Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/437 E. 2023/793 K. 15.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/437
KARAR NO : 2023/793

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 03/07/2023
KARAR TARİHİ : 15/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı takip alacaklısı … A.Ş. Tarafından diğer davalılardan alacaklı olduğu gerekçesiyle … 30. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, bu icra takibi sırasında icra dosyası borçlularının müvekkilleri …ve …’dan alacaklı olduğu 101.359,36 TL alacağı için 89/1 haciz ihbarnamesi gönderdiğini, bu tebligattan müvekkillerinin haberdar olmaması nedeniyle süresinde itiraz edilmediğini, bunun üzerine… tarihinde ikinci ihbarnamesi gönderildiğini, ancak bu 89/2 haciz ihbarnamesi de müvekkiline değil muhtara tebliğ edildiğini, müvekkilinin bu … haciz ihbarnamesinden 15.06.2023 tarihinde haberdar olduğunu, bu nedenle aynı gün icra müdürlüğüne takip borçlularına karşı herhangi bir borcunun bulunmadığı, takip borçlularının kendilerinden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını da belirterek itiraz ettiğini, taraflarınca bu itirazın icra müdürlüğüne gönderilmiş olmasına rağmen, davalı … A.Ş. tarafından süresinde itiraz edilmediği gerekçesiyle 89/3 gönderilmesi talep edildiğini, bu talep haksız bir şekilde icra müdürlüğü tarafından kabul edildiğini, ancak ilgili itirazlarında da bahsetmiş oldukları ilgili haciz ihbarnamesinin tebliği usulsüz olduğunu, bu yöndeki itirazları yinelediklerini, ilgili tebligatlar incelendiğinde görüleceği üzere, komşuya haber verilmediğini, bu haliyle de yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, buna rağmen icra müdürlüğü tarafından 89/3 haciz ihbarnamesi gönderilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkillerinin takip borçlusu … Ltd. Şti. ile herhangi bir ilgisi ve alakası bulunmadığını, müvekkilleri … Ticaret A.Ş.’nin bir dönem ortağı olduğunu, ancak 12.02.2014 tarihinde de hisselerini devrederek şirketteki ortaklıklarını da sona erdirdiklerini, bu ortaklığın sona ermesi ile birlikte de borçlu … A.Ş.’nin müvekkillerin den herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, ihtiyati tedbir kararı verilerek ilgili icra müdürlüğü dosyasından müvekkillerine yönelik herhangi bir haciz işlemi uygulanmasının tedbiren durdurulmasına, müvekkillerinin takip borçlularına borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının müvekkillerine yönelik haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edilmesine rağmen takip işlemlerini yapmış olması nedeni ile dava değerinin %20sinden aşağı olmamak üzere; kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti:
Davalı …A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından müvekkili aleyhine açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı taraf işbu davanın açılmasına bizzat sebebiyet verdiğini, bu nedenle davacı tarafın iddia ve taleplerini kabul etmediklerini, davanın ticari dava olmadığını, davacı taraf olmadığı icra takip dosyasında kendisine gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle borçlu olmadığından menfi tespit talep ettiğini, davacı 3. şahıs ile davalı alacaklı arasındaki ilişkinin ticari iş niteliğinde de olmadığını, dava İİK’nın 89. maddesi gereğince haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davası olup bu davalarda görevli mahkemenin genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davacının davasının görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren hak düşürücü süre içerisinde açılmadıysa davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iddiasının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacının iddiası maddi olaya da uygun olmadığını, müvekkilinin alacağına karşılık takibe konulan konu borca ilişkin dosyanın kesinleşmesine müteakip borçlu şirketlerden…Tic. A.Ş. yetkilisi olan davacıların mernis adreslerine tarafımızca 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ilk gönderilen tebligatın iade gelmesi üzerine yine mernis adresine tebligat kanunu 21/2 maddesi kapsamında tebligat gönderildiğini, davacılara işbu ihbarname 25.11.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, yine işbu tebligat…şirketi üzerinden gönderildiğini, diğer borçlu Tuana Taban adına gönderilmediğini, ancak davacılar tarafından birinci haciz ihbarnamesine herhangi bir cevap verilmemesi üzerine yine mernis adreslerine ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, bu tebligatın iade gelmesi üzerine yine Tebligat Kanunu 21/2 maddesi uyarınca tebligat gönderildiğini, bu ihbarnamede 02.06.2023 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı taraf bu ihbarnameye de 7 günlük yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini, buna müteakip kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davacı kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerine cevap vermediğini, buna göre borcun zimmetinde olduğu hususunun kesinleştiğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı taraf kendisine gönderilen ihbarnamelere süresinde itiraz etmeyerek davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunamayacağını, öncelikle hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın usulden reddine, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, haksız ve mesnetsiz olarak müvekkili aleyhine açılmış bulunan davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak açılan işbu dava nedeniyle dava konusunun %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Davalılar … A.Ş. Ve …Tic. Ltd. Şti.’ne usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-… 30. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
2-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Dava; İİK m.89/3’ten kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4 ve 5 inci maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ikinci maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır. Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 sayılı Kanunun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dava; İcra ve İflas Kanunun 89/ 3. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; menfi tespit istemine ilişkindir. İş bu eldeki dava ticari dava değildir. Dava, İİK. nun 89. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Tarafların tacir olması da davayı ticari kılmamaktadır. Uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklanmakta olup görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yukarıda izah olunan ticari davalardan hiç bir kategoriye de girmediği, davanın ticari dava olmadığı da değerlendirilmiştir. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi : 2023/989 Esas 2023/780 Karar)
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca TTK nun 4 ve 5 maddeleri kapsamında “ticari dava” olarak nitelendirilemeyeceği ve davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında olduğu anlaşılmakla davacının davasının Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan REDDİNE,
Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 20.maddesi uyarınca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için süresinde başvurulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
5-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde görevli mahkemeye başvurulmadığı takdirde harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda ek karar yazılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalılardan Derkim Kimya vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/12/2023

KATİP
¸e-imzalıdır

HAKİM
¸e-imzalıdır