Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/385 E. 2019/373 K. 13.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2009/385
KARAR NO : 2019/373
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 30/04/2009
KARAR TARİHİ: 13/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı Kooperatifin kurucusu ve ortaklık pay defetirne göre 29/11/1987 tarihinde 42 üye numarasıyla ortağı olduğunu, davacının bu zaman içerisinde yönetim kurulu üyeliği yaptığını, 27/07/2002 tarihinde noter huzurunda yapılan kura sonucunda 31 numaralı villanın davacıya çıktığını ve anahtarının teslim edildiğini, ancak daha sonra villa içerisindeki eksikliklerin giderileceği söylenerek anahtarın geri alındığını, davacı ile davalı kooperatifi yönetimi arasında Kooperatifler Kanunu ve Tüzüğü’nün uygulanması hususunda ihtilaf çıktığını, bu duruma istinaden 16/12/2000 tarih ve 5/250 sayılı yönetim kurulu kararıyla davalı yönetimin davacıyı kooperatif ortaklığından çıkardığını, bunun üzerine davacının İstanbul …ATM.nin … esas, … karar sayılı dosyası ile ihraç kararının iptali davasını açtığını, mahkeme tarafından kooperatif yönetim kurulu kararının iptal edildiğini, davalı kooperatif yönetim kurulunun kararı temyiz ettiğini ve Yargıtay 11.HD.nun 2005/2497 esas ve 2006/2221 kararı ile onandığını, davanın yargılama süreci olan 4 senelik zaman zarfı içerisinde davacının kendisine ait villasını kullanamadığını, ne bu süre zarfında nede sonrasında davacıya hiçbir şekilde toplantılar için çağrı gönderilmediğini, olağan genel kurul toplantılarında alınan kararlardan haberdar edilmediğini, bunların yanı sıra kooperatif merkezinin üç kere değiştiğini ve bunun bilgisinin dahi davacıya verilmediğini, davacının kooperatif yönetim kuruluna göndermiş olduğu uyarı mektupları ya da ihtarların ya geri geldiğini ya da cevap verilmediğini, yönetim kurulunun yargılama aşamasında ve sonrasında davacıya karşı kötü niyetli bir tutum sergileyerek zor durumda bıraktığını, davalı kooperatif yönetim kurulunun davacı lehine gelen kararı görmezden gelerek 2.kez 07/05/2007 gün ve 6/324 sayılı ortaklıktan çıkarma kararını aldığını, davacının kararın iptali çin İstanbul 1.ATM.nin 2008/90 esas sayılı dosyası ile dava açtığını, dava halen derdest olmakla birlikte 11/11/2008 tarihli bilirkişi raporunda alınan ihraç kararının iptali kanaatine varıldığını, davacıya hiçbir şekilde nereye ne kadar ödeme yapması gerektiğinin bildirilmediğini, davalı tarafından keşide edilen ihtarnamelerin şekil şartlarına uygun bulunmadığını, ihtarnamelerde istenilen miktar ve gecikme faizinin hangi aylara ilişkin olduğu, aylık tutarının ve oranının ne olduğu hususlarının açıkça ve anlaşılır biçimde gösterilmediğini, çekilen ihtarnamelerde farklı rakamların bulunmasının tutulan kayıtların çelişkili olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını gösterdiğini, ayrıca Kooperatifler Kanunu ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir demesine rağmen davacı hakkında çıkarma kararının 2 seferde de genel kurula getirilmeden verildiğini ve istenen aidat ve gecikme faizinin gneel kurul kararlarına uygun verilmediğini, davacının kooperatife olan borcunun fahiş olarak hesaplanarak aşırı yüksek gösterildiğini, bu nedenlerle 31 numaralı villanın kooperatif yönetimi tarafından haksız olarak kullandırılmamasından dolayı 40.000 TL maddi zararın kura tarihi olan 27/07/2002 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının böyle bir dava açmak için sıfatı olmadığını, çünkü kendisinin kooperatife karşı edimlerini yerine getirmediği için yasal ihraç prosedürü uygulanıp, kooperati üyeliğinin sona erdirildiğini, bu konuda İstanbul …ATM.de açmış olduğu… esas sayılı iptal davasının da reddedildiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davaya konu uyaşmazlık, davacının kura sonucu çıkan dairesinin davalı kooperatif yönetimi tarafından kullandırılmadığından bahisle uğranılan maddi zararın tahsili istemine ilişkindir.
İstanbul …ATM.nin … esas, … karar sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde; davacının …, davalının …Koop., davanın 06/08/2003 tarihinde açılan karar iptali davası olduğu, 10/11/2004 tarihinde davanın kabulü ile davacının üyelikten ihracına ilişkin davalı kooperatif yönetim kurulunun 16/12/2002 tarih ve 5-257 sayılı kararının iptaline karar verildiği, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11.H.D.nun 2005/2497 esas ve 2006/2221 karar sayılı, 06/03/2006 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İstanbul …ATM.nin … esas,… karar sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde; davacının …, davalının …Koop., davanın 20/08/2007 tarihinde açılan ihraç kararının iptali davası olduğu, 08/06/2009 tarihinde açılan davanın reddine karar verildiği, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23.H.D.nun 2011/915 esas, 2011/285 karar sayılı, 13/09/2011 tarihli ilamı ile İstanbul …ATM.nin … esas sayılı dosyada kesinleşen mahkeme kararı ile davacının 1999-2000-2001-2002 yıları itibarı ile borcu bulunmadığı, aksine alacaklı olduğu tespit edilmiş olmakla bu ilam gözetilerek bu dönemide kapsayacak şekilde ihtarname keşide edilip edilmediğinin mahkemece tartışılmaması ve tebliğ edilen ihtarnamelerde anasözleşmenin 14/2.madde hükmüne dayanılarak ödeme talep edildiği, tip anasözleşmelerin 14.maddesinde parasal yükümlülüklerin 30 gün geciktirilmesi üzerine ihtar keşidelerine başlanılması gerektiğine ilişkin düzenleme bulunduğu, mahkemece davalı kooperatifin ana sözleşmesi celbedilerek incelenmesi sonucunda sözü edilen şekilde bir hükme rastlanılması halinde, davacının ana sözleşmeye uygun olarak temerrüde düşürülüp düşürülmediğinin değerlendirilmesi gerektiği nedenleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İstanbul …ATM.nin … esas, … karar sayılı dosyası bozma sonrası İstanbul …ATM.nin … esas numarasını almış, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 09/09/2015 tarihinde davanın kabulü ile davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin 07/05/2007 tarihli kararın iptaline, davacının daire teslimine ilişkin davasının tefrikine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Mahkememizce İstanbul …ATM.nin … esas, … karar sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili 09/05/2019 tarihli dilekçesiyle davalı ile anlaşmaya vardıklarını, davadan feragat ettiklerini, davalı vekili ise 08/05/2019 tarihli dilekçesiyle davacı ile anlaşmaya vardıklarını, davacının davadan feragat etmesi üzerine herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davadan feragat HMK’nın 307 ve 311. Maddesi hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK’nun 309.Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Feragat bildirimi de HMK’nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilip, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın vaki feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Peşin alınan 540,00 TL harçtan alınması gerekli 44,40 TL harcın mahsubu ile 495,60 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
3-Tarafların yapmış olduğu masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan gider avansının talep halinde yatırana iadesine,
4-Talep olmadığından davalı yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.
Katip …
Hakim …