Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/5
KARAR NO : 2023/610
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2023
KARAR TARİHİ : 22/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; onarım için daha fazla gecikmemek için aracın kendileri tarafından 100.367,66 TL karşılığında onartıldığını, ancak bu onarımın kendi imkanları ölçüsünde yapılmış olduğunu, onarım tutarının gerçek zararı karşılamaktan uzak kaldığını, Sigorta Tahkim Komisyonuna yaptıkları başvurunun ise, 04.12.2021 tarihinde, “bu konuda ispat yükümlülüğünün davalıda olduğunu, davalı tarafından sunulan araştırma raporunun davalının şüphesini haklı kılar mahiyette olduğunu, ancak bu konuda yapılması gereken yargılamanın tahkim kurulunca değil adli yargı tarafından yürütülmesi gerektiği belirtilerek itiraza konu olan kararın kaldırılarak davanın adli “yargıda görülmesi ” şeklinde karara bağlandığını, aracın pert olup olmadığının ve pert bedelinin ne olabileceğinin, araç onarılabilecek ise onarım bedelinin ve araç mahrumiyet bedelinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … adına kayıtlı … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde … nolu 13.05.2020-2021 vadeli genişletilmiş kasko süper oto sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalıya ait aracın 26.01.2021 tarihinde tek taraflı kaza kaza yaptığını belirtilerek müvekkili şirkete hasar ihbarında bulunulduğunu, söz konusu kaza ile ilgili müvekkili şirketçe yapılan araştırma sonucu düzenlenen ekte örneği sunulan hasar dosyası araştırma raporunda ve sunulan delillerden de ve bu hususta…Uyuşmazlik Hakem Heyetinin … nolu dosyadan verildiğini, … sayılı karardan da açıkça görüleceği üzere araçta sürücü değişikliğine gidilerek doğru ihbar yükümlülüğü ihlal edilerek teminat kapsamı dışında olan hadise teminat kapsamında gösterilmeye çalışıldığını, başvuru sahibince … nolu dosya ile aynı taleple yaptığı başvuruda söz konusu kazada sürücü değişikliğine gidildiği gerekçesi ile başvurunun reddedildiğini, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5 hükmü uyarınca sigorta ettiren rizikonun gerçekleştiğine ilişkin doğru beyanda bulunmakla yükümlü olduğunu, TTK’nun 1446. maddesi uyarınca sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip, oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçeceğini, davacının talep ettiği faiz başlangıç tarihine ve faiz türüne de itiraz ettiklerini, davacının davasının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacı taraf haklı olmuş olsaydı dahi ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-Sigorta Tahkim Komisyonundan gelen … ve … sayılı dosya sureti,
2-Türkiye Noterler Birliğinden gelen … plakalı araca ait araç tescil özet raporu,
3-Bilirkişi raporu,
4-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası maddi hasarlı tek taraflı trafik kazası nedeniyle davalı sigorta şirketine karşı açılmış hasar bedelinin kasko poliçesine dayanılarak tahsiline ilişkindir.
Davaya dayanak teşkil eden hasar dosyası ile davacıya ait aracın tescil kayıtları geldi.
Davalı vekili, kazaya karışan aracın gerçek sürücüsünün alkollü olması nedeniyle sürücü değişikliği yapıldığını, bu nedenle zararın teminat dışında kaldığını savunmuştur.
Dosyaya celp edilen araç tescil kayıtlarına göre, davacının … plaka sayılı aracının otomobil olduğu ve kullanım amacının “yolcu nakli- hususi” olduğu görülmüştür.
Davanın açıldığı mahkemenin uyuşmazlığın çözümü bakımından görevli olması HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olup bu husus aynı kanunun 115/1. maddesi uyarınca resen gözetilir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83.maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda; davacı ile davalı arasında genişletilmiş süper oto kasko sigortası sözleşmesi bulunmasına, davanın 6502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra açılmasına ve sigortalı aracın hususi araç olmasına göre davacının bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin de tüketici işlemi olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davalı sigorta şirketine karşı açılan davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/164 Esas 2022/530 Karar sayılı kararı)
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamın göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünün Tüketici Mahkemelerinin görev alanına girdiği anlaşılmakla, davacının davasının Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacının davasının Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi halinde 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için süresinde başvurulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
5-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde görevli mahkemeye başvurulmadığı takdirde harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda ek karar yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/09/2023
KATİP
¸e-imzalıdır
HAKİM
¸e-imzalıdır