Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2007/145 E. 2018/1217 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2007/145 Esas
KARAR NO : 2018/1217
***************************************************************************
BİRLEŞEN İSTANBUL 12.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2011/51 ESAS/2011/151 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 25/03/2011
KARAR TARİHİ: 30/03/2011
***************************************************************************
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 20/02/2007
KARAR TARİHİ: 14/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Hollanda vatandaşı davacıların Alanya’da villa yaptırmak amacı ile 2002 yılında arsa ararken emlak komisyoncusu Alman vatandaşı… aracılığıyla davalı … ile tanıştıklarını, davalı …’in kendilerini … bölgesindeki …mevkine götürerek 9 villa planladığını belirttiği yeri davacılara gösterdiğini ve tarafların anlaşarak 37.412,73 Euro bedelle arsanın alımı ve ileride üzerine davalı … tarafından 222.587,27 Euro bedelle villa yapımı için 10/05/2002 tarihli satış vaadi sözleşmesinin davalı …’in ortağı olduğu …Şti ile davacılar arasında imzalandığını, ancak davalı …’in sözleşmede öngörülen sürede devir işlemini gerçekleştirmediğini ve davacılara 222.587,27 Euro bedelle villa yapımı için 17/09/2002 tarihli inşaat sözleşmesini imzalattığını, daha evvel inşaat sözleşmesi ile arsada yapılması planlanan kabinin arsanın küçüklüğü nedeniyle yapılamadığını ve bu kabinin bedeli olan 30.000,00 Euro inşaat toplam bedeli 222.587,27 Euro’dan düşüldüğünde davacıların inşaat sebebiyle 222.587,27 – 30.000,00 = 192.587,27 Euro ödemesinin kaldığını, inşaat sözleşmesinden kaynaklanan davacı ödemelerinin bir kısmının davacılara ait Alanya’daki çatı katının davalı …’e verilmesi ve inşaat bitene kadar da bu yerde oturulması şeklinde olduğunu, bu nedenle davacılara ait taşınmazın davalıya devredildiğini ve inşaat sözleşmesi gereği kararlaştırılan tüm ödemelerin yapıldığını, tarafların sürekli olarak uyuşmazlık yaşadığını ve villa tapusunun alınamadığını, 2007 yılı Ocak ayı ortalarında…Bankası… Şubesinen gelen telefonla kendilerine ait yaklaşık 600.000 Euro mevduata Alanya…İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile haciz konulduğunun bildirildiğini, yapılan araştırmada lehtarı davalı … alacaklısı … olan davacılar aleyhine düzenlenmiş 500.000 Euroluk bono nedeniyle İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığının ve bu kararın İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasından takibe konu edildiğinin tespit edildiğini, ancak takibe konu senet metni üzerindeki imzaların sahte olduğunu, davacıların davalılara herhangi bir borcu olmadığını, anılan nedenlerle davanın kabulü ile takip konusu senedin ve takibin iptaline, davacıların davalılara borçlu bulunmadıklarının tespitine, davalıların kötüniyetli takipleri nedeniyle %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava dilekçesinde ileri sürdükleri tüm iddiaların asılsız olduğunu, davacılar ile 2002 yılından başlayan ve halen süregelen ticari ilişkileri olduğunu, davacıların 2005 yılında ticari iştigal konuları olan antika mobilya ticari ile ilgili ortaklık kurmak istedikleri yönünde teklifte bulunduklarını, kendisinin bu teklifi kabul ederek 15/06/2005 tarihli sözleşme ile adi ortaklık kurduklarını, bu ortaklık sermayesi olarak da kendi payına düşen 500.00 Euro’yu davacılara peşin olarak ödediğini ve yapılan sözleşme gereği paranın karşılığı olarak ortaklığın bitim tarihi olan 15/11/2006 vade tarihli 500.000 Euro bedelli senedin düzenlendiğini, her iki davacının da işbu senedi imzalayarak kendisine teslim ettiklerini, senedin vade tarihi geldiği halde ödenmediğinden kendisinin işbu senedi borcundan dolayı diğer davalı …’a cirolayarak verdiğini, davacıların parayı haziran ayında ödeyeceklerini beyan ettiklerini ancak …’ın bu teklifi kabul etmeyerek kendisinin de borçlusu olduğu İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takibini başlattığını, takip konusu senedin sahte olmadığını, senedin tüm şekil şartlarını taşıdığını, imzaların davacılara ait olduğunu, davalıların tüm iddialarının gerçek dışı olduğunu, anılan nedenlerle asıl davanın reddi ile yine davacıların 15/06/2005 tarihli adi ortaklık sözleşmesi ile kendisinden aldıkları 500.000 Euro’yu geri vermedikleri, aldıkları para ile yatırım yapmadıkları gibi vaat ettikleri kar payını da vermediklerini, bu nedenle kendisinin mağdur olduğunu, davacıların sözleşmede yine bu kar payına karşılık 250.000 Euro cezai şart ödemesi taahhüdünde bulunduklarını, anılan nedenlerle 250.000 Euro karşılığı 465.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davacı karşı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının kuyumcu toptancılığı yaptığını, aynı zamanda inşaat işi ile de uğraştığını, kendisi ile aynı işi yapan ve bir dönem ortak oldukları diğer davalı …’den alacağına karşılık olarak takip konusu bonoyu aldığını, bonunun ödeme günü geldiğinde davalı …’in keşidecilerle görüştüğünü ve bononun ödenmesi hususunda aracılık ettiğini, yapılan tüm görüşmelere rağmen davacılar tarafından borcun ödenmediğini, borçluların yabancı ülke vatandaşı olması ve Türkiye’de bulunan mal varlıklarını ülke dışına kaçırma ihtimalleri bulunduğundan İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınarak bu kararın İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davacıların işbu senet üzerindeki imzalarını inkar ettiklerini, ancak bu iddiasının gerçek dışı olduğunu,imzalar ve keşidenin davacılara ait olduğunu, Adli Tıp Kurumu tarafından yapılacak inceleme ile bu durumun ortaya çıkacağını, anılan nedenlerle davacıların haksız ve hukuki mesnetten yoksun davalarının reddine, davacıların %40 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 12.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2011/51 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı ile eşi …’un 2005 yılında dava önceden tanıdıkları … ile antika mobilya ticareti yapmak üzere 15.06.2005 tarihli sözleşme ile bir adi ortaklık kurduğunu, …’in 500.000-Euro peşin olarak verdiğini, bu para karşılığında 15.11.2006 vade tarihli 500.000-Euro tutarında senet aldığını, sözleşme şartlarının davalı ve eşi tarafından yerine getirilmemiş olduğunu, …’in alacağını istediğini ve alamadığını, müvekkili ile … ‘in iş ortağı olduğunu, aralarındaki borç tasfiyesinde senedin müvekkili …’a ciro edilmek suretiyle verildiğini, müvekkili …’ın niza konusu senet ile senet borçluları davalı … ve … ile senet lehdarı … alehine İstanbul … İcra Müdürlügü’nün … eski ( … yeni) dosyası ile kambiyo takibinin başlatıldığını, bu takibe karşı borçluların birlikte imza inkarında bulunduklarını, (İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E ve … K sayılı ilamı ile ), senet borçluları … yönünden takibin devamına ve % 40 inkar tazminatına, diğer eş senet borçlusu … yönünden imzanın kendisine ait olmadığı gerekçesi ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, icra dosyasında hacizli yaklaşık 1.200.000,00-TL para olduğunu, bu paranın … şubesinde borçluların müşterek hesabında olduğunu, müşterek hesap olduğu gerekçesi ile paranın yarısının dosyaya gönderildiğini, kalan yarısının davalı …’e ait olacağı gerekçesi ile gönderilmediğini, yine davalı …’e ait Alanya’da gayrimenkul olduğunu, 09.08.2010 tarihi itibariyle dosya borcunun 2.251.638,00-TL olduğunu,dosyaya giren paranın 600.000,00-TL olduğunu, imza inkarı davasındaki alınan sonucun ile birlikte müvekkilin yaklaşık 1. 652.000,00-TL civarındaki alacağının tahsilinin imkansız hale geleceğini, zira davalı yanın hacizlerin fekkinden sonra gayrimenkulu satıp, parayı çekip, Hollanda’ya dönmesinin gayet doğal olduğunu, dosya davalısının ve eşinin imza inkarında bulunduklarını, yine İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. sayılı ile görülen ve halen derdest olan davada %15 nakit teminat karşılığı icra kasasındaki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verildiğini, dava konusu senet yönünden her iki davada da imzanın kendilerine ait olmadığı savına dayanıldığını, müvekkili … ve … hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, Şişli … Asliye Ceza Hakimliği … E sayılı dosyada davanın halen devam ettiğini, , bu dosyada üç kişilik bilirkişi heyetinin imzaların borçlulara ait olduğuna dair rapor verdiğini, şu anda da dosyanın Adli Tıp Genel Kurulunda olduğunu belirtmiş olup; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosya alacağının tahsili ile sınırlı kalmak kaydı ile davalı borçlu … ‘in İstanbul … İcra Hakimliği’nin … E ve … K sayılı dosyadaki imza itirazının iptali ile takibin bu borçlu yönünden de devamına, gerek bu dosyada gerekse de derdest sair kesin hükme esas dosyalarda yapılacak incelemelerde senet altındaki imzanın davalı borçluya ait olduğunun ve alacağının varlığının tespiti ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyada ki alacağının ferilerinin talep olunan faizleri ile birlikte tahsiline, davalı borçlunun icra dosyasında hacizli parası ve gayrimenkulünü yurt dışına kaçırma ihtimalinin varlığının bu durumda telafisi mümkün olmayan zararların olacağı nazara alınarak para ve gayrimenkul üzerine teminatsız yada münasip bir teminat karşılığı ihtiyati haciz yada tedbir konulmasına, İstanbul … İcra Hakimliğince müvekkili aleyhine verilen % 10 cezanın kaldırılmasına, davalı borçlunun % 40 inkar tazminatı ile tecziyesine icra dosyasına yatan harcın, alınacak harçtan mahsubuna, muhakeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların takibe konu bonodaki imzaların kendilerine ait olmadığı ve yine böyle bir borçların bulunmadığı gerekçesi ile menfi tespit ve takibin iptali isteminde bulunduklarını, müvekkilinin … Sitesinde kooperatif yöneticisi olup, kuyumcu toptanlığı yapmakta aynı zamanda inşaat işi ile uğraşmakta olduğunu, kendisi ile aynı işi yapan ve bir dönem ortak oldukları … isimli diğer borçludan alacağına karşılık takip konusu bonoyu aldıklarını, bononun ödeme günü geldiğinde diğer borçlu …’in keşidecilerle görüşmeler yaptığını ve bononun ödenmesi hususunda aracılık ettiklerini, yapılan tüm görüşmelere rağmen davacı borçluların bonoyu ödemediklerini, borçluların mal varlıklarını her an ülke dışına kaçırabilme imkanları olması nedeni ile İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı aldıklarını ve yine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyası ile icra takibine geçildiğini, davacıların vaki borçlarını ödememek için İİ. Kanununda tanımlı tüm davaları açtığını davacıların kendi imzalarını taşıyan bir bono ile borçlandıklarını ve bu bonoya dayanak olan bir sözleşmeyi kendi istekleri ile senet teslim tutanağı ile imzaladıklarını, bu nedenle açılan davanın tümüyle hukuki dayanaktan yoksun ve ileri sürülen iddiaların ise hayal ürünü olduğunu belirtmiş olup; haksız ve kötü niyetli bu davanın reddine, aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı sebebiyle İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası ile birleştirilmesi talebinin kabulüne, soyut ve yasal mesnedi bulunmayan mükerrer ihtiyati haciz bekletici mesele talebinin kabulüne, % 10 para cezasının kaldırılması hususundaki talebin reddine,yasal dayanağı bulunmayan % 40 inkar tazminatı talebinin reddine, icra harcının mahsubu konusundaki talebinin reddine, senede dayalı davanın reddine, yargılama giderleri ile yasal avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu dosyanın tarafları ve hukuki irtibatı dikkate alınarak HUMK 45.maddesi gereğince dosyaların birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacıların İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan senet nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
İstanbul…Asliye Ceza Mahkemesi’nin… Esas/… Karar sayılı dosyasından verilen kararın incelenmesinde; mahkemece alacaklısı Sanık … olan borçuluları… ile … olan 500.000 Euroluk bononun sanık … tarafından, İstanbul … İcra Dairesine … Esas sayılı dava dosyasında takibe konulduğu, müştekilerin sanıklara borçlarının olmadığını, böyle bi seneti imzalamadıklarını beyan ettikleri, sanıkların ise sanık …’ın diğer sanık …’den gayrimenkul satın aldığını, bu nedenle senedi sanık …’in diğer sanık …’a verdiğini savundukları, yapılan imza incelemelerinde senet altındaki imzaların müştekilere ait olduğunun tespit edildiği, ancak yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alınan 20/04/2015 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın raporunda, söz konusu belgelerde yer alan müşteki isim yazılarının diğer yazılarla belgeler üzerine birlikte ve sırası dahilinde yazdırılmadığı, yine…Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Müdürlüğü’nün 11/08/2016 tarihli raporunda belgelerde yer alan müşteki isim yazılarındaki yazıcı yazıları ile belgelerin metin kısmındaki yazıcı yazılarından farklı olduğunun tespit edildiği, yani senetlerdeki isim yazıları ve şahıslara atfen atılı imzalardan faydalanılarak diğer kısımların sonradan eklenmek suretiyle sahte olarak oluşturulduklarının tespit edildiği, mahkemece yapılan inceleme ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde senetin unsurlarının tam olduğu ve iğfal kabiliyetine haiz olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar sanıklar aralarındaki gayrimenkul satışı nedeniyle senedin devrinin gerçekleştiğini savunmuş iselerde tapu sicil müdürlüğünden gelen cevabi yazıdan taraflar arasında Sanık … tarafından 17/09/2009 tarihinde sanık …’e gayrimenkul satışının gerçekleştiği, ancak söz konusu devir işleminin sanıklar hakkında ceza davası açıldıktan sonrasına tekabül ettiği, suçtan kurtulmak amaçlı böyle bir devir işleminin yapılmış olabileceği, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri anlaşılmakla eylemlerine uyan TCK’nun 204/1 maddesi uyarınca cezalandırılmaları yoluna gidildiği, senedin bedeli gözetildiğinde alt sınırdan ayrılmak suretiyle hüküm kurulduğu, sanıklar hakkında hükmedilen sonuç ceza gözetildiğinde haklarında TCK’nun 50-51 ve CMK nın 231 maddeleri uygulandığı ve sonuç olarak sanıklar … ile …’ın cezalandırılmalarına karar verildiği görülmüştür.
Yapılan yargılama, davacıların iddiaları, davalıların beyanları, karşı dava, birleşen İst….ATM’nin … Esas sayılı dosyası, İst. …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, ceza dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi, Adli Tıp Kurumu imza incelemeleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacılar tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas (… Eski esas no) sayılı dosyasında takibe konu edilen tanzim tarihi 15/06/2005, vade tarihi 15/11/2006 tarihli olan, keşidecileri … ve … olan lehtarı …, hamili … olan 500.000 Euro’luk senet sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine yönelik işbu dosyamız ile menfi tespit davası açıldığı, yine davacılar tarafından aynı bonodan dolayı şikayette bulunulduğu ve İstanbul …Asliye Ceza Mahkemesi’nin… Esas (eski … Esas) sayılı dosyası ile resmi belgede sahtecilik suçundan davalılar hakkında ceza davası açıldığı görülmüştür. Ceza Mahkemesinde Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan imza incelemesinde düzenlenen 20/04/2015 tarihli raporda dava konusu bonoda yer alan davacı isim ve yazılarının diğer yazılarla belgeler üzerine birlikte ve sırası dahilinde yazdırılmasının tespit edildiği, yine İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Müdürlüğü’nün 11/08/2016 tarihli raporunda, belgelerde yer alan davacı isim ve yazılarındaki yazıcı yazıları ile belgelerin metin kısmındaki yazıcı yazılarından farklı olduğunun tespit edildiği, yani senetlerdeki isim yazıları ile davacılara atfen atılı imzalardan faydalanılarak diğer kısımların sonradan eklenmek suretiyle sahte olarak oluşturulduğunun tespit edildiği, alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü raporlarına istinaden ceza mahkemesince davalılar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği, her ne kadar Ceza Mahkemelerinin beraat kararları Hukuk Hakimini bağlamamakta ise de maddi vakalara yönelik mahkumiyet kararlarının Hukuk Hakimini bağladığı, asıl dosyamız davalıları ve birleşen dosya davacısı … ile …’in söz konusu Ceza Mahkemesinde mahkumiyet kararı aldıkları ve bu mahkumiyet kararının kesinleştiği, böylelikle davaya konu olan 500.000,00 Euro’luk senedin davacılara ait imzaların kullanılmak suretiyle sahte olarak oluşturulduğunun tespit edildiği anlaşılmış, gerek mahkememizce gerekse Ceza Mahkemesi tarafından aynı senede ilişkin farklı incelemelerin yapıldığı anlaşılmakla yeniden inceleme yapılmasına gerek olmadığı kanaat getirilerek ceza mahkemesi tarafından yapılan incelemelere ve aldırılan raporlara itibar edilerek dava konusu tanzim tarihi 15/06/2005, vade tarihi 15/11/2006 tarihli olan, keşidecileri … ve … olan lehtarı …, hamili … olan 500.000 Euro’luk senetin davacılar tarafından düzenlenmediği, senedin davalılarca sahte olarak düzenlendiği anlaşılmış, anılan nedenlerle davacıların işbu senet sebebi ile borçlu bulunmadıklarının tespiti ile söz konusu senedin iptaline karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava yönünden her ne kadar karşı dava ile söz konusu senet sebebi ile senedin ödenmemesi uyarınca taraflar arasında akdedildiği ileri sürülen Adi Ortaklık Sözleşmesi gereğince 250.000,00 Euro cezai şart istemi ile karşı dava açılmış ise de yukarıda gerekçelendirildiği şekilde asıl davada davalı-karşı davacıların senet sebebi ile herhangi bir alacaklarının bulunmadığı, bu kapsamda söz konusu alacağın ödenmemesi sebebi ile herhangi bir cezai şartında doğmayacağı anlaşıldığından cezai şart istemine konu karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen İst.12.ATM’nin 2011/51 Esas sayılı dosyasında da; davanın menfi tespit davamıza konu olan aynı senetten kaynaklandığı ve bu senet sebebi ile yapılan icra takibine borçlular tarafından yapılan itirazın iptaline yönelik olduğu, söz konusu senedin sahte olarak oluşturulduğunun tespit edildiği anlaşılmakla birleşen davanın da reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dosyada, davacılar tarafından açılan davanın KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas (… Eski esas no) sayılı dosyasında takibe konu edilen tanzim tarihi 15/06/2005, vade tarihi 15/11/2006 tarihli olan, keşidecileri … ve … olan lehtarı …, hamili … olan 500.000 Euro’luk senet sebebiyle BORÇLU OLMADIKLARININ TESPİTİNE, söz konusu senedin ve takibin iptaline,
2-Söz konusu takibin alacaklı olmadığı bilindiği halde kötü niyetli olarak yapıldığı anlaşıldığından her iki davalı aleyhine 500.000 Euro’nun dava tarihindeki değeri olan 962.376,30 TL’nin %40’ı oranında olmak üzere İİK’nun 72/4 maddesi uyarınca 384.950,52 TL kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, bunun tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen her iki davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Asıl dosyada açılan karşı davanın REDDİNE,
4-Birleşen İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/51 Esas sayılı dosyasında açılan davanın REDDİNE,
Asıl Dava Yönünden;
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 65.739,92 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 12.992,10 TL’nin mahsubu ile bakiye 52.747,82 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacılar tarafından yatırılan 12.992,10 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 52.445,05 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
8-Davacılar tarafından yapılan 59,20 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine,
Karşı Dava Yönünden;
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 6.277,50 TL’den mahsubu ile bakiye 6.241,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde karşı davacı …’e iadesine,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 32.550,00 TL ücreti vekaletin karşı davacı …’den alınarak karşı davalılara verilmesine,
11-Karşı davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
12-Karşı davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Birleşen Dava Yönünden;
13-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 7.484,75 TL’den mahsubu ile bakiye 7.448,85 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen dosya davacısı …’a iadesine,
14-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 47.072,00 TL ücreti vekaletin birleşen dosya davacısı …’dan alınarak birleşen dosya davalısına verilmesine,
15-Birleşen dosya davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
16-Birleşen dosya davalısı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
17-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …