İş kararla reddedilmiştir. Sanıklar vekili verilen kararın yazılı emirle bozulmasını talep etmiştir. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 09/11/2009 gün ve 2009/12875/63056 sayılı yazıları ile kanun yararına bozma yoluna gidilmediğine karar verilmiştir. Sanık vekillerinin 25/01/2010 tarihli dilekçesi üzerine İstanbul …Ağır Ceza Mahkemesince 04/02/2010 tarihli ek kararı ile verilen ilamın kesinleşmiş olduğundan talebin reddine karar verilmiştir. Verilen ceza kararı Yargı yolları tükenmek suretiyle kesinleşmiştir.
Davacılar vekilinin iddiaları ve dosyaya sunmuş oldukları tüm bilgi ve belgeler ayrı ayrı irdelenmiştir. Daktilolarda dahil olmak üzere banka tarafından tanzim edilen hesap cüzdanları ve belgelerdeki imzalar, yazılar Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek rapor alınmıştır. Ayrıca banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişiler vasıtasıyla inceleme yaptırılmış ve rapor alınmıştır. Verilen raporda da belgeler üzerinde Adli Tıp Kurumunca inceleme yapılması gerektiği sonucuna varmışlardır. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince yapılan inceleme sonunda verilen 15/10/2008 tarihli raporda bir kısım yazıların aynı daktilodan yazılmış oldukları, bir kısım yazıların farklı daktilo ile yazıldığı, hesap kartonlarında kaşe izleri üzerinde atılı imzaların …,…,…’ın eli mahsulü olduğuna ilişkin kesin kanıya varılamadığı belirtilmiştir.
Davacılar vekili 31/10/2008 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiştir. Davalı vekili ıslah dilekçesine karşı beyanda bulunarak reddini savunmuştur.
Dosya bütünü ile incelendiğinde; davacılar davalı bankanın değişik şubelerinde hesapları bulunmaktadır. Davalı banka çalışanı …ile dostluk kurulmuştur. …’in …Şubesinden önce çalıştığı dönemde davacılarla yakın ilişki kurup son çalıştığı … Şubesine geldiğinde davacıların hesaplarının da bu şubeye aktarmışlardır. Taraflar arasında bu konuda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çekişme davacılar tarafından davalı bankaya yatırılan döviz ve TL cinsinden paraların banka hesaplarına girip girmediğine ilişkindir. Davacılar paraların banka çalışanı …vasıtasıyla bankaya yatırıldığı ve hesap cüzdanı verildiğini iddia etmektedir. Davalı ise banka çalışanı …’in davacıların paralarını alıp, banka hesabına aktarmadan sahte hesap cüzdanı tanzim edilerek paraların banka hesabına girmediğini savunmaktadır. Davacılar ile dava dışı banka çalışanı …yargılandıkları İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesinin… E. Sayılı dosyasında birlikte hareket ederek özel evrakta sahtecilik ve banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetlerine karar verilmiştir. B.K. 53. Maddesinde Hukuk Hakiminin Ceza Mahkemesinin maddi olay yönünden bağlı olduğunu, kusur yönünden bağlı olmayacağını ön görmektedir. Olayımızda Ceza Mahkemesi davacılar ile dava dışı birlikte hareket eden banka çalışanı …’e bankadan hesap cüzdanı almak suretiyle bunları sahte olarak düzenledikleri tespit edilmiştir. Verilen Ceza Mahkemesi kararı yasal süreçten de geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Maddi olay Hukuk Hakimini bağlamaktadır. Bunun aksine Mahkememizce yargılamayı devam ettirmek ve maddi olayı yeniden araştırmak zorunda değildir. Maddenin açık hükmünden Ceza Mahkemesinin kararı Hukuk Hakimini bağladığından davacıların aksi yöndeki talepleri yerinde görülmemiştir. Bu itibarla dosyaya sunulan tüm belge ve bilgiler, özellikle İstanbul .. Ağır Ceza Mahk.nin … E. Sayılı dosyasından verilen ve kesinleşen kararına istinaden açılan dava sabit görülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
YARGITAY İLAMI:
Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin … Esas-… Karar ve 13/11/2012 tarihli kararı ile; davacıların, davalı bankanın Sirkeci Şubesinde TL, USD, Euro ve Hazine bonosu türünden bir çok müşterek hesapları olduğu, talep edilmesine rağmen hesaplarındaki paralarının ödenmediği ileri sürülmüştür. davalı taraf ise hesapların sahte olduğunu, kendisinin çalışanı kişiyle işbirliği yapan davacıların ele geçirilen hesap cüzdanlarını gerçeğe aykırı şekilde doldurduklarını, para yatırma işleminin olmadığını, davacılar ile çalışanı kişi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu savunmuştur. Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hesapların açılmasıyla ilgili olarak davacılar ile dava dışı davalı banka personelinin banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırıcılık suçuna teşebbüs suçundan mahkum edildikleri, hesapların sahte olarak açıldığının ceza kararı ile sabit bulunduğu ve bu kararla bağlı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Medeni Hukuka göre haksız fiil teşkil eden bir eylem, aynı zamanda ceza hukuku bakımından da suç teşkil ettiği, hukuka aykırı eylemin ceza hukuku alanı ile medeni hukuk alanındaki sonuçlarının birbirinden farklı olabileceği, bu fiillerle ilgili olarak hukuk ve ceza yargılamalarının kural olarak birbirinden bağımsız şekilde hareket ettiği, ancak, bu bağımsızlığın, mutlak bir nitelik içermediği, mevzuatımızda hukuk hakiminin, ceza hukuku prensipleri ve ceza mahkemesinin kararları karşısındaki durumunın, esas olarak BK’nun 53. maddesinde düzenlendiği, anılan düzenleme dikkate alındığında, kusurun oranı ve tazminat miktarının tayini dışında, mahkumiyet kararının, hukuk hakimini mutlak şekilde bağlayacağı, ayrıca, hukuka aykırı fiilin fail tarafından işlenmediğinin kesin olarak tespitine ilişkin beraat kararları da hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olduğu, somut olayda uyuşmazlık konusu hesapların açılmasıyla ilgili olarak davacılar ile davalı dışı personelinin banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırıcılığa teşebbüsten hapis cezasıyla cezalandırıldıklarının anlaşıldığı, ancak, anılan cezanın miktarı dikkate alınarak haklarındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemedikleri takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün kaldırılarak davanın düşürülmesine karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, sonuçları itibariyle bir mahkumiyet kararı olmadığı, kural olarak, sanığın aleyhine sonuç doğuracak şekilde bir etki yaratmayacağı, anılan ceza kararının türü, hukuk hakiminin mutlaka bağlı olmasını gerektiren ceza kararı niteliğinde olmadığı, esasen, bu karar da kaldırılarak, sanıklar hakkındaki ceza davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği, bu durum karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması niteliğindeki ceza kararıyla hukuk hakiminin bağlı olmadığı, ortada kesinleşmiş bir mahkumiyet veya suçun davacılar ile dava dışı davalı personelinin işlemediğine dair beraat kararı bulunmadığı dikkate alınıp, anılan ceza dosyası dahil, tarafların tüm kanıtlarının birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm kurulmasının doğru görülmediği, bu nedenle mahkememizce verilen kararın bozulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek Yargılamaya devam olunmuştur.
Uyulan bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ve taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisinin tespiti bakımından rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Banka Emekli Müdürü …, Banka Emekli Müdürü Dr…. ve Prof.Dr…. tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; dava konusu olayda incelenen tarih aralığında aynı hesapta farklı meblağlar içeren birden fazla hesap cüzdanı düzenlenmesinin mümkün olmadığı, Adli Tıp Kurulunca düzenlenen raporda 20 adet hesap defterinden bankacılık sistemi dışında daktilo ile düzenlenen ve sahte olarak düzenlendiği izlenimi veren 12 adetindeki imzaların davacı … ‘ın eli ürünü olduğunun belirtildiği, defterlerin düzenlenmesinde…’ın dahili olduğu izlenimi edinildiği, hesap defterlerinin bakiye kısmına bir takım rakamların yazılmış olması ve aynı hesap numarasını taşıyan ve aynı tarih aralığını kapsayan 4 ve 5 adet ve farklı cüzdanda bazıları tatil günlerine gelen birtakım rakamların yer alması, söz konusu cüzdanların Bankacılık sistemi dışında bir ortamda sahte/fiktif olarak üretildiği kanaatini doğurduğu, fiktif olan bu cüzdanlarda yazan tutarların davaclı bankaya yatırıldığına dair bir bulgudan söz edilemeyeceği, davacıların bankaya karşı zarara uğradıklarını ve bu zararla banka arasında illiyet bağının olduğunun kanıtlayamadıkları, velev ki bu defterlerin düzenlenmesine banka elemanı katılmış olsa dahi banka sistemi dışında olduğunun açıkça görüldüğünden mağdurun fiilinin banka ile sahte hesap defteri düzenlenmesi arasındaki illiyet bağını kestiği, bu cüzdanlardan dolayı davalı bankanın herhangi bir borcunun bulunmadığı kanaatine varıldığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Sunulan bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraflarca bilirkişi raporuna beyan ve itirazlar sunulmuş, yeniden davacının virman işlemi sonucu hesabına geçen tutarların, hisse senedi ve tahvil satışı yapılarak bedellerinin davacı hesabına geçen miktarların, davacıya ait hesaplardan ödenen varsa paraların, sahte hesap cüzdanlarında olduğu banka kayıtlarında yer almadığı belirtilen miktarların, hesaplardan talimatlara istinaden çekildiği beyan edilen paraların, bu paraların kimin talimatı ile ne zaman ve ne miktarda çekildiğinin, varsa bakiye alacak miktarına ilişkin olarak taraf vekillerinin rapora ayrı ayrı beyan ve itirazları da tartışılmak suretiyle bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda; davalı bankanın BK 55 ve 100.maddeleri çerçevesinde sorumluluğunun doğup doğmadığının değerlendirilebilmesi için …’in fiillerinin işin ifası ile ilgili olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, bankanın yaptığı uygulamaların dışında yapılan işlemlerin hayatın olağan akışına göre işin yapıldığı şahıs tarafından da bankacılık eylemleri dışında eylem olarak nitelenebilmekte ise veya dürüstlük kuralına göre gerekli özen gösterilseydi bu eylemin bankacılık eylemi olmadığı bilinebilir nitelikte ise bankanın yardımcı şahıs veya ifa yardımcısı kullanmak nedeniyle sorumluluğunun doğmamasının gerekeceği, bu halde yapılan işin bankacılık eylemi değil, şahsi bir eylem niteliği kazandığı, bunun da karşı tarafça bilinebilir olmasının sınırı dürüstlük kuralına göre çizileceği, mahkememizce davacının sıra dışı ve bankacılık uygulaması dışında yapılmış olan eylemleri anlamasının gerektiği takdir edilirse bankanın sorumluluğunun doğmayacağı ve bu eylemlerden doğan zarar varsa bu zarardan zararı veren kişinin şahsi olarak sorumlu olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı bankanın eski çalışanlarına davetiye tebliğ edilerek tanıklıklarına başvurulmuş, 11/10/2017 tarihli oturumda yeminli dinlenen tanık beyanlarında;
Tanık … beyanında; ben davalı … Bankasında 1982 – 2008 tarihleri arasında çalıştım, bu çalışma döneminde 1998 – 2001 yılları arasında ise… A.Ş’de çalıştım, bu da … Bankasının bir iştirakidir, … Bankasının bir yan kuruluşudur, ben yine 1995 Ağustos ile 1996 Aralık ayları arasında …Bankası Menkul Kıymetler Müdürlüğünde yani Genel Merkez de çalıştım, tarafıma gösterilen ve sahte olduğu ATK raporu ile tespit edilen ve iddia edilen 3199870 (USD hesabı) nolu hesap numaralı ve delil listesinde 4/1 – 4/2 – 4/3 – 4/5 de gösterilen yine hesap numarası … (bazılarında DM Hesabı bazılarında USD hesabı olarak gösterilmiş) olup delil listesinde 4/4 – 4/14 – 4/15 – 4/16 olarak gösterilen, hesap numarası 672319 olup delil listesinde 4/6 ve 4/7 – 4/8 – 4/19 da gösterilen ve adıma atfen atılmış bulunan imzalar bana ait değildir, ben zaten belirtilen dönemlerde yani 98 – 2001 yılları arasında İş Yat. Menkul Değ. A.Ş’de çalıştım, dolayısıyla genel merkezi ifade eden …Bankası Menkul Kıymetler Müdürlüğünde bir belge de imzalamam mümkün değildir, kaldı ki Genel Müdürlükte daktilo ile herhangi bir işlem yapılmamakta idi, yine çalıştığım dönemlerde Müdür Yardımcısı şeklinde bir kaşe de kullanılmamakta idi dedi.
Tanık … beyanda; tarafıma gösterilen ve delil listesinin 4/5 – 4/-15 ve 4/16 sırasında kayıtlı sahte olduğu iddia edilen hesap cüzdanlarındaki Metih Hertaşer adına atfen atılı bulunan imzalar bana ait değildir, ben 1999 – 2001 yılları arasında … A.Ş’de çalıştım, söz konusu şirket İş Bankasından ayrı bir tüzel kişiliği bulunan onun iştiraki olan bir şirkettir, yine söz konusu şirkette Bölüm Yönetmeni olarak görev almaktaydım, ben yine 1992 – 1996 yılları arasında İş Bankası Menkul Kıymetler Müdürlüğünde çalıştım, burada muhasebeci idim, ben servis şefi olarak davalı bankada çalışmadım, bu şekilde bir unvanım olmadı, söz konusu kaşeler de bana ait değildir dedi.
Tanık … beyanında; tarafıma gösterilen ve delil listesinde 4/1 – 4/2 – 4/3- 4/5 – 4/6 4/7 4/8 4/16 ve 4/19 nolu hesap cüzdanlarında adıma atfen atılı bulunan imzalar bana ait değildir, belirtilen tarihler olan 1998 – 2001 yılları arasında ben İş Bankası Sermaye Piyasalarında 1998 yılında ikinci müdür 2001 yılında Müdür Yardımcısıydım, söz konusu dönemde çalıştığım birimin adı Menkul Kıymetler Müdürlüğüydü daha sonradan isim değiştirdi Sermaye Piyasaları oldu, yine menkul kıymetler müdürlüğünün hesap cüzdanı düzenleme yada hesap açma yetkisi yoktur, bu yetki tamamen şubelere aittir, kaşelerimizde …Bankasının unvanı ve bizim unvanımız yer alır ve altına imza atarız, sahte olduğu ileri sürülen hesap cüzdanlarındaki gibi kaşelerimiz yoktur dedi.
Tanık … beyanında; söz konusu sahte olduğu iddia edilen hesap cüzdanlarında benim herhangi bir şekilde imzam yoktur dedi. davacı vekilinin talebi ile davacılara boş hesap cüzdanı verip vermediği hususu soruldu: ben davacılara herhangi bir şekilde boş cüzdan vermiş değilim, teftiş raporundaki beyanımda banka çalışanı …’e boş cüzdan vermiş olabileceğimi söylemiştim dedi.
Davalı banka tarafından 672319 nolu yatırım hesabında bulunan ve daha önceki bilirkişi raporuyla banka kayıtlarında bulunduğu tespit edilen 30.000 Lot…, 600.000 Lot …, 50.000 Lot İş BC, 20.000 Lot Petkim, 50.000 Lot … ve 300.000 Lot… hisse senedi hesaplarının son durumu ve son hesap ekstreleri mahkememiz dosyasına sunulmuş olmakla, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Bankacı-Operasyon Yöneticisi … tayin edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan raporda; Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 26/01/2007 tarihli raporunda…-… adına atfen atılı olup,…’ın eli ürünü olduğu tespit edilen 4 adet işlem dekontunun toplamının 169.985,33 TL olduğu, yine…-…’ın eli ürünü olmadığı tespit edilen ve ayrıca söz konusu imzaları atan şahsın tanı unsurlarını …açısından teşhise yeter oranda yansıtmadığından …’in eli ürünü olup olmadığı tespit edilemeyen 5 adet işlem dekontu toplamının 19.824,15 TL olduğu, talimat fotokopisi üzerinde fotokopi olmaları nedeniyle sağlıklı inceleme yapılamadığı, sağlıklı bir inceleme yapılar sonuç bildirir rapor düzenlenebilmesi için söz konusu belgelerin asıllarının temin edilmelerinin gerekliği olduğu belirtilen ve mahkememiz kasasında bulunan belgelerin incelenmesinde 25/09/2010 tarihli… ismi ve altında imza bulunan …’e 15.000 USD ödenmesine ilişkin fotokopi talimat ve nakit ödeme dekontunda …ismi ve altında imza bulunduğu, 21/11/2010 tarihli… ismi ve altında imza bulunan …’e 55.500 USD ödenmesine ilişkin fotokopi talimat ve nakit ödeme dekontunda …ismi ve altında imza bulunduğu, USD işlemleri toplamının 70.500 USD olduğu, 16/07/1998 tarihli 150.000 DEM tutarlı altı ay vadeli hesap açılmasına ilişkin talimatta… isminin ve altında imzanın bulunduğu, 17/07/2000 tarihli 103.500 DEM tutarlı 1047-672319 hesaptan 3200382 nolu hesaba yatırılmasına/döviz alış işlemine ilişkin talimatta… isminin e altında imzanın bulunduğu, 29/12/1999 tarihli 54.700 DEM karşılığı 1047-672319 nolu hesaptan … AŞ’ye 36 nolu hesap sahibi teslimatı olarak giden ve net okunmayan 69.328.000.000 TL tutarlı havale talimatında… isminin ve altında imzanın bulunduğu, 31/05/1999 tarihli 1047-672319 nolu hesaptan … AŞ’ye 36 nolu hesap sahibi teslimatı olarak giden 31.980.000.000 TL tutarlı havale talimatında… isminin ve altında imzanın bulunduğu, DEM işlemleri toplamının 308.200 DEM olduğu, TL işlemleri toplamının 26/04/1999 tarihli okunmayan fax talimatının eski 397.300,00 DEM karşılığı 83.698.180.666 TL tutarlı işlemin eklenmesi suretiyle 185.006,18 TL olduğu, 16/12/1999 tarihli 2000 Lot…-10.000 Lot …hisse senedi satış talimatında… isminin ve altında imzanın bulunduğu, söz konusu işlemlerde… isim ve atfen atılı imzalı gerçekleşen herhangi bir işleme rastlanmadığının saptandığı, banka sisteminde kayıtlı bulunan 15.000,00 USD ve 55.500,00 USD tutarlı nakit çekilen tutarlar talimata istinaden …’e ödenen açıklaması ile gerçekleştirildiğini, işleme ilişkin dekontların Adli Tıp Kurumu tarafından incelendiğini ve mahkememiz kasasında bulunduğunu, 90.000,00 USD ve 4.000,00 USD nakit çekilen işlemlerin hesap sahibi tarafından gerçekleştirildiği ve işlem dekontların bulunmadığı, 3198894 nolu hesabın 09/04/2001 tarihi itibari ile bakiyesinin 154,98 USD olduğu, yine banka sisteminde kayıtlı bulunan 150.000 DEM vadeli mevduat açılışı talimatının Adli Tıp Kurumu tarafından incelendiği ve evrakların mahkememiz kasasında bulunduğu, vadeli hesabın temdit işlemleri ve hesaba tahakkuk eden net faiz bakiyelerinin eklenmesi sonucu hesabın 17/07/2000 tarihinde 166.628,53 DEM bakiyeye ulaştığı, yapılan arbitraj karşılığı USD hesabına aktarılan 70.235,00 USD’lik işlem sonucu 0,00 bakiyeli hesabın kapatıldığı, 166.628,53 DEM arbitraj dekontunun bulunmadığı, yine banka sisteminde kayıtlı bulunan 103.500,00 Euro virman/TL karşılığı havale talimatına ilişkin dekontların bulunduğu, hesap sahibi tarafından nakit çekilen 397.300,00 DEM tutarlı , 103.500,00 DEM tutarlı, 35.000,00 DEM tutarlı, 10.000,00 DEM tutarlı, 4.000,00 DEM tutarlı işlem dekontlarının bulunduğu, … nolu hesabın 15/05/2001 tarihi itibari ile bakiyesinin 1.000,00 DEM olduğu (Euro karşılığı 511,29 Euro), … nolu hesaptan yapılan TL havale-nakit çekilen-hisse senedi alış vs.işlem dekontlarının Adli Tıp Kurumu tarafından incelendiği ve evrakların mahkememiz kasasında bulunduğu, 27/05/1999 tarihli 31.978,45 TL tutarlı … Değ.hesabına gönderilen havale dekontunda müşteri imzasına rastlanmadığı, banka sisteminde kayıtlı olan değişen tarih ve tutarlarda repo satış/yatırım işlemleri dekontlarında müşteri imzası bulunmadığı, ancak bankacılık temamülleri çerçevesinde ve uygulamada söz konusu bankacılık muamelelerinde müşteri imzası alınmasının zorunlu olmadığının görüldüğü, 672319 nolu cari hesabın 24/07/2001 tarihi itibariyle bakiyesinin 35,81 TL olduğu, …nolu Yatırım Hesabında 23/07/2001 tarihi itibari ile banka sisteminde kayıtlı bulunan 1.050.000 adet menkul kıymet olduğu,… nolu Yatırım Hesabının 12/02/2018 tarihi itibari ile toplam TL mevcudunun 6.377,80 TL olduğu, portföylde 29.568.484 adet menkul kıymet bulunduğu, davalı bankanın davacılara karşı hizmet kusuru ve zarar sorumluluğu bulunmadığı, davacıların davalı banka sisteminde kayıtlı olan bakiyeler dışında herhangi bir hak ve alacağı olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizin 19/12/2018 tarihinde yapılan duruşmasında, bilirkişi raporundaki eksiklikler ve mahkeme heyeti tarafından müphem görülen hususlarla ilgili olarak bilirkişinin HMK 281/2 maddesi uyarınca sözlü olarak görüşünün alınmasına ihtiyaç duyulmuş olup, bilirkişi Meltem Mülayim duruşmada vermiş olduğu beyanında; “raporumun 3.sayfasındaki 17/07/2000 tarihli 103.500 DEM tutarlı … nolu hesapla … nolu hesap arasındaki ilişki şu şekildedir; önce DEM hesabından (Mark) 103.500 Mark TL hesabına aktarılmış, daha sonra ise TL hesabından kasadan ödeme yapılmıştır, ancak ödeme yapılan kişinin imzası ve adı makbuzda yoktur, yine mahkemece tarafıma sorulan bilirkişi raporunun 3 ve 4.sayfasındaki 29/12/1999 tarihli 54.700 DEM karşılığı … nolu hesaptan …A.Ş’nin 36 nolu hesabına aktarılmıştır, aynı şekilde aynı hesaptan 31/05/1999 tarihli … A.Ş hesabına 31.980 TL tutarlı havale talimatı yapılmıştır, bu iki havaleler ATK tarafından da incelenen ve … A.Ş’nin 36 nolu hesabına aktarılmıştır, bu aktarım miktarları 69.328,00 TL ve 31.980,00 TL’dir, yine raporun 4.sayfasında 397.300 DEM karşılığı 83.698,00 TL efektif alış yapılmış ve aynı tarihte 83.698,00 TL olarak kasadan ödeme yapılmış gözükmekte ancak dekontta davacıların yada 3.bir şahsın ismi ve imzası bulunmamaktadır, yine 16/12/1999 tarihli 2.000 LOT … ve 10.000 LOT İzdemir hisse satış talimatları da yatırım hesabında bulunan ve biraz önce belirtilen işlemlere ilişkindir, yine 23/07/2001 tarihi itibariyle banka sisteminde kayıtlı bulunan 1050 adet menkul kıymetin mevcut olduğu, 2001 tarihinden itibaren inceleme yapıldığı tarihe kadar söz konusu hisse senetlerinde herhangi bir işlem yapılmadığı ancak hisse senetlerinin bölünmesi yada bedelsiz hisse senedi verilmesi sebebiyle hisse senet miktarının arttığı tarafımdan tespit edilmiştir ayrıca raporumdaki rakamlar yeni para birimi üzerinden yani TL’den altı sıfır atıldıktan sonraki şekli iledir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yapılan yargılama, davacıların iddiaları, davalının beyanları, ibraz edilen deliller, Adli Tıp Kurumu raporları, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın, davacılar tarafından davalı bankaya yatırıldığı iddia olunan paraların banka çalışanı …tarafından zimmetine geçirildiğinden bahisle uğradığı zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır. Davacı taraf banka çalışanı …’e vermiş olduğu paraların …tarafından banka sistemine dahil edilerek, daha sonra zimmetine geçirildiği, bu sebeple banka çalışanı tarafından kendisine verilen hesap cüzdanlarındaki mevduat olarak gözüken tüm bedellerin davalı bankadan tahsili gerektiğini iddia etmiş, davalı banka ise banka çalışanı …ile bankanın mudileri olan davacılar… ve…’ın sahte banka cüzdanı üretmek suretiyle bankayı dolandırmak suçundan şikayetçi olmuş ve şahısların özel evrakta sahtecilik ve dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işledikleri, bu itibarla bankaya yatırılmış herhangi bir para bulunmaması sebebi ile banka hesabına girmiş bir para bulunmadığından davanın reddi gerektiğini savunmaktadır. Ceza Mahkemesinin verdiği beraat kararları Hukuk Mahkemesi Hakimini bağlamasa da, ceza mahkemesinin kesinleşen mahkumiyete ilişkin kararlarının maddi vaka itibariyle Hukuk Hakimini de bağlayacağı izahtan varestedir. Taraflar arasındaki ilişki sebebi ile banka çalışanı …ve davacılar… ve Recep Fikret Turan hakkında İstanbul …Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında özel evrakta sahtecilik ve banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırıcılık suçlarından kamu davası açılmıştır. Yapılan yargılama sonucunda sanıkların eylemleri sabit görülmüş ve sanıkların 765.yasa ve 5237 sayılı TCK’nun ilgili maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş, ayrıca 5271 sayılı CMK’nun 231.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar erildiği ve bu kararın Yargı yollarından geçerek kesinleştiği, yine banka çalışanı …yönünden ise İstanbul …Ağır Ceza Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasında hizmet sebebi ile emniyeti suistimal suçundan kamu davası açıldığı ve dava dosyasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığı görülmüştür. Görüldüğü üzere banka çalışanı …yönünden herhangi bir mahkumiyet kararı tesis edilmiş değildir. Davacılar yönünden ise özel evrakta sahtecilik ve dolandırıcılığa teşebbüs suçundan mahkumiyete karar verilmiş ise de söz konusu cezaların CMK 231.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmıştır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları teknik olarak bir mahkumiyet kararı değildir. Bu nedenle mahkememizce gerek Adli Tıp Kurumunca yaptırılan incelemeler, gerekse aldırılan bilirkişi raporları doğrultusunda aşağıdaki ayrımlar gözetilerek hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. Bu ayrımlar yapılırken öncelikle davacıların banka sistemine giren ve bankaya yatırılmış bulunan paralar ile ve bu banka hesaplarından yapılan usulsüz işlemler ayrı bir grup altında incelenmiş ve değerlendirilmiş, banka sistemine girmeyen ve fakat davacıların uhdesinde bulunup şikayet üzerine davacılardan ele geçirilen ve Adli Tıp Kurumu incelemesi ile sahte olarak düzenlendiği tespit edilen banka cüzdanlarındaki yazılı meblağlar yönünden ise ayrı bir değerlendirme ve inceleme yapmak gerekmiştir. Buna göre;
1-Banka sistemine girmemiş olup, sahte olarak düzenlendiği tespit edilen hesap cüzdanlarındaki meblağlar yönünden değerlendirme; Adli Tıp Kurumunun 15/10/2008 tarihli raporu ile davacılardan ele geçirilen E-367842, F-377022, AB-474210, AB-474255, AC-065640, F-377023, AB-474211, E-367843, L-594152, E-367844, F-728633, E-367841 seri nolu 12 adet hesap kartı aslı (hesap cüzdanı) üzerinde yapılan incelemeler, yine aynı hesap cüzdanlarında Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 26/01/2007 tarihli raporunda yer alan tespitler gözönüne alındığında 12 adet hesap cüzdanındaki… ve… adlarına atfen atılı imzaların…’ın eli ürünü olduğu, söz konusu hesap cüzdanlarının sahte olarak üretildiği, bankacı bilirkişiler tarafından yapılan incelemelerde de bu hesap cüzdanlarının bankacılık temayüllerine aykırı şekilde düzenlendiği, örneğin DM hesabının olduğu cüzdana USD cinsinden para yatırıldığı, yada USD cinsinden olan hesaba DM cinsinden para yatırıldığı, yada TL cinsinden olan hesaplara DM ve USD cinsinden paraların yatırıldığı, söz konusu hesap cüzdanlarındaki kaşelerin …’in tanıdığı Nurhayat Garip’in işyerinde 13/05/2002 tarihinde yapılan aramada ele geçirilen kaşelerle atılmış olduğu, davacı …’ın 07/12/1998 tarihinde davalı bankaya vermiş olduğu ibraname yazısı ile “daha önceden şubenin servisinde boş olarak temin ettiğim ve daktilo ile düzenlemiş olduğum … seri nolu yatırım hesabı defteri ve F-377022 numaralı döviz tevdiat hesabı defteri ve içinde yer alan kayıtlarla ilgili olarak bankanızdan herhangi bir hak ve alacağımın bulunmadığını, bankanızın seri numaraları yukarıda yer verilen cüzdanlarla ilgili olarak ibra ettiğimi” şeklinde verilen ibranamede davacı … tarafından muhtemelen …aracılığı ile bankadan temin ettiği boş hesap cüzdanlarını daktilo ile doldurarak (banka tarafından doldurulan gerçek hesap cüzdanlarında yazıcı kullanılmakta iken sahtelerinde daktilo kullanılmıştır.) kullandığı, her ne kadar davacılar söz konusu hesap cüzdanlarının …tarafından verildiğini ve bu cüzdanlarda belirtilen bedellerin bankaya yatırıldığını iddia etmiş iseler de davacıların elinde bankaya yatan paralara ilişkin gerçek hesap cüzdanlarının bulunduğu, gerçek hesap cüzdanları ile sahte olarak düzenlenen hesap cüzdanları arasındaki belirgin farkların davacılar tarafından fark edilmemesinin mümkün olmadığı, davaya konu olaydan 2-3 yıl önce aynı şekilde…’ın bankadan bir şekilde ele geçirdiği hesap cüzdanlarına daktilo ile yazılar yazarak abisine göstermek üzere hazırladığı ve buna ikrar ettiği, buna bağlı olarak davalı bankaya ibraname verdiği, davacılar ile davalı bankada çalışan …’in …de ortak hesaplarının bulunduğu, davacıların sahte olduğu tespit edilen hesap cüzdanlarındaki paraları bankaya yatırdıkları iddiasını ispatlayamadıkları, söz konusu paraların banka kayıtlarına girdiğinin ve bankaya teslim edildiğinin davacılar tarafından ispatlanamadığı, bankanın sorumluluğuna gidilebilmesi için söz konusu paraların bankaya yatırıldığının ispatının zorunlu olduğu, her ne kadar banka çalışanı olan …’e söz konusu paraların verildiği ileri sürülmüş ise de, bu iddianın da soyut bir iddiadan öteye gidemediği, bu paraların …’e dahi verildiği ispatlanamamışken, sahte olarak düzenlenen ve daha öncesinde de davacı … tarafından aynı şekilde sahte olarak düzenlenmiş hesap cüzdanları bulunduğunun sabit olduğu da göz önüne alındığında sırf sahte olarak düzenlenen hesap cüzdanlarında belli rakamların yer alması sebebi ile davalı bankanın sorumluluğuna gidilemeyeceği, bu husus göz önüne alındığında banka kayıtlarına girmemiş, bankaya yatırılıp yatırılmadığı yada banka çalışanına yatırılıp yatırılmadığı dahi ispatlanamamış bedeller sebebi ile açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Banka sistemine girmiş paralar yönünden yapılan değerlendirme; banka sistemine girmemiş paralar yönünden yukarıda değerlendirme yapılmışken, bir şekilde banka sistemine girmiş ancak banka sistemi içerisinde usulsüz işlemlerle farklı hesaplara aktarılan yada davacıların emir ve talimatları olmadan işlem yapılan paralar yönünden ise; Bankacı Bilirkişi Meltem Mülayim tarafından alınan bilirkişi raporu ile bilirkişinin 19/12/2018 tarihli celsede HMK 281/2.maddesi uyarınca alınan sözlü beyanları dikkate alındığında ve yine Adli Tıp Kurumu ile 26/01/2007 tarihli Adli Tıp raporunda yapılan incelemelerde Adli Tıp raporunun 2.a maddesinde belirtilen 24/11/2000 tarihli 24/11/2000 tarihli 48.924.288.152 TL, 24/11/2000 tarihli 48.924.425.884 TL, 16/08/2000 tarihli 10.432.608.550 TL ve 24/11/2000 tarihli 61.724.000.000 TL’lik dekontlarda… ve… adına atfen atılı imzalar ile…’a ait mukayese imzalar arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların…’ın eli ürünü olduğunun tespit edildiği, dolayısı ile bu işlemlerde yapılan işlemlerin davacı …’ın talimatı ile yapılmış olduğu anlaşıldığından bu işlemlere konu dekontlardaki alacak iddiası yönünden istemin reddine karar verilmiş, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 26/01/2007 tarihli raporunda 2.b maddesinde incelemeye konu olan işlemlerden 13/12/2000 tarihli 6.466.500.000 TL’lik hisse senedi satış emri ile, 11/05/2001 tarihli 4.943.681.200 TL, 09/04/2001 tarihli 4.200.000.000 TL, 15/05/2001 tarihli 1.963.974.360 TL ve 04/12/2000 tarihli 2.250.000.000 TL’lik meblağlı dekontlarda… ve… adına atfen atılı imzalar ile adı geçenlere ait mukayese imzalar arasında yukarıda sayılan tanı unsurları bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla… ve… eli ürünü olmadığı, söz konusu imzaları atan şahsın tanı unsurları …açısından teşhise yeter oranda yansıtmadığından söz konusu imzaların …’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, dolayısı ile bu işlemlere ilişkin talimatların… yada… tarafından verilmediği, Adlı Tıp Kurumu’nun raporunda belirtilen bu bedellerin davacıların talimatı olmadan …’e ödendiği, bu itibarla çalışanlarının işlemlerinden dolayı davalı bankanın sorumlu olduğu, söz konusu hesapların TL cinsinden olduğu ve işlem tarihleri itibari ile 3095 sayılı yasanın 2.maddesi uyarınca işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin aynı raporunda 3.nolu başlık altında yapılan incelemelerde 16/12/1999 tarihli Ereğli ve İzdemir Lot Satışına ait talimat, 25/09/2000 tarihli …’e 15.000 Dolar ödenmesine ilişkin talimat, 26/04/1999 tarihli 83.698.180.666 TL’lik dekont ekindeki (okunamayan faks) talimat, 17/07/2000 tarihli 103.500 DM’lik talimat fotokopisi, 16/07/1998 tarihli 150.000 DM’lik talimat fotokopisi, 21/11/2000 tarihli 55.500 DM’lik talimat fotokopisi, 31/05/1999 tarihli 31.900.000 TL’lik talimat fotokopisi ve 20/12/1999 tarihli 54.7000 DM’lik talimat fotokopisi üzerinde, fotokopi olmaları nedeniyle sağlıklı inceleme yapılamadığı, sağlıklı bir inceleme yapılarak sonuç bildirir rapor düzenlenebilmesi için söz konusu belgelerin asıllarının temin edilmelerinin gerektiğinin belirtildiği, davalı bankaya ilgili talimat asıllarının mahkememize sunulması için kesin süreler verildiği, ancak davalı banka tarafından söz konusu talimat asıllarının mahkememize sunulmadığı, bu nedenle bu talimat asılları üzerinde inceleme yaptırılamadığı, ancak her ne kadar talimat asılları üzerinde inceleme yapılamamış ise de davalı bankanın müşterilerinden almış olduğu talimatların asıllarını muhafaza etme yükümlülüğü ve bankacılık sisteminde uyulması gereken güven mekanizması dikkate alındığında yine bu talimatlarla yapılan işlemlerde genellikle ödemelerde ödeme yapılan kişilerin isim ve imzasının bulunmaması, yapılan havalelerin de …adına yapılması dikkate alındığında davalı bankanın bu işlemlerden dolayı sorumlu olması gerektiğine kanaat getirilmiş, bu işlemlerin tek tek irdelenmesine gelince ise, 17/07/2000 tarihinde yapılan 103.500 DM’lik talimatta 672319 nolu davacılara ait hesapta bulunan 103.500 DM’nin yine davacılara ait olan ve bankada bulunan 3200382 nolu TL hesabına aktarıldığı, daha sonra TL hesabından kasadan ödeme yapıldığı, ancak ödeme yapılan kişinin imzası ve adının makbuzda bulunmadığı, dolayısıyla hem 103.500 DM’nin TL hesabına aktarılması işleminin, hemde aynı tarihte yapılan ödeme işleminin usulsüz olduğu, ancak usulsüz iki işlem bulunsa da gerçekte yapılan davacıların DM hesabında bulunan 103.500 DM karşılığının banka tarafından kim olduğu bilinmeyen ve ödeme yapılan kişinin adı ve imzası bulunmayan makbuzla bu paranın banka sisteminden çıkartıldığı, bu kapsamda 103.500 DM karşılığı olan 52.918,71 Euro’nun (DM’den Euro geçiş tarihindeki kur karşılığı dikkate alınmıştır.) işlem tarihi olan 17/07/2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4.a maddesi uyarınca Euro cinsine uygulanacak kamu bankalarının Euro cinsine verdiği 1 yıllık en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı bankadan tahsili ile davacılara verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Adlı Tıp raporunda 16/07/1998 tarihli 150.000 DM tutarlı 6 ay vadeli hesap açılmasına ilişkin talimatta… isminin altında imzanın bulunduğu, ancak söz konusu işleminin hesap açılışına yönelik olduğu, bundan dolayı davacının bir kaybının bulunmadığı, daha doğru bir anlatım ile bu hesaba yatırılan paralardan …’in hesabına aktarılan paralar yada kime ödendiği belli olmayan paralar sebebi ile aşağıda belirtilen işlemlere ilişkin (ödemeler, para çıkışları, …’in hesabına gönderilen bedeller, havaleler,vs.gibi) işlemlerle para çıkışı yapılan talimat ve işlemlere ait aşağıdaki şekilde tazmin kararı verildiği, bu kapsamda sırf para yatırmaya ilişkin talimat aslının bulunmaması sebebi ile para yatırılan bu işlemden dolayı bankanın sorumluluğuna gitmenin mükerrer tazminat ve hüküm oluşturacağı, bankanın bu işlemden sorumlu olabilmesi için uhdesine yatan paranın usulsüz şekilde 3.şahısa aktarılmasının gerektiği, ki usulsüz yapılan aktarımlar sebebi ile zaten tazmin kararı verildiği, bir de yatan paranın tazminine karar verilmesi halinde aynı paradan hem bankaya yatması sebebi ile hemde bankadan usulsüz çekilmesi sebebi ile mükerrer tazminata yol açılacağı, bu itibarla 16/07/1998 tarihli 150.000 DM’lik talimatın aslı ibraz edilmemiş ise de, bununla ilgili davacının bir zararının oluşmaması sebebi ile (zarar paranın yatırılması ile değil paranın usulsüz çıkışı ile oluşmuş olup, usulsüz çıkışlara yönelik istemler kabul edilmiştir.) bu işlemle ilgili ayrıca bir karar verilmemiş, davalı banka tarafından 16/12/1999 tarihinde 2000 Lot … ve 10.000 Lot… Hisse Senedi satışının talimat asıllarının da bulunmadığı, söz konusu satışlarla ilgili hisse senetlerinin satılıp davacılara ait TL ve DM hesaplarına aktarıldığı, daha sonra bu hesaptan 20/12/1999 tarihli 54.700 DM’lik talimat ile TL hesabına aktarıldığı ve 29/12/1999 tarihinde 69.328.000.000 Eski TL (69.328,00 TL) …’le davacıların birlikte hesabının bulunduğu … AŞ’ye 36 nolu hesabına gönderildiği ve buradan …’e ödendiği, bu talimat asıllarının da davalı banka tarafından incelemeye ibraz edilemediği, dolayısıyla para çıkışı olan 69.328,00 TL’nin 29/12/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2.maddesi uyarınca avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar vermek gerekmiş, yine Adli Tıp raporunda yer alan 31/05/1999 tarihli 31.980.000.000 TL talimat fotokopisi ile davacıların hesabından yine … AŞ.nin 36 nolu hesabına aktarım yapıldığı ve bu aktarım sonrası …’e ödeme yapıldığı, bu itibarla 31.980,00 TL yönünden de davalının bankanın sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmış, bu miktar yönünden de davanın kabulüne karar verilmiş, yine Adli Tıp raporunun 3.sayfasında 3.bendinde 26/04/1999 tarihli 83.698.180.666 Eski TL’lik (83.698,00 TL) dekontla kasadan ödeme yapıldığı, ancak yapılan ödemede davacıların yada 3.bir şahsın imzasının yada adının bulunmadığı, bu itibarla söz konusu paranın da kime ödendiğinin tespit edilemediği, bu miktar için de davanın kabulü gerektiği, yine 25/09/2000 tarihli 15.000 USD’lik talimat ile …’e 15.000 USD’nin ödendiği, söz konusu talimat aslının davalı banka tarafından mahkemeye ibraz edilemediği, bu nedenle hesap sahibi dışında 3.şahıs konumunda bulunan …’e yapılan ödemeden dolayı bankanın sorumlu olduğu, bu miktarın da ödeme tarihi olan 25/09/2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4.a maddesi uyarınca işletilecek 1 yıllık en yüksek USD cinsine uygulanacak kamu banka faizi ile birlikte tahsili gerektiği, aynı incelemede (Adli Tıp raporunun 3.bendinde bahsi geçen)21/11/2000 tarihli 55.500 DM’lik talimat fotokopisi yönünden ise söz konusu talimat fotokopisinde ve Adli Tıp incelemesinde DM.den bahsedilmiş ise de işlemin davacılara ait USD hesabı üzerinden yapıldığı ve 55.500 USD’nin 21/11/2000 tarihinde …’e bankadan ödendiği, yine söz konusu ödemenin davacıların talimatı ile yapıldığına ilişkin talimat asıllarının davalı banka tarafından mahkememize sunulamadığı, bu itibarla davacılar dışında 3.şahıs konumunda olan …’e yapılan ödemeden dolayı davalı bankanın sorumlu olduğu anlaşıldığından bu miktarlar yönünden de davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Önemle belirtmek gerekir ki davalı banka tarafından dekont asılları ve talimat asılları ibraz edilemeyen bir kısım işlemler yönünden (örneğin; hesaba para yatırılması, davacılara ait hesaplar arası para aktarımları, hisse senedi satışları gibi) bazı işlemlere ait dekont ve makbuz asılları ibraz edilememiş olsa da banka kayıtları üzerinde yapılan işlemlerde davacıların bir hesabından başka bir hesabına yapılan aktarımlarda hisse satışı gibi işlemlerde yada para yatırma gibi işlemlerde davacıların bir zararının doğmadığı, daha doğru bir anlatım ile zararın bu işlemlerle değil, bu işlemler sonrasında bu hesaplardan …’e yapılan ödemeler, …adına yapılan havaleler yada kasadan kime ödendiği belli olmayacak şekilde yapılan ödemelerle zararın oluştuğu, bu kapsamda mahkememizce davalı banka aleyhine tazminata hükmedilirken mükerrer tazminatın oluşmaması bakımından para çıkışının yapıldığı andaki işlemlerin esas alındığı, örneğin; DM hesabındaki belge aslı ibraz edilemeyen bir işlemle DM hesabındaki paranın davacıların TL hesabına aktarılması ve TL hesabından …’e ödeme yapılması halinde davacıların zararının …’e yapılan ödeme kadar olduğu, dolayısıyla hem DM hesabındaki yapılan işlemin tazmini, hemde TL hesabındaki yapılan işlemin tazminine karar verilmesi halinde mükerrer tahsilatın söz konusu olacağı göz önüne alınarak usulsüz para aktarımlarına göre tazminler belirlenmiştir.
3-Hisse Senetleri İstemi Yönünden Değerlendirme; her ne kadar davacılar tarafından dava dilekçesinde, banka uhdesinde bulunan hisse senetlerinin alacaklarınından bir kısmının tahsili (200.000 TL’lik kısmı) için dava açılmış ise de, davacılar adına kayıtlı olan hisse senetlerinin mahkememizce yaptırılan inceleme sonrası bankacı bilirkişi Meltem Mülayim tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; davacılara ait… nolu yatırım hesabından 23/07/2001 tarihi itibari ile 600.000 Lot…, 50.000 Lot …, 300.000 Lot …, 50.000 Lot…, 20.000 Lot… ve 30.000 Lot … olmak üzere toplam 1.050.000 Lot hisse senedinin bulunduğu, söz konusu yatırım hesabından inceleme tarihi olan 12/02/2018 tarihi itibari ile 6.377,80 TL nakit TL.nin bulunduğu, ayrıca 3.614.457,00 Lot…, 277.536 İSTCR, 22.951.815 Lot …, 143.750 Lo…, 256.410 Lot … 2.324.516 Lot EREĞLİ hisseleri olmak üzere toplam 29.568.484.000 Lot’luk portföy toplamının bulunduğu, dolayısıyla söz konusu yatırım hesabında 23/07/2001 tarihi itibari ile bulunan değerlerin aynen kalmaya devam ettiği gibi bu tarihten sonra davacılar tarafından bankanın bu hesabında herhangi bir işlem yapmadıkları, ancak söz konusu hisse senetlerinin bölünme, bedelsiz sermaye arttırımı, bedelsiz kar payı dağıtımı gibi sebeplerle Lot olarak sayısının arttığı, davacıların söz konusu banka uhdesinde bulunan bu hesaplarda diledikleri an bankaya başvurup işlem yapabilecekleri, gerek davadan önce gerekse davadan sonra davacıların bankaya başvurarak söz konusu hisse senetleri üzerinde işlem talebinde bulunmadıkları gibi bankanın da yargılama süreci içerisinde esasen bu hisse senetleri ile ilgili karşı bir iddianın da bulunmadığı, bu kapsamda hali hazırda söz konusu hisse senetlerinin davacılar adına banka hesabında bulunduğu, bu itibarla davalı banka tarafından buna aykırı bir işlem yapılmamışken ve davacıların bu hisse senetlerinin paraya çevrilmesi, satışı vs.gibi bankaya yönelik herhangi bir başvurusunun bulunmaması da dikkate alındığında dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı, her zaman bankaya başvurarak söz konusu adlarına kayıtlı yatırım hesabından işlem yaptırabilecekleri, esasen bu hususta taraflar arasında herhangi bir muarazanın da bulunmadığı dikkate alındığında buna ilişkin istemin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine alacak kalemlerine yönelik kalan diğer istemlerin de yukarıda 1 ve 2 nolu kısımlarda açıklanan gerekçelerle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KISMEN KABUL / KISMEN REDDİ ile,
1-Türk Lirası istemi yönünden;
A) 6.466,50 TL’nin 13/12/2000 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2. Maddesi uyarınca işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
B) 4.943,68 TL’nin 11/05/2001 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2. Maddesi uyarınca işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
C) 4.200,00 TL’nin 09/04/2001 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2. Maddesi uyarınca işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
D) 1.963,97 TL’nin 15/05/2001 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2. Maddesi uyarınca işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
E) 2.250,00 TL’nin 04/12/2000 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2. Maddesi uyarınca işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
F) 69.328,00 TL’nin 29/12/1999 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2. Maddesi uyarınca işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
G) 31.980,00 TL’nin 31/05/1999 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2. Maddesi uyarınca işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
H) 83.698,00 TL’nin 26/04/1999 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2. Maddesi uyarınca işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-USD istemi yönünden;
A) 15.000 USD’nin 25/09/2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca kamu bankalarının USD cinsine uygulayacağı 1 yıllık en yüksek vadeli mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
B) 55.500 USD’nin 21/11/2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca kamu bankalarının USD cinsine uygulayacağı 1 yıllık en yüksek vadeli mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-DEM hesabı yönünden;
A) 103.500 DEM karşılığı 52.918,71 Euro’nun 17/07/2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a.maddesi uyarınca kamu bankalarının EURO (DEM hesabının resmi olarak Euro’ya çevrilme tarihinden önceki dönem için DEM hesabına uygulanacak) cinsine uygulayacağı 1 yıllık en yüksek vadeli mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Hisse senetleri istemi için söz konusu hisse senetlerinin hali hazırda davacılar adına banka hesabında bulunduğu anlaşıldığından buna yönelik istemlerin REDDİNE,
5-Kalan kısımlar yönünden DAVANIN REDDİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 25.570,65 TL nispi karar ve ilam harcının, peşin alınan 8.289,00 TL + ıslah harcı 62.273,00 TL toplamı 70.562,00 TL’den mahsubu ile bakiye 44.991,35 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 25.570,65 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 28.409,95 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 102.433,79 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan toplam 18.766,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 1.714,30 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından yapılan toplam 557,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 5.061,00 TL’sinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde YARGITAY’a TEMYİZ YOLU açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …