Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/43 E. 2023/47 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/43
KARAR NO : 2023/47

DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2023
KARAR TARİHİ : 30/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalının evvelden tanışan ve ticari ilişki içerisinde olan kişiler olduğunu, hatta davalıya arkadaş ve iş ortamında “dayı” olarak hitap edilmekte olup, aralarında belli bir samimiyet ilişkisi mevcut olduğunu, davalı aynı zamanda inşaat işleri ile ilgilenen bir kişi olup, en son müvekkiline, kendisinin yapmış olduğu bir inşaat projesinden 100.000 ABD doları para karşılığı aşağıda bilgileri verilen 12 nolu dubleks daire vermeyi teklif etmiş ve müvekkilinin de bu teklifi kabul ederek, davalıya 100.000 amerikan dolarını nakit olarak elden bizzat davalıya ödediğini, davalının vaat ettiği proje, … ili, … ilçesi 1038 ada, 42 parsel 191,34 m2 lik arsa üzerinde yapılacak olan ve üç adet dubleks daire olarak tamamlanacak inşaattan bir dubleksin müvekkile devrine ilişkin olduğunu, buna göre, mezkur arsa üzerinde 11,12,13 nolu dubleksler yapılacak olup, bunlardan 12 numaralı dubleks müvekkiline verileceğini, ekli vekaletnameden de anlaşılacağı üzere, projenin sürdürülmesi için davalının evvelden sahibi ve ortağı olduğu …Şirketi tarafından dava dışı … T.C Kimlik numaralı …vekil tayin edildiğini, davacı müvekkilinin bizzat dava dışı … tanıklığında 100.000 amerikan dolarını davalıya vermiş ve vekil …’ın inşaat ile ilgileneceğini bildirdiğini, müvekkilinin bundan sonra inşaat ile ilgili gelişmeleri bizzat … beyi arayarak öğrenmiş ve bilgi sahibi olduğunu, bu süre zarfında davacı müvekkili bir suç iddiası ile tutuklanmış ve Marmara 6 nolu Ceza infaz kurumunda bir süre tutuklu olarak kaldığını, davacı müvekkilinin, bu süre zarfında ailesi aracılığı ile davalıya haber göndererek, ya tapusunu vermesini ya da 100.000 amerikan doları parasını geri vermesini istediğini, davalı bu süre zarfında sürekli olarak müvekkilini oyalamış ve bu durumu ertelediğini, müvekkilinin ceza infaz kurumunda tutuklu iken, ailesi ile telefon görüşme hakkından hareketle 22.07.2019 tarihinde Marmara 6 nolu CİK’da tutuklu iken, davalı ile telekonferans şeklinde telefonda görüştüğünü, bu görüşme kayıtlarının celbi halinde, davalının, davacıyı mağdur etmeyeceğini, tapu veremezse bile, 100.000 amerikan doları parasını iade edeceğini, kendisine güvenmiyorsa, 100.000 amerikan doları bedelli kambiyo senedini ailesi aracılığı ile kendisine tevdii edeceğini beyan ettiğini, müvekkilinin geçmiş ticari ilişkisine halel gelmemesi adına, tapu vermese bile senet verilmesini kabul etmiş ve davalı yan güven vermek adına, müvekkilinin babası aracılığı ile davacıya 21.11.2019 keşide tarihli, vadesi 31.12.2019 vade tarihli, lehtarı … olan 100.000 amerikan doları bedelli kambiyo senedini keşide ettiğini, hatta müvekkilinin yakınlarına güvence olsun diye …’nu sözde avalist yapmak adına senedin arka yüzüne … da ciro ederek müvekkilinin yakınlarına verdiğini, böylelikle, davalı hileli davranış göstererek senedin kambiyo vasfını yitirmesine sebebiyet vererek bu şekilde bir güvence vermeyi uygun gördüğünü, senet incelendiğinde, senedin ön yüzünde “bedeli” kısmının boş bırakıldığı, yine bir çok kurucu unsurun doldurulmadığı, kefil olarak yazılan ön yüzüne …’nun isminin yazılmadığı, senedin arka yüzüne … isminin yazıldığı ve imzalandığı görüleceğini, kıymetli evrak konusunda bilgi sahibi olmayan müvekkilinin yakınları, müvekkilinin cezaevinden çıktığında senedi müvekkiline tevdii etmiş, davacı müvekkilinin davalıdan parasını veya tapusunun verilmesini istediğinde, bu kere davalı ödemeye veya tapu devrine yanaşmadığını, müvekkilinin tapudan yapmış olduğu araştırmalarda inşaatın ve dairelerin … isimli yapı denetim firmasına devir ve temlik edildiğini öğrendiğini, davacı müvekkilinin, kendisine verilen senedin kambiyo senedi vasfını taşımadığından, bu belgeye dayanarak davalı aleyhine … 33.İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatmış, bu kere davalı doğrudan doğruya borcu olmadığından bahisle haksız ve kötü niyetli itirazlarda bulunduğunu, davalı yanın yetkiye itiraz etmediğini, hatta davalı taraf bununla da yetinmeyip, sözde senedin kendisinden zorla alındığından bahisle … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası üzerinden müvekkili yakınları hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ancak ilgili savcılık tarafından 19.02.2022 tarihinde takipsizlik kararı verildiğini, bu soruşturma dosyası incelendiğinde, davalının yalan beyanlarda bulunduğu, hatta icra dosyasında inkar ettiği borcunu burada kısmi kabul ettiğini, ancak sözde, müvekkilinden 45.000 amerikan doları borç aldığını ikrar ve beyan ettiğini, davalının böylelikle bir yandan haksız olarak icra dosyasında itirazlarda bulunmuş, soruşturma dosyasında kısmi kabul yaparak, ileride borcun yarısından fazlasından kurtulmak istediğini, ancak maddi vakıalara ilişkin tanıklar dinlenildiğinde ve yine tapu kayıtları ile şirket kayıtları incelendiğinde, davalının müvekkilini dolandırmaya kalktığının anlaşılacağını, anılan haksız itiraz nedeniyle işbu davanın açılması gereği hasıl olduğunu belirterek davalının, … 33. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyada yapmış olduğu haksız itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, olayın gelişim biçimi, suç teşkil etmesi ve niteliği, haksız sebepsiz zenginleşme gözönüne alınarak davalı aleyhine asgari hadden uzaklaşılarak %40 oranında icra inkar tazminatına ve %20 para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, taşınmaz satış vaadine istinaden düzenlediği belirtilen (adi) senede dayalı başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur.
6102 Sayılı TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” denilmektedir.
Taraflardan birinin tacir olması davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli bulunmamaktadır. 6102 sayılı TTK 4. maddesine göre, nispi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir. Bu iki koşullardan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur. Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemeyecektir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa göre uygulanması gereken hükümlerin Türk Ticaret Kanununda düzenlenmediği anlaşılmakla bu dava mutlak ticari dava olarak da kabul edilemez.
Davacının iddiası, davanın konusu ve sunulan deliller kapsamında uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir.
Gerçek kişi davacılar arasında taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan işbu davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, HMK 114. maddesinde; Mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceğinin açıklandığı anlaşılmakla davanın görev yönünden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 114/1-c, 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan mahkememizin görevsizliği ile davanın USULDEN REDDİNE,
2- HMK.nın 20. Maddesi uyarınca taraflardan birinin bu kararın; süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talep etmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 20 maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Yargılama gideri konusunda HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli Mahkemece karar verilmesine,
5- Harç ve masrafların yetkili ve görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/01/2023

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …