Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/486 E. 2023/749 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/486 Esas
KARAR NO : 2023/749

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2015
KARAR TARİHİ : 06/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında başlangıç tarihli 5 yılı süreli acentelik sözleşmesi akdettiklerini, davacı …’den 50.000,00 TL tutarlı bir teminat talep edildiğini, iş bu teminat … tarafından 1. Derecede olmak üzere ipotek tesis edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin süresinin 09.04.2015 sona erdiğini, ancak sözleşmenin süresinden sonra davalı tarafından müvekkilinin 50.000,00 TL tutarında borçlu bulunduklarını iş bu borcun 3 gün içinde ödenmesini aksi takdirde yasal işlemlere başlanacağına ilişkin ihtarnamenin gönderildiğini, davalının acentelik ilişkisinden kaynaklanan davacılar aleyhine borç doğurucu başka bir işlemden kaynaklanan herhangi bir alacağının bulunmadığını, ipotek taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 50.000,00 TL asıl alacak için olmayıp tamamen acentelik sözleşmesinin teminatı amacı ile verildiğini, Davacı …’in herhangi bir borcunun bulunmaması nedeni ile tapu sicilindeki ipotek tescili yolsuz hale geldiğini, bu nedenle yolsuz tescilin terkini davası açmak durumunda kaldıklarını, müvekkilinin acentelik faaliyetleri ile …’nun rekabet piyasasında önde yer almasına yol açtığından TTK m. 122/1 gereği kendisine şimdilik 5.000,00 TL denkleştirme tazminatı ödemesi gerektiğini, davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini, yolsuz ipoteğin fekkini, davalı tarafından açılacak icra takibinin durdurulması, takip açılmış ise de satış bedelinin davalıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı …’in müvekkili kargo şirketine acentelik sözleşmesinin teminatı olarak …’in taşınmazın 1. Derecede 50.000.00 TL bedelle faizsiz ve fekki şirket tarafından bildirilinceye kadar müddetle ipotek verildiğini, diğer davalı …’in acentelik sözleşmesine aykırı davranarak Uğur Hidrolik firmasından 15.04.2014 tarihinde aldığı fakat sistemden düşmediği acentesinden çıkışlı faturaların Dilovası Acente ile ilgisi olmadığı halde üstlerine çekilmesine neden olduğuna ilişkin ayrı bir 08.05.2014 tarihli savunma formu düzenlendiğini, Şekerpınar acente çıkışlı tesellümlerden faturaların kendisi ile alakası olmadığı halde üstüne çekildiğini, birçok sözleşmeye aykırı tespit edildiği ve konu hakkında …’den savunma alındığı tutanaklarla ve tutanaklardaki davalı …’in imzasına havi olduğunu, 14.05.2014 tarihli Disiplin kurulu kararı uyarınca acentelik sözleşmesi fesih edildiğini, fesih kararının davalı …’in itirazı kayıtsız imzaladığını, fesih kararına rağmen davacının devir teslim işine yanaşmadığını, bunun üzerine … 21 Noterliği’nin… tarihi … yevmiye sayılı fesih ihbarı gönderildiğini; fesih ihtarının akabinde 22.10.2014 devir tesilme başlanıldığını, yapılan devir teslim işleminde 25.567,81 TL tutarında kasa açığı tespit edildiğini, 08.05.2014 tarihli tespitler haricinde kasa açığı ortaya çıktığını, davacı …’in şirkete ait paraları kullanarak iade etmediğini, bu kadar ticari itibari güveni sarsan tespitlerden sonra bu kez müvekkili şirketten denkleştirme tazminatı talep ettiğini, TTK 122/3 md. uyarınca müvekkilin feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan acente sözleşmeyi fesih etmiş ise veya acentenin kusuru sebebi ile sözleşme müvekkili tarafından haklı sebeplerle fesih edilmiş ise acente denkleştirme isteminde bulunamayacağını, davacının müvekkiline 25.567,81 TL tutarında kasa açığı verdiğini, fesih ve devir işlemlerinden sonra davacının başka açıklarının da tespit edildiğini, en son 27.04.2015 tarihinde yapılan tespitlerde …’in 133.231,86 TL tutarında borcunun olduğu tespit edildiğini iş bu miktar ile ilgili olarak 50.000,00 TL tutarındaki alacak için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmadan önce … 57 Noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı ihtarname gönderildiğini bahse konu ihtarname 30.06.2015 tarihinde …’e 29.06.2015 tarihinde de …’e gönderildiğini, tebliğlere rağmen itiraz edilmediğini hak düşürücü süre aşıldığını, süre yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, … 24 İcra Müd. … E. sayılı dosyası ile 33.231,86 TL takip başlatılırken 50.000,00 TL alacak için ise 24 İcra Müd… E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine ilişkin icra takibi başlattıklarını, sözleşmenin 52. maddesinin 2 fıkrasına göre acente ile … arasında çıkacak uyuşmazlıklarda davalının ticari defter ve kayıtlarının geçerli delil olacağını defter ve kayıtlarının tetkikinde haklılıklarının ortaya çıkacağını bu nedenle davacının talebinin reddine karara verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, davacı …’in davalı kargo şirketine sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile 6102 sayılı TTK m.102’den kaynaklanan denkleştirme tazminatın tahsiline yönelik davadır.
Mahkememizin 13/12/2017 tarih, 2015/748 Esas ve 2017/1078 Karar sayılı kararı ile; “Her ne kadar davacı taraf özetle, davacı … ile davalı arasında düzenlenen Acentelik Sözleşmesinden dolayı davalı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığını, ipoteğin Asıl Alacak için değil Acentelik Sözleşmesinin Teminatı için verildiğini, davacı tarafın borcunun bulunmadığının tespitine, ipoteğin fekkine ve davacı tarafın davalı tarafın portföyünü genişletmesi ve kazancını arttırması nedeniyle Denkleştirme tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş ise de; Davacı taraf ile davalı taraf arasında ki ihtilaf konusunun sözleşmesel dayanağının Davacı … ile davalı arasında düzenlenmiş bulunan 09/04/2010 Tarihli Acentelik Sözleşmesi ve Acentelik Sözleşmesinin Ek protokolü olduğu, davacı …’ in de Sözleşme uyarınca davalı tarafın Acentelik Sözleşmesinden kaynaklanan alacakların teminatı olmak üzere taşınmazının üzerine ipotek tesis ettirdiği görülmüştür. … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan Talimat uyarınca Davacı tarafın Ticari defterlerinde Mali Müşavir Bilirkişi vasıtası ile yapılan inceleme neticesinde düzenlenen rapor ile belirlendiği üzere davacı tarafın Ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olmasına rağmen Tarafların alacak ve borç miktarı yönünden bir yılın kapanışında ki miktar ile diğer yılın açılışında ki miktarın birbirini tutmadığı,2014 yılına ait ticari defterlerde birden fazla kapanış maddesine rastlanıldığı davalı şirketin isminin yer almadığı, açılış ve kapanış kayıtlarının her dönem yönünden silsile olarak devam etmediği, bu haliyle taraflar arasında ki alacak borç ilişkisinin tespit edilmediği anlaşılmakla davacı tarafın Ticari defterleri davacının lehine delil olarak değerlendirilememiştir. Dosya Kapsamında toplanan Deliller ve Mahkememizce dosyanın Tevdi edildiği Bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere ; Taraflar arasında düzenlenen 09.04.2010 tarihli … Lojistik Dağıtım Hizmetleri Acentelik Sözleşmesinin 2.md. … Taşımacı Firması Acenteyi karayolu ile şehirler arası eşya taşımacılığı konusunda acente olarak tayin ettiği, Sözleşmenin 5.md … taşımacı firma Acenteye acentelik hizmetleri karşılığında Acente nin cirosu üzerinden %32 dağıtım üzerinden ise %12 hak ediş hesaplaması yaparak ödeneceği karşılıklı taahhüt altına alındığı, Taraflar arasındaki çıkacak çekişmelerde ek protokol sözleşmesinin 52 md. Sürat kargonun defter ve kayıtlarının geçerli kesin delil olacağı karşılıklı taahhüt altına alındığı görülmüştür. Sözleşmenin teminatı olarak …’e ait taşınmaz Davalı … adına ve lehine ipotek tesis edilmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı olarak davacının şekerpınar acentesine ait … nolu faturaların tahsilatlarının üzerine çekildiği, … Firmasının carisinde 3.000.00 TL tutarında sanal çek tahsilatının yapıldığı, … carîsinden 30.000.00 TL tutarında sanal çek tahsilatının girildiği, bu nedenlerle Davalı tarafın 14/05/2014 tarihli yönetim kurulu kararı uyarınca davacı tarafın acentelik sözleşmesinin feshine ilişkin kararın … 21 noterliğinin …tarih … yevmiye sayılı fesih ihbarı davacı yana tebliğ edildiği bu haliyle davalı tarafın davacının sözleşmeye aykırılığı nedeniyle Feshinin haklı olduğu görülmüştür. Taraflar arasında düzenlenen 25.10.2014 tarihli devir teslim tutanağında davacının 25.567,81 TL tutarında kasa açığının tespit edildiğini, bu tutanağın davacı ile birlikte imza altına alındığı her hangi bir itirazı kayıt düşülmediği görülmüştür. Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında dosyadaki mübrez bulunan ve tarafların karşılıklı imza altına alınmış tutanaklarda görüldüğü üzere davacının borcunun bulunmadığı yönündeki beyanlarını tevsik edecek belgelere rastlanmadığı, tarafların birlikte imza altına alınmış tutanaklarda da görüldüğü üzere davacı yanının itirazı kayıt düşmeden tüm tutanakları imzalayarak davalının bakiye alacağını ve kasadaki açıklarını teyit eder nitelikte bulunması nedeni ile davacının davalı nezdindeki bakiye borcunun 133,231.86 TL olduğu tespit edilmiş olmakla davacı tarafın Borçlu olmadığına yönelik Menfi tespit davası ve davalının alacağının teminatı olan İpoteğin fekki talebine konu davasının reddine karar verilmiştir. Hernekadar davacı taraf denkleştirme tazminat talebinde bulunmuş ise de; davacının denkleştirme tazminat isteminin yasal dayanağının 6102 Sayılı Kanunun 122.md olduğu, İncelenen Ticari defterler kapsamında davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının tespit edilmesi mümkün olmamakla birlikte yukarıda belirtildiği üzere davalı tarafın Acentelik Sözleşmesi fesh etmesinin acentenin kusuru sebebiyle haklı sebebe dayandığı bu haliyle davacı tarafın 6102 Sayılı Kanunun 122.md/3f uyarınca denkleştirme tazminat talebinde bulunmayacağı anlaşılmakla talebinin Reddine karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile davacı tarafın davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti, ipoteğin fekki ve denkleştirme tazminat davalarının reddine karar verilmiştir.
Bu karar aleyhine İstinaf kanun yoluna başvurulması neticesinde İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’nin 2018/1069 Esas dosyası üzerinden yapılan istinaf incelemesi neticesinde verilen 08/03/2019 tarih ve 2019/340 Karar sayılı ilamında “Dava, sigorta acentelik sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekki ve denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı … ile davalı arasında 09/04/2010 tarihli, 5 yıl süreli acentelik sözleşmesi ve bu sözleşmesinin ek protokolünün düzenlendiği, diğer davacı …’ in de sözleşme uyarınca, davacı … ile davalı arasındaki acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacakların teminatı olmak üzere taşınmazı üzerinde davalı lehine ipotek tesis ettirdiği sabittir.
Dava konusu ipotek akit senedinde, davacı …’e ait … İli, … İlçesi, … mahallesinde 1279 ada, 185 parselde kain üzerinde 2 blok halinde 5 katlı 20 daireli kargir apartman vasıflı taşınmaz üzerinde, davacı …’in davalı …AŞ’den almış olduğu acentelik teminatı olarak 1. derecede 50.000 TL bedelle ipotek tesis edilmiş olduğu görülmüştür.
İpotek taşınmaz üzerinde bir hak doğurduğundan bu hakkın ortadan kaldırılmasını amaçlayan ipoteğin fekki davasının HMK.nın 12.maddesinde düzenlenmiş bulunan kesin yetki kuralına göre, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re’sen gözetilmelidir. Bu durumda ipoteğin fekki talebi yönünden dava tefrik edilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemiş olması isabetsizdir.
Bu nedenle, davacıların öteki istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca istinafa konu kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile sair istinaf talepleri bakımından herhangi bir inceleme yapılmaksızın ipoteğin fekki davası bakımından HMK m.12 kapsamında taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olduğundan bu talep yönünden davanın tefriki ile yetkisizlik kararı verilmesi nedeniyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstinaf kararı üzerine mahkememizin 2019/185 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören dava üzerinden yürütülen yargılamada 22/04/2019 tarihli duruşmanın 4 nolu ara kararı ile ipoteğin fekkine yönelik davanın tefriki ile diğer davacı … yönünden ipoteğin fekki davasının mahkememizin 2019/220 Esas sayılı dosyasında yetkisizlik kararı verilerek … ATM’ye gönderildiği, işbu davacı yönünden dava konusunun tefrik edildiği mahkememizde görülen davada yalnızca davacı …’e ait uyuşmazlık konusu incelenmiştir.
Mahkememizin 09/10/2019 tarihli 2019/185 Esas – 2019/787 Karar sayılı kararı ile Menfi tespit ve denkleştirme tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu karar aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulması neticesinde İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’nin 2020/1614 Esas dosyası üzerinden yapılan istinaf incelemesi neticesinde verilen 13/07/2023 tarih ve 2023/1249 Karar sayılı kararı ile; ”Somut olayda istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararında, reddedilen denkleştirme tazminatı ve menfi tespit davalarının hangi nedenle reddedildiğine ilişkin hiçbir gerekçe yazılmamış sadece ipoteğin kaldırılması yönünden kaldırıldığı bu davaya konu talepler yönünden inceleme yapılmadığının belirtildiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece hiçbir gerekçe yazılmadan, kaldırma kararından önceki karara atıf yapılmakla yetinildiği sonucuna varılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi hukuk Dairelerinde HMK’nın 353/1.a 1-6 maddeleri kapsamında kararın kaldırılması halinde esasa ilişkin bir değerlendirme yapılamaz. Bu nedenle kaldırılan kararın, kaldırılma ilamındaki kısımları dışındaki yönlerinin kesinleştiğini veya usulü kazanılmış hak oluşturduğundan söz edilemez. Bir kararın belirtilen madde kapsamında kaldırılması ile hüküm ortadan kalkacağından yeniden yapılacak yargılama sonucunda yeni bir hüküm oluşturulması ve buna ilişkin gerekçenin yazılması zorunludur. Bu şekilde işlem yapılmayan sadece ilk hükme atıf yapılması ya da ilk hükümdeki kaldırma kararına konu edilmeyen kısımlara atıf yapılarak hüküm verilmesi mümkün değildir. Bu nedenle ortada denetlenebilecek ve istinaf incelemesine konu olabilecek nitelikte bir hüküm bulunmadığından yargılama yapılarak bu dosyada kalan menfi tespit ve denkleştirme tazminatı talepleri konusunda bir karar verilerek gerekçesinin yazılması için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstinaf kararı üzerine işbu dava mahkememizin 2023/486 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt görmüştür.
Tüm dosya kapsamında yapılan incelemede davacı … ile davalı … arasında … Şubesi’nin acentelik faaliyetini yürütmek için “…- …” firma unvanı ile “…” adresinde 09.04.2010 başlangıç tarihli acentelik sözleşmesi düzenlendiği, “taşımacının yetki belge süresinin sonuna kadar devam edeceği” ve tarafların tek taraflı sözleşmeyi feshetme hakkının olduğu ve taraflardan birinin usule uygun fesih ihbarnamesi ile sözleşmeyi feshedebileceği sözleşme altına alındığı anlaşılmıştır. Ek protokol ile sözleşme süresinin 5 yıl olarak belirlendiği görülmüştür.
Acente ile … arasında sözleşmeden doğan çekişmeleri 3 kişilik hakem heyetinin çözeceği belirtilmekle “acentenin kendi kusurunda ve – veya sözleşmenin ilgili yükümlülüklerinin acenta tarafından ihlali sonucunda feshe sebep olması dışındaki çekişmeleri”n bu kapsamda olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından … tarihinde … 57. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı ile arasındaki ticari ilişki ile 50.000 TL borcunu ödemesi yönünde talepte bulunduğu, davacıya bu ihtarın 30.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği ancak davacının borcu olmadığını beyan ettiği, sözleşmeyi ihlal etmediğini ayrıca davacının kazandırdığı müşteri çevresi ile davalının önemli menfaatler elde etmeye devam ettiği bu nedenle denkleştirme tazminatına hak kazandığını beyan ettiğinden bahisle dava açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde yer alan 22.10.2014 tarihli … Acentesi’nin Şubeye Devir Teslim Tutanağı ile 900 adet faturaya ilişkin tahsilat sorumluluğunun davacı …’ta olduğu; 25.567,81 TL kasa açığının olduğu; kasa ibraz edilemediğinin belirtildiği; bu tutanaklarda davacı …’ın da imzasının bulunduğu ayrıca 08.05.2014 tarihinde davacı hakkında 2 adet savunma formu düzenlendiği … nolu faturaların hepsinin toplamının 100 DS geçmeyecek şekilde sisteme girilmesi; bu faturalara ait kullanılan kutuların toplamı ise 2.500 ila 3.000 DS üzerinde olduğunun tespit edildiği; bu kargoları Nisan ayı sonuna yakın kendi kendine fatura etmiş kimliği belirsiz kişilere teslimat yapılmış gösterilmesi nedeniyle davacı …’ın savunmasının alındığı; bila tarihli savunma formunda ise “… acente çıkışlı tesellümden faturaların ilgili acente ile alakası olmadığı halde acentenin üstüne çekmesi” nedeniyle davacının savunmasının alındığı; 08/05/2014 tarihli diğer savunma formunda da …firmasından 15.04.2014 tarihinde aldığı 45 günlük vadeli çekin sistemden düşmemesi nedeniyle de davacı …’ın savunmasının alındığı ve davacının tüm savunma formlarını imzaladığı görülmüştür.
16.05.2014 tarihli davacı hakkındaki disiplin kurulu kararı ile … Acente Feshine ilişkin 14.05.2014 tarihli üst kurul kararı ile 04.10.2010 tarihli acentelik sözleşmesine aykırı tavır ve davranışlar sergilemesi nedeniyle tek taraflı feshedildiği ve bu feshin davacı tarafından da imzalandığı; Üsküdar 21. Noterliği’nce de 21.10.2014 tarih ve 98844 yevmiye numaralı fesih ihbarı ile davacı ile sözleşmenin 22.10.2014 tarihinde feshedildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 2010-2014 yıllarına ait çeşitli tarihlerde davalı firma tarafından düzenlenen “sözleşme ihlallerine” ilişkin fatura bedellerinin yansıtıldığı görülmüştür.
… ATM yazılan talimat uyarınca alınan 09.12.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının 2010- 2014 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin incelendiği davacı ticari defterlerinde açılış- kapanış kayıtlarının silsile olarak her dönem yönünden takip etmediği; hesaplar arası virmanların nezdinde kaydi durumlara rastlanıldığı davacı defterleri üzerinden borç- alacak konusunda hüküm kurmanın raporun mevcut aşamasında mümkün olmadığı; denkleştirme tazminatının 2014 yılının zararla kapanması nedeniyle tazminat hesap edilemediği bildirilmiştir.
Mahkememizce lojistik ve taşıma uzmanı ile mali müşavir bilirkişiden oluşan heyetten alınan 18.08.2017 tarihi bilirkişi raporunda da davacının borcunun bulunmadığına dair beyanlarını tevsik edecek belgelere rastlanmadığı; dacavı tarafın ihtirazi kayıt düşmeden tutanakları imzalayarak davalının bakiye alacağını ve kasadaki açıklarını teyit eder nitelikte bulunması nedeniyle davacının davalının nezdindeki bakiye borcunun 133.231.86 TL olduğu iş bu miktarın … nolu şüpheli ticari alacaklar hesabında davacının borç bakiyesi olarak devam ettiği tespit edilmiştir..
Davacının davalı …’nun Dilova Şubesi’nde acentelik faaliyeti yürütmek için 09.04.2010 tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede her iki tarafa da tek taraflı fesih hakkı tanındığı, sözleşmenin ek protokolünde sözleşmenin 5 yıl olarak kararlaştırıldığı ancak 22.10.2014 tarihli …’nin Şubeye Devir Teslim Tutanağı ile 900 adet faturaya ilişkin tahsilat sorumluluğunun davacı …’ta olduğu; 25.567,81 TL kasa açığının olduğu; kasa ibraz edilemediği bu tutanaklarda davacı …’ın da imzasının bulunduğu ayrıca 08.05.2014 tarihinde davacı hakkında 2 adet savunma formu düzenlendiği … nolu faturaların hepsinin toplamının 100 DS geçmeyecek şekilde sisteme girilmesi; bu faturalara ait kullanılan kutuların toplamı ise 2.500 ila 3.000 DS üzerinde olduğunun tespit edildiği; bu kargoları Nisan ayı sonuna yakın kendi kendine fatura etmiş kimliği belirsiz kişilere teslimat yapılmış gösterilmesi nedeniyle davacı …’ın savunmasının alındığı; bila tarihli savunma formunda ise “… acente çıkışlı tesellümden faturaların ilgili acente ile alakası olmadığı halde acentenin üstüne çekmesi” nedeniyle davacının savunmasının alındığı; 08/05/2014 tarihli diğer savunma formunda da… firmasından 15.04.2014 tarihinde aldığı 45 günlük vadeli çekin sistemden düşmemesi nedeniyle de davacı …’ın savunmasının alındığı ve davacının tüm savunma formlarını imzaladığı bu savunmalara ilişkin hiçbir ihtirazi kayıt bırakmadığı yani davacının davalı ile arasındaki sözleşme yükümlülüklerine aykırı hareket ettiği anlaşılmıştır.
Davacının kasa açığının 25.567,81 TL olduğu, davacının iş bu tutanağı da imzaladığı görülmüştür. Davacının defterleri üzerinde talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporunda davacının ticari defter kayıtlarının düzenli olmaması nedeniyle rapor oluşturmaya elverişli olmadığı ve 2014 yılında zarar etmiş olması nedeniyle denkleştirme tazminatının hesaplanmadığı; mahkememizce alınan 18.08.2017 tarihli raporda da bu hususlar dışında davacının davalının nezdindeki bakiye borcunun 133.231.86 TL olduğu iş bu miktarın 128 nolu şüpheli ticari alacaklar hesabında davacının borç bakiyesi olarak devam ettiği tespit edilmiştir.
Davalının sözleşmeye aykırı hareket eden davacı … yönünden … 21. Noterliği’nce… tarih ve … yevmiye numaralı fesih ihbarı ile davacı ile sözleşmenin… tarihinde feshedildiğinin bildirildiği sonrasında da … 57. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı ile arasındaki ticari ilişki ile 50.000 TL borcunu ödemesi için gönderilen ihtarname karşısında davacı iş bu 50.000 TL yönünden borcu olmadığını iddia etmiş ise de defterlerinin lehine delil teşkil etmediği ve davalı nezdinde bakiye borcunun 133.231.86 TL olduğu iş bu miktarın 128 nolu şüpheli ticari alacaklar hesabında davacının borç bakiyesi olarak devam ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca davacının imzasının bulunduğu kasa açığına ilişkin tutanakta dikkate alındığında davalının alacağını kabul ettiği anlaşılmakla dosya kapsamındaki delilleri ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle davalı tarafa kazandırdığı müşteri çevresi nedeniyle denkleştirme tazminatı talep etmiş ise de sözleşme ilişkisinin davacının kusurlu hareketlerinden kaynaklı sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle feshedildiği, davalının sözleşme ilişkisini devam ettirmeme noktasında haklı olduğu bu duruma davacının kayıtsız imzaladığı savunma formları da dikkate alındığında TTK m.122/3 uyarınca davacının acenteyi kusurlu davranışları nedeniyle kaybetmesinden kaynaklı davalıdan denkleştirme tazminatı talep edemeyeceği anlaşılmakla davacının denkleştirme tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … yönünden davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ve denkleştirme tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcından, 939,27 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 669,42 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen menfi tespit talebi yönünden hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak ve istinaf başvurma ve karar harcı ile istinaf gider avansı yatırılmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmesi için tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı 06/12/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 939,27 TL
Karar Harcı : 269,85 TL
Bakiye Harç : 669,42 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 4.358,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans :100,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.200,00 TL
Posta Giderleri : 1.134,50 TL